İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin
yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların
tümü, "çalışma koşulları" olarak, İşçinin sözleşmeye
devam etmesini çekilmez kılacak
derecede ağırlaştıran ve işçinin aleyhine sonuç
doğuran her türlü değişiklik “esaslı
değişiklik” olarak kabul edilmelidir.
İş Kanununun 22. Maddesinde; ‘‘İşveren, iş
sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki
niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri
kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma
koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu
işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir.
Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından
altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen
değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik
önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren
değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya
fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu
yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak
suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu
durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava
açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma
koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma
koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak
yürürlüğe konulamaz.’’ (4857/22) Şeklinde düzenleme
yapılmıştır.
İş sözleşmesinin esaslı unsurları olan işçinin iş
görme borcu ile bunun karşılığında işverenin ücret
ödeme borcu, çalışma koşullarının en önemlileridir.
Bundan başka, işin nerede ve ne zaman görüleceği,
işyerindeki çalışma süreleri, yıllık izin süreleri,
ödenecek ücretin ekleri, ara dinlenmesi, evlenme,
doğum, öğrenim, gıda, maluliyet ve ölüm yardımı gibi
sosyal yardımlar da çalışma koşulları arasında
yerini alır. İşçiye özel sağlık sigortası yapılması
ya da işverence primleri ödenmek kaydıyla bireysel
emeklilik sistemine dahil edilmesi de çalışma
koşulları kavramına dahildir (Yargıtay 9. HD.
27.10.2008 gün 2008/29715 E., 2008/28944 K.).
Çalışma koşullarını belirleyen kaynaklardan en
önemlisi şüphesiz 4857 sayılı İş Kanunu
olmaktadır, işçinin ücretinin alt sınırının
gösterildiği (m. 39), günlük ve haftalık çalışma
sürelerinin belirlendiği (m. 41 ve 63), hangi
hallerde günlük ve haftalık iş sürelerini aşan
çalışmaların yapılabileceğinin ve bu durumda
ödenmesi gereken ücretlerin ve daha pek çok konunun
açıklandığı İş Kanunu, çalışma koşullarının temelini
oluşturur. İş ilişkisinde bu gibi emredici
hükümlerin dışında ve işçi aleyhine bir uygulamaya
gidilemeyeceği gibi aksine uygulama iş koşulu haline
gelmez.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci
fıkrasında, çalışma koşularının, tarafların
karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her
zaman mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
Çalışma koşullarında değişiklik konusunda işçinin
rızasının yazılı alınması yasa gereğidir.
Aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de
yazılı olarak yapılması gerekir. İşçinin
değişikliği kabul yazısının işverene ulaşma anına
kadar bu değişiklikten vazgeçmesi
mümkündür.
İşveren iş sözleşmesi ile oluşan çalışma
koşullarında esaslı değişlik yapmak istiyorsa
işçinin yazılı onayını almak zorundadır. İşçiye
yapılan değişiklik önerisi altı iş günlük süre
içinde yazılı olarak kabul edilmediği sürece işçiyi
bağlamaz. Bu sürenin geçirilmesinden sonra, işçinin
değişiklik önerisini kabul etmesi, işverene işçi
tarafından yöneltilen yeni icap olarak kabul edilir.
İşveren iş sözleşmesini ancak altı iş günlük sürenin
geçmesinden sonra feshedebilir. İşçinin altı iş günü
geçmesinden sonra yaptığı kabul beyanı üzerine
işverenin iş sözleşmesini feshi, kendisine
yöneltilen yeni icap beyanının örtülü olarak reddi
anlamına gelir.
İşçi çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul
etmez ve işyerinde çalışmaya devam
edilirse, değişiklik gerçekleşmemiş ve sözleşme eski
şartlarla devam ediyor sayılır. Bu
durumda işveren, değişiklik teklifinden vazgeçerek
sözleşmenin eski şartlarda devamını
isteyebilir ya da çalışma koşullarında değişikliğin
geçerli bir nedene dayandığını veya fesih
için başka bir nedenin bulunduğunu yazılı olarak
açıklamak ve bildirim süresine uymak
koşulu ile sözleşmeyi feshedebilir.
----
Süreli fesih
Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce
durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için,
bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki
hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan
işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan
işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim
yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile
artırılabilir.
Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine
ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
----
Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya
gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya
özel hakem tarafından tespit edilerek feshin
geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi
bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi
başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe
başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok
sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle
yükümlü olur.
Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar
verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde
ödenecek tazminat miktarını da belirler.
Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre
için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan
ücret ve diğer hakları ödenir.
İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim
süresine ait ücret ile kıdem tazminatı,
yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden
mahsup edilir. İşe başlatılmayan
işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim
süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu
sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.
İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının
tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak
için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu
süre içinde başvuruda
bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli
bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki
sonuçları ile sorumlu olur.
Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle
değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri
geçersizdir.
----
Feshin geçerli sebebe dayandırılması
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en
az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz
süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin
yeterliliğinden veya davranışlarından ya da
işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden
kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak
zorundadır.
Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı
maddesindeki süreler dikkate alınır.
Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir
sebep oluşturmaz:
a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında
veya işverenin rızası ile çalışma saatleri
içinde sendikal faaliyetlere katılmak.
b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.
c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip
için işveren aleyhine idari veya adli makamlara
başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece
katılmak.
d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile
yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş
ve benzeri nedenler.
e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin
çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe
gelmemek.
f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I)
numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme
süresinde işe geçici devamsızlık.
İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya
değişik işyerlerinde geçen süreler
birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı
işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde,
işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde
çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren
vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü
sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten
çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri
hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25
inci maddenin son fıkrası uygulanmaz.
----
Sözleşmenin feshinde usul
İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve
fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde
belirtmek zorundadır.
Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir
işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o
işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle
feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci
maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih
hakkı saklıdır.
----
Fesih bildirimine itiraz ve usulü
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde
sebep gösterilmediği veya gösterilen
sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih
bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay
içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Toplu iş
sözleşmesinde hüküm varsa veya taraflar
anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme
götürülür.
Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat
yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir
sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu
iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde
sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın
temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak
karar verir.
Özel hakemin oluşumu, çalışma esas ve usulleri
çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
----
Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları
İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya
gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece
veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin
geçersizliğine karar verildiğinde, işveren,
işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır.
İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe
başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok
sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle
yükümlü olur.
Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar
verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması
halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre
için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş
bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.
İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim
süresine ait ücret ile kıdem tazminatı,
yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden
mahsup edilir. İşe başlatılmayan
işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim
süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu
sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.
İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının
tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe
başlamak için işverene başvuruda bulunmak
zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda
bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli
bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun
hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle
değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri
geçersizdir.
Mehmet Fatih Geleri
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı
İş ve Sosyal Güvenlik&Tazminat Hesaplama/Bilirkişi
fatihgeleri@gmail.com
Diğer
makaleleri
-SGK Yapılandırması İçin
Doğru Başvuru
-Özel eğitim kurumlarında kurucu veya
kurucu temsilcilerinin görev ve sorumlulukları
-SGK Borç Yapılandırmasında İhya
-Çağrı
Üzerine Çalışma, Evden Çalışma ve Uzaktan Çalışma
-Emzirme ödeneği ve cenaze yardımı alabilme
şartları ve tutarları
-Kadın işçinin gece postasında çalıştırılma
koşulları
-Çalışanların Yıllık İzin
Süreleri
-Yeni Borçlar kanunu işçi işveren
yükümlülükleri
-2011 Yılında sigorta primine tabi
tutulmayacak ödemeler
-Özürlü çalışanlarla ilgili olarak İşkur'a
onaylatılacak belge ve fazla çalışma onayı
-Özel Eğitim Kurumlarında İhbar ve Kıdem
Tazminatı
-İkale Sözleşmesi İle Fesih Ve Sonuçları
Sigorta primine esas olan ve olmayan
kazançlar
15 Yıl 3600 günle kıdem
tazminatı alabilme şartları
Özel Eğitim Kurumlarında
görev yapan öğretim elemanlarının SGK uygulamaları