İşçinin işverene bir hizmeti kısmî süreli olarak
düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği
sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir.
Genel hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler, kıyas
yoluyla çıraklık sözleşmesine de uygulanır; özel
kanun hükümleri saklıdır. (Madde 392)
2-Hizmet Sözleşmesinin Kurulması
Hizmet sözleşmesi, kanunda aksine bir hüküm
olmadıkça özel bir şekle bağlı değildir.
Bir kimse, durumun gereklerine göre ancak ücret
karşılığında yapılabilecek bir işi belli bir zaman
için görür ve bu iş de işveren tarafından kabul
edilirse, aralarında hizmet sözleşmesi kurulmuş
sayılır.
Geçersizliği sonradan anlaşılan hizmet sözleşmesi,
hizmet ilişkisi ortadan kaldırılıncaya kadar,
geçerli bir hizmet sözleşmesinin bütün hüküm ve
sonuçlarını doğurur. (Madde 393)
İŞÇİNİN BORÇLARI
Bizzat çalışma borcu
Sözleşmeden veya durumun gereğinden aksi
anlaşılmadıkça, işçi yüklendiği işi bizzat yapmakla
yükümlüdür. (Madde 394)
Özen ve sadakat borcu
İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin
haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak
zorundadır.
İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri,
teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne
uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin
görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan
malzemeye özen göstermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat
borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü
kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi
işvereni ile rekabete girişemez.
İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim
ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin
devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya
başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin
korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet
ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla
yükümlüdür. (Madde 395)
Teslim ve hesap verme borcu
İşçi, üstlendiği işin görülmesi sırasında üçüncü
kişiden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle
paraları derhâl ona teslim etmek ve bunlar hakkında
hesap vermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmetin ifasından dolayı elde ettiği şeyleri
de derhâl işverene teslim etmekle yükümlüdür.
(Madde 396)
Fazla çalışma borcu
Fazla çalışma, ilgili kanunlarda belirlenen
normal çalışma süresinin üzerinde ve işçinin
rızasıyla yapılan çalışmadır. Ancak, normal süreden
daha fazla çalışmayı gerektiren bir işin yerine
getirilmesi zorunluluğu doğar, işçi bunu yapabilecek
durumda bulunur ve aynı zamanda kaçınması da
dürüstlük kurallarına aykırı olursa işçi, karşılığı
verilmek koşuluyla, fazla çalışmayı yerine
getirmekle yükümlüdür.
Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. (Madde 397)
Düzenlemelere ve talimata uyma borcu
İşveren, işin görülmesi ve işçilerin işyerindeki
davranışlarıyla ilgili genel düzenlemeler yapabilir
ve onlara özel talimat verebilir. İşçiler, bunlara
dürüstlük kurallarının gerektirdiği ölçüde uymak
zorundadırlar. (Madde 398)
İşçinin sorumluluğu
İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan
sorumludur.
Bu sorumluluğun belirlenmesinde; işin tehlikeli olup
olmaması, uzmanlığı ve eğitimi gerektirip
gerektirmemesi ile işçinin işveren tarafından
bilinen veya bilinmesi gereken yetenek ve
nitelikleri göz önünde tutulur. (Madde 399)
İŞVERENİN BORÇLARI
1-
Ücret
İşveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş
sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm
bulunmayan hâllerde ise, alışılmış olan ücreti
ödemekle yükümlüdür.
İşçi işverenle birlikte yaşıyorsa, aksine anlaşma
veya yerel âdet olmadıkça barınma ve beslenme,
ücretin bir bölümünü oluşturur. (Madde 400)
Fazla çalışma ücreti
İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma
ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle
yükümlüdür.
İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti
yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı
olarak izin verebilir. (Madde 401)
İşin sonucundan pay alma
Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden,
cirodan veya kârdan belli bir pay verilmesi
kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu pay,
yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticarî
esaslar göz önünde tutularak belirlenir.
İşçiye belli bir pay verilmesi kararlaştırılan
hâllerde, payın hesaplanmasında uyuşulamazsa
işveren, işçiye veya onun yerine, birlikte
kararlaştırdıkları ya da hâkimin atadığı bilirkişiye
bilgi vermek ve bilginin dayanağını oluşturan
işletmeyle ilgili defter ve belgeleri incelemesine
sunmak; kârdan bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa,
işveren işçiye, istemi üzerine ayrıca yıl sonu kâr
zarar cetvelini vermek zorundadır. (Madde 402)
Aracılık ücreti
İşçiye belli işlerde aracılık yapması karşılığında
işverence bir ücret ödeneceği kararlaştırılmışsa,
aracılık yapılan işlemin üçüncü kişi ile geçerli
olarak kurulmasıyla işçinin istem hakkı doğar.
Borçların kısım kısım ifa edileceği sözleşmeler ile
sigorta sözleşmelerinde, her kısma ilişkin ücret
isteminin bu kısma ilişkin borcun muaccel olmasıyla
veya yerine getirilmesiyle doğacağı yazılı olarak
kararlaştırılabilir.
İşçinin aracılığı suretiyle işveren ile üçüncü kişi
arasında kurulan sözleşme, işveren tarafından kusuru
olmaksızın ifa edilmezse veya üçüncü kişi borçlarını
yerine getirmezse, ücret istemine yönelik hak sona
erer. Sadece kısmî ifa hâlinde, ücretten orantılı
olarak indirim yapılır.
Sözleşmeyle işçiye, kendisine ödenecek aracılık
ücretinin hesabını tutma yükümlülüğü getirilmemişse,
işveren işçiye ücretin muaccel olduğu her dönem
için, bu ücrete tâbi işlemleri de içeren yazılı
hesap vermekle yükümlüdür.
Hesabı gözden geçirme ihtiyacı ortaya çıkarsa
işveren, işçiye veya onun yerine, birlikte
kararlaştırdıkları ya da hâkimin atadığı bilirkişiye
bilgi vermek ve bilginin dayanağını oluşturan
işletmeyle ilgili defter ve belgeleri onun
incelemesine sunmak zorundadır. (Madde 403)
İkramiye
İşveren, bayram, yılbaşı ve doğum günü gibi belirli
günler dolayısıyla işçilerine özel ikramiye
verebilir. Ancak, işçilerin bu ikramiyeyi istem
hakları bu konuda anlaşma olması hâlinde doğar.
Hizmet sözleşmesi ikramiyenin verildiği dönemden
önce sona ermişse, işçinin ikramiyeden çalıştığı
süre ile orantılı bir bölümünü isteme hakkı, ancak
bu konuda anlaşma olması hâlinde doğar. (Madde
404)
2-
Ücretin ödenmesi
Aksine âdet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın
sonunda ödenir. Ancak, hizmet sözleşmesi veya toplu
iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri
belirlenebilir.
Daha kısa bir ödeme süresi kararlaştırılmamışsa veya
aksine âdet yoksa, aracılık ücreti her ayın sonunda
ödenir. Ancak, işlemlerin yapılması altı aydan daha
uzun bir süre gerektirdiği takdirde, aracılık ücreti
asıl ücrete ek olarak kararlaştırılmışsa, yazılı
anlaşmayla ödeme daha ileri bir tarihe
bırakılabilir.
Asıl ücrete ek olarak üretilenden pay verilmesi
öngörülen hâllerde, ürün payı belirlenir
belirlenmez, cirodan veya kârdan pay verilmesi
kararlaştırılan hâllerde ise payın, hesap dönemini
izleyen en geç üç ay içinde belirlenerek ödenmesi
şarttır.
İşveren, işçiye zorunlu ihtiyacının ortaya çıkması
hâlinde ve hakkaniyet gereği ödeyebilecek durumda
ise, hizmetiyle orantılı olarak avans vermekle
yükümlüdür. (Madde 405)
Ücretin korunması
Ücret, sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça,
işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına
ödenir. Her ödeme döneminde, işçiye hesap pusulası
verilir.
İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu
işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak,
işçinin kasten sebebiyet verdiği bir zarardan doğan
alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas
edilebilir.
Ücretin işveren lehine kullanılacağına ilişkin
anlaşmalar geçersizdir. (Madde 406)
3-
İşgörme Ediminin İfasının Engellenmesi Durumunda
Ücret
İşverenin temerrüdü durumunda
İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini
kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde
düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup,
işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini
isteyemez. Ancak, işçinin bu
engelleme
sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile
başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan
bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.
(Madde 407)
İşçinin çalışmayı durdurması durumunda
Uzun süreli bir hizmet ilişkisinde işçi, hastalık,
askerlik veya kanundan doğan çalışma ve benzeri
sebeplerle kusuru olmaksızın, iş gördüğü süreye
oranla kısa bir süre için işgörme edimini ifa
edemezse işveren, başka bir yolla karşılanmadığı
takdirde, o süre için işçiye hakkaniyete uygun bir
ücret ödemekle yükümlüdür. (Madde 408)
4-
Ücret alacağının haczi, devri ve rehnedilmesi
İşçilerin ücretinin dörtte birinden fazlası
haczedilemez,
başkasına devredilemez ve rehnedilemez.
Ancak, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile
bireyleri için hâkim tarafından takdir edilecek
miktar, bu orana dahil değildir. Nafaka
alacaklılarının hakları saklıdır.
Gelecekteki ücret alacaklarının devredilmesi veya
rehnedilmesi geçersizdir. (Madde 409)
5. Parça başına veya götürü iş
İş verme
İşçi, sözleşme gereğince yalnız bir işveren için
sadece parça başına veya götürü iş yapmayı
üstlenmişse işveren, ona yeterli iş vermekle
yükümlüdür.
İşveren, kendi kusuru olmaksızın sözleşmede
öngörülen parça başına veya götürü iş sağlayamayacak
durumda bulunduğu veya işletme koşulları geçici
olarak gerektirdiği takdirde işçiye, ücreti zaman
esasına göre öder. Bu durumda, zamana göre ödenecek
ücret, anlaşmada veya hizmet ya da toplu iş
sözleşmesinde belirlenmemişse işveren, işçiye parça
başına veya götürü olarak daha önce aldığı ortalama
ücrete eşdeğer bir ücret ödemekle yükümlüdür.
Parça başına veya götürü ya da zamana göre iş
sağlayamayan işveren, en azından işgörme edimini
kabulde temerrüt hükümleri uyarınca zamana göre
işgörmede ödeyeceği ücreti ödemekle yükümlüdür.
(Madde 410)
Birim ücreti
İşçi, sözleşme gereğince parça başına veya götürü
olarak çalışmayı üstlendiği takdirde işveren, her
işin başlamasından önce ona ödenecek birim ücretini
bildirmekle yükümlüdür.
Bu bildirimi yapmayan işveren, aynı veya benzer bir
iş için belirlenmiş olan birim ücretini ödemekle
yükümlüdür. (Madde 411)
İŞ ARAÇ VE MALZEMELER
Aksine anlaşma veya yerel âdet yoksa, işveren işçiye
bu iş için gerekli araçları ve malzemeyi sağlamakla
yükümlüdür.
İşçi işverenle anlaşarak kendi araç veya malzemesini
işin görülmesine özgülerse, aksi anlaşmada
kararlaştırılmadıkça veya yerel âdet bulunmadıkça
işveren, bunun için işçiye uygun bir karşılık
ödemekle yükümlüdür. (Madde 412)
GİDERLER
İşveren, işin görülmesinin gerektirdiği her türlü
harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı
takdirde, geçimi için zorunlu olan harcamaları da
ödemekle yükümlüdür.
Yazılı olarak yapılmış bir hizmet veya toplu iş
sözleşmesinde, bizzat işçi tarafından karşılanması
kararlaştırılan harcamaların, işçiye götürü biçimde
günlük, haftalık veya aylık olarak ödenmesi
öngörülebilir. Ancak bu ödeme, zorunlu harcamaları
karşılayacak miktardan az olamaz.
Zorunlu harcamaların kısmen veya tamamen işçi
tarafından bizzat karşılanmasına ilişkin anlaşmalar
geçersizdir. (Madde 413)
Taşıma araçları
İşçi, işin görülmesi için işverenle anlaşarak
işverenin veya kendisinin sağladığı bir taşıma aracı
kullanıyorsa, taşıtın işletilmesi ve bakımı için
gerekli olağan giderler, hizmet için kullanıldığı
ölçüde işverence karşılanır.
İşçi işverenle anlaşarak, işin görülmesinde kendi
motorlu aracını kullanıyorsa, işveren ayrıca bu
araçla ilgili vergiyi, zorunlu malî sorumluluk
sigortası primini ve aracın yıpranması karşılığında
uygun bir tazminatı hizmet için kullanıldığı ölçüde
işçiye ödemekle yükümlüdür.
İşçi işverenle anlaşarak, hizmetin görülmesinde
kendisine ait diğer taşıma araçlarını ve
hayvanlarını kullanıyorsa işveren, bunların kullanma
ve bakımı için gerekli olan olağan giderleri hizmet
için kullanıldığı ölçüde karşılamakla yükümlüdür.
(Madde 414)
Giderlerin ödenmesi
İşçinin yapmış olduğu giderlerden doğan alacağı,
daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa veya yerel
âdet yoksa, her defasında ücretle birlikte
ödenir.
İşçi, sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmek
için düzenli olarak masraf yapıyorsa, kendisine en
az ayda bir olmak üzere belirli aralıklarla uygun
bir avans verilir. (Madde 415)
İŞÇİNİN KİŞİLİĞİNİN KORUNMASI
İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini
korumak ve saygı göstermek, sağlığını gerektirdiği
ölçüde gözetmek ve işyerinde ahlâka uygun bir
düzenin gerçekleştirilmesini sağlamakla, özellikle
kadın ve erkek işçilerin cinsel tacize uğramamaları
ve cinsel tacize uğramış olanların daha fazla zarar
görmemeleri için gerekli önlemleri almakla
yükümlüdür.
İşveren, işçinin yaşamını, sağlığını ve bedensel
bütünlüğünü korumak için gerekli önlemleri almakla
yükümlüdür. Buna göre işveren, hizmet ilişkisinin ve
yapılan işin niteliği göz önünde tutulduğunda,
hakkaniyet gereği kendisinden beklenen; deneyimlerin
zorunlu kıldığı, teknik açıdan uygulanabilir ve
işyerinin özelliklerine uygun olan önlemleri almakla
yükümlüdür.
İşverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine uymaması
sonucunda işçinin ölmesi durumunda, desteğinden
yoksun kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara
karşılık isteyecekleri tazminat, sözleşmeye
aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tâbidir.
(Madde 416)
Ev düzeni içinde çalışmada
İşçi işverenle birlikte ev düzeni içinde yaşıyorsa
işveren, yeterli gıda ve uygun bir barınak
sağlamakla yükümlüdür.
İşçi, kusuru olmaksızın hastalık veya kaza gibi
sebeplerle işgörme edimini yerine getiremezse
işveren, sosyal sigortalar yardımlarından
yararlanamayan, bir yıla kadar çalışmış işçinin
bakımını ve tedavisini, iki hafta süreyle sağlamak
zorundadır. İşçinin bir yılı aşan her hizmet yılı
için söz konusu süre, dört haftayı aşmamak üzere
ikişer gün artırılır.
İşveren, işçinin gebeliğinde ve doğum yapması
durumunda da aynı edimleri yerine getirmekle
yükümlüdür. (Madde 417)
Kişisel verilerin kullanılmasında
İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin
işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin
ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir.
Özel kanun hükümleri saklıdır. (Madde 418)
Ceza koşulu ve ibra
Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan
ceza koşulu geçersizdir.
İşçinin işverenden olan alacağına ilişkin ibra
sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve ibra
konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça
belirtilmesi şarttır.
Hizmet sözleşmesi devam ederken veya sona ermesinden
başlayarak bir ay geçmeden işçi aleyhine yapılan
ibra sözleşmeleri kesin olarak hükümsüzdür.
İşçinin haklarını yeterince korumadığı veya aşırı
ölçüde sınırladığı açıkça belli olan ibra
sözleşmelerinin, hizmet ilişkisinin sona erdiği
tarihten başlayarak iki yıl içinde iptali
istenebilir.
(Madde 419)
TATİL VE İZİNLER
1. Hafta tatili ve iş arama izni
İşveren, işçiye her hafta, kural olarak pazar günü
veya durum ve koşullar buna imkân vermezse, bir tam
çalışma günü tatil vermekle yükümlüdür.
İşveren, belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin feshi
hâlinde, bildirim süresi içinde işçiye ücretinde bir
kesinti olmaksızın, günde iki saat iş arama izni
vermekle yükümlüdür.
İzin saatlerinin ve günlerinin belirlenmesinde,
işyerinin ve işçinin haklı menfaatleri göz önünde
tutulur. (Madde 420)
2. Yıllık izin
a. süresi
İşveren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yılda
en az iki hafta ve onsekiz yaşından küçük işçiler
ile elli yaşından büyük işçilere de en az üç hafta
ücretli yıllık izin vermekle yükümlüdür. (Madde
421)
b.İndirimi
İşçi, bir hizmet yılı içinde kendi kusuruyla toplam
bir aydan daha uzun bir süreyle hizmeti yerine
getirmediği takdirde işveren, çalışılmayan her tam
ay için, yıllık ücretli izin süresinden bir gün
indirim yapabilir.
İşçi, bir hizmet yılı içinde kendi kusuru olmaksızın
hastalık, kaza, yasal bir yükümlülüğün veya kamu
görevinin yerine getirilmesi gibi kişiliğine bağlı
sebeplerle en çok üç ay süreyle işgörme edimini
yerine getiremediği takdirde, işveren yıllık ücretli
izin süresinden indirim yapamaz.
İşveren, gebelik ve doğum yapma sebebiyle işgörme
edimini en çok üç ay süreyle yerine getiremeyen
kadın işçinin yıllık ücretli izin süresinden indirim
yapamaz.
Hizmet veya toplu iş sözleşmeleriyle, işçinin
aleyhine hüküm doğuracak şekilde, ikinci ve üçüncü
fıkra hükümlerine aykırı düzenleme yapılamaz.
(Madde 422)
c.Kullanılması
Yıllık ücretli izinler, kural olarak aralıksız
biçimde verilir; ancak tarafların anlaşmasıyla ikiye
bölünerek de kullanılabilir.
İşveren, yıllık ücretli izin tarihlerini, iş yerinin
veya ev düzeninin menfaatleriyle bağdaştığı ölçüde,
işçinin isteklerini göz önünde tutarak belirler.
(Madde 423)
d.Ücreti
İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye,
yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretini,
ilgili işçinin izne başlamasından önce peşin olarak
ödemek veya avans olarak vermekle yükümlüdür.
İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece,
işverenden alacağı para ve başka menfaatler
karşılığında yıllık ücretli izin hakkından feragat
edemez.
Hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona
ermesi hâlinde, işçinin hak kazanıp da kullanamadığı
yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona
erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak
sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı,
hizmet sözleşmesinin sona erdiği tarihte işlemeye
başlar.
Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin bu
süre içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı
anlaşılırsa, izin süresi için kendisine ödenen ücret
işveren tarafından geri alınabilir. (Madde 424)
HİZMET BELGESİ
İşveren, işçinin isteği üzerine her zaman, işin
türünü ve süresini içeren bir hizmet belgesi
vermekle yükümlüdür.
İşçinin açıkça istemde bulunması hâlinde, hizmet
belgesinde onun işgörmedeki becerisi ile tutum ve
davranışları da belirtilir.
Hizmet belgesinin zamanında verilmemesinden veya
belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar
gören işçi veya işçiyi işe alan yeni işveren, eski
işverenden tazminat isteyebilir. (Madde 425)
SINAİ VE FİKRİ MÜLKİYET HAKKI
Hizmet buluşları üzerinde işçinin ve işverenin
hakları, bunların kazanılması ile diğer sınaî ve
fikrî mülkiyet hakları konusunda özel kanun
hükümleri uygulanır. (Madde 426)
HİZMET İLİŞKİSİNİN DEVRİ
I. İşyerinin tamamının veya bir bölümünün devri
İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukukî bir işlemle
başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde
veya bir bölümünde mevcut olan hizmet sözleşmeleri,
bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından,
onun devreden işveren yanında işe başladığı tarih
esas alınır.
Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, devirden
önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken
borçlardan, devreden ve devralan işveren
müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden
işverenin bu yükümlülüklerden doğan sorumluluğu,
devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
(Madde: 427)
II. Sözleşmenin devri
Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası
alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene
devredilebilir.
Devir işlemiyle, devralan, bütün hak ve borçları ile
birlikte, hizmet sözleşmesinin işveren tarafı olur.
Bu durumda, işçinin, hizmet süresine bağlı hakları
bakımından, devreden işveren yanında işe başladığı
tarih esas alınır. (Madde 428)
SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİ
I. Belirli süreli sözleşmede
Belirli süreli hizmet sözleşmesi, aksi
kararlaştırılmadıkça, fesih bildiriminde
bulunulmasına gerek olmaksızın, sürenin bitiminde
kendiliğinden sona erer.
Belirli süreli sözleşme, süresinin bitiminden sonra
örtülü olarak sürdürülüyorsa, belirsiz süreli
sözleşmeye dönüşür. Ancak, esaslı bir sebebin
varlığı hâlinde, üst üste belirli süreli hizmet
sözleşmesi kurulabilir.
Taraflardan her biri, on yıldan uzun süreli hizmet
sözleşmesini on yıl geçtikten sonra, altı aylık
fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir. Fesih,
ancak bu süreyi izleyen aybaşında hüküm ifade eder.
Sözleşmenin fesih bildirimiyle sona ereceği
kararlaştırılmış ve iki taraf da fesih bildiriminde
bulunmamışsa, sözleşme belirsiz süreli sözleşmeye
dönüşür. (Madde 429)
Belirsiz süreli sözleşmede Genel olarak fesih hakkı
Taraflardan her birinin, belirsiz süreli sözleşmeyi
fesih sürelerine uyarak feshetme hakkı vardır.
(Madde 430)
Fesih bildirim süresi
Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden
önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa
ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla
kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir
yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve
beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra
sona erer.
Bu süreler kısaltılamaz; ancak sözleşmeyle
artırılabilir.
İşveren, fesih bildirim süresine ait ücreti peşin
vermek suretiyle hizmet sözleşmesini feshedebilir.
Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de
aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler
öngörülmüşse, her iki tarafa da en uzun olan fesih
bildirim süresi uygulanır.
Hizmet sözleşmesinin askıya alındığı hâllerde fesih
bildirim süreleri işlemez. (Madde 431)
Deneme süresi içinde
Taraflar, hizmet sözleşmesine iki ayı aşmamak
koşuluyla deneme süresi koyabilirler. Deneme süresi
konulmuşsa taraflar, bu süre içinde fesih süresine
uymak zorunda olmaksızın, hizmet sözleşmesini
tazminatsız feshedebilirler.
İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları
saklıdır. (Madde 423)
Feshe karşı koruma
Hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye
kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işveren,
işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç
katı tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür.
(Madde 433)
DERHAL FESİH KOŞULLARI
Haklı sebepler
Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi
derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf,
fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır.
Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına
göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün
durum ve koşullar, haklı sebep sayılır. (Madde
434)
İşverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi
İşverenin ödeme güçsüzlüğüne düşmesi hâlinde işçi,
sözleşmeden doğan hakları uygun bir süre içinde
işveren tarafından güvenceye bağlanmazsa, sözleşmeyi
derhâl feshedebilir. (Madde 435)
Sonuçları
Haklı sebeple fesihte
Haklı fesih sebepleri, taraflardan birinin
sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep
olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün
haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle
yükümlüdür.
Diğer durumlarda hâkim, bütün durum ve koşulları göz
önünde tutarak haklı sebeple feshin maddî
sonuçlarını serbestçe değerlendirir. (Madde 436)
Haklı sebebe dayanmayan fesihte
İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini
derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli
sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli
süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine
uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı
kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir.
İşçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden
tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde
ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir,
tazminattan indirilir.
Hâkim, bütün durum ve koşulları göz önünde tutarak,
ayrıca miktarını serbestçe belirleyeceği bir
tazminatın işçiye ödenmesine karar verebilir; ancak
belirlenecek tazminat miktarı, işçinin altı aylık
ücretinden fazla olamaz.
(Madde 437)
İşçinin haksız olarak işe başlamaması veya işi
bırakması
İşçi, haklı sebep olmaksızın işe başlamadığı veya
aniden işi bıraktığı takdirde işveren, aylık ücretin
dörtte birine eşit bir tazminat isteme hakkına
sahiptir. İşverenin, ayrıca ek zararlarının
giderilmesini isteme hakkı da vardır.
İşveren zarara uğramamışsa veya uğradığı zarar
işçinin aylık ücretinin dörtte birinden az ise,
hâkim tazminatı indirebilir.
Tazminat isteme hakkı takas yoluyla sona ermemişse
işveren, işçinin işe başlamamasından veya işi
bırakmasından başlayarak otuz gün içinde, dava veya
takip yoluyla bu hakkını kullanmak zorundadır. Aksi
takdirde, tazminat isteme hakkı düşer. (Madde
438)
İŞÇİNİN VEYA İŞVERENİN ÖLÜMÜ
İşçinin ölümü
Sözleşme, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer.
İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan
çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere,
ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi
beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık
ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
(Madde 439)
İşverenin
ölümü
İşverenin ölümü hâlinde, yerini mirasçıları alır. Bu
durumda işyerinin tamamının veya bir bölümünün devri
ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin
hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Hizmet sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin
kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa, onun
ölümüyle kendiliğinden sona erer. Ancak, işçi
sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden
uğradığı zarar için, mirasçılardan hakkaniyete uygun
bir tazminat isteminde bulunabilir. (Madde 440)
SÖZLEŞMENİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI
Borçların muaccel olması
Sözleşmenin sona ermesiyle, sözleşmeden doğan bütün
borçlar muaccel olur.
Muacceliyet ânı, işçinin aracılığı suretiyle kurulan
hukukî ilişkilerde üçüncü kişinin üstlendiği borç,
hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra tamamen
veya kısmen ifa edilecekse altı aya; dönemsel
edimler içeren ilişkilerde bir yıla; sigorta
sözleşmelerinde veya ifası altı aydan uzun bir
süreye yayılmış olan işlerde ise iki yıla kadar,
yazılı bir anlaşmayla ertelenebilir.
Üretilenden pay verilmesi öngörülen hâllerde ürün
payı belirlenir belirlenmez, cirodan veya kârdan pay
verilmesi kararlaştırılan hâllerde ise pay, hesap
dönemini izleyen en geç üç ay sonunda muaccel olur.
(Madde 441)
Geri verme yükümlülüğü
Sözleşmenin sona ermesi durumunda, taraflardan her
biri, diğerinden veya üçüncü bir kişiden diğerinin
hesabına, hizmetle ilişkili olarak almış olduğu
şeyleri geri vermekle yükümlüdür.
İşçi, özellikle motorlu taşıtları ve trafik izin
belgelerini, alacaklarından fazla olduğu ölçüde
ücret ve masraf avanslarını geri vermekle
yükümlüdür.
Tarafların hapis hakları saklıdır. (Madde 442)
REKABET YASAĞI
Koşulları
Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı,
sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir
biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi
hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip
işletmede çalışmaktan veya
bunların dışında,
rakip işletmeyle başka türden bir menfaat
ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı
olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri
çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı
işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve
aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin
önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse
geçerlidir. (Madde 443)
Sınırlandırılması
Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini
hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek
biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun
olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum
ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün
durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve
işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de
hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak
suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından
sınırlayabilir. (Madde 444)
Aykırı davranışların sonuçları
Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu
olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle
yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa
ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi
öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin
borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan
zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının
ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça
saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlâl veya
tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin
davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı
davranışa son verilmesini de isteyebilir. (Madde
445)
Sona ermesi
Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde
gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona
erer.
Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren
tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle
işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona
erer. (Madde 446)
MAKBUZ HÜKMÜNDE SAYILMAMA
İşçinin hizmet sözleşmesinden doğan alacaklarını
tahsil ettiğine ilişkin olarak işverene verdiği
yazılı belge, bu alacakların türü ve miktarı açıkça
belirtilmedikçe, makbuz hükmünde değildir.
(Madde 447)
Mehmet Fatih GELERİ
İş
ve Sosyal Güvenlik
fatihgeleri@gmail.com
Diğer
makaleleri
-Yeni İlave İstihdam Teşviki
-2011
Yılında Uygulanacak Asgari Geçim İndirimi
-2011
Yılında sigorta primine tabi tutulmayacak ödemeler
-Özürlü
çalışanlarla ilgili olarak İşkur'a onaylatılacak
belge ve fazla çalışma onayı
-Özel
Eğitim Kurumlarında İhbar ve Kıdem Tazminatı
-İkale
Sözleşmesi İle Fesih Ve Sonuçları
Sigorta primine esas
olan ve olmayan kazançlar
15 Yıl
3600 günle kıdem tazminatı alabilme şartları
Özel
Eğitim Kurumlarında görev yapan öğretim
elemanlarının SGK uygulamaları