Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  Vergi Takvimi  I   Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Kurumlar Vergisi Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  03 MART  2011

  Vergi Rehberi 

  2011 Çalışmaları 
  Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE TEKNİK İFLAS DURUMU VE İZLENMESİ GEREKEN YOL

 
   

       1-GİRİŞ
Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre Anonim şirketi temsil ve ilzam eden Yönetim kurulunun görevlerinden biride şirket sermayesinin korunması olduğu belirlenmiştir. İlgili madde hükümleri her ne kadar limited şirket ortaklıkları için zikredilmiş olmasa da uygulamada anonim şirket ortaklıklarına ilişkin ilgili madde hükümleri limited şirket ortaklıkları içinde uygulanmaktadır. Bu bağlamda Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre ;“Son yıllık bilânçodan esas

sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir.  Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilânçosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Şirket aktifleri şirket borçlarını karşılamaya yetmediği takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Mahkeme bu takdirde şirketin iflasına hükmeder. Şu kadar ki; şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa Yönetim Kurulu veya bir alacaklının talebi üzerine mahkeme iflası kararını tehir edebilir. Bu halde mahkeme, envanter tanzimi veya bir yediemin tayini gibi şirket mallarının muhafazası için lüzumlu tedbirleri alır.”

2- ŞİRKETLERİN MALİ YAPISININ ZOR DURUMDA OLDUĞUNU GÖSTEREN EMARELER NELERDİR

• Küçük miktardaki borçların ödenememesi,
• Banka ve finans kurumlarından kredi temin edilememesi,
• Vergi ve diğer kamu borçlarının zamanında ödenememesi,
• Çalışan personele ücretlerinin zamanında ödenememesi,
• Kesilen ödeme emirlerinin ödenememesi ve Protestolu senetlerin fazlalığı.

Bu bağlamda anonim şirketlerde Yönetim Kurulunun veya limited şirketlerde ise müdürlerin dönem sonlarında çıkarılan bilançolar üzerinden yapacakları incelemelere göre şirket sermayesinin yarısının karşılıksız kaldığı ve yukarıda emsalleri verilen şirketin mali yapısının zor durumda olduğunu gösteren emarelerin tespiti halinde genel kurulu, limited şirkette ise ortaklar kurulunu durumdan haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde şirketin iflasının istenmesine kadar gidebilecek hukuki sonuçlardan şirket ortakları veya paydaşları ile sorumludur.


3- ANONİM ŞİRKET VE LİMİTED ŞİRKETLERDE TTK 324 MADDEDE BELİRTİLEN DURUMLARIN OLMASI DURUMUNDA ALINMASI GEREKEN KARARLAR NELERDİR

Anonim şirketlerde Yönetim Kurulu, limited şirketlerde ise müdürler yapmış oldukları incelemelere göre sermayenin 1/2’sinden 1/3’üne kadar olan azalmalar karşısında genel kurul veya ortaklar kurulu iki şekilde karar verebilir;

• Azalan sermaye nispetinde sermaye artırımına gidilebilir veya
• Mevcut sermaye ile yetinilmeye ve faaliyetin bu olanaklarla devam ettirilmesine karar verilebilir.
Yukarıda sayılan kararlardan birinin alınmaması durumunda şirket feshedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla sermayedeki azalma ile şirket sermayesi 1/3’ün altına düşmüşse ve şirketin borçlarını ödemekten aciz hale geldiğini gösteren emareler varsa, yönetim kurulu veya ortaklar kurulu aktiflerin satış fiyatlarını esas almak suretiyle bir ara bilânçosu düzenleyerek durumu değerlendirip iki seçenekten birine karar verecektir. Birincisi sermayeyi arttırmak üzere genel kurulu toplantıya çağırmak ve TTK. Md. 324’ün asgari ölçüleri üzerine çıkmak için ortakları veya paydaşları azalan sermayeyi karşılamak için ön ödemede bulunmalarını istemek (zarar telafi fonu veya zarar mahsubu), ikinci seçenek ise, durumu mahkemeye bildirmek olacaktır. İlgili mahkeme, şirketin mali durumunun düzelip düzelmeyeceğine göre şirketin iflasına karar verecek veya iflas halinin mevcudiyetine rağmen iflas kararını tehir edebilecektir.

Genel kurulun alacağı karara göre sermaye artırımına karar verilirse, Türk Ticaret Kanununun 324. maddesi ile sermaye artırımı arasında yakın ilişki münasebetiyle, sermaye tamamlanmadan veya indirilmeden artırılamaz. İlgili maddede geçen “bu sermayenin tamamlanması” ibaresi ile esas sermayenin azaltılıp aynı tutarda arttırılması veya bilânço zararının kapatılması kastedilmektedir. Buna karşın genel kurulun alacağı karar mevcut sermaye ile yetinilip faaliyete devam edilmesi yönünde olur ise geçici vergi dönemleri itibariyle şirketin mali durumunun çıkarılacak bilânçoya gözden geçirilmesi yöneticilerin yükümlülüklerinden kurtulmaları açısında faydalı olacaktır.

4- GEREKLİ KARARLARI ALMAYAN YÖNETİM KURULUNUN SORUMLULUĞU

Halka açık olanlar dahil anonim şirketlerde TTK m. 324 hükmünde düzenlenen ve anonim şirketin mali durumunda oluşan bozulmaların önüne geçmek amacıyla şirket yönetim kuruluna yüklenmiş olan görevleri, maddedeki koşullar oluşmasına karşın yerine getirmeyen yönetim kurullarının ve bu kurulları oluşturan üyelerin, TTK, Borçlar Kanunu, İİK, TCK, VUK vb. açısından zincirleme sorumlulukları doğmaktadır.


5- SONUÇ:

Türk Ticaret Kanununun 324. maddesine göre azalan sermaye iki şekilde telafi edilebilir. Birinci yöntem zararın paydaşlar tarafından karşılanması, diğeri zararın telafisi amacıyla bir fon (zarar telafi fonu) koymalarıdır. İkinci yöntem olan zarar telafi fonu yöntemi uygulamada en çok karşılaşılan yöntem olup ileriki dönemlerde ilgili fonun sermayeye eklenmesi mümkün olduğu gibi şirketin mali durumunun iyileşmesi ve zarar telafi fonun işlevini yerine getirmesi durumunda zarar telafi fonunun ortaklara geri ödenmesi mümkündür. Gönderilecek miktar, fonun geldiği tarihteki kayıtlara alınan TL miktarından fazla olamayacaktır. Zarar telafi fonunun geri gönderilmesi ile ilgili olarak farklı görüşler olmakla birlikte biz fonun geri gönderilmesinin GVK ve KVK kapsamında şirketten bir çekiş olarak değerlendirilip vergiye tabi tutulmaması gerektiğini düşünüyoruz.
     
SMMM Abdullah Ekinci
Abdullahekinci25@gmail.com

muhasebenet.net

03.03.2011

Diğer makaleleri

-İşgücü temin hizmetlerinde Katma Değer Vergisi tevkifat uygulamasının çerçevesi nedir

-7 Soruda Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi ve benzeri ödemeleri yapılandırma kanunu

-Belediye şirketlerinde ideal yönetim ve denetim kurulu nasıl olmalı?

-Belediye şirketleri yöneticilerinin sorumlulukları

-KVK çerçevesinde iştirak hissesi ve gayrimenkul satış kazancı istisnası

-KVK çerçevesinde iştirak hissesi ve gayrimenkul satış kazancı istisnası

-Yeni Sayıştay Kanunu çerçevesinde performans denetiminin içeriği

-Belediye şirketlerinin denetlenmesi

-Belediye şirketlerinin Sayıştay tarafından denetiminin içeriği nedir?

-Belediye şirketlerine Sayıştay şoku

-Dönem sonu envanter işlemleri

-Son Danıştay kararı çerçevesinde Belediyelerin hibe yoluyla şirket kurmaları

-Sermaye şirketlerinde hisse devrinde dikkat edilmesi gereken hususlar

Yasal Uyarı

 
     
 

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2011 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.