VARLIK BARIŞINI BIRAK, İSVİÇRE’YE
BAK!
Türkiye, dünyada yaşan
ekonomik krizi zamanında okuyarak iyi bir yönetim
performansı gösterirken, akılcı çözümleri de beraberinde
uygulamaya aldı.
Bu uygulama kapsamında en
önemli beklenti ve krize çözüm önerisi olacak “varlık
barışı” nı devreye girdirmek oldu.
Türkiye bir zamanlar
“vergi kaçırma cenneti” olarak kara listede yer alırken,
şimdilerde kendisine “beyaz liste”nin başlarında yer
buluyor. Vergi kaçırma, para aklama merkezi konumunda
geçer akçe olan İsviçre Bankaları, bu iş için en önemli
finans merkezi olarak kabul görürken prestiji bir anda
ayaklar altına düşürüldü. Dünyanın vergiden kaçırılan
paralarının toplanma merkezi İsviçre Bankaları müşteri
bilgilerini sır kabul ederek, yasalar karşısında
kendisini güçlü göstermeye çalışmış ve bu kanı dünyada
kabul edilmiş durumdaydı.
Finans krizinde dünya
devi sayılan birçok ABD bankasının batması ve devletin
birçok bankaya sübvanse etmeye çalışması gözün
İsviçre’deki paralara yönelmesine neden oldu. Dünya
likidite krizi yaşarken, İsviçre Bankaları milyar
dolarları bünyesine barındırıyor ve her ülke kendi
vatandaşının parasının akıbetini sorgulamaya başlıyordu.
ABD sorgulamakla kalmadı. İsviçre Bankalarında 50 Binin
üzerinde ABD vatandaşının parası olduğu bilgisi ile bu
vatandaşlarının ve finanslarının akıbetlerini
sorgulamaya başladı. Konunun tarafları içinde yer alan
Amerikan maliyesi, vergi kaçırma işlemi ile hukuk
mücadelesi başlatmış ve İsviçre Bankalarında UBS çözüm
yolları aramaya başlamıştı. Vergi kaçırma işi hukuki
boyuta taşınınca İsviçre’nin en büyük finans bankası USB
bankacılık lisansını kaybetme ile karşı karşıya kaldı ve
ABD maliyesine uzlaşma teklif etmiş oldu. Dünya finansal
kriz yaşadığı bir dönemde krizden etkilenmeyen İsviçre,
ekonomisini gizliliği kanunla korunan bankacılık sistemi
ile ayakta tutmamayı başarabilmiştir. Ancak ABD
Maliyesinin başlatmış olduğu hukuk savaşı İsviçre’de
bankacılık sisteminin alarm vermesine neden oldu. Belki
tarihinde ilk defa, İsviçre hükümeti devreye girerek UBS
bankasına mali destek programı uygulamış oldu.
İsviçre Hükümeti Bankaya
neden mali destek kararı aldı?
Londra’da Şubat ayında
yapılan G-20 Zirvesi’nde alınan bir dizi karara
çerçevesinde, OECD tarafından oluşturulan “Beyaz Liste”
içinde yer bulan ülkelere vergi kaçakçılığını önlemek
üzere, başka ülkelerde açılan gizli hesaplara ulaşma
hakkını da getirmekteydi. Bu ülkeler içerisinde İsviçre
bulunuyordu. Bu karar akabinde elini güçlendiren ABD
Maliyesi hemen hukuk savaşını başlatmış ve mahkemede
duruşma gününden öncesinde İsviçre’nin UBS Bankası üst
düzey yetkilileri alarma geçti ve ABD’ye tazminat ödemek
şartı ile birlikte vatandaşlarının bilgisini verme
kararı aldı. Banka 2009’un ilk aylarında, yaklaşık 8 Yüz
Milyon dolar gibi yüksek meblağlı tazminat ödedi.
Bununla da kalmayarak ABD’ye vatandaşları ile ilgili
gizli hesap bilgilerini de vermeye başladı. Bu itibar
kaybı diğer ülkelerin vatandaşlarının da korkulu rüyası
olunca, banka müşterileri hesaplarını boşaltmaya
kalkışmıştı. Bu kriz nedeniyle de İsviçre Hükümeti
Bankaya mali, destek sağlama kararı aldı ve kararını
uyguladı.
Bütün bu yaygara, ABD’nin
belirlediği yaklaşık 52 Bin vatandaşının İsviçre
bankasında var olduğu tespit edilen Milyar dolarlık para
ile alakalı idi.
Türkiye
Neden aynısını yapmıyor?
Türkiye neden varlık
barışının sonlanmasını bekliyor? Varlık barışı ile
hedeflediği oranlara ulaşamayacağı açık seçik ortaya
çıkmış durumdadır.
Hedeflenene oranla,
barışın başladığı tarihten bu güne kadara Türkiye’ye
giren ve kayıt altına alınana para miktarı gerçekleri
göstermeye yeterde artar bile.
ABD’nin İsviçre Bankasına
karşı başlattığı hukuk savaşı sonucu elde ettiği
tazminatla beraber, vatandaşlarına ait hesap bilgilerini
de vermesi Türkiye için iyi bir emsal teşkil etmiş
olmaktadır. ABD’nin hukuk mücadelesinde elini
güçlendiren OECD'nin beyaz listesinde Türkiye’de yer
almaktadır. Buradan hareketle Türkiye’nin soruşturma
hakkının varlığı açık seçik ortada durmaktadır.
Türkiye’nin elinde
bulunana verilere göre İsviçre bankalarında hesabı
bulunana vatandaş sayısı 20 bin olarak hesaplanmıştır.
ABD’nin 52 Bin vatandaşının İsviçre bankasında var
olduğu belirlenen toplam parası aynı ülkede var olan
Türk Vatandaşlarının parasından daha az olduğu
biliniyor. Türkiye’nin 20 bin vatandaşının parasının
asgari Yüz Milyar dolar olduğu belirtildiğine göre, ABD
vatandaşlarının parasının ne kadar olduğunu hesap etmek
zor olmayacaktır.
Türkiye, ABD’nin
sürdürmüş olduğu bu hukuk mücadelesindeki sonuçları
emsal kabul ederek aman kaybetmeden İsviçre Bankalarına
karşı emsal dava açmalıdır. Hem yurt dışında bulunana bu
kadar yüklü bir likiditeyi Türkiye’ye getirmiş olacak,
hem de kişinin Türkiye’de bir şekilde elde ettiği parayı
yurt dışındaki bankaları zengin etmek için
kullandırmanın önüne geçmiş olacaktır. Ayrıca, banka
nezdinde gizli bilgileri da yasal zorunluluk olarak
alacak ve kaçırılan vergileri ziyaı ile birlikte tahsil
cihetine gitmiş olacaktır.
Haydi Türkiye vergi
Daireleri ve Maliyesi; ABD vergi dairelerinin yaptığını
vakit geçirmeden sende yap! Vergi kaçakçılığının
önlenmesi için çıkartılan uluslararası hukuk hükümlerini
işleterek ve bilgi edinme imkânını kullanarak dava
sürecini hemen başlatması gerekmektedir.
Her zaman olduğu gibi bu
krizde de vergi tahsilatlarında düşüşler illaki
olmuştur. Bu açığı kapatmak için ‘Kümesteki kazın
tüylerini nasıl daha fazla yolarım’ diye hesap
etmektense, yurt dışındaki bu paraların getirilmesi için
gerekli hukuki süreci başlatın. Tahsilatları
arttırmaktan çok daha önemli bir haldir bu hukuk
mücadelesini başlatmak ve paraların Türkiye;’ye
getirilmesini sağlamak.
ABD’nin davası emsal
olmuşken, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin ve Maliye
yetkililerinin zaman geçirmemesi gerekiyor.
Mustafa BAYGIN
SMMM
Emlak Müşaviri
mustafabayginyh@hotmail.com
www.muhasebenet.net
-Diğer makaleleri
-Kira bedelini vekiller nasıl tahsil
edecek?
-Turmob Başkanı'nın azli isteniyor
-TÜRMOB Başkanı TÜRKER istifa etmeli mi ?
-İmar değişikliği " Hükümet yanlıştan
dönmeli"
-Kriz ekonomik mi ?
-Ev Sahibi Ve Kiracılar Dikkat
-Müflis Tüccar Hikâyesi
-Hükümet yanlıştan dönmeli
|