TÜRMOB Başkanı TÜRKER istifa etmeli mi ?
Masum Türker, iki başkanlığı bünyesinde barındıran bir
meslektaşımız. Sayın Türker ile siyasi, dünya
görüşlerimizi uyuşur, uyuşmaz hiç fark etmez. Ancak acil
olarak yapması gereken şey Birlik Başkanlığından derhal
istifa etmesidir.
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli
Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı
iken DSP’nin kongresinde Genel Başkan Adayı oldu ve
DSP’nin Başına seçildi. TÜRMOB bir siyasi birliğin
kuruluşu, destekçisi, stepnesi değil, aksine tümünün
üstündedir. Çünkü birlik içerisinde her siyasi görüşten
meslek mensupları bulunmaktadır. Ortak payda, Meslektaş
ve TÜRMOB üyesi olmaktır.
Masum Türker Siyasi Parti Genel Başkanı olması nedeniyle
derhal, hatta behemehâl TÜRMOB Genel Başkanlığından
istifa etmelidir. TÜRMOB Genel Başkanı aynı zamanda, adı
ne olursa olsun, bir siyasi partinin yöneticisi veya
Genel Başkanı olamaz. Bu etik de değildir. Aynı anda
birbirinden farklı özelliklere sahip iki ayrı yerde
Genel Başkanlık yapmak her iki kurumu da küçültmeye
matuf harekettir. Başında bulunduğu siyasi partiyi
küçültüp küçültmeyeceği o siyasi partinin üyelerini
bağlayacağından Birlik üyelerini çokta alakadar eden bir
durum söz konusu değildir. Ancak, ülke ve ekonomik
açıdan da son derece önemli bir konuma haiz olan Meslek
odaları birliği olan TÜRMOB’u küçültmeye kalkışmak veya
onu siyasetin göbeğine oturtmaya kalkışmak/çalışmak
TÜRMOB üyelerinin tamamını ilgilendireceğinden, Sayın
Türker Birlik Başkalığından derhal istifa etmek
zorunluluğundadır.
Siyasi kimlikle yapmış olduğu bir toplantıda,
gazetecilerin, “TÜRMOB Genel Başkanlığı görevini
bırakacak mısınız?” sorusuna karşılık; “Ben istifa
ettim, arkadaşlarım kabul etmedi. Yerime birini
yetiştirinceye kadar bu görevi sürdüreceğim” demiş
olması TÜRMOB’a ve üyelerin yapılmış en büyük
hakarettir.
Ne demek, ‘Yerime birini yetiştirinceye kadar bu görevi
sürdüreceğim’ ifadesi. TÜRMOB’un kendi içerisinde bu
güne kadar yetişmiş birinin olmadığını ifade etmek,
birliğe ve birlik üyelerine yapılmış en büyük haksızlık
ve hakaret değil midir? Bu söz dahi Masum Türker’in
Birlik Genel Başkalığından behemehal istifasını
gerektirmektedir. TÜRMOB’u siyasetin içerisine çekmek,
siyaset malzemesi/kalkanı haline getirmek hiç kimsenin
hakkı ve haddi olamaz.
Siz istifa etti iseniz, birlik üst kurulundaki
arkadaşlarınızın bunu kabul edip etmemesi çokta önemli
değil Sayın Türker. Sizin yerinize üyeler içerisinde
yüzlerce/binlerce Genel Başkan bulunur o makama. Bu
birlik sıradan bir kurum değil, Türkiye’nin en çok üyesi
bulunan bir Meslek kuruluşudur. Açıklamanız TÜRMOB
üyelerini aşağılama manasını da içerisinde
barındırmaktadır. Yapmanız gereken hem Birlik
üyelerinden özür dilemek ve hem de TÜRMOB Genel
Başkanlığından istifanızı açıklamaktır. TÜRMOB
kuruluşundan bu yana birçok Genel Başkan çıkarttı.
Sadece bir tek siz Genel Başkan çıkartmış değil. Sizden
sonrada onlarca Genel Başkan çıkartacaktır. Siz bundan
sonraki mesainizi Genel Başkanı olduğunuz Partiniz için
harcayın ve oraya geleceğin Genel Başkanlarını
çıkartmaya zaman harcarken partinizi iktidara taşıyarak
ülkenin Başbakanı olmaya çalışın. O zaman ülkeye ve
Birliğe daha çok hizmet sunma şansını elde etmiş
olursunuz ve bizde bundan gurur duymaya çalışırız.
TÜRMOB hiçbir zaman için bir kulüp mesabesinde olmadı,
algılanmadı ve düşünülmedi. Ancak sizin iki ayrı
kulvarda Genel Başkanlık hırsınız TÜRMOB Genel
Başkanlığını sürdürdüğünüz müddetçe Birliğe çok büyük
zarar vermiş olmaktasınız.
“İstifa ettim kabul etmediler” gibi basit ve kandırmaca
bir savunmadan kurtulmak için TÜRMOB Genel Başkanlığını
Başka bir Meslektaşın doldurması için boşaltın. Birlik
açısından yarın çok geç olabilir. Siz kendi iç
hesabınızı dahi düzgün ve doğru yapamazsanız, talip
olduğunuz görevlerde daha büyük yanlışlar yaparak
kapanması imkânsız zararlara kapı açabilirsiniz
Mustafa BAYGIN
SMMM
Emlak Müşaviri
mustafabayginyh@hotmail.com
16.06.2009
www.muhasebenet.net
-Diğer makaleleri
-İmar değişikliği " Hükümet yanlıştan
dönmeli"
-Kriz ekonomik mi ?
-Ev Sahibi Ve Kiracılar Dikkat
-Müflis Tüccar Hikâyesi
-Hükümet yanlıştan dönmeli
|