Soru-A. Özyurt:
Ortağı olduğum şirketten hisselerimi devrederek yaklaşık
bir yıl önce ayrıldım. Şirket ortaklığım sırasında
müdürlük görevini de yürütüyordum. Sosyal Sigortalar
Kurumundan gelen ödeme emri ile şirket borçlarının
tarafımca ödenmesi istenmektedir. Ben bir yıl önce
ayrıldığım şirketin borçlarından sorumlu olabilir miyim?
Şirketlerin tüzel kişiliği var. Borçların şirketten veya
mevcut hissedarlar ile yöneticilerden tahsil edilmesi
gerekmez mi? Benim sorumluluğum ne zamana kadar devam
edecek? Bu borçlardan sorumlu olmaktan nasıl
kurtulabilirim?
Cevap: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, şirket
hissedarları ile üst düzey yöneticileri prim
borçlarından sorumlu tutmuştur. Öncelikle belirtmeliyiz
ki, şirket ortağı olduğunuz döneme ait sigorta prim
borçlarından dolayı ortaklık nedeniyle sorumluluğunuz
bulunmaktadır. Diğer yandan, şirketin yöneticiliğini
yaptığınız süre zarfında SSK’ya ödenmeyen primler varsa
ayrıca sorumlu tutulacaksınız.
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80’inci maddesi “Sigorta
Primlerinin Ödenmesi” başlığı ile primlerin tahsil
edilme yöntemi ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre; “Sigorta primlerini haklı sebepleri
olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde
tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının
tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul
muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer
işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri
kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur” hükmü yer almaktadır.
Kanunun bu düzenlemesi ile bir tüzel kişinin üst düzey
yöneticilerinin SSK’ya ödenmeyen prim borçlarından,
işveren tüzel kişisi ile birlikte müteselsilen sorumlu
tutulduğu açıkça görülmektedir.
Sosyal Sigortalar Kurumu özel veya kamu sektöründe
faaliyet gösteren şirketlerin prim alacaklarının
tahsilinde güçlükle karşılaşılması üzerine 1-73 ek
sayılı genelge ile borç ihtarlarının şirket tüzel
kişiliği ile birlikte şirketin yönetim kurulu üyesi,
murahhas aza, genel müdür, müdür, şirketi temsile
yetkili ortak, sorumlu muhasip gibi üst düzey yönetici
ve yetkililerine yapılması ve alacakların bu kişilerden
tahsili yoluna gidileceğini hükme bağlamıştır.
Konuyla ilgili olarak Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin
26.9.2000 tarih, 2000/5121 esas ve 2000/6113 sayılı
kararında özetle, SSK’ya olan prim borçlarından dolayı
işveren şirketle birlikte şirketin karar ve işlemlerinin
yürütülmesinde görevli ve yetkili olan şirket üst düzey
yöneticilerinin de sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Sosyal Sigortalar Kanunun 80. maddesi doğrultusunda
çıkarılan genelge ve bu maddeye dayanılarak Yargıtay
tarafından verilen karar ile şirket üst düzey
yöneticilerinin sorumluluğu pekiştirilmiştir.
Yapacağınız işlemlerde bu hususları dikkate almanızı
tavsiye ederim.
İş yerinin devri halinde
sorumluluk
506 sayılı Kanunun 81’inci maddesinde ise işyerinin
devri veya intikali halinde sorumluluk konusu
düzenlenmiştir. Buna göre;
Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya
intikal ederse, eski işverenin kuruma olan sigorta primi
ile gecikme zammı ve faiz borçlarından, aynı zamanda
yeni işveren de müteselsilen sorumludur.
Kanunun bu hükmüne aykırı olarak yapılan sözleşmeler
muteber değildir.
Buraya kadar yaptığımız açıklamalara ilave olarak, bir
şirketin borcunu takibe geçecek olan kamu kurumunun veya
özel şahısların öncelikle şirketin tüzel kişiliğinden
alacaklarını istemeleri gerekir. Şirketin aciz duruma
düşmesi veya borcunu ödeyememesi durumunda ortaklarından
veya üst düzey yöneticilerinden alacak talep edilebilir.
Konu ile ilgili olarak Yargıtay 10’uncu Hukuk Dairesinin
E:2005/2397, K:2005/5172 ve 09.05.2005 tarihli
kararında;
“Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun
hükmüne göre; öncelikle şirket ortağı aleyhine takibe
geçilebilmesi için limitet şirketten borcun tahsil
imkanı bulunmaması gerekir. Bu husus mahkemece yeterince
araştırılmamıştır. Öte yandan, söz konusu madde
29.07.1998 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanunun
21. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. Değişiklikten
önce limitet şirket ortaklarının sorumluluğu sermaye
miktarı ile sınırlı iken yapılan değişiklikle bu
sorumluluk sermaye hissesi olarak kabul edilmiştir.
Davacının sorumlu olduğu dönemdeki mevzuat
değişikliğinin dikkate alınarak uyuşmazlığa çözüm
getirilmesi gerekir” sonucuna varılmıştır.
Öncelikle şirketten borç takibi yapılacak, tahsil imkanı
bulunamazsa, yani sonuç alınamazsa şirket ortaklarına ve
üst düzey yöneticilerine müracaat edilecektir.
Son olarak belirtmeliyiz ki, bir kişi ister şirket
ortağı olsun ister yönetici kendi dönemine ait
borçlardan sorumludur. Şirket ortaklığı sona eren veya
yöneticiliği sona eren kişiler, kendilerinden sonraki
dönemlere ait borçtan dolayı sorumlu tutulamaz.
Bu durumun da bir istisnası vardır. Kanuna göre, bir
şirketi devralan veya intikal yolu ile sahibi olan
kişiler geçmiş borçlardan da müteselsilen sorumlu
olurlar.
Okuyucumuzun borçtan kurtulabilmesi için borcun ödenmesi
gerekir. Başka bir kurtuluş yolu yoktur.
İşçilere doğum izni yok
Okuyucularımızdan gelen önemli soruların başında,
işçilerin doğum izni hakkı bulunup bulunmadığı
noktasında toplanmaktadır. Devlet memurlarının eşlerinin
doğum yapması halinde üç gün doğum izni hakkı
bulunmaktadır. Devlet Memurları Kanununda bulunan bu
hakkın İş Kanununda bulunmaması öteden beri hep
sorgulanmaktadır.
İş Kanununun 55’inci maddesinin (h) fıkrasında
“işçilerin evlenmelerinde üç güne kadar, ana veya
babalarının, eşlerinin, kardeş veya çocuklarının
ölümünde iki güne kadar verilecek izinlerin” çalışma
süresinden sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu gi?bi
hallerde işçinin mazeret izninde olduğunun kabul
edilmektedir.
İşte bu düzenleme içinde, işçinin, eşinin doğum yapması
halinde üç gün mazeret izini konması gerekirdi. Devlet
memurları ile işçiler arasında böyle bir ayrım
yapılması, çalışanlar arasında devlete olan güveni
zedelemektedir. Diğer yandan hep konuştuğumuz “Anayasal
Eşitlik Kuralı” aşılmaktadır.
Temennimiz, en kısa sürede, yeni seçilecek
milletvekillerimizin bu konuya el atmasıdır. İş
kanununda yapılacak değişiklikle işçilerde doğum izni
hakkı verilmesi gerekir.
Şerif AKCAN
Türkiye /
22.07.2007