Maaşa zam gelince ücret
azalır mı
Son bir aydır,
okurlarımızdan en çok aldığımız sorulardan biri de bu..
Temmuz ayından itibaren, ücretlerine zam gelmiş. Temmuz
ayı maaşlarını aldıklarında, bir de bakıyorlar,
bazılarının eline geçen tutar, geçen aydan daha az!.
Bazı okurlarımızın da Ağustos ayı maaşları, Temmuz
ayından daha düşük olmuş.
Özellikle yöneltilen soru şu;
"Maaşımıza zam geldiğine
göre, elimize geçen paranın da artması gerekmez mi?"
Yanıtlayalım:
Maaşa zam gelince, bazı ücretlilerin eline geçen maaş
azalabilir.
Nedenine gelince; ücret
arttıkça, gelir vergisinin oranı da artıyor.
Örneğin, altı aylık ücret toplamı 19 bin YTL’yi aşınca,
gelir vergisinin oranı, aşan kısım için 7 puan artıyor.
Başka bir anlatımla, yüzde 20 yerine yüzde 27 vergi
kesiliyor. 6 ya da 7 aylık ücretin toplamı 43 bin YTL’yi
aştığında da gelir vergisinin oranı yüzde 27’den, yüzde
35’e çıkıyor. Böyle olunca da ele geçen tutar, maaşa zam
yapıldığı halde azalabiliyor.
ÜCRETLİLER 35 ŞİRKETLER
20
Okurlarımızdan
Ö. Özkaya
da bir başka noktaya takılmış. Soruyor;
"Bir ücretli, yıl içindeki ücretlerinin toplamı 19 bin
YTL’yi aşınca, yüzde 27 gelir vergisi ödüyor. Ücretlinin
aylığı yıl içinde örneğin Ağustos ayına kadar aldığı
ücretlerin toplamı 43 bin YTL’yi aştığında, yüzde 35
gelir vergisi ödemeye başlıyor. Oysa bir anonim şirketin
ya da limited şirketin, yıllık kazancı 1 milyon ya da 10
milyon hatta 100 milyon YTL dahi olsa, yüzde 20 kurumlar
vergisi ödüyor.
Diyorsunuz ki Anayasa’nın 73. maddesine göre;
"Herkes mali gücüne göre
vergi öder."
Bu ne biçim mali güçtür ki 43 bin YTL’nin üzerinde
geliri olan ücretliden yüzde 35 vergi alınıyor,
şirketlere gelince, 43 milyon YTL hatta 4 milyar YTL’den
bile yüzde 20 vergi alınıyor.
Ve yine Anayasa’nın aynı maddesinde;
"Vergi yükünün adaletli
ve dengeli dağıtılması gerektiği"
belirtiliyor. İlave bir
soru;
"Bu ne biçim adaletli ve
dengeli dağıtımdır ki, yabancıların milyonlarca YTL’lik
bono, tahvil ve borsa kazancında, vergi
’sıfır’.
Türklerin bono, tahvil ve borsa kazancında yüzde 10. On
milyonlarca hatta yüz milyonlarca YTL kazanan
şirketlerin kurumlar vergisi yüzde 20. Buna karşılık,
ücretlinin vergisi yüzde 35!.. Evet, bu nasıl adaletli
ve dengeli dağıtım?"
Okuyucumuza
"Haklısınız"
demenin dışında, şu aşamada yapabileceğimiz başka bir
şey yok.
ÜCRETLİLER KORUNMALI
Yıllardır, istihdam
üzerindeki yükler bakımından,Türkiye dünya birincisi.
Hükümet de bunu kabul etti ve istihdam üzerindeki
yüklerin, 2008 yılından itibaren azaltılacağına söz
verdi. O halde, bunu yaparken, ücretlilerin gelir
vergisi oranını da indirmeli. Bu arada;
- Ücretlinin vergi
iadesi vardı.
Kaldırıldı.
- Ücretlinin, vergi
tarifesi, beyanname
veren vergi mükelleflerine kıyasla, 5 puan düşüktü.
Bu ayrıcalığa da son verildi ve vergi oranları
eşitlendi.
- Vergi mükellefi olup defter tutan işletmeler; otomobil
alım, yakıt, bakım, kasko ve benzeri giderleri,
işletmeden karşılıyorlar. Bir çok masraflarını, işle
ilgili gibi gösterip masraf yazabiliyorlar. Önemli bir
kısmının vergi kaçırma olanağı var ve bu olanaktan
yararlanıyorlar.
Daha neler neler.
Dünyanın çoğu ülkesinde olduğu gibi,
"ayırma kuramı"nın
uygulanması ve vergi ödeme yönünden,
emek geliri elde edenin, sermaye
gelirine kıyasla, korunması
gerekiyor...
Şükrü KIZILOT
Hürriyet / 16.08.2007 |