Tatildeki beyannameler
Önceki yıl Türkiye Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler
Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Kurulu'nda Başbakan'dan
alınan söz uyarınca yasalaşan 5604 sayılı Mali Tatil İhdas
Edilmesi Hakkında Kanun uyarınca, bu yılki mali tatil 3
Temmuzda başladı. Tatil, yasaya göre 20 Temmuz akşamı sona
erecek olmakla birlikte, 21 Temmuz cumartesiye geldiğinden,
tatil sonrasının ilk mali iş günü mali iş günü 23 Temmuz
Pazartesi olacak.
Mali tatilde, muhasebe ve mali müşavirlikle uğraşan meslek
mensuplarını rahatlatan en önemli unsur, herhalde mali
tatilde beyannamelerin verilmeyebilecek olmasıdır. Beyanname
verme süresinin sonu mali tatile rastlayan beyannameler ile
tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün
içerisinde verilmesi gereken bütün beyannameler için
beyanname verme süresi, tatilin son gününü izleyen tarihten
itibaren yedinci günün mesai saati bitimine kadar
uzamaktadır.
Ancak kanunda mali tatilin kapsamına gümrük idareleri, il
özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil
edilen vergi, resim ve harçlar alınmamıştır. Dolayısıyla bu
idarelere verilmesi gereken beyannamelerin, mali tatile
bakılmaksızın yine süresinde verilmesi gerekmektedir.
Beyana dayanan ve beyanname verme süresi malî tatil
nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi de
uzayacaktır. Ödeme süreleri, uzayan beyanname verme
süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati
bitimine kadar uzamış sayılacaktır.
Ancak Maliye Bakanlığı Mali Tatil Uygulamasına ilişkin
olarak yayımladığı 1 sayılı Genel Tebliğ ’de özel tüketim
vergisi, banka sigorta muameleleri vergisi ile şans oyunları
vergisine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerin
verilme sürelerinin mali tatil dolayısıyla uzamayacağını
açıklamıştır.
Bu beyannamelerin niçin mali tatilden yararlanamayacağı veya
yararlanmamasının uygun görüldüğünün gerekçesi, anılan Genel
Tebliğ ’de yoktur.
Genel Tebliğ ’de ayrıca, Bakanlığın bu şekildeki takdirinin
yasal dayanağı da belirtilmemiştir.
5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun,
Bakanlığa yetki veren tek düzenlemesi, “Maliye Bakanı, malî
tatil uygulaması nedeniyle süre verilecek iş ve işlemlerin
kapsamı ile malî tatil uygulamasına ilişkin usûl ve esasları
belirlemeye yetkilidir ” şeklindeki 1. Maddesinin son
fıkrasıdır.
Görüldüğü gibi madde Bakana, sadece iş ve işlemleri ve
tatile ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi vermiştir.
Bu yetki, hiçbir zaman tatil kapsamına girecek ve girmeyecek
olan beyannameleri belirleme yetkisini içermemektedir. Zaten
yasa koyucu 1. Maddede önce beyannamelerin verilme
süresinden söz ettikten sonra son fıkrada beyanname
kelimesine yer vermemesi bunu yeterince göstermektedir.
Zaten aksi bir yorum bizce, yasama yetkisinin devri anlamına
gelir, ki böyle bir yoruma da Anayasamız elvermemektedir.
Neyse bu sorun, mali tatili savunanların sorunu. Haklar
sadece talep etmekle yaşama geçmez. Aynı zamanda bu hakları
savunmak gerekir. Mali tatili bu beyannameler için yok eden
bu düzenleme aleyhine hangi meslek odasının haklarını yargı
nezdinde arayacağını ve Odaların Odası TÜRMOB’un nasıl bir
yol izleyeceğini göreceğiz. Aksi halde Bakanlık seneye de 2
sayılı Tebliği ile diğer beyannameleri mali tatil dışı
bırakır, mali tatil de böylece tarih olur.
Öte yandan Mali Tatille ilgili Genel Tebliğden iki gün önce
yayımlanan 373 No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde
“Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Beyannamesine ilişkin
sürenin de mali tatil nedeniyle uzayacağı” açıklanmış, iki
gün sonra Mali Tatil Genel Tebliği ile bu beyanname için
mali tatilden istifade edilemeyeceği düzenlemesi getirilmiş,
bundan da üç gün sonra 373 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği 27 sayılı Vergi Usul Kanunu sirküleri ile
düzeltilmiştir.
Genel Tebliğin Sirkülerle düzeltilmesi şeklindeki normlar
hiyerarşisini hiçe sayan uygulama bir kenara, konuya ilişkin
mevzuat beş günde her halde bu kadar arapsaçına
çevrilebilir.
Bu gelişmelerden, düzenleyici işlemlerin hazırlık aşamasının
pek ciddiye alınmadığı, hukuk kurallarının fazlaca
önemsenmediği görülmektedir. Bütün bu gelişmeler, vergicilik
adına, vergi hukuku namına, üzerinde düşünülmesi gereken
üzücü gelişmelerdir.
Bumin Doğrusöz / Yorum
Referans / 16.07.2007 |