İşsizlik Sigortasında İnce noktalar
İşsizlik sigortası ülkemizde
ilk defa 2000 yılında uygulanmaya başlanmasıyla
birlikte ülkemizde 8 sigorta riski sosyal güvenlik
kapsamına alınmış oldu. Uygulanmayan sadece aile
yükleri (çocuk ve kira yardımı) kaldı.
Avrupa Sosyal Şartı ve 1952 yılında imzaya açılmış
olan “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları” hakkındaki
102 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi’ne imza
koyan üye ülkeler aşağıda yazılı olan risklere karşı
çalışanlarını güvence altına almakla yükümlüdür.
MuhasebeNet.Net
1-Hastalık (Sağlık Yardımı)
2-Hastalık (Gelir Kaybını Karşılayan Ödenekler)
3-Yaşlılık (Emeklilik)
4-İş kazası ve meslek hastalığı
5-Analık (Doğum)
6-Sakatlık (Malüllük)
7-Ölüm
8-Aile yükleri (çocuk ve kira yardımı)
9-İşsizlik
Bahse konu Uluslararası Sözleşmeye Ülkemizde imza
koymuş olmakla birlikte,
İlk yedi sosyal riske karşı ülkemizde var olan
Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), kendisine bağlı
olanlara güvence sağlamaktadır.
Son ikisi olan Aile Yükleri ile İşsizlik riskine
karşı ise 1999 yılına gelinceye kadar herhangi bir
güvence ortada yok iken 4447 Sayılı Kanun ile
bağımlı çalışan işçiler için İşsizlik Riski güvence
altına alınmıştır. Ancak aynı kanun gereğince ilk
prim kesintisi Haziran 2000’de başlamış ve ilk
işsizlik sigortası ödemeleri de 2002 yılının Şubat
ayında başlamıştır.
MuhasebeNet.Net
Bu yazı dizimizde henüz emekleme aşamasında olan,
İşsizlik Sigortasının ülkemizde nasıl uygulandığını,
kimlerin hangi şartlar ile yararlandığını anlatmaya
çalışacağız.
Dileğim ise henüz ülkemizde uygulamaya konulmayan
son sosyal risk olan Aile Yükleri’ne karşı da
çalışanların güvence altına alınmasıdır.
Ne var ki; Devletin Aile Yüklerini sosyal güvenceye
alması gerekirken 4958 Sayılı Kanun ile işverenlerin
kendi çabaları ile çalışanlarına verdiği ve sigorta
priminden muaf olan Aile Yardımı, Çocuk Yardımı ile
Yemek Paralarından prim alınması
kararlaştırılmıştır. Temennim ise Devlet, Aile
Yüklerine karşı güvence veremiyor ise en azından
işçilerine güvence sağlamaya çalışan işverenlere
engel olmaması ve bu yardımlardan prim alınması
uygulamasına başlamamasıdır.
İŞSİZLİK SİGORTASI
NEDİR?
4447 Sayılı Kanun’un 47. maddesine göre;
İşsizlik sigortası; bir işyerinde çalışırken,
çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde
olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini
kaybedenlere, uğradıkları gelir kayıplarını kısmen
de olsa karşılayarak kendilerinin ve aile
fertlerinin zor duruma düşmelerini önleyen,
sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, Devlet
tarafından kurulan zorunlu bir sigortadır.
İŞSİZLİK
SİGORTASININ FAYDALARI NELERDİR?
Gerek Avrupa Sosyal Şartı ve gerekse 102 Sayılı
Sözleşmeye göre;
Hükümetler, işsizliğin sonuçlarını giderici, geçici
gelir kayıplarını telafi edici politikalar uygulamak
zorundadırlar. Bu politikaların uygulanması için
işsizlik sigortası en iyi araçlardan biridir.
Bir araç olarak İşsizlik Sigortası aşağıdaki
faydaları sağlamaktadır.
1- İşsiz kalınan süre içinde; sigortalı işsizlerin
gelir kaybı işsizlik ödeneği ile karşılandığından,
sigortalı işsizler niteliklerine daha uygun işler
aramak için zaman kazanacaklardır.
Ayrıca, ailenin işsizlik nedeniyle zarar görmesi de
bir ölçüde azaltılacak ve toplumun temel direği olan
aile birliği korunmuş olacaktır.
2- İşsizlik sigortası belli bir süre gelir güvencesi
sağlayacağından, işsizlerin alım güçlerini belli
ölçüde korunmuş olacak ve toplam talep üzerinde
olumlu etki yapacaktır.
3- İşsizlik ödeneğine hak kazanabilmek için
sigortalını kendisinin işten ayrılmaması ve kötü
niyetli olması nedeniyle işveren tarafından
çıkarılmış olmaması gerektiğinden, çalışanlar ahlak
ve iyi niyet kurallarına daha fazla sadakat
göstermek zorunda olduklarında verimlilikleri
artacak ve işgücü devri azalacaktır.
4- İşsiz kalana uygun iş olmadığı takdirde veya
işsiz başka meslek istediğinde sigorta kapsamında
verilmesi gereken eğitimler ile çalışanların
nitelikleri artacak ve ülke nitelikli işgücüne
kavuşacaktır.
5- İşsizlik sigortası kapsamında belli bir süre
sigortalı olmak ve İşsizlik Sigortası Fonuna prim
ödemek gerektiğinden, gerek işçiler ve gerekse
işverenler kayıtdışı istihdamdan uzaklaşacaklardır.
Kayıtdışılık azalacaktır.
Bugüne kadar sağlıklı bir bilgiye sahip olunmayan,
işsiz sayısı konusunda doğru bilgilere ulama imkanı
sağlayacaktır.
HANGİ İŞÇİLER
İŞSİZLİK SİGORTASI KAPSAMINDADIR?
İşsizlik sigortası genel olarak SSK’ya prim
ödeyenleri kapsamaktadır ama 4447 Sayılı Kanuna
göre;
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2 nci
maddesine göre bir hizmet akdine dayanarak bir veya
birkaç işveren tarafından çalıştırılan sigortalılar,
506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında
olan özel banka ve borsalarda işçi statüsü ile
çalışanlar (memur ve sözleşmeli statüde olmayanlar),
Karşılıklılık esasına dayalı olarak yapılan
anlaşmalara göre Türkiye’de sigortalı olarak çalışan
yabancılar, (Yabancının ülkesinde Türk
Vatandaşlarına İşsizlik Sigortası uygulanıyor ise
bizde de o ülke vatandaşına uygulanacaktır.
4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkındaki
Kanun’a göre çalıştırılan koruma bekçileri,
Ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde
çalışanlar,
Kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle
çalışanlar,
Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve
sürekli olarak çalışanlar,
Tarım sanatlarına ait işlerde çalışanlar,
Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden
sayılmayan işlerde çalışanlar,
Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe,
fidanlık vb. işlerinde çalışanlar,
HANGİ İŞVERENLER
İŞSİZLİK SİGORTASI KAPSAMINDADIR?
4447 Sayılı Kanun’a göre, yukarıda sayılanlardan en
az birini çalıştıran işverenler, işçileri için
İşsizlik Sigortası Kapsamında prim ödemekle
yükümlüdürler.
İşsizlik Sigortası zorunlu olduğundan gerek
işçilerin ve gerekse işverenlerin isteklerine bağlı
değildir.
Mesela, bir (kapıcı) işçi çalıştıran Apartmanlar
bile kapıcıları için İşsizlik Sigortasına prim
ödeyeceklerdir.
İŞSİZLİK SİGORTASINA
KİMLER NE KADAR PRİM ÖDEYECEKTİR?
4447 Sayılı Kanun gereğince;
İşsizlik sigortası zorunlu olup, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunun 77 nci ve 78 inci maddelerinde
belirtilen prime esas aylık brüt kazançlar
üzerinden; Sigortalı % 2, Devlet %2, İşveren % 3
oranında prim ödeneceği şeklinde iken, Bütçe
Kanunlarıyla bu oranlar düşürülmüş olup halen aylık
Sigorta Primine Esas Kazanç Tutarından (562,50
YTL’den )az olmamak üzere brüt kazançlar üzerinden;
Sigortalı % 1,
İşveren % 2,
Devlet %1
oranında prim ödemektedir.
İşverenler, çalışanları için süresi içinde ödemiş
olduğu işsizlik sigortası primlerini SSK işveren
sigorta primi hissesinde olduğu gibi kazançlarının
tespitinde gider olarak kabul edilecektir.
Ayrıca, işçinin ücretinden kesilecek olan işsizlik
sigortası primi de, SSK işçi sigorta primi
hissesinde olduğu gibi, gerçek ücretin
hesaplanmasında gelir vergisi matrahından
indirilecek ve kalan tutar üzerinden gelir vergisi
kesilecektir.
İŞSİZLİK SİGORTASI
PRİMLERİ NEREYE ÖDENİR?
İşverenler, çalışan işçileri için her ay SSK’ya
verdikleri, Aylık Sigorta Prim Bildirgelerinde
açılan bir sütunda işsizlik sigortası primlerini de
hesaplayacaklar ve işçilerinden kestikleri tutar ile
kendilerinin ödemeleri gereken tutarları daha sonra
SSK’ya ödeyeceklerdir.
İŞSİZ KALANLARA
HANGİ HİZMETLER SUNULACAKTIR?
İşsizlik ödeneğine hak kazanan sigortalı işsizlere
aşağıda belirtilen hizmetler sunulacaktır;
İşsizlik ödeneği ödenecektir. Sigortalı işsizler
prim ödeme sürelerine göre; en az 180, en fazla 300
gün süre ile işsizlik ödeneği alabileceklerdir.
İşsizlerin ödenek aldıkları süre içinde; hastalık ve
analık sigortası primleri, Sosyal Sigortalar
Kurumu’na yatırılacaktır. Dolayısıyla; sigortalı
işsizler ve geçindirmekle yükümlü oldukları aile
fertlerinin hastalanmaları halinde SSK tarafından
sağlık hizmetleri verilecektir.
İşsizlik ödeneği alan sigortalı işsizlere, doktor
raporu ile istirahatli kaldıkları süre içinde geçici
işgöremezlik ödeneği SSK tarafından ödenecektir.
İşsizlik ödeneği alan sigortalı işsizlere, işgücü
piyasası ve mesleki eğitim alanında İş-Kur
tarafından danışmanlık hizmeti verilecektir.
İş-Kur tarafından, meslek geliştirme, edindirme ve
yetiştirme eğitimi verilecektir.
İşsizlik ödeneği alan sigortalı işsizlere, yeni bir
iş bulmalarında İş-Kur yardımcı olacaktır.
İşsizlik Sigortası yazı dizimizin bugünkü bölümünde
ödeneği hangi koşullarda ve kimlerin alabileceğini
maddeler halinde ve örneklerle açıklıyoruz
Kimler
issizlik ödeneğine hak kazanır?
Son 120 günü sürekli olmak üzere, son üç yıl içinde
en az 600 gün süre ile prim ödemiş olup da kendi
istek ve kusurları dışında işsiz kalanlardan;
Son 120 Günün
Hesabına Dikkat
Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 120
gün içinde, hizmet akdi devam etmekle birlikte
hastalık, ücretsiz izin, disiplin cezası, gözaltına
alınma, hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali,
kısmi istihdam ile grev, lokavt, genel hayatı
etkileyen olaylar, ekonomik kriz, doğal afetler
nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulması veya işe
ara verilmesi halinde, prim yatırılmayan süreler
için SSK kayıtları esas alınacak ve 120 günün
hesabında prim yatırılmayan bu süreler kesinti
sayılmayacaktır.
1- Hizmet akitleri, işveren tarafından haklı neden
olmaksızın feshedilenler,
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’nci maddesi veya
20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun
16’ncı maddesi ya da 13/6/1952 tarihli ve 5953
sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun
6’ncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen
bildirim önellerine uygun olarak hizmet akdi işveren
tarafından sona erdirilmiş olanlar,
2- Hizmet akdinin İşçi tarafından haklı nedenle
feshedilmesi.
Hizmet akitleri, sağlık sebepleri, işverenin kanunda
belirtilen ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan
davranışları ve işçinin çalıştığı işyerinde bir
haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek
zorlayıcı sebepler nedeniyle bizzat kendileri
tarafından feshedilen sigortalı işçiler,
Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin
bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin
4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesine veya 854
sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinin (II)
ve (III) numaralı bentlerine veya 5953 sayılı Basın
Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki
Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 7’nci
maddesi ile 11’inci maddesinin birinci fıkrasına
göre sigortalı tarafından feshedilmiş olanlar,
3- Sağlık sebepleri veya işyerinde işçiyi bir
haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir
zorlayıcı sebebin ortaya çıkması halinde işveren
tarafından hizmet akdi feshedilenler, Hizmet akdi,
süresi belli olsun veya olmasın sürenin bitiminden
önce veya bildirim önelini beklemeksizin 4857 sayılı
İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin (I) , (III) (IV)
numaralı bentlerine veya 854 sayılı Deniz İş
Kanunu’nun 14’üncü maddesinin (III) numaralı bendine
veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanun’un 12’nci maddesinin birinci
fıkrasına göre işveren tarafından feshedilmiş
olanlar,
4- Belirli süreli hizmet akdi ile çalışmakta olup da
sürenin bitiminde işsiz kalanlar, Hizmet akdinin
belirli süreli olması halinde, bu sürenin bitimi
nedeniyle işsiz kalanlar, 854 sayılı Deniz İş
Kanunu’nun 7’nci maddesinin (II) numaralı bendinde
belirtilen hizmet akdinin belirli bir sefer için
yapılmış olması nedeniyle sefer sonunda işsiz
kalanlar,
600 günlük prim şart
5İşyerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi,
kapanması veya kapatılması, işin veya işyerinin
niteliğinin değişmesi nedenleriyle işten çıkarılmış
olanlar, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14’üncü
maddesinin IV numaralı bendindeki nedenlerle işsiz
kalanlar,
624/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme
Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 21’inci maddesi kapsamında işsiz
kalanlar,
7- Yukarıdaki bentlerde belirtilen iş kanunları
kapsamına girmeyen sigortalılardan hizmet akitleri,
2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu
İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında
yapılmış olan toplu iş sözleşmeleri veya toplu iş
sözleşmesi bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu
hükümleri doğrultusunda (a), (b), (c), (d) ve (e)
bentlerindeki hükümlere paralel olarak sona ermiş
olanlar,
İŞKUR’a süresi içinde şahsen başvurarak,
Yeni bir iş almaya hazır olduklarını
kaydettirmeleri,
En az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş
olmaları,halinde işsizlik ödeneğine hak
kazanacaklardır.
Ancak, işsizlik ödeneğine hak kazanabilmek için
hizmet akdinin başvuru sırasında grev, lokavt veya
ilgili kanunlardan doğan olağanüstü hal, seferberlik
hali, doğal afetler, kısa süreli askerlik, sivil
savunma hizmetleri gibi çalışma ödevleri nedeniyle
askıya alınmamış olması ve sigortalının herhangi bir
sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı
almaması gereklidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’incü maddesine göre;
işveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin
vermek suretiyle hizmet akdini feshedebilir. Hizmet
akdinin sona erdiği tarih olarak, ihbar öneline ait
ücretin peşin ödendiği tarih esas alınacaktır.
İşverenler İşten Ayrılma Bildirgesi’ni bu tarihi
esas alınarak doldurmalıdır.
İşsizlik Sigortası
alınabilmesi için işten ayrılma şekilleri
Hizmet akitleri, işveren tarafından haklı neden
olmaksızın feshedilenler,
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17’inci maddesi veya
20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun
16’ncı maddesi ya da 13/6/1952 tarihli ve 5953
sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun
6’ncı maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen
bildirim önellerine uygun olarak hizmet akdi işveren
tarafından sona erdirilmiş olanlar.
A-4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. Maddesi Gereğince
İşveren Tarafından İşten Çıkarılanlar
İş Kanunu’nun 17 inci maddesi gereğince,
İş sözleşmeleri iş akdinin sona erdiğinin karşı
tarafa bildirilmesinden itibaren;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için,
bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki
hafta sonra,
b) İşi altı aydan 1.5 yıla kadar sürmüş olan işçi
için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi 1.5 yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi
için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim
yapılmasından başlayarak sekiz hafta
sonra,feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile
artırılabilir.
Önceden bildirim şartına uymayan taraf, bildirim
süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek
zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti
peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
B-854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 16. Maddesi
Gereğince İşveren Tarafından İşten Çıkarılanlar
Aşağıdaki şartlara uyarak işveren her zaman gemi
adamı tabir edilen denizcileri işten çıkarabilir.
Süresi belirsiz hizmet akdi, 14’üncü maddede yazılı
durumlar dışında gemi adamının işe alınmasından
itibaren altı ay geçmedikçe bozulamaz.
Süresi belirsiz hizmet akitlerinin çözülmesinden
önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
Hizmet akdi:
a) İşi altı ay sürmüş olan gemi adamı için,
bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki
hafta sonra,
b) İşi altı aydan 1.5 yıla kadar sürmüş olan gemi
adamı için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi 1.5 yıldan üç yıla kadar sürmüş olan gemi
adamı için bildirimin diğer tarafa yapılmasından
başlayarak altı hafta sonra,
ç) İşi üç yıldan fazla sürmüş olan gemi adamı için,
bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak
sekiz hafta sonra, bozulmuş olur.
Ayrıca işveren yukarıdaki bildirim şartlarına
uymadan bu sürelere ait ücreti peşin vererek
denizciyi işten çıkarabilir.
Hizmet akdinin işçi
tarafından haklı nedenle feshedilmesi:
Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin
bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin
4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesine veya 854
sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinin (II)
ve (III) numaralı bentlerine veya 5953 sayılı Basın
Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki
Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 7’nci
maddesi ile 11’inci maddesinin birinci fıkrasına
göre sigortalı tarafından feshedilmiş olanları
kapsayan bir düzenlemedir.
A- 4857 Sayılı Kanunun 24. Maddesine Göre İşçinin
İşi Bırakması
“İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını
taşıyan 4857 Sayılı Yeni İş Kanunu’nun 24. maddesi
üç bent halindedir.
C-5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nun 6. Maddesinin 4.
Fıkrası Gereğince İşveren Tarafından İşten
Çıkarılanlar
5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanunun 6’ncı maddesinin dördüncü
fıkrasında belirtilen bildirim önellerine uygun
olarak hizmet akdi işveren tarafından işten
çıkarılan gazeteciler’de işsizlik ödeneği
alabilirler.
Bahsi geçen fıkraya göre;
Basına ait bir işyerinde işverenle arasındaki hizmet
münasebeti bir veya müteaddit mukaveleye istinaden
fasılasız olarak en az beş yıl sürmüş olan
gazetecinin işine son verilmesi yapılacak yazılı
ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra muteber
olur. Beş seneden az hizmeti olanlar için bu ihbar
müddeti bir aydır.
İşveren bu müddetlere ait ücreti peşin (ihbar
tazminatı) vermek suretiyle gazeteciyi hemen de
işinden çıkarabilir.
Birinci Bendi
Sağlık sebepleri:
a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin
niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya
yaşayışı için tehlikeli olursa.
Örnek: İşyerinde sağlığı tehlikeye sokacak zehirli
gazların ortaya çıkıyor olması...
b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan
buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi
bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir
hastalığa tutulursa.
Örnek: İşyerinde bulaşıcı hastalığa tutulmuş bir
işçi/işverenin varlığı ve işçinin bu hasta ile
devamlı yakın temas halinde olmasının gerekmesi veya
işçinin işyeri ile alakası olmayan ve işini
yapmasına engel bir hastalığa tutulması olup daha
önceki yargı kararlarına göre işçinin akıl
sağlığının bozulması buna örnektir.
İkinci Bendi
II. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve
benzerleri:
a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu
sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında
yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe
uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek
suretiyle işçiyi yanıltırsa.
Örnek: İşçinin yapacağı iş konusunda işveren işe
girmeden önce işçiyi yanlış bilgiler vermiş ise...
b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin
şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler,
davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde
bulunursa.
Örnek: İşverenin, işçinin kendisine veya ailesine
küfür, hakaret etmesi veya işçiye cinsel tacizde
bulunması hali...
c) İşveren, işçiye veya ailesi üyelerinden birine
karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut
işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı
davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut
işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi
gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref
ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya
ithamlarda bulunursa.
d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler
tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu
durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler
alınmazsa.
e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri
veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez
veya ödenmezse,
Örnek: İşçinin fazla mesai ücreti ödenmez veya eksik
hesaplanırsa, işçi sigortasız veya eksik sigorta ile
çalıştırılırsa,
f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden
ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından
işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği
hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre
ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa,
yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
İşsiz kalanların düzenli bir
iş bulana kadar mağdur olmadan hayatlarını devam
ettirmeleri için uygulamaya konan İşsizlik
Ödeneği’ni almak için bazı koşullar gerekiyor. Bugün
özellikle gemilerde çalışanlar ve basın mensupları
için gerekli olan koşulları inceliyoruz
Gazeteci ve gemiciler icin özel hükümler var
III. Zorlayıcı sebepler: İşçinin çalıştığı işyerinde
bir haftadan fazla süre ile işin durmasını
gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.
Örnek: İşyerinin resmi makamlarca mühürlenmesi,
hammadde kıtlığı nedeniyle işçiye iş verilmezse ...
İşçiler işlerini derhal bırakabilirler ancak
yukarıda sıralanan olayların öğrenildiği tarihten
itibaren 6 işgünü içinde işçi işini bırakmaz ise
daha sonra bu bahane ile işi bırakamaz. Ayrıca
olayın öğrenilmesi de olay tarihinden itibaren bir
yıl içinde gerçekleşmez ise işçinin işi bırakması
yasal değildir.
B- 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14. Maddesinin (II)
ve (III) Bentlerine Göre İşçinin İşi Bırakması
854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun “Önelsiz fesih ve
infisah” başlığını taşıyan 14’üncü maddesi dört
bentten ibaret olup bunlardan sadece (II) ve (III)
bentlerine göre işçinin işi bırakması halinde
kendisine işsizlik ödeneği ödenir.
Bunlar ise aşağıdaki gibidir.
I - Gemi adamı tarafından:
a) Ücretin kanun hükümleri veya hizmet akdi
gereğince ödenmemesi,
b) İşveren veya işveren vekilinin gemi adamına
karşı, kanuna, hizmet akitlerine veya sair iş
şartlarına aykırı hareket etmesi,
c) İşveren veya işveren vekilinin gemi adamına karşı
denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba
aykırı hareket etmesi,
II - ... gemi adamı tarafından:
a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir
süre seferden kaldırılması, b) Gemi adamının
herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide
çalışmasına engel bir hastalığa veya sakatlığa
uğraması,
Hallerinde feshedilebilir.
Bu gibi hallerde gemi adamı işi bırakırsa kendisine
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenir.
C- 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nun 7’nci maddesi ile
11’inci maddesinin birinci fıkrasına göre
gazetecinin işi bırakması
5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nun, “Akdin gazeteci
tarafından feshi” başlığını taşıyan 7. maddesine
göre;
“Gazeteci en az bir ay evvel işverene yazılı ihbarda
bulunmak suretiyle iş akdini her zaman
feshedebilir.”
Öyleyse gazeteci bir ay evvelden haber vermek
kaydıyla iş akdini her zaman bitirebilir ve diğer
çalışanlara (işçilere ve denizcilere) tanınmayan bir
hak burada gazetecileri tanınmış olup kendisi
herhangi bir neden olmaksınız istifa etse dahi
İşsizlik Ödeneği’ne hak kazanacaktır.
Aynı Kanunun, “İhbar mühletini beklemeksizin fesih
hakkı ve tazminat” başlığını taşıyan 11’inci
maddesine göre;
“Bir mevkutenin veçhe ve karakterinde gazeteci için
şeref veya şöhretini veya umumiyetle manevi
menfaatlerini ihlal edici bir vaziyet ihdas edecek
şekilde bariz bir değişiklik vukuu halinde, gazeteci
ihbar mühletini beklemeden akdi feshedebilir.”
Biraz eski olan düzenlemeden de görüleceği üzere,
gazeteci tarafından kaleme alınan yazıda,
gazetecinin şeref ve şöhretini zedeleyecek tarzda
veya maneviyatına zarar verecek şekilde değişiklik
yapılarak yayınlanırsa gazeteci herhangi bir müddet
beklemeksiniz derhal işini bırakabilir ve bu halde
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ’ne hak kazanır.
Sağlık sebepleri veya işyerinde işçiyi bir haftadan
fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı
sebebin ortaya çıkması halinde işveren tarafından
hizmet akdi feshedilen çalışanlar,
Hizmet akdi, süresi belli olsun veya olmasın sürenin
bitiminden önce veya bildirim önelini beklemeksizin
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin (I) , (III)
(IV) numaralı bentlerine veya 854 sayılı Deniz İş
Kanunu’nun 14’üncü maddesinin (III) numaralı bendine
veya 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanunun 12’nci maddesinin birinci fıkrasına
göre işveren tarafından feshedilmiş olanlar,
A- 4857 Sayılı Kanunun 25. Maddesinin I-II-IV.
Bentlerine Göre İşine İşveren Tarafından Son Verilen
Çalışanlar
4857 Sayılı Kanun’un “İşverenin haklı nedenle derhal
fesih hakkı” başlıklı 25’inci maddesi toplam dört
bentten oluşmaktadır ve aşağıda sıralayacağımız
nedenlere göre işveren işçinin iş akdini herhangi
bir bekleme süresi olmaksızın derhal son verme
hakkına sahiptir. Ancak, “Ahlak ve iyi niyet
kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı (II)
numaralı bent hariç diğer bentlere göre (kıdem
tazminatı alacak şekilde) işçinin iş akdi
feshedilmiş ise işçiye İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenecektir.
Ahlak kurallarına
uymayan ödenek alamaz
II. Bent
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve
benzerleri
Maddenin II. Bendi, “ Ahlak ve iyi niyet kurallarına
uymayan haller ve benzerleri” olup bu bent gereğince
işveren tarafından işten çıkarılan işçilere ne kıdem
tazminatı ne de İŞSİZLİK ÖDENEĞİ verilmez.
Ancak işçiyi aşağıdaki sebepler ile işten
çıkardığını kanıtlama yükümü işverene aittir.
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin
esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya
şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların
kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe
uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek
işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden
birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf
etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren
hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve
isnatlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel
tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden
birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya
84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi.
Açıklama:Yukarıdaki fıkra içinde bahsi geçen 4857
Sayılı İş Kanunu’nun 84. maddesi aşağıdaki gibidir.
Maddenin başlığı, “İçki veya uyuşturucu madde
kullanma yasağı” olup metin aşağıdaki gibidir.
“İşyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak
gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu
madde kullanmak yasaktır.
İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda,
ne gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla
alkollü içki içilebileceğini belirleme yetkisine
sahiptir.
Alkollü içki
kullanma yasağı;
a) Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin
gereği olarak üretileni denetlemekle
görevlendirilen,
b) Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki
satılan veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü
içki içmek zorunda olan,
c) İşinin niteliği
gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek
zorunda olan, İşçiler için uygulanmaz.”
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak,
hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya
atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan
davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle
cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç
işlemesi.
Açıklama: İşçi işyeri dışında bir suç işler ve
tutuklanır veya hapse mahkum olursa işveren işçisine
kıdem tazminatı vermek zorundadır ve aynı işçi
hapisten çıktıktan sonra İŞSİZLİK ÖDENEĞİ alma
hakkında sahiptir.
Ancak, işçi işyeri içinde bir suç işler ve yedi
günden fazla hapis cezası alırsa bu kere işçiye hem
kıdem tazminatı verilmez hem de İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
verilmez.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir
sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir
ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden
sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine
devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri
kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar
etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin
güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan
veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri,
tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük
ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve
kayba uğratması.
Ayyaş ve berduşa
ödül mü veriliyor?
I. Bent
I- Sağlık sebepleri:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan
yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir
hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu
sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü
veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
Örnek:
Ayyaş ve berduşa ödül
Bu bent kamuoyunda bilinen adıyla ayyaşlar ve
berduşlar için düzenlenmiş olup içki, uyuşturucu ve
benzeri maddeleri kullanması nedeniyle işine üç gün
veya bir ayda toplam beş gün gidemez ise işverenin
işçiyi işten çıkarma hakkı vardır ama işten
çıkardığı takdirde hem kıdem tazminatını işveren
ödeyecek hem de İş-Kur İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödeyecektir.
İş Kanunlarında en çok eleştirilmesi gereken
düzenlemelerden biri olan bu bent, içeriğinden de
görüleceği üzere içki, uyuşturucu veya bağımlılık
yaratan bir madde kullanmadığı halde bir işçi üç gün
işine gitmez ise kıdem tazminatı alamadan işinden
atıldığı ve bu nedenle de işsizlik ödeneği alamadığı
halde bu maddeleri kullanması sebebiyle işine
gidemez ise kıdem tazminatı hakkı doğduğu gibi bir
de işsizlik ödeneği verilmektedir.
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek
nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca
bulunduğunun sağlık kurulunca saptanması durumunda
(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin
hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde
işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih
hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki
çalışma süresine göre 17’nci maddedeki bildirim
sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum
ve gebelik hallerinde bu süre 74’üncü maddedeki
sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş
sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine
gidemediği süreler için ücret işlemez.
Örnek: İşyerinde çalışamayacak derecede hastalandığı
sağlık kurulu kararıyla tespit edilen sigortalının
iş akdini işveren işçiyi işten çıkarabilir ama bunun
için belli bir süre geçmesi gerekmektedir. Bu süre
ise işçinin işe devamsızlığı, işyerindeki kıdemine
göre daha önce yazdığımız feshi ihbar müddetlerini
altı hafta aşmasından sonra başlar ancak doğum
nedeniyle doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra
sekiz hafta ücretsiz izinli olan kadın sigortalı
kadın için hesaplama 16 haftanın sonundan
başlatılır.
Hem ödenek hem kıdem
almak mümkün
Dördüncü Bent
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması
halinde devamsızlığın 17’nci maddedeki bildirim
süresini aşması.
Açıklama: İşçinin işyeri içinde veya işlediği iddia
edilen bir suç nedeniyle gözaltına alınması veya
tutuklanması ve bu halin daha önce açıklanan işçinin
işyerindeki kıdemine göre ihbar süresini aşması
durumunda işveren işten işçisini çıkarabilir ama bu
durumda kendisine Kıdem Tazminatı vermek zorunda
olduğu gibi İş-Kur’da çalışmaya hazır olduğu
tarihten itibaren İŞSİZLİK ÖDENEĞİ öder.
Ancak, daha önce açıklanan işçinin işyerinde
işlediği suç nedeniyle ceza alması durumu farklıdır.
B- 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’nun 14’üncü Maddesinin
III. Bendine Göre İşine İşveren Tarafından Son
Verilen Deniz Çalışanları
854 Sayılı Deniz-İş Kanunu’nun “Önelsiz fesih ve
infisah” başlıklı 14. maddesinin III. Bendi
aşağıdaki gibidir.
“III - İşveren, işveren vekili ...
tarafından:
a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir
süre seferden kaldırılması,
b) Gemi adamının herhangi bir sebeple sürekli olarak
gemide çalışmasına engel bir hastalığa veya
sakatlığa uğraması,
hallerinde feshedilebilir.”
Açıklama: Gemi adamının çalıştığı gemi gerek resmi
makamların talimatıyla 30 günden fazla süre seferden
alıkonması halinde ve gemi adamının gemide
çalışmasına engel bir hastalığa tutulduğunun
anlaşılması halinde işveren gemi adamının işine son
verilebilir bu durumda gemiadamına hem kıdem
tazminatı hem de İşsizlik Ödeneği verilir.
C- 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’nun 12’inci
maddesinin birinci fıkrasına göre işine işveren
tarafından son verilen gazeteciler
5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi
Hakkında Kanun’un 12’inci maddesinin birinci
fıkrasına göre işveren tarafından feshedilmiş
olanlara da şartları var ise hem kıdem tazminatı
ödenir hem de İşsizlik Ödeneği ödenir.
“Akdin tatbik edilmediği hallerde fesih” başlığını
taşıyan bahse konu maddenin birinci fıkrası
aşağıdaki gibidir.
“Gazetecinin uğradığı hastalık sebebiyle iş akdi
işveren tarafından feshedilemez. Ancak, bu
hastalığın altı aydan fazla uzaması halinde tazminat
verilmek suretiyle akdin feshi cihetine
gidilebilir.”
Ancak aynı maddenin ikinci fıkrası ise gazetecinin
lehine bir düzenlemedir ve aşağıdaki gibidir.
“Bu maddenin birinci fıkrasında yazılı haller
dolayısiyle vazife göremiyecek duruma düşüp de
işveren tarafından işinden çıkarılan gazeteci, azami
bir yıl içinde iyileştiği takdirde tekrar eski işine
tercihan alınır.”
Eşiniz kaçarsa ne
olacak?
Üçüncü Bent
III. Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile
çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya
çıkması.
Açıklama:
Bu bent gereğince de işverenin işçiyi derhal çıkarma
hakkı vardır ve buna örnek olarak Yargıtay Kararları
gereğince çocuğu hastalandığı için tedavisi için
memleketine gitmesi veya karısı evden kendisine
haber vermeden gittiği için eşinin nerede olduğunu
araştırmak için işyerine gelmeyen işçinin durumu
olabilir...
MuhasebeNet.Net
Süreli hizmet akdi bitince de
ödenek var
4-Belirli süreli hizmet akdi ile çalışmakta olup da
sürenin bitiminde işsiz kalanlar,
Hizmet akdinin belirli süreli olması halinde, bu
sürenin bitimi nedeniyle işsiz kalanlar, 854 sayılı
Deniz İş Kanununun 7 nci maddesinin (II) numaralı
bendinde belirtilen hizmet akdinin belirli bir sefer
için yapılmış olması nedeniyle sefer sonunda işsiz
kalanlar da İŞSİZLİK ÖDENEĞİ alırlar.
A-4857 Sayılı İş Kanunu’nun 11 ve 12. Maddelerine
Göre Belirli Süreli İş Akdi ile Çalışanlar
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 11. ve 12. maddelerine
göre;
İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı
halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli
süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya
belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif
koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında
yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli
iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden
olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme)
yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan
itibaren belirsiz süreli kabul edilir.
Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri,
belirli süreli olma özelliğini korurlar.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi,
ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş
sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz
süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye
göre farklı işleme tâbi tutulamaz.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye,
belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve
paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin
çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi
bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri
veya işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli
süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı
kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden
olmadıkça, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan
emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır.
Buna göre, işçi ile işveren yazılı olarak anlaşmış
ve sözleşmenin bitimi için belirli bir tarih
öngörmüşlerse sözleşmenin bitim tarihinden sonra
işçiye İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenir.
B-5953 Sayılı Basın-İş Kanunu’nun 4. Maddesine Göre
Belirli Süreli İş Akdi ile Çalışanlar
5953 Sayılı Basın-İş Kanunu gereğince gazeteci ile
işveren arasında yazılı akit yapılması zorunludur
ancak iki taraf anlaşırsa akdin bitimi için bir
müddet koyabilirler. Bir müddet konulmamış ise akit
süresiz hizmet akdi sayılır.
Gazeteci ile işveren arasında yazılı hizmet akdinde
belirli bir müddet yazılmış ise müddet sonunda
sonunda sözleşme kendiliğinden sona erer ve
gazeteciye İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenir.
C- 854 Sayılı Deniz-İş Kanunu’nun 7. Maddesinin (II)
Bendine Göre Belirli Süreli İş Akdi ile Çalışanlar
“Belirli süre veya sefer için akit” başlığını
taşıyan maddenin (II) bendi ise aşağıdaki gibidir.
“II - Belirli sefer için yapılmış hizmet akti,
akitte yazılı seferin sonunda geminin vardığı
limanda yükünü boşaltmasıyla sona erer.”
İşsiz kalan gemi adamına İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenir.
İşsizlik ödeneği için işverenin yapması
gerekenler
1-İŞVEREN, İŞTEN AYRILMA BİLDİRGESİ (İAB)
DÜZENLEYECEKTİR.
İşveren, İŞÇİSİNİN hizmet akdinin Kanunda öngörülen
hallerden birisine dayalı olarak feshedilmesi
durumunda, örneği Türkiye İş Kurumunca hazırlanacak
üç nüsha İşten Ayrılma Bildirgesini düzenleyecektir.
İAB’lerin bir nüshasını 15 gün içinde Türkiye İş
Kurumuna göndermek, bir nüshasını hizmet akdi
feshedilene vermek ve bir nüshasını da işyerinde
saklamakla yükümlüdür.
2- İŞVEREN (İAB) VERMEZSE CEZASI VAR MI?
4447 Sayılı Kanun’un 54. maddesine göre;İşten
ayrılma bildirgesini Kuruma vermeyen işverenlere her
bir fiil için ayrı ayrı sanayi kesiminde çalışan
onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık
asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası
verilir.
3 İŞVEREN CEZAYA KARŞI NE YAPABİLİR?
İDARİ para cezaları tebliğ tarihinden itibaren 7 gün
içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Türkiye
İş Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir.
İtiraz takibi durdurur. İş Kurumunca itirazı
reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden
itibaren 7 gün içinde yetkili mahkemede itiraz
edebilirler. İtiraz üzerine verilen kararlar
kesindir.
Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini
durdurmaz. İşsizlik sigortası uygulamasına ilişkin
işlemlere karşı sigortalıların ve işverenlerin
yapacakları itirazlardan Sosyal Sigortalar Kurumuna
verilen görevlerle ilgili olanlar SSK’ya, diğerleri
ise İş Kurumuna yapılır.
İtirazların, işlemin tebliğ tarihinden itibaren 15
gün içinde yapılması ve 30 gün içinde
sonuçlandırılması zorunludur. Yapılan itirazlar daha
önce yapılmış bulunan işlemlerin uygulanmasını
geciktirmez. İtiraz yoluna başvurulmuş olması
ilgililerin yargı yoluna başvurma haklarını ortadan
kaldırmaz.
İş yerleri satılanlar
5- İşyerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi,
kapanması veya kapatılması, işin veya işyerinin
niteliğinin değişmesi nedenleriyle işten çıkarılmış
olanlar
A-4857 Sayılı İş Kanunu ile 5953 Sayılı Kanun
(Gazeteciler) Gereğince Çalışanların Durumu
“İşyerinin veya bir bölümünün devri” başlıklı 6.
maddeye göre;
“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme
dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir
tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan
iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte
devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas
alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında
işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden
önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken
borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte
sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden
işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki
yıl ile sınırlıdır.
Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün
değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk
hükümleri uygulanmaz.
Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf
işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden
dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için
haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan
işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş
organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih
hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden
derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının
tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün
başkasına devri halinde uygulanmaz.”
Açıklama: Yeni İş Kanunu gereğince işyeri
devredilmesi halinde işçilerin iş akitleri
feshedilemez ancak devreden veya devralan işverenin,
ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş
organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih
hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden
derhal fesih hakları saklıdır.
Bu sebepler ile işçinin işine son verilebilir
Ayrıca işçinin çalıştığı işyerinin tamamen
kapatılması veya kapanması,
İşçinin yaptığı işin niteliğinin değişmesi gibi
hallerde işçinin işine tazminatları verilmek
kaydıyla son verilebilir.
Bu durumda işsiz kalana İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ödenir.
Yukarıdaki durumların tamamı 5953 Sayılı Basın-İş
Kanunu’na göre çalışan gazeteciler için de
geçerlidir.
B-854 Sayılı Deniz İş Kanunu Gereğince Çalışanların
Durumu
854 sayılı Deniz İş Kanununun 14 üncü maddesinin (IV)
numaralı bendindeki nedenlerle işsiz kalanlara da
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ verilir.
Bahsi geçen (IV) bent aşağıdaki gibidir.
“IV - Geminin kayba uğraması, terk edilmesi veya
harp ganimeti ilan edilmesi veyahut Türk Bayrağından
ayrılması hallerinde ise hizmet akti kendiliğinden
bozulur.”
Özelleştirme mağduru işsizlerin durumu
6-4046 Sayılı Kanun’un 21. maddesi gereğince
Özelleştirmeye tabi tutulan resmi kurumlarda
çalışırken işsiz kalan kamu işçilerine kanun
gereğince belirli bir süre Özelleştirme Nedeniyle İş
Kaybı Tazminatı ödenmektedir.
İş kaybı tazminatı ile işsizlik ödeneğini birlikte
almaya hak kazananlara öncelikle iş kaybı tazminatı
ödenecektir.
İş kaybı tazminatı almak üzere yapılan başvurular
aynı zamanda işsizlik ödeneği talep başvurusu yerine
de geçecektir.
İş kaybı tazminatı ödeme süresi bittiği halde bir
işe yerleştirilemeyenlere, iş kaybı tazminatı alınan
süreler mahsup edilmek şartıyla kalan süre için
işsizlik ödeneği ödenecektir.
Açıklama: 4046 Sayılı Kanun gereğince işyerinin
özelleştirilmesi nedeniyle iişsiz kalan sigortalı en
fazla 8 ay İş Kaybı Tazminatından
yararlanabilecektir. Son üç yılda 1080 gün işsizlik
sigortası prim ödemesi var ise, bu sigortalı
işsizlik ödeneğine hak kazandığı
10 aya karşılık (İş kaybı tazminatı aldığı süre
mahsup edildikten sonra) sadece 2 ay işsizlik
ödeneği alabilecektir.
Hangi işsizler ödenek alamaz?
Aşağıda sıralanan nedenler ile işsiz kalanlara
işsizlik ödeneği verilmez;
İşten çıkarılmadan önceki son 120 günü sürekli
olarak çalışmış olsa dahi işsiz kalmadan önceki son
üç yıl içinde 600 gün süre ile prim ödememiş
olanlar,
Son üç yıl içinde 600 gün prim ödenmiş olsa dahi
işten çıkarıldığı günden geriye doğru 120 günlük
sürede eksik çalışması olanlar,
120 Günün Hesabına Dikkat
Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 120
gün içinde, hizmet akdi devam etmekle birlikte,
hastalık, ücretsiz izin, disiplin cezası, gözaltına
alınma, hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali,
kısmi istihdam ile grev, lokavt, genel hayatı
etkileyen olaylar, ekonomik kriz, doğal afetler
nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulması veya işe
ara verilmesi halinde, prim yatırılmayan süreler
için Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) kayıtları esas
alınacak ve 120 günün hesabında prim yatırılmayan bu
süreler kesinti sayılmayacaktır.
Hizmet akitlerini kendi istek ve iradeleri ile
feshedenler, (İstifa edenler)
Muvazzaf askerlik görevi nedeniyle hizmet akitleri
feshedilenler,
Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan gelir ve
yaşlılık aylığı alanlar,
Hizmet akitleri grev, lokavt veya kanundan doğan
ödevler nedeniyle askıya alınmış olanlar,
Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri
nedeniyle hizmet akitleri işverenler tarafından
feshedilmiş bulunanlar. (4857/25/II.)
İşsizlik ödeneği almak için işçinin yapması
gerekenler
İŞSİZLİK ödeneğine hak kazanan işçilerin, işsizlik
ödeneğinden faydalanmak üzere işveren tarafından bir
nüshası kendilerine verilen (İAB) İşten Ayrılma
Bildirgesi ile birlikte hizmet akdinin feshedildiği
tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde,
İŞKUR’un en yakın ünitesine başvurmaları
gerekmektedir.
Sigortalı işsiz, resmi kimlik belgesi ve işveren
tarafından düzenlenen İAB ile hizmet akdinin sona
erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde, işyerinin
bağlı bulunduğu yerdeki İŞKUR müdürlüğüne talep
dilekçesi ile şahsen müracaat edecektir.
İşverenin İAB düzenlememesi halinde, hak kaybına yol
açılmaması için sigortalı işsizin talep dilekçesi ve
resmi kimlik belgesi ile yaptığı müracaatı kabul
edilecektir. Ancak, bu durumda talep dilekçesi İAB
yerine geçmeyecektir. İşverenin İAB düzenlememe
nedeni İş-Kur tarafından araştırılarak gerektiği
hallerde yasal işlemler başlatılacaktır.
Sigortalı işsizin, hizmet akdinin feshedildiği
tarihi izleyen günden itibaren mücbir sebeplerden
kaynaklanan gecikmeler hariç 30 gün içinde İŞKUR’a
başvurmaması halinde, başvuruda gecikilen süre
işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden
düşülecektir. Sigortalı işsiz, gecikmeye neden olan
mücbir sebepleri başvuru sırasında belgelendirmek
zorundadır.
İşsizin mücbir sebep halleri;
a) Eş, çocuk, anne, baba veya kardeşlerinden birinin
vefatı ya da resmi kurum veya kuruluşlardan alınacak
doktor raporu ile kanıtlanmak kaydıyla kendisinin
veya bu maddede sayılanlardan birinin hastalık hali,
b) Yangın, yer sarsıntısı, sel baskını gibi doğal
afetler,
c) Herhangi bir nedenle ulaşımın imkansız hale
gelmesi,
d) Kanuni bir ödevin yerine getirilmesi,
e) Muvazzaf askerlik hizmetinin yerine getirilmesi,
f) Gözaltına alınma hali,
g) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutukluluk hali,
h) Savaş, sıkıyönetim, olağanüstü hal gibi durumlar,
ı) Salgın hastalık nedeniyle karantina,
gibi mücbir sebeplerle 30 günden daha geç başvurusu
halinde kaybı olmaz ve kendisine işsizlik ödeneği
ödenir.
İssizlik ödeneği icin 4 temel koşul gerekiyor
İşsizlik ödeneği alabilmek için işten atıldığı tarih
itibarıyla son 3 yılda 600 gün sigortalı olmak, son
4 aydır sigortalı olmak, işten ayrıldıktan sonraki
ilk 30 gün içinde İŞKUR’a başvurmuş olmak ve
İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 51. maddesindeki
nedenlerden dolayı işten atılmış olmak gerekiyor
KİM KAÇ AY İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALACAK?
4447 Sayılı Kanuna göre;
İşsizlik ödeneği alabilmek için dört temel koşul
öngörülmüştür.
1-Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3
yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim
ödenmiş olması,
2-İş akdinin feshedildiği tarihten geriye doğru
sürekli 120 gün prim ödenmiş olması,
3-Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun
51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı
olarak sona ermiş olması, (yukarıda açıklanan
sebepler)
4-Sigortalı işsizin, İşten Ayrılma Bildirgesi’ni
işten ayrıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde
İŞKUR’un ilgili ünitesine doğrudan başvurarak
vermesi.
Yukarıda sıralanan şartların hepsini taşıyanlardan;
Son üç yıl içinde 600 gün prim ödemiş olanlara 180
gün, (altı ay)
Son üç yıl içinde 900 gün prim ödemiş olanlara 240
gün, (sekiz ay)
Son üç yıl içinde 1080 gün ve daha fazla prim ödemiş
olanlara 300 gün, (on ay)
süre ile işsizlik ödeneği ödenecektir.
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ ALIRKEN İŞ BULURSA NE OLUR?
SigortalI işsiz, işsizlik ödeneği almaya devam
ederken daha süresini tamamlamadan tekrar işe girer
ve işsizlik ödeneğinden yararlanmak için kanunun
öngördüğü şartları yerine getiremeden yeniden işsiz
kalırlarsa, daha önce hak ettikleri sürelerini
dolduruncaya kadar bu haktan yararlanmaya devam
eder.
Mesela, 180 gün yani altı ay işsizlik ödeneği almaya
hak kazanmış vaziyette olup bu ödeneği 2 ay aldıktan
sonra iş bulursa işsizlik ödeneği iş bulduğu için
kesilir.
Ancak, bu işinden 3 ay sonra işveren tarafından
işten çıkarılırsa sadece daha önce kesintiye uğrayan
işsizlik ödeneğinin geri kalan kısmı olan dört ay
daha işsizlik ödeneği alabilir.
Ya da; 240 gün süreyle işsizlik ödeneği almaya hak
kazanan sigortalı işsiz, 120 gün işsizlik ödeneği
aldıktan sonra, işe girer ve 600 günden az prim
ödemek suretiyle yeniden işsiz kalırsa, sigortalı
işsizin alacağı işsizlik ödeneği süresi 240-120=120
gündür. Sigortalı işsiz yeni işinde 600 gün prim
ödeyerek işsiz kalırsa sadece yeni hak sahipliğinden
doğan 180 gün işsizlik ödeneğine hak kazanır.
İşsizlik ödeneğinden yararlanmak için kanunun
öngördüğü şartları yerine getirmek suretiyle yeniden
işsiz kalırlarsa, sadece bu yeni hak sahipliğinden
doğan süre kadar işsizlik ödeneği alacaklardır.
Mesela, 180 gün yani altı ay işsizlik ödeneği almaya
hak kazanmış vaziyette olup bu ödeneği 2 ay aldıktan
sonra iş bulursa işsizlik ödeneği iş bulduğu için
kesilir.
Ancak, bu işinde 600 gün (20 ay) çalıştıktan sonran
işveren tarafından işten çıkarılırsa sadece daha
önce kesintiye uğrayan işsizlik ödeneğinin geri
kalan kısmı değil yeni hak kazandığı altı aylık süre
kadar işsizlik ödeneği alabilir.
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ HANGİ DURUMLARDA KESİNTİYE
UĞRAR?
İşsizlik ödeneği;
İŞKUR tarafından teklif edilen, mesleklerine uygun
ve son çalıştıkları işin ücret ve çalışma
koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye
mücavir alanı sınırları içinde bir işi haklı bir
nedene dayanmaksızın reddedenlerin işsizlik ödeneği
kesilecektir.
İşsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir
işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik
kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit
edilenlerin işsizlik ödeneği kesilecektir.
Hastalık, tutukluluk hali gibi haklı bir nedene
dayanmaksızın İŞKUR tarafından yapılan çağrıları
zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri
öngörülen süre içinde vermeyenlerin, işsizlik
ödenekleri kesilecek, ödeneğin kesilme gerekçesinin
ortadan kalkması halinde, işsizlik ödeneği
ödenmesine yeniden başlanacaktır. Bu suretle
yapılacak ödemenin süresi başlangıçta belirlenmiş
olan toplam hak sahipliği süresinin sonunu
geçmeyecektir.
Mesela;180 gün süre ile işsizlik ödeneğine hak
kazanan sigortalı işsiz, 60 gün işsizlik ödeneği
aldıktan sonra, İŞKUR’un istediği bilgileri, haklı
bir neden olmaksızın İŞKUR’ca öngörülen sürenin
bitiminden itibaren 25 gün geç vermesi durumunda,
işsizlik ödeneği 25 gün süreyle kesilir. Bu durumda,
sigortalı işsizin alacağı işsizlik ödeneği süresi
180-60-25=95 gündür.
İşsiz durumda iken tatbikat, manevra gibi (normal)
muvazzaf askerlik dışında herhangi bir nedenle silah
altına alınanlarla, hastalık ve analık nedeniyle
SSK’dan geçici işgöremezlik ödeneği almaya hak
kazananların ödenekleri bu durumlarının devamı
süresince durdurulur.
Mesela; 180 gün süre ile işsizlik ödeneğine hak
kazanan sigortalı işsiz, 60 gün işsizlik ödeneği
aldıktan sonra, muvazzaf askerlik dışında herhangi
bir nedenle 30 gün süre ile silah altına alınırsa,
işsizlik ödeneği 30 gün için durdurulur. Bu süre,
daha sonra sigortalı işsizin alacağı işsizlik
ödeneği süresinin sonuna eklenir. Bu durumda,
sigortalı işsizin alacağı işsizlik ödeneği
180-60=120 gün üzerinden hesaplanıp ödenecektir.
İşsizlik ödeneği ne şekilde hesaplanacak ve nasıl
ödenecektir?
GÜNLÜK işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık
(120 günlük) prime esas kazançları dikkate alınarak
bulunacak günlük ortalama net kazancının yüzde
ellisi olarak hesap edilecektir.
Bu şekilde günlük olarak hesaplanan işsizlik ödeneği
aylık olarak, her ayın sonunda ödenecektir.
Kanun gereğince, işsizlik ödeneği miktarının asgari
ücretin netini geçmesi mümkün değildir. (Aylık üst
sınır 303.079.500-TL)
İşsizlik ödeneği, aylık olarak işsiz adına açılacak
banka hesabına havale edilecektir. İlk işsizlik
ödeneği hak kazanılan tarihi izleyen ayın sonunda
ödenecektir.
İşsizlik ödeneği damga vergisi hariç herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulamaz, nafaka borçları
dışında haciz veya başkasına devir ve temlik
edilemez.
Örnek 1:
Aylık işsizlik ödeneği, günlük ortalama net kazancın
30 ile çarpımından binde altı oranında damga vergisi
düşülerek hesaplanır. Çalıştığı son dört ay
süresince, prime esas kazancı SPEK alt sınırı olan
562,50- YTL. dikkate alındığında sigortalı işsizin,
aylık net ücreti 403,54 YTL. ve günlük ortalama net
kazancı 13.45- YTL. günlük işsizlik ödeneği ise bu
miktarın %50’si olan 6.73-YTL.’dir. Buna göre,
sigortalı işsizin aylık işsizlik ödeneği miktarı,
(6.73x30)-(6,73x30x0.006)=200,56 -YTL’dir. Bu miktar
aynı zamanda en düşük işsizlik ödeneği miktarıdır.
Ali Tezel
SGK Başmüfettişi |