Faturanın işletmeye geç gelmesi ve KDV indirimi
Ticari hayatta çoğu zaman mal
sevkiyatı sevk irsaliyesi ile yapılmakta ve sevkiyata
ilişkin fatura işletmeye daha sonra kargo ya da posta
ile gönderilmektedir.
Özellikle ay sonlarında yapılan mal ticaretindeki
faturaların düzenlenmesi ve alıcı firmaya ulaşması,
ilgili ay KDV. Beyannamesinin verileceği tarihten
sonraki bir güne rastlamakta, muhatap işletme
yetkilileri arasında faturanın kayıtlara alınıp
alınamayacağı yönünde tereddütler yaşanmakta ve bu
tereddütler da iş hayatında verimliliği olumsuz yönde
etkilemekte ve hatta idare ile firma arasında vergi
ihtilaflarına neden olmaktadır.
İşletmecileri ve muhasebe mesleğini icra edenleri
yakından ilgilendiren faturanın işletmeye geç gelmesi ve
KDV indirimi makalemizin konusunu oluşturacaktır.
a. Vergi Usul Kanunu
hükümleri
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'muzun 219'uncu maddesi
"Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:
a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak
muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman
zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on
günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.
b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri,
primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve
parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten
müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere
işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin
esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine
cevaz vermez.
c) Günlük kasa, günlük perakende satış ve hasılat
defterleri ile serbest meslek kazanç defterine
muameleler günü gününe kaydedilir" hükmüne amirdir.
Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere işlemlerin
defterlere zamanında kayıt edilmesi gerekmekte olup (a)
bendi gereğince işlemlerin iş hacmindeki yoğunluğa bağlı
olarak 10 günlük bir gecikmeyle kayıt edilmesine müsaade
edilmiştir. Yine aynı maddenin (b) bendinde ise
kayıtlara ait muhasebe fişlerinin yetkili amirlerin imza
ya da parafının bulunması durumunda bu fiş ve benzeri
vesikaların deftere işlenmesine eşdeğer olacağı ifade
edilmiştir.
Kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde VUK 352'nci
maddesinin (I) bendinin 6 fıkrası gereği 1'inci derece
usulsüzlük cezası kesileceği de hüküm altına alınmıştır.
Buradan anlaşılması
gereken şudur:
a) Kanun 10 günlük gecikmeye ve bu kayıtların 45 gün
içinde de yasal defterlere işlenmesine izin vermiştir.
b) Ancak kayıtların 10 günlük gecikme dışında da kayıt
altına alınması mümkündür. Bu durumda ise kanuna aykırı
hareket etmekten dolayı 1'nci derece özel usulsüzlük
cezası tatbik edilecektir.
b. Katma Değer Vergisi
Kanunu hükümleri
İşletmelerde faturanın geç gelmesine bağlı olarak
indirim konusu yapılan KDV. özellikle ilk yıllarda
sürekli sancılı olmuştur. Nitekim idare ile mükellefler
arasında yaşanan uyuşmazlıklar ve davalar neticesinde
kanun koyucu 29'ncu maddeye 3'üncü fıkrayı ilave ederek
"İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu
takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların
kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde
kullanılabilir" hükmünü eklemek suretiyle uygulamada
rahat hareket edilmesine olanak sağlamıştır.
18 Temmuz 1986 tarih ve 19168 sayılı Resmi Gazete'de
yayınlanan 23 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel
Tebliği'nin H bendinin 3'üncü fıkrasında
"...mükelleflerin alış ve giderlerine ilişkin
vesikaların kendi iradeleri dışındaki sebeplerle
işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesi
halinde, ispat ve tevsik edilmek şartıyla olayın mücbir
sebep olarak kabul edilmesi ve vesikaların kayıt
süresinden sonra kayda alınması mümkündür. Mükellefler
bu suretle belgeleri kanuni sürenin geçmesinden sonra
defter kayıtlarına almaları halinde de fatura ve benzeri
vesikalarda ayrıca gösterilen katma değer vergisi bu
belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği
vergilendirme döneminde indirim konusu
yapılabilecektir..." denmiş ve hemen arkasından da
konunun daha iyi anlaşılması bakımından "...28 Ağustos
1986 tarihli faturanın 16 Ekim 1986 tarihinde deftere
kayıt edilmesi halinde Ekim 1986, 4 Kasım 1986 tarihinde
deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım 1986
vergilendirme dönemlerinde indirim konusu
yapılabilecektir..." şeklinde örnek verilmiştir.
Nitekim idare ile mükellefler arasında yaşanan
uyuşmazlıklar dava konusu haline gelmiştir. Faturanın
geç işlenmesine bağlı olarak yapılan KDV. İndirimi
konusu özellikle Danıştay'ın 7'nci ve 9'uncu
dairelerinde çözümlenmiştir. Nitekim;
Danıştay 7'nci Dairesi
17.01.91 karar tarihli, 4021 esas ve 130 no.lu
kararında;
"...şirketin kayıtlarında işlenmiş bulunan belgelerin
sadece defterlere geç yazılması mükelleflere kanunen
tanınan bu hakların ortadan kaldırılmasına neden
olmayacağına..."
27.01.93 karar tarihli,
4413 esas ve 200 no.lu kararında;
"...vergi indirimi mükellefiyete bağlı bir görev ve hak
olduğundan, sadece belgelerin bütün defterlere aynı
takvim yılı içinde geç yazılması, mükelleflere kanunen
tanınan bu hakkın ortadan kaldırılmasına neden
olmayacağına..." hükmetmiştir.
KDV Kanunu'nun 29 maddesinin 3'üncü fıkrasından, bu
fıkraya bağlı 23 seri no.lu KDV Genel Tebliği'nden ve
Danıştay kararlarından da açıkça anlaşılacağı gibi;
faturanın işletmeye ve/veya muhasebeye geç gelmesi,
faturadaki tarihe ait beyannamenin verilmiş olmasından
sonra gelmesi hali söz konusu faturanın kayıtlara
alınmasına engel değildir. Buradaki önemli kıstas,
fatura hangi tarihte gelirse gelsin, takvim yılı
aşılmadan önce kayıtlara alınması gerektiğidir.
c. Faturadaki KDV
indiriminin imkansız hale gelmesi
Özellikle aralık dönemine ilişkin KDV beyannamesinin
verilmesinden sonra işletmeye gelen ya da kayıtlara
alınması geciken faturadaki KDV'nin indirim konusu
yapılması mümkün değildir. İndirim konusu yapılamayan
KDV'nin gider yazılmak suretiyle gelir ve kurumlar
vergisi matrahından indirimi de söz konusu değildir. (KDVK.
Md. 58)
Böyle bir durumda, faturadaki matrahın ilgili hesaplara
ve KDV tutarının da kanunen kabul edilmeyen gider olarak
kayıtlara işlenmesi uygun olacaktır.
d. Değerlendirme ve
sonuç
Muhasebenin temel kavramlarının 4'üncüsü olan
dönemsellik kavramı her dönemin faaliyet sonuçlarının
diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasını esas
kabul ederken aynı zamanda da hasılat, gelir ve kârların
aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla
karşılaştırılması ilkesini benimsemiştir.
İşletmelerin satılan mal ve hizmet maliyetinin kayıtlara
zamanında intikal ettirmesi geçici vergi matrahının ve
bu matraha bağlı olarak oluşacak dönemsel kâr veya
zararın doğru beyan edilmesi açısından da oldukça
önemlidir.
Ancak faturanın ait olduğu aydan sonra ya da faturanın
ilgili olduğu dönem KDV beyanının tahakkuk
ettirilmesinden sonra işletmeye ulaşması halinde KDV
Kanunu gereğince ilgili faturanın işletmeye geldiği
tarihte söz konusu tebliğ uyarınca mücbir sebep
sayılarak kaydı yapılacaktır.
Bu durumda, inceleme ya da ihtilaf halinde; VUK 352'nci
maddesi gereğince usulsüzlük cezasına muhatap olunacağı
da akıllardan çıkarılmamalıdır.
Tebliğde de açıkça ifade edildiği üzere aralık dönemine
ait KDV beyannamesi tahakkuk ettikten sonra işletmeye
gelen fatura ve benzeri evrakların kayıtlara alınması
kural olarak mümkün olmamakla birlikte indirim konusu
meblağın yüksek tutarlarda olması halinde ilgili döneme
ait beyannamenin yeniden düzenlenerek (meslek camiamızda
düzeltme beyanı olarak adlandırılmakta olan beyanname)
vergi dairesi tarafından tahakkuk ettirilmesi uygun
olabilir. Böyle bir durumda ilgili dönem kayıtlarının;
idare tarafından incelemeye alınacağı da
unutulmamalıdır.
Ümit Günışıldar
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
|