Vergi incelemesi sonucu tarh edilecek vergiler
Vergi incelemesine tabi
tutulmuş bir yükümlü inceleme sürecinin sona ermesi ile
karşılaşabileceği yeni tarhiyatlar karşısında seçimlik
bazı durumları değerlendirmek durumundadır. Bu seçimlik
durumlar nelerdir? Sorusunu cevabını oluşturacaktır.
I. Ödeme
A. Tanım ve özellikleri
Ödeme, "tahakkuk eden bir kamu borcunun kamu borçlusu
veya onun adına üçüncü kişi tarafından usulüne uygun
olarak kamu alacaklısının tasarrufuna geçirilmesidir."
Ödeme, vergi borcunun sona ermesini sağlayan sebeplerden
biridir. Yükümlüler, tutarı daha önceki işlem
basamaklarında belirlenen vergi borçlarını ödeyerek bu
borcun sona ermesini sağlarlar. Verginin ödenmesi
suretiyle yükümlü ile verginin alacaklısı devlet
arasındaki hukuki bağ o borç miktarı itibariyle sona
ermiş olur.
VUK'ta verginin tahsili, kanuna uygun surette
ödenmesidir. (VUK md. 23) şeklinde tanımlanmıştır. Ödeme
ve tahsil kavramlarının ikisini de kapsamak üzere
eskiden "verginin cibayeti" kavramı kullanılmıştır.
B. Ödeme yöntemleri
1. Dava konusu yapılmadan ödeme
a. Doğrudan ödeme
Vergi incelemesi sonucu ikmalen veya resen vergi tarh
edilen bir yükümlü söz konusu tutarı vergi uyuşmazlığı
haline getirmeden ödeme yoluna gidebilir. Bu durumda
yükümlünün karşısında değişik seçenekler (uzlaşma,
cezada indirimli ödeme gibi) bulunacaktır. Yükümlü bu
seçeneklere başvurabileceği gibi, doğrudan tarh edilen
tutarı ödeme yoluna da gidebilir. Özellikle tarh edilen
tutarın yüksek olmaması durumunda bu yola
başvurulabilir. Ancak ödemede dava yoluna başvurmayan
yükümlülerin uzlaşma veya cezada indirim talebinde
bulundukları daha yaygın olarak karşılaşılan bir
durumdur.
İkmalen, resen veya idarece tarh olunan vergiler taksit
zamanlarından önce tahakkuk etmişse taksit süreleri
içinde; taksit süreleri kısmen veya tamamen geçtikten
sonra tahakkuk etmişse; geçmiş taksitler, tahakkuk
tarihinden başlayarak bir ay içinde ödenir (VUK md.
112/1).
Dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi
vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili
bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden
itibaren, son yapılan tahakkuk tarihine kadar geçen
süreler için 6183 sayılı yasaya göre belirlenen gecikme
faizi uygulanır, gecikme faizi de aynı süre içinde
ödenir. (VUK md.112/3-a)
b. Uzlaşma sonucunda bağlı ödeme
Tarhiyat öncesinde uzlaşma konusu yapılan vergi ve
cezada uzlaşma sağlanmışsa, uzlaşma tutanağı düzenlenir
ve bu tutanak derhal ilgili vergi dairesine intikal
ettirilir. Bu tutanak tahakkuk fişi yerine geçer.
Uzlaşma vaki olduğu takdirde, uzlaşma tutanağı vergi ve
cezaların ödeme zamanlarından önce ilgiliye tebliğ
edilmişse kanuni ödeme zamanlarında; ödeme zamanları
kısmen veya tamamen geçtikten sonra tebliğ edilmişse
ödeme süreleri geçmiş olanlar uzlaşma tutanağının
tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir (VUK ek madde
8/1).
Uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu kanunun 112.
maddesine göre gecikme faizi hesaplanır (VUK ek madde
11/2-son). Uygulanacak gecikme faizi oranı 6183 sayılı
AATUHK madde 51'deki gecikme zammı oranında olacaktır.
Uzlaşılan vergilerde gecikme faizi; uzlaşılan vergi
miktarına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve
tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade
tarihinden itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı
tarihe kadar geçen süre için uygulanır. Ancak, üzerinde
uzlaşılan vergi uzlaşma sona ermeden ödenmiş de
olabilir. Böyle bir durumda gecikme faizi, normal vade
tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre dikkate
alınır.
Uzlaşılan vergi ve cezaların vadesinde ödenmemesi
uzlaşmayı hükümsüz kılmaz. Uzlaşılan vergi ve ceza
tutarını vadesinde ödemeyen yükümlü hakkında 6183 sayılı
kanun hükümlerince takibat yapılır.
c. Cezada indirimli ödeme
İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergi veya vergi
farkını ve aşağıda gösterilen indirimlerden arta kalan
vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarını
mükellef veya vergi sorumlusu ihbarnameleri tebliğ
tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi
dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı kanunda
belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden
itibaren 3 ay içinde ödeyeceğini bildirirse, vergi ziyaı
cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde
üçte biri, usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezalarının
üçte biri indirilir (VUK madde 376).
Yükümlünün cezada indirimli ödemeden yararlanabilmesi
için söz konusu tarhiyatı dava konusu yapmaması, dava
açma süresi içersinde indirimli ödeme talebinde
bulunması ve ödemeyi vadesinde yapması veya teminat
gösterilmesi halinde vadenin sona erdiği tarihten
itibaren üç ay içinde ödemesi gerekir.
Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği
vergi ve vergi cezasını vadesinde veya teminat
gösterilmesi durumunda vadenin bitmesinden utubaren üç
ay içinde ödemezse indirimli ödeme olanağından
yararlandırılmaz.
Aynı şekilde yükümlünün ikmalen veya resen tarh edilen
vergi ve cezayı uyuşmazlık konusu haline getirerek
mahkemede dava açması durumunda da bu olanaktan
yararlandırılması söz konusu olamayacaktır.
Yükümlüler, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar için
ayrıca VUK madde 376 gereğince indirimli ödeme
olanağından yararlanamazlar veya indirimli ödeme
talebinde bulunan yükümlü aynı zamanda uzlaşma talebinde
bulunursa indirimli ödeme olanağından yararlandırılmaz.
Ancak, ceza muhatabının, uzlaşma tutanağını
imzalayıncaya kadar uzlaşma talebinden vazgeçtiğini
beyanla hadiseye 376. maddenin uygulanmasını istemek
hakkı saklıdır (VUK ek madde 9/son). Bir diğer ifadeyle
üzerinde uzlaşılan vergiler VUK 376. madde hükmünden,
VUK 376'dan yararlanan vergi ve cezalar hakkında da
uzlaşma hükümleri uygulanamaz.
Mevcut düzenlemeye göre yükümlüler uzlaşma ile cezada
indirimli ödemeyi karşılaştırarak kendi çıkarlarına daha
iyi olduğunu hesapladıklarını tercih edeceklerdir. Buna
göre, cezalarda indirimli ödeme uygulamasında yükümlü
vergi aslını aynen ödemekle beraber, cezanın yarısına
kadar olan kısmı silinebilecektir.
2. Dava konusu edildikten sonra (dava devam ederken)
ödeme
Nezdinde inceleme yapılan yükümlü hakkında ikmalen ve
resen tarh edilen verginin ilgilisine tebliği
zorunludur. Tebliğden sonra yükümlü 30 gün içersinde
yapılan tarhiyata karşı vergi mahkemesinde dava
açabilir. Yükümlünün yapılan tarhiyat hakkında
uyuşmazlık çıkartması durumunda verginin tahakkuk
mahkeme kararına kadar ertelenmiş olur. Bu işlem dava
konusu edilen vergi ve cezaların tahsil işlemini
durdurur.
Vergi yargısında uyuşmazlık konusu yapılan davanın
uzaması ihtimaline karşılık yükümlü daha fazla gecikme
faizine muhatap olmamak için dava devam ederken tarh
edilen vergi ve cezayı kısmen veya tamamen ödeme yoluna
gidebilir. Dava açılması nedeniyle tahsili duran vergi
ve cezalar mükellefler tarafından istenildiği takdirde
davanın devamı sırasında kısmen veya tamamen ödenebilir
(VUK 112/3-son). Yükümlünün davanın devamı sırasında
yaptığı/yapacağı ödeme davanın görüşülmesine devam
edilmesine engel teşkil etmez. Davaya devam olunur. Dava
sonuçlandığında, tarh edilen vergi onanmışsa, daha önce
yapılan ödeme yükümlünün yaptığı gecikme faizi tutarının
hesabında ödemenin yapıldığı güne kadar olan kısım
hesaplanır. Dava sonucunda yapılan tarhiyat terkin
edilirse, yükümlünün yaptığı ödeme yükümlünün daha sonra
yapacağı başvuru sonucuna göre iade edilir.
3. Dava sonucuna göre ödeme
Dava sonucuna göre ödeme ancak vergi mahkemesinin
inceleme elemanının yapmış olduğu tarhiyatı onaması
durumunda söz konusu olacaktır. Doğal olarak vergi
mahkemesinin, terkin edilmesi veya yapılan tarhiyatın
reddi doğrultusundaki kararına karşı ödeme yapılmayacağı
açıktır.
Vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 27/3 gereğince tahsili
durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar,
vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait
ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde
ödenir (VUK mad. 112/3).
Ayrıca ikmalen ve resen yapılan tarhiyatlarda dava
konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına,
kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili
bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden
itibaren, yargı oranı kararının tebliğ tarihine kadar
geçen süreler için 6183 sayılı kanuna göre tespit edilen
gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme
faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin
hesaplanmasında ay kesirleri dikkate alınmaz (VUK md.
112/3-b).
4. Mükellefiyetin sona ermesi durumunda ödeme
Memleketi terk edenlerin, ölenlerin veya benzeri haller
dolayısıyla mükellefiyetleri kalkanların ikmalen, resen
veya idarece tarh olunan vergileri tahakkuk tarihinden
başlayarak bir ay içinde ödenir (VUK md. 112/2-3). Ancak
teminat gösterilmesi durumunda vergi kanunu ile belli
taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise üç ay
uzatılır (VUK md. 112/2-son).
C. Ödeme şekli
Tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar nakden
ödenebileceği gibi, mahsuben, çizgili çekle, banka
aracılığıyla, posta aracılığıyla ödenebilir. Ayrıca 4962
sayılı yasa ile yapılan değişiklikle bundan böyle kamu
borçlarının banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar
kullanmak suretiyle ödenmesine olanak sağlanmıştır.
Günümüzde, posta yolu ile ödeme yarattığı bazı
sakıncaları dolayısıyla kullanılmamaktadır. Maliye
Bakanlığı 393 sayılı Genel Tebliğ ile 30.06.1996
tarihinden itibaren tahsil yetkisi vergi dairelerine ait
olan kamu borçlarının posta çeki veya posta havalesi
yolu ile ödenmesi uygulanmasına son vermiştir. Ayrıca,
Maliye Bakanlığı vergi tahsilatına aracılık etme yetkisi
verdiği bankaları genel tebliğ ile kamuoyuna
duyurmaktadır.
D. Ödeme yeri
Mali egemenlik ilkesinin sonucu olarak devlet vergi
alacağına ilişkin hususları yasalarla belirler. Bu
çevrede verginin ödeme yerine ilişkin ayrıntılar da
yasalarla belirlenmiştir. Buna göre vergi borcu,
mükellefin bu bakımdan bağlı olduğu vergi dairesine
ödenir (VUK 110/1). Mükelleflerin, vergi uygulamaları
bakımından hangi vergi dairesine bağlı oldukları vergi
yasaları ile belirlenir. Yasalarda açık hüküm
bulunmaması durumunda bağlı bulunan vergi dairesini
belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir (VUK md. 4/2).
6183 sayılı AATUHK'nın 39/1'de ise hususi kanunlarında
ödeme yeri gösterilmemiş amme alacaklarının, borçlunun
ikametgahının bulunduğu yere tahsil dairesine
ödeneceğini hükme bağlamıştır.
Bir vergi yükümlüsü farklı vergiler bakımından farklı
yerlerdeki vergi dairelerinin yükümlüsü olabilir. O
zaman her verginin ödenmesinde esas olan, bağlı bulunan
vergi dairesine ödemenin yapılmasıdır. Ancak, mükellef
vergi borcunu vergi dairesinin bulunduğu belediye
sınırları dışındaki vergi dairelerine de yatırabilir. Bu
takdirde ödemenin hangi vergi dairesi hesabına
yapıldığını bildirilmesi şarttır (VUK md. 110/2).
Yükümlünün yapacağı ödemenin geçerli olabilmesi yani
vergi borcunu ortadan kaldırabilmesi için ödemesini
vergi tahsili yapmakla yetkili kılınan bir vergi
dairesine yapması gerekir. Ayrıca vergi borcu sübjektif
özelliğe sahip olduğundan ödeme kimin/hangi kurumun
vergi borcuna karşılık olarak yapılmışsa vergi borcu o
yükümlü bakımından ve o vergi türü bakımından sona ermiş
olacaktır. Şöyle ki, bir yükümlünün birden fazla vergi
türü itibariyle mükellefiyeti bulunabilir. Örneğin,
ticari bir işletmesi olan bir yükümlü sahip olduğu
gayrimenkulu sebebiyle hem gelir vergisi mükellefi hem
de emlak vergisi mükellefi olabilir. Bu durumda
yükümlünün yapacağı ödemelerin vergi borcunu sona
erdirmesi ancak ödenen vergi türü itibariyle olacaktır.
Ödenmeyen vergi olursa buna ilişkin yükümlülük ödevleri
devam edecektir.
E. Ödeme zamanı
Vergi, kanunlarında gösterilen süreler içinde ödenir (VUK
md. 111/1). Ödeme süresinin son günü verginin vadesi
tarihidir (VUK md. 111/2). Yani, yasal olarak yükümlünün
vergisini ödeyebileceği son gündür. Bu tarihten sonra
yapılacak ödemeler için yükümlüler ek yaptırımlarla
karşılaşacaklardır.
Dr. Sevil Şin
Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enst
|