İşletmecilik açısından
bakıldığında, vergi ödemesi işletme fonlarında bir
azalmaya neden olur. Verginin işletmeden nakit çıkışı
gerektiren ücret ödemesi, mal ve hizmet alımı gibi
maliyet unsurlarından bir farkı yoktur. Bu maliyet
unsurları gibi işletmenin likiditesini, dolayısıyla
hareket kabiliyetini azaltır.
İşletmelerin ellerindeki fonu
artırmaya çalışmaları veya mevcut olan büyüklüğü
daraltmama gayretleri rasyonel işletmecilik anlayışının
doğal bir sonucudur. Bu çerçevede, vergi kanunlarının
kendilerine verdiği hakları kullanarak ödeyecekleri
vergi miktarını azaltma gayretlerini, vergiden kaçınma
olarak tanımlayabilir, ödeyecekleri vergiyi azaltmak
vergi yasalarına uyum göstermeksizin de mümkündür. Ancak
bu durumda vergi kanunlarına aykırı hareket nedeniyle
vergi kaçakçılığı söz konusu olur.
Vergiden kaçınma
Vergiden kaçınma, vergiyi
doğuran olaya sebebiyet vermemek veya daha az vergili
faaliyetleri seçmek suretiyle vergi borcundan kurtulmayı
veya azaltmayı ifade eder. Vergi yasalarında yer alan
istisna ve muafiyetlerden yararlanmak, vergi konusuna
girmeyen kaynaklardan kazanç sağlaması ya da vergiye
tabi olan mal ya da hizmetleri satın almamak suretiyle
vergiden kaçınmak mümkündür. Sabit kıymet, demirbaş alım
tarihlerini ayarlayarak vergiyi kısmen gelecek yıllara
ertelenebilir.
Vergi kaçakçılığı
Vergi kaçakçılığı, işletmenin
ödeyeceği vergiyi azaltmaya imkan veren, vergi baskısına
karşı vergi kanunlarına aykırı hareketlerdir. Böyle bir
davranış, vergiden kaçınmadan farklı olarak suç olarak
kabul edilir. Bu yolla ödenecek vergi azaltılabilir,
ancak vergi incelemeleri sonucu yüksek miktarda vergi
cezası ve gecikme faizi ile karşılaşma riski söz konusu
olur. Bu durum oldukça ağır finansman yükü yaratabilir
ve işletmenin varlığını sürdürmesini güçleştirir.
Vergi kaçırma işlemleri yapılan
satışlar için belge düzenlememek veya alışlar için sahte
veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge almak
şeklinde olabileceği gibi vergi kanunlarında yer alan
birçok müessesenin yanlış uygulanması veya kanun
hükümlerinin hatalı yorumlanması suretiyle de
gerçekleştirilebilir.
Vergi planlaması
Globalleşen, rekabetin yoğun
olduğu, işletmelerin düşük kâr oranlarıyla çalışmak
durumunda olduğu bir ortamda sadece vergi planlaması
değil, tüm işletme faaliyetlerinin planlanması hayati
önem taşır. Satın almalar, yatırımlar, yurtiçi ve
yurtdışı faaliyetler gerçek bilgilere dayanan planlama
ve raporlamalar esas alınarak yürütülmelidir.
Planlama ve faaliyet
sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlayan raporlama
çalışmaları işletmelerin faaliyeti sırasında varlığını
sürdürmeyi engelleyecek bir sürprizle, ciddi risklerle
karşılaşma ihtimaline karşı yürütülen çabalardır.
İşletme üzerinde oluşacak vergi
yükünü en aza indirmek için mükelleflerin işletmelerin
vergi kanunlarının kendilerine verdiği hakları en akılcı
şekilde kullanarak vergi yükünü azaltma çabaları olarak
tanımlayabileceğimiz vergi planlaması işletmelerin genel
planlarının ayrılmaz bir parçası olarak düşünülmelidir.
Grup şirketler ve transfer
fiyatlanması
5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun transfer fiyatlaması ile ilgili 13. maddesi
01.01.2007 itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu maddeye
göre, ilişkili kişilere yapılan mal ve hizmet alım ya da
satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle
bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya
bedele uygun olması gerekir. Emsallere uygunluk ilkesine
göre tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin
hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat
edici kayıtlar olarak saklanması zorunludur.
Özellikle gruba bağlı
şirketlerin birbirlerine yaptıkları mal ve hizmet
satışları dolayısıyla yukarıda belirtilen emsaline
uygunluk ilkesine uyum sağlamak için hesaplamalar
yapmaları gerekir. Bu hesaplamalar vergi planlaması
çalışmaları ile birlikte yürütülmelidir. Bu suretle bir
vergi incelemesi durumunda eleştiri riski ile
karşılaşılmaz.
Küçük işletmeler de vergi
planlaması yapmalıdır
Bilindiği gibi ülkemizdeki
işletmelerin önemli bir kısmı küçük işletmelerdir. Küçük
işletmeler finansal güçleri de sınırlı olduğundan, daha
az vergi ödemek için vergi kanunlarına uygun olmayan
yollardan da yararlanabilmektedir. Ülkemizdeki
kayıtdışılığın fazla olması işletmelerin vergi kaçırma
işlemlerini kolaylaştırmaktadır.
İşletmeler büyüdükçe vergi
kaçırma eğilimi nispeten azalmaktadır. Zira işletme
ortakları işlemlerin tamamını birebir takip
edemediklerinden işlemlerin kayıtlara tam ve doğru
olarak işlenmesine önem vermektedirler.
Gelişmiş ülkelerde vergiden
kaçınma vergi planlaması daha ön plandadır. Bunun nedeni
vergi kaçıran işletmelerin vergi idaresince çok sıkı
takip edilmesi, büyük yaptırımlarla karşılaşmalarıdır.
İnternetteki ve diğer iletişim
alanındaki teknik gelişmelerin getirdiği imkanlar son
yıllarda vergi idaresince de geniş şekilde
kullanılmaktadır. Gerekli mevzuat değişiklikleri de
yapılmıştır. Vergi idaresi banka bilgilerin den de
yararlanarak vergi matrahları ile ilgili bilgilere daha
kolay ulaşabilmektedir.
İşlemlerin kayıtlara tam ve
doğru olarak geçirilmesi işletmenin ekonomik gücünün
finansal durumunun ve gerçek karlılığını görmeyi
sağlayacak finansal raporların elde edilmesine imkan
verir. Bu suretle işletmeler doğru kararlar alabilir ve
geleceğe ilişkin risklerini daha iyi görebilirler.
Ayrıca bir miktar fazla vergi yükü ile karşılaşılsa
bile, yapılacak vergi incelemelerinde işletmelerin
geleceğini tehdit edebilecek ağır vergi ceza ve gecikme
faizi yükü ile karşılaşmazlar. Vergi planlaması yoluyla
vergi yüklerini de azaltmak bir ölçüde mümkündür.
Öte yandan işlemlerini doğru
olarak kayıt altına alan işletmeler, Basel II kriterleri
ülkemiz bankalarınca da uygulandığında, kredi alma
yönünden daha avantajlı duruma geçeceklerdir.
Akif Akarca
akif.akarca@alfaymm.com.tr
Dr.Mehmet Şafak
mehmet.safak@alfaymm.com.tr
|