Bilindiği
üzere, 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde kıdem
tazminatına hak kazanma şartları tek tek
sayılmıştır. Hemen belirtelim ki, 1475 sayılı İş
Kanununun “kıdem tazminatını” düzenleyen 14. maddesi
hariç diğer bütün maddeleri 10 Haziran 2003
tarihinden geçerli olarak 4857 sayılı İş Kanunu ile
yürürlükten kaldırılmıştır.
1475 sayılı İş Kanunun 14. maddesinde işçilerin ne
zaman ve ne şekilde işverenden kıdem tazminatı
isteme hakkı olduğu tek tek sayılarak
belirtilmiştir. Söz konusu maddeye 4447 sayılı Kanun
ile eklenen 5. bent ile kıdem tazminatına hak
kazanmak için yeni bir durum ortaya çıkmıştır. Buna
göre;
“506 Sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde
öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya
aynı Kanunun Geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık
aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık
süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak
kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle
feshedilmesi halinde işçilere kıdem tazminatı
ödenir”.
Kanunun bu düzenlemesiyle, emeklilik için prim ödeme
gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamlayan
sigortalılar, yaş haddini beklerken, kıdem
tazminatını alarak iş sözleşmesini
feshedebilecekler.
Bilindiği gibi 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesi
emeklilikte kademeli olarak yaş haddi uygulamasını
getirmiştir. Burada asıl sorun 4447 sayılı Kanunun
yürürlük tarihi olan 8 Eylül 1999 tarihinden önce
sigortalı olanların en az 15 yıl sigortalılık süresi
ve 3600 gün prim ödeme şartını tamamlamaları halinde
kıdem tazminatı alarak iş sözleşmelerini feshedip
edemeyecekleri noktasında çıkmaktadır.
1475 sayılı Kanunun 14/5. bendi herhangi bir ayrım
yapmaksızın geçici 81. maddeye doğrudan atıf
yapmıştır. Bu durumda, yaşları ne olursa olsun, 8
Eylül 1999 tarihinden önce ilk defa sigortalı
olanlar en az 15 yıl sigortalılık süresi ve en az
3600 gün prim ödeme şartını yerine getirmişlerse,
SSK’dan bir yazı alıp, işyerinden kıdem tazminatı
alarak ayrılabilirler. Bu uygulama bu güne kadar
SSK’nın zaman zaman direnmesine rağmen böyle devam
etmiştir. Yargıtay’da açılan davalarda Kanunun
gösterdiği doğrultuda kararlar vermiştir.
Uygulama böyle devam ediyorsa sorun nerede
diyebilirsiniz. SSK tarafından sigorta
müdürlüklerine gönderilen bir yazı ile Kanunun bu
düzenlemesine son verilmiştir. Yanlış duymadınız.
Daire Başkanlığının yazısı ile Kanunun düzenlemesi
sonlandırıldı. Şöyle ki;
Bundan sonra, en az 15 yıl sigortalılık süresi ve
3600 gün prim ödeme şartını yerine getirenler
işverenden kıdem tazminatı almak için SSK’dan yazı
istediklerinde kendilerine anılan talimat gereği
böyle bir yazı verilemeyecek.
Esas itibarıyla her 15 yıl ve 3600 gün tamamlayan
işçiye emekliye yaş haddi ile hak kazanmıştır yazısı
verilerek kıdem tazminatı verilmesi doğru bir
düşünce değildir. Ancak, 1475/14. madde bu hakkı
veriyor. Kanunun verdiği hakkı ancak Kanunla geri
alabilirsiniz. Yeni Sosyal Güvenlik Kurumu
Yönetiminin bu yanlışlığı gidereceğini umuyoruz.
65 yaş aylığı ile
beraber karne alınamaz
E. Yalın-Annem 65 yaş aylığı almaktadır. Çok ciddi
bir rahatsızlığı nedeniyle uzun süreli bir tedavi
gerekiyor. 65 yaş aylığı alanların sağlık yardımları
çok sınırlı kalıyor. Birçok işlem için para ödemek
durumunda kalıyoruz. Sağlık harcamalarını artık
ödeyemiyoruz. Anneme benin sigortamdan karne almak
için SSK’ya gittim. 65 yaş aylığı aldığı için sağlık
karnesi veremeyiz dediler. Çaresiz kaldık. Aylığını
iptal ettirerek sağlık karnesi alabilir miyiz.?
Değerli okuyucumuz, sorunuzun içinde cevabınız da
var. Sosyal Sigortalar Kanununa göre, annenizin
sizin üzerinizden sağlık yardımı alabilmesi için
2022 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı veya başka
bir gelirinizin olmaması gerekiyor.
Emekli Sandığına anneniz adına müracaat ederek 2022
sayılı Kanuna göre bağlanan 65 yaş aylığını iptal
ettirmelisiniz. Annenizin Emekli Sandığına hitaben
yazacağı yazıda mutlaka, “oğlumun sigortasından
sağlık yardımı alacağımdan dolayı” ibaresinin
bulunması gerekiyor. İkinci olarak, annenizin
ikametgahının bulunduğu muhtarlığın, söz konusu
dilekçenin altına “yukarıdaki imza ve isim bu kişiye
aittir ve bilgiler doğrudur” anlamına gelen bir şerh
düşülerek Emekli Sandığına gönderilmesi gerekiyor.
Yukarıda saydığımız bilgiler içermeyen dilekçeler
işleme konulamamaktadır. Bu bilgilerin eksik olması
halinde Emekli Sandığı geriye dönüp yazışma yapmak
zorunda kalıyor. Dolayısıyla ciddi bir zaman kaybı
oluşuyor.
Şerif AKÇAN
Türkiye /
12.08.2007