BASEL II’YE
HAZIRMISINIZ?
1-Basel II nedir?
Dünya Merkez Bankaları
başkanları, ilk olarak 1974 yılında İsviçre’nin Basel
kasabasında toplanarak, BASEL komitesi kurulmuş ve
paranın yönetimi, kredi koşulları, risk kriterleri ile
ilgili bir çok karar almışlar ve 1988 yılında yayımlanan
bu kararları ülkelerinin bankacılık sisteminde
uygulamaya başlamışlardır. Kararların adı da kasabanın
isminden dolayı Basel I kararları olarak geçmiştir. Daha
sonra Dünyadaki ekonomik değişimler dikkate alınarak
2002 yılında tekrar aynı kasabada toplanıp 2007 de
uygulanmak üzere BASEL II adıyla yeni kararlar
almışlardır.
2- Basel II ülkemizde ne zaman
uygulanacak?
Avrupa Birliği üyeleri
2007 başından itibaren uygulamaya başlamıştır. Ülkemizde
ise 2008 başından itibaren uygulanacağı
kararlaştırılmışken, bu günlerde, uygulamanın 2009
başına ertelendiği açıklanmıştır. Yani son duruma göre
2009 yılı başından itibaren uygulanacaktır.
3- Basel II firmalara neler
getiriyor?
Birincisi firmaların bankalara
verecekleri teminatlarda değişiklik olacaktır.
Bazı şahsi mallar teminat kabul
edilmeyeceği gibi özellikle gayrimenkul ipoteklerinde
ticari sermayeye dahil gayrimenkuller tercih edilecek.
Ayrıca alınacak teminatın çeşidi ve tutarı firmanın
kredi notuna bağlı olacak. Kredi notu yüksek olan bir
firma aynı kredi rakamı için daha az teminat
verebilecek.
İkinci olarak
bankalar, bir firmaya kredi, teminat mektubu vs.
verirken kredi notu verecek ve ona göre limit
belirleyecek. O nota göre kredi faiz oranı belirleyecek.
Rating derecelendirmesi (kredi notu) çok önem arz
edecek. Basel II kararlarından önceki uygulamada da bazı
rasyolara bakılıyordu ama bu kadar detaylı değildi.
Basel II
uygulamasında kredi notuna etki eden unsurlar şunlar
olacak:
-Firmanın sektörü ve
sektördeki yeri ve önemi ile ilgili analizler (sektör
derecesi),
-Finansal yapısı ile
ilgili analizler (cari,likidite vb. oranlar)
-Satış ve kârlılık
analizi (satış ve kâr ile ilgili analizler)
-Yönetim gücü ile
ilgili analizler (Ortakların deneyimi, mali güçleri ve
yönetim-iş tecrübeleri gibi)
-Faaliyet ile ilgili
analizler (yönetim yapısı, makine gücü, alacak ve ödeme
gücü analizi)
-Kredibilite
analizleri ( ödemedeki düzenliliği,bankalarla çalışma
süresi, Merkez bankasındaki risk durumu, bankaya yapılan
ödemelerin düzenliliği ve bankadaki çalışma
verimliliği) Özellikle karşılıksız çek, protestolu
senet ve gününde ödenmemiş kredi kartları olanlar yeni
dönemde çok zorluklar yaşayacaktır.
Görüldüğü gibi
bankalar eskiden olduğu gibi bilanço üzerinde 3-4 tane
orana bakarak kredi notu vermeyecek. Firmanın her şeyini
kapsayan ve değerlendiren 6-7 temel konuda çok ayrıntılı
analizler yaptıktan sonra kredi notu verecek. Kredi faiz
oranınızı ona göre belirleyecek.Teminatınızı ona göre az
veya çok isteyecek.
İyi bir mali yapıya
sahip olmak yetmeyecek. Bunun yanında;
-İyi makinelere de sahip olmak,
-İyi bir yönetim
yapısına sahip olmak,
-Firmanın ödemelerinde
düzenli olması (Karşılıksız çek, protestolu senet vs.
olmaması),
- Firmanın
alacaklarının güvenilir firmalarda olması,
- Kayıt içinde çalışan
bir firma olması,
- Şeffaf bir muhasebe
sistemine sahip olması,
Gerekecek. Diğer
bir deyişle banka bunların hepsini araştırıp size öyle
bir kredi notu verecek. Bu nota göre düzenli,
sağlam,kayıt içinde çalışan, iyi yönetilen, düzenli
hareket eden güvenilir firmaların, finansman maliyetleri
açısından çok şanslı ve kârlı olacaklarını söylemek
mümkün.
Bu analizler
sırasında özellikle kayıt dışı çalışan,iyi yönetilmeyen
ve düzensiz firmalar; ya banka kapılarından dönecek ya
da finansman maliyetleri yüksek olacaktır.
4- Firmalar şu
sorun ve zorluklar yaşarlar
Basel II
kriterlerine uyum sağlamayan firmalar şu sorunlarla
karşılaşırlar:
- Bankalar, firmanın kayıt
dışı işlemlerinin kayıt içine alınması talep edecek,
- Bankalar firmadan daha
fazla bilgi ve belge isteyecek ve firmayı daha yakın
izlemeye alacak,
- Firmaların kredi kullanma
limitleri daralacak,
- Kredi derecelendirme
notuna göre daha yüksek faiz öder,
- Emsal firmalara göre daha
çok teminat verme zorunda kalırlar,
- Müşteri çek ve senetleri
ile firma ortaklarının ve grup şirketlerinin kefaletinin
teminat kabul edilmemesi,
- Nakit, banka teminat
mektupları ve gayrimenkul (İkamet amaçlı) ipoteklerinin
teminat olarak bankalar tarafından talep edilmesi, gibi
zorluklar yaşanabilir.
Kriterlere uyum
sağlamayan firmaların mevcut kredilerinin bile
teminatları yetersiz kalabilir.
5- Firmalar kârlı çıkmak için
ne yapmalı
Eskiden, bankalara
bilançolar gidince ya şu oran düşük, biraz sermayeyi
arttırın oranı tutturalım deyip belki sorunlar
aşılıyordu. Hem de bu işlem 3-5 gün içinde yapılıyordu.
Eskiden firmanın kayıt dışı
işlemleri dikkate alınıyordu. Orakların kayıt dışı
sermaye ve varlıkları kredi limitlerine etki ediyordu.
Şimdi bunlar kabul edilmemektedir. Aranan kriterleri
düzeltmek belki bir yıl alacak, belki daha fazla. Sadece
sermaye artışı yapmak suretiyle çözmek mümkün
olamayacak.
İyi bir yönetim
oluşturmak, kurumsallaşma sağlamak, satışların
kârlılığını arttırmak, satış vadelerini düzenlemek,
kayıt içine girmek gibi tedbirler öyle birkaç günde yada
birkaç ayda olacak şeyler değil.
Onun için firmaların kredi
notlarını tespit ettirerek bir an önce eksik ve hatalı
yönlerini görmeleri ve bunları düzeltmek için hemen
kolları sıvamaları gerekir.
Kredi notlarını öğrenirken ya da bunu düzeltmeye
çalışırken mutlaka finans,yönetim ve mali konularda
uzman bir ekipten yardım almaları yararlarına olacaktır.
Basel II ile
ilgili sıkıntı yaşamamaları için iyi bir kredi
derecelendirme yaptırdıktan sonra eksik olan aşağıdaki
konuları en kısa zamanda tamamlamaya ve düzeltmeye
çalışmalılar:
* Firma faaliyetlerini ana
faaliyet konularına çevirmeleri, sektörlerinin durumunu
iyi izlemeli
ve sektör içindeki yerlerini
iyi konumlandırmaları ile ilgili çalışma yapmaları,
* Kayıt dışı işlemleri kayıt içine
almaları,
* Basel II’nin öngördüğü teminat
yapısına uyum sağlamaları,
* Sermayelerini güçlendirmeleri,
* Uluslararası kabul görmüş
standartlarda, muhasebe tutmaları ve güvenilir mali
tablolar
(bilanço-gelir tablosu vb.)
çıkarmaları,
* Raporlama ve veri tabanı
konularında teknik alt yapı ve çalışma oluşturmaları,
* Kurumsal yönetim kültürünü
yerleştirmeleri,
* Özellikle muhasebe ve finansman
konusunda nitelikli insan kaynağına yatırım yapmaları,
Görüldüğü gibi BASEL II bir
finansman kavramı olmaktan çok firmaları A dan Z’ ye
değiştiren ve bu değişime zorlayan bir yönetim ve
denetim sistemi gibi görülmektedir. Firmalar istemese
de, zorunlu olarak bazı adımları atmak zorunda
kalacaklar. Yada bankanın önünden geçmeyecekler. Dünya
ile entegre olduğumuz günümüzde banka ile çalışmadan da
ayakta kalmak veya faaliyet göstermek imkansız gibi.
Olumsuz yada sıkıntılı gibi görünse de Basel II fırsata
dönüştürülebilir. Aslında kendini yenilemek, değişime
ayak uydurmak isteyen firmalar için bu bir fırsat
olabilir. Erken davranan firmalar yol alacak,
davranmayan yolda kalacak gibi görünüyor.
|