“TERÖRLE MÜCADELE
KAHRAMANLARINA DESTEK KAMPANYASI”NA YAPILAN BAĞIŞ VE
YARDIMLARIN VERGİ MEVZUATI KARŞISINDAKİ DURUMU
I-GİRİŞ:
"Terörle Mücadele
Kahramanlarına Destek Kampanyası" Milli takım ve
Habertürk televizyon kanalı işbirliği ile 14/10/2007
gecesi saat 21'de başlatılmış ve ülkemizde ve
yurtdışında yaşayan vatandaş ve kurumlarımızdan yoğun
bir ilgi ve destek görmüştür.
Sivil toplum
örgütleri, işadamları, spor camiası, sanatçılar,
sendikalar, medya dünyası ve vatandaşlar bu kampanyaya
özel bir önem atfetmiş ve önemli parasal ve manevi
desteklerde bulunmuşlardır. Ayrıca TBMM başkanı ve Genel
Kurmay Başkanı da söz konusu kampanyaya destek
çıkmışlardır.
Terörle mücadele ederken
şehit veya gazi olan yahut hala asker, polis, korucu ve
diğer kamu görevlileri olarak mücadeleye devam edenlere
milletimizin sahip çıkması, onların yanında olduklarını
göstermesi bakımından bu kampanyanın anlamlı, isabetli
ve yararlı olduğu kuşkusuzdur.
Bu kampanyaya yapılan bağışların
özel bir önemi olduğu da açıktır. Bu bağışlar ve
yardımların belirli şartlarla vergi matrahlarının
tespitinde gider olarak indirilmesi dolayısıyla bir
miktar vergisel avantaj elde edilmesinin
kampanyaya yüksek gayelerle destek veren mükelleflerimiz
açısından kayda değer olmadığı
düşünülebilir. Zira yapılan bağış veya yardımın da
ödenen vergilerin de gittiği yer ve kullanıldığı amaç
birbiriyle benzerdir. Dolayısıyla aynı amaca yönelmiş
olan bağış ve yardım sebebiyle vergiyi biraz daha az
ödemek çelişebilmektedir. Bununla birlikte, bağış ve
yardımların belirli koşullarla vergi matrahından
indirilmesi hakkı, milletin iradesini temsil eden
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş
olan vergi yasalarının, bu tür bağış ve yardımların
yapılmasını teşvik etmek amacıyla mükelleflere tanımış
olduğu haklardandır. Bu hakların kullanılıp
kullanılmaması ise mükelleflerin ihtiyarında olup
dileyen mükellefler bu hakkı kullanmayıp elde edecekleri
vergisel avantajdan vazgeçerek vergi vermek suretiyle
Hazineye dolayısıyla ülkemize olan katkılarını
artırabilirler.
Kampanyada toplanan paraların,
merkezi Ankara olan
Türk Silahlı Kuvvetleri
Mehmetçik Vakfına
aktarılacağı bildirilmiştir. Vergiden muaf olduğu,
26/07/1982 tarih ve Ağu-23 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla belirlenmiş olan bu vakfa yapılan ayni ve
nakdi yardım ve bağışlar gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri açısından defterlere kayıt edilirken vergi
matrahından belirli şartlar dahilinde
indirilebilecektir. Kampanya kapsamında Türk Silahlı
Kuvvetleri Mehmetçik vakfına yapılan bağış ve
yardımların vergisel açıdan nasıl değerlendirileceği
hususunu bu yazımızda değerli okuyucularımızın ilgisine
ve bilgisine sunmuş bulunuyorum.
II-GELİR VERGİSİ
MÜKELLEFLERİ AÇISINDAN:
Gelir vergisi mükellefleri,
Bakanlar kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınan
vakıflara yapmış oldukları bağış ve yardımlarının
belirli bir kısmını, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu
maddesinin 4 numaralı bendi hükmü uyarınca yine bu
bentte yer alan şartlar dahilinde gelir vergisi
matrahından indirebilirler.
Kanun hükmü bir bütün olarak
değerlendirildiğinde bu bağış ve yardım indiriminden
gerek tam mükelleflerin gerekse dar mükelleflerin
yararlanabileceği anlaşılmaktadır.
“Gelir vergisinin
matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde
bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler
yapılabilir:”
hükmüyle başlayan Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu
maddesinin 4 numaralı fıkrasının konumuzla ilgili hükmü:
“…ve Bakanlar
Kurulunca
vergi muafiyeti tanınan vakıflara
yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5'ini
(kalkınmada öncelikli yöreler için % 10'unu) aşmamak
üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.”
şeklindedir.
Bu hükme göre yapılacak bağış veya
yardımın gelir vergisi matrahının tespitinde
indirilebilmesi için;
1. Bağış veya yardımın Bakanlar
kurulunca vergi
muafiyeti tanınmış olan bir vakfa
yapılması,
2. Bağış veya yardımın
makbuz karşılığında
yapılmış olması gerekir.
İndirilebilecek tutar ise
yıllık toplam beyan edilecek
olan gelirin normal
yörelerde %5’ini
aşamayacaktır. Kalkınmada öncelikli yörelerde bulunan
mükellefler için bu oran %10 olarak dikkate
alınabilecektir.
Bu kapsamda yapılan bağış veya
yardımın nakdi ya da ayni olmasının indirimi etkileyen
bir yönü söz konusu değildir. Diğer bir ifadeyle hem
nakit olarak hem de ayın olarak yapılan bağış veya
yardım bu kapsamda değerlendirilebilir.
Konuyu bir örnekle açıklamak
gerekirse;
Gelir vergisi mükellefi A’nın söz
konusu kampanya kapsamında içinde bulunduğumuz Ekim 2007
ayında 1.000.000,00-YTL bağış yaptığı ve bu bağış için
ilgili vakıftan makbuz aldığını kabul edelim. Öte yandan
mükellefin Ocak-Aralık (4. üç aylık kümülatif) gelir
geçici vergi kapsamındaki karının 30.000.000,00-YTL
olarak gerçekleştiği ve mükellefin normal yörede olduğu
kabul edilmiştir.
Mükellefin 2007 takvim yılı için
henüz yıllık beyanname vermesi söz konusu değildir. Zira
bu takvim yılı henüz sonuçlanmamıştır. Ancak üçer aylık
dönemler için geçici vergi beyannamesi vermektedir. Ekim
ayında yapmış olduğu bu bağışa isabet eden indirim
tutarını, Ocak-Aralık dönemine ilişkin olarak vereceği
geçici vergi beyannamesinde
geçici gelir vergisi matrahının
tespitinde indirebilecektir.
Öte yandan takvim yılı bitip Mart 2008 döneminde
vereceği 2007 yılına ilişkin yıllık gelir vergisi
beyannamesinde yeniden hesaplanacak bu bağışa isabet
eden indirim tutarını matrahın tespitinde indirim konusu
edebileceği hususu açıktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde
mükellefin bağış olarak indirebileceği tutar aşağıdaki
şekilde hesaplanmıştır.
Mükellefin tüm kazanç ve
iratlardan oluşan ve kazanç ve iratlardan indirebileceği
indirim ve istisnalardan sonra ortaya çıkan ve yıllık
beyannamede kar olarak belirtilen 30.000.000,00-YTL
tutarındaki rakamdan bu tutarın %5’ine tekabül eden
1.500.000,00-YTL hak edilen bağış ve yardım indirimi
tutarıdır. Ancak mükellefimizin şartlara uygu olarak
yapmış olduğu bağış 1.000.000,00-YTL olduğundan tamamını
30.000.000,00-YTL’den yıllık beyannamede
indirebilecektir. Bu durumda mükellefin gelir vergisi
matrahı 29.000.000,00-YTL olacaktır. Bu mükellefin
1.000.000,00-YTL bağış indirimi sebebiyle elde edeceği
vergi avantajı ise gelir vergisi tarifesi esas
alındığında indirim öncesi tutar ile indirim sonrası
tutarın vergi miktarları arasındaki fark olan
(=10.494.855,00-10.144.855,00) 350.000,00YTL olacaktır.
Dolayısıyla 30.000.000,00-YTL vergiye tabi karı çıkan
bir gelir vergisi mükellefinin bu kapsamda yapacağı
1.000.000,00-YTL tutarındaki bağış veya yardım sebebiyle
ödemeyebileceği vergi tutarı 350.000,00 YTL olacaktır.
III-KURUMLAR VERGİSİ
MÜKELLEFLERİ AÇISINDAN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun 10’uncu maddesinin 1 numaralı fıkrasının c)
bendinde yukarıdaki hükmün bir benzeri bulunmakta olup,
kurumlar vergisinin matrahının tespitinde kurumlar
vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla
kurum kazancından indirilebilecek diğer indirimler
sırasıyla sayılmıştır. Bu maddede sayılan indirimlerin
sırasıyla yapılması esası belirlenmiştir. Buna göre Ar-ge
indirimi ve sponsorluk harcamaları ilk iki sırada yer
almakta olup, bağış ve yardımlar üçüncü sırada
bulunmaktadır. Anılan bent hükmünün konumuzla ilgili
kısmı; “...…Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti
tanınan vakıflara ...… makbuz karşılığında yapılan bağış
ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %
5'ine kadar olan kısmı.” şeklindedir.
Kurumlar vergisi mükelleflerine
tanınan bu tür bağış veya yardımlarda sınır kurum
kazancının %5’ine kadardır. Diğer bir ifadeyle gelir
vergisi kanununda olduğu gibi normal ve kalkınmada
öncelikli yöre ve oran farklılığı söz konusu değildir.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin
de bu tür bağış ve yardımı kurum kazancından
indirebilmesi için;
1. Bağış ve yardımın Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanın vakıflara yapılmış
olması,
2. Bağış ve yardımın makbuz
karşılığında yapılmış olması
şartları sağlanmış olmalıdır. Öte
yandan indirilebilecek bağış tutarı o yıla ait kurum
kazancının %5’ini aşamayacaktır.
Kurumlar vergisi mükellefleri de
bu tür bağış ve yardımları geçici vergi beyannamelerinde
indirebilecektir.
Yukarıdaki örneği kurumlar vergisi
mükellefi A Ltd. Şti. için uyarlar isek, kurumun söz
konusu bağış dolayısıyla indirebileceği tutar
1.000.000,00-YTL olacaktır. Maksimum tutar ise
1.500.000,00-YTL olacaktır. 1.000.000,00-YTL’lik bağış
indirimi sebebiyle kurumun elde edeceği vergi avantajı
ise 200.000,00-YTL olarak gerçekleşecektir.
IV-KATMA DEĞER VERGİSİ
AÇISINDAN:
Esasen katma değer vergisinin
konusunu ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet
kapsamında yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları
oluşturmaktadır. Dolayısıyla bağış ve yardım yapılması,
diğer bir ifadeyle bir kişi veya kuruluşa bağış veya
yardım olarak mal teslim edilmesi veya hizmet ifa
edilmesi yahut para ve döviz gibi nakit verilmesi ticari
kapsamda bir mal teslimi sayılmadığından katma değer
vergisinin konusuna da girmez. Ancak kanun koyucu,
tereddüde mahal vermemek üzere, bazı şartlarla yapılan
bedelsiz mal teslimi
ve hizmet ifalarını
ve belirli bazı malların teslimini katma değer
vergisinden istisna tutmuştur.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda bir
kısım bağış ve yardımların katma değer vergisinden
istisna edileceğine dair hükümler 17’nci maddede yer
almaktadır. Anılan maddenin 2 numaralı fıkrasının b)
bendinde Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan
vakıflara bedelsiz
olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifasının
katma değer vergisinden istisna olduğu hükme
bağlanmıştır. Bu hüküm çerçevesinde “Terörle Mücadele
Kahramanlarına Destek Kampanyası” çerçevesinde vergiden
muaf TSK Mehmetçik Vakfına yapılacak olan bedelsiz mal
teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden
istisna olacaktır.
Öte yandan bağış ve yardımın mal
teslimi ve hizmet ifası dışında işletmeye dahil veya
aktife kayıtlı para ve dövizler ile tahvil veya hisse
senetlerinden yapılmış olması da mümkündür. Katma Değer
Vergisi Kanunu’nun 17/4-g bendinde döviz, para, hisse
senedi ve tahvil teslimleri katma değer vergisinden
müstesna tutulmuştur. Dolayısıyla bu tür değerlerin
teslimi katma değer vergisinden müstesna olduğu için
bağış ve yardım olarak söz konusu vakfa teslim edilmesi
de katma değer vergisi hesaplamayı gerektirmeyecektir.
Diğer yandan külçe altın, gümüş ve
kıymetli taşların teslimleri de aynı maddenin g)
bendinde katma değer vergisinden istisna edilmiştir.
Dolayısıyla bağış veya yardımın gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerinin işletmeye dahil veya aktife
kayıtlı altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılması
durumunda bu bağışlar da katma değer vergisinden
müstesna olacaktır.
Katma değer vergisinden müstesna
olan bu bağış ve yardımlara konu mallar ve hizmetler
için bunların alımında ödenmiş veya borçlanılmış olan
diğer bir ifadeyle alış vesikalarında gösterilmiş olan
katma değer vergileri mükellefler tarafından
indirilemeyecektir. Zira bu tür katma değer vergilerinin
indirilemeyeceği hususu, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun
30/a maddesinde hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte
indirimi kabul edilmeyen bu tür katma değer
vergilerinin, kanunun 58’inci maddesindeki hükmün
mefhum-u muhalifinden yani zıt anlamından hareketle
gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider
olarak indirilmesi mümkündür.
V-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Terörle mücadele de etkin görev
alan, ülkemizin birliği ve beraberliği, vatanın
bölünmezliği için canını feda eden, gazi unvanı alan
güvenlik güçlerimize destek olmak gayesiyle başlatılan
kampanyaya yoğun bir ilgi ve destek gösterilmektedir.
Kampanyaya olan bu ilgi ve desteğin özel bir önemi
olduğu kuşkusuzdur. Dolayısıyla bu kampanyaya önemli
tutarlarda para bağışı ve yardımda bulunan
mükelleflerimizin elde edecekleri vergisel avantajları
hesaba katmalarının söz konusu olmadığı açıktır. Bununla
birlikte vergi kanunlarının bazı alanları teşvik etmek
amacıyla mükelleflere indirim ve istisna hakkı tanıdığı
ortadadır. Esasen vergisel yükümlülüklerini bihakkın
yerine getiren mükelleflerin bu yükümlülükleri yanında
sosyal amaçlarla yapmış oldukları bağış ve yardımlar
sayesinde, vergi toplanarak yapılacak bazı görevleri
üstlendiği ve ifa ettiği açıktır. Bu vesileyle
mükelleflerin kamu üzerindeki yükü hafifletmiş
olduklarından dolayı belirli ölçüde vergisel avantaj
elde etmeleri doğaldır.
Askeri, sivil, kamu ve özel her
kesimin yoğun ilgi ve desteğini alan bu kampanyaya
yapılan bağış ve yardımların belirli şartlarla gelir ve
kurumlar vergisi mükelleflerine sağlayacağı vergisel
avantajlara yazımızın yukarıdaki bölümlerinde değindik.
Öte yandan bu kapsamda yapılan bağış ve yardımların
katma değer vergisi karşısındaki durumunu da irdelemeye
çalıştık. Buna göre gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri, geçici vergi beyannameleri de dahil olmak
üzere, Bakanlar Kurulu kararıyla vergiden muaf tutulan
Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfına makbuz
karşılığında yapmış oldukları bağış ve yardımların
belirli bir kısmını, (beyan edilen gelirin %5’i, gelir
vergisi mükellefleri için kalkınmada öncelikli yörelerde
%10) beyannamelerinde gösterecekleri kar ve kurum
kazancından indirebileceklerdir. Öte yandan bu bağış ve
yardımların ayni (mal veya hizmet) olması durumunda bu
ayınların alımında ödenen katma değer vergilerinin
hesaplanan katma değer vergisinden indirim mümkün
olmayıp buna karşın gelir ve kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider olarak indirilmesi
mümkündür.
Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri, yapmış oldukları bu bağış ve yardımlar
sebebiyle ortaya çıkan bu vergisel avantajı kullanıp
kullanmama konusunda serbesttirler. Diğer bir ifadeyle
bu kullanımı zorunlu bir imkan veya hak olmayıp dileyen
mükellefler bu vergi avantajını kullanma haklarından
feragat edebilirler. Bu avantajdan feragat eden
mükellefler, anılan vakfa yaptıkları bağış ve yardıma
ilaveten, hak ettikleri ancak vazgeçtikleri vergi tutarı
kadar da Hazine’ye destek vermiş olacaklardır.
|