REFERANDUM KİMİN İŞİNE YARIYOR?
Hükümet ile
Muhalefet kendi ikballer için milleti sığaya
çekmek adına referandum üzerinden yol almaya
çalışıyorlar.
Anayasa
Değişikliğini içeren bazı maddelerin oylanması
için millet 12 Eylül 2010 günü sandık başına
gidecek. Millet sandığa gidecek gitmesine de, bu
referandumu bu kadar önemli kılmaya çalışmanın
mantığını kim nasıl izah edecek? Ne gibi çok çok
önemli maddeler değişmiş ki Ramazan
dinlemiyorlar, sıcak demiyorlar, açlık
dinlemiyorlar ana muhalefet ile iktidar meydan
meydan dolaşarak, düello edercesine 7 yaşındaki
çocuğun söylemeyeceği ifadeleri bir birlerine
karşı kullanıyorlar. Nedir bu kadar
hırslandıran? Altında ne gibi bir çapanoğulluk
vardır?
Öncelikle
şunu ifade edeyim. İktidarda kim olursa olsun,
TBMM çatısı altında bulunana Milletvekilleri
Anayasada değişiklik yapma, teklif etme hak ve
hürriyetine (yasaların izin verdiği ölçüler
dahilinde) sahiptir. Bu nedenle de oyumun rengi
“evet”tir.
Şimdi
hükümet kanadına bakıyoruz, bir kaşık suda
fırtınalar kopartmaya çalışıyor. Muhalefet de
iktidarın bu hırsından nemalanmaya kalkışarak o
da bu tartışmaların göbeğine kendisini atıyor.
Söz konusu Anayasa değişikliği 12 Eylül
Anayasasını ortadan kaldırmıyor. Kimseyi
kandırmaya, aldatmaya kalkışmayın. Sadece birkaç
maddesi değiştiriliyor. Hatta öyle ki kanun
olması gereken maddeler Anayasa maddesi olarak
yasalaştırılıyor. Bu nasıl bir mantıktır?
Mevcut Anayasa’daki geçici 15. Maddenin
kaldırılması ile ne değişecek. Sadece, anayasa
metni kitapçığındaki yerinde olmayacak o kadar.
12 Eylül darbesini gerçekleştirenleri
yargılayacağız diyen varsa külliyen yalan
söylemiş olur, bu da biline. Millet kül
yutmuyor. Gerçekten 12 Eylül darbesini
yargılayacağız diyenler, öncelikle 28 Şubat
Postmodern darbesini yapanları ve 27 Nisan e
muhtırasını verenleri bir yargılasın da hep
beraber görelim. Muhalefete bu noktada
katılmamak mümkün değil. Acaba bilinmesi
istenmeyen, saklanana bir şeyler mi var? Sahi,
bir ülkenin Başbakanı ile Genelkurmay Başkanı
baş başa görüşme yapıyorlar ve bu görüşme kayıt
altına alınmıyor mu? Nasıl bu bilgiler sadece
iki kişinin sırrı olarak kalabilir? Devletin
sırrı ve bilgi hazinesi nereye konuyor? Çevik
Bir! 28 Şubatın önde gideni idi. Şimdi nerede?
Neden yargılanmıyor? Yaş kararları ile
dengelerin değiştiğini düşünenler veya böyle
düşünülmesini isteyenler. 28 Şubat’ta Sincan’da
tankları yürüten komutanı hangi mevkie
yükselttiler? Kimseyi gözü küllü zannetmesinler.
Millet ne yapmaya çalıştıklarını ve birinin
kendi liderliğini, diğerinin ise bir sonraki
seçimde yeniden başbakanlığını garantilemeye
çalıştığını görüyor ve anlıyor bu millet.
Türkiye’nin öylesine devasa problemleri, çözüm
bekleyen meseleleri, istihdam oluşturulması
gereken konuları varken ucubeleşmiş bir Anayasa
Maddeleri ile uğraşarak milleti kamplaşmaya sevk
etmeye kalkışılmamalıdır. Milletin ve devletin
kaybedecek, boşa geçirilecek 1 saniyesi dahi
külliyen israf ve haramdır. İki cihanda milletin
eli bunu yapanların yakasında olur. Küçücük
meseleleri devleştirip, devasa konuları yok
sayamaya kalkışmak milletle dalga geçmekten
başka bir şey değildir. Sizler cesamet olarak
küçük, konular sizden büyüktür. Bunu sakın
unutmayınız!
Birileri iktidarını korumak için yollarda,
diğeri ise muhalefetini ispat için meydanlarda.
Sandıktan, “Evet” çıkarsa iktidar gidecek.
“Hayır” çıkarsa Muhalefet güç kaybedecek. Böyle
bir mantık olur mu hiç? Bu seçim mi ki halkı
böyle kamplaştırmaya, bir birine karşı kin ve
nefret olgusu ile doldurmaya kalkışıyorlar?
Referandumda oylanacak paketin içinde ne var, ne
yok hiç önemli değil. Asıl önemli olan çıkacak
sonuç neticesinde kendi yerlerini sağlama
alabilmek telaşı kaplamış iktidarla muhalefeti.
Bırakın millet okusun, kendince doğru ve yanlışı
görüp karara versin. Bunun için meydanlar bu
kadar işgal edilir mi? zaman harcanır, ülkenin
beklemeyecek kadar elzem konuları ötelenir mi?
İktidar yapamadıkları, muhalefet
yaptıramadıklarından kaçmak için bu referandum
bahanesi ile halk nezdindeki gündemlerini
değiştirmeye çalışmaktadırlar. Oyuncak bulmuş
çocuklar misali boş bir oyun peşinde
sürükleniyorlar. Bir taraf “Evet”ci, diğer taraf
“Hayır”cı olup millet adeta kamplaştırıldı. Bu
ayrışma ve kamplaşma terör belasının bir başka
boyutuna gidişin ayak sesleri gibi geliyor.
Her söylenilen söz muhalefet ve iktidar
tabanının biraz daha sağlamlaştırıyor. Bu
pakette kadınlara, çocuklar, engelliler,
işçilere bir takım değişiklikler getiriyor diyen
iktidar kanadına, diğer taraftan muhalefet
kanadı “bu kesime ne veriyor” diye soruyor. Bu
maddeler sadece ve sadece ağlayan çocuğa şeker
uzatmaktan öte bir şey ihtiva etmiyor.
Hiç kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın. Hattaki
hatta; “Biz geçici 15. Maddeyi kaldırarak, 12
Eylül darbecilerden hesap soracağız” demeye
kalkışarak milleti yanıltmaya kalkışmayın.
Ey iktidar ve muhalefet; Türkiye’de Ekonomi
hangi safhada? Ülke ekonomik olarak nerelere
savruluyor? Terör inişli çıkışlı bir seyirle ne
amaçlıyor? Bu hareket kimlerin işine yarıyor?
Türkiye üzerinde ne gibi planlar hazırlanıyor?
Sizler kavga ederek, birkaç seçmeni daha
saflarına katmak veya kendinizden ayrıştırmak
için çaba sarf ettiğiniz kadar memleket
meselelerine neden zaman ayırmıyorsunuz? Her
şey sizin için mi, yoksa bu ülke ve millet için
mi? ülkeyi felakete sürüklemekten bir an önce
vaz geçmelisiniz.
Ülke, Millet
sizlerin kazanacağı üç beş oydan, iktidarınızdan
ve muhalefetinizden elf-u elfeyn’den kat be kat
daha üstün ve önemlidir. ….
Mustafa BAYGIN
SMMM, Emlak Müşaviri
mustafabayginyh@hotmail.com
muhasebenet.net
Yasal
Uyarı
-Diğer makaleleri
-Türkiye'de 1 Ekim devrimi
-Tam gün yasası
-Gelir ve Kurumlar vergisi dönemleri
-Rüşvet 'etik'leşti mi ?
-Ev ve işyeri olanlar dikkat !
-Yatırım
karları dışarı kaçtı
-Ekonomi
İyi İse Bu Neyin Artışı?
-Domuz
gribi !
-Sağlık
ve Maliye Bakanlığı kendi aralarında problemi
çözerek, bir an önce mukteza yayınlamalıdır
-Türkiye
kanunen kendi gömleğini giyemez mi?
-Muhasebeci
misin derdin var !...
-Hedef
Adana ekonomisini batırmak mı?
-Ramazan’a
Veda Günleri
-Çağrımız
ses getirdi...
-Varlık
barışını bırak İsviçre'ye bak !
-Kira
bedelini vekiller nasıl tahsil edecek?
|