Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Kurumlar Vergisi Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   25 EKİM  2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

HİLE

 
   
         

                 Bu gün sizlere hepimizin karşılaşmaktan ve konuşmaktan kaçındığı “Hile” den bahsedeceğim. Hile,  birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika veya çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katmak olarak açıklanabilir. Hile genellikle bir çıkar ve amaç uğruna yapılır. Hilenin içinde bir şekilde karşıyı aldatma ve yanıltma vardır.

                 Hilelerin mutlaka kurban ya da kurbanları da vardır. Kurban dememizin sebebi; kendisine hile yapılan kişi olayın farkında olmayıp, ya çok saftır veya karşıya aşırı güven duymaktadır. Dolaysıyla kişi kandırılarak iyi niyetine kurban gitmektedir. Sivrisineğin bataklıkta yetiştiği gibi, hile de aşırı güven ortamlarında gelişir ve büyür. En rahat çalışma ortamıdır. Hile, denetim ile hiç bir araya gelmek istemez. Dürüst, saf, iyi niyetli ve güven duyan kişilere karşı yapılır. Şirket ve kurumlarda ise denetimsiz, düzensiz ortamlarda hile yapılır. Hile yapacak kişiler genellikle kendilerine güven sağlamak için karşıya kendilerini iyi tanıtırlar.

           Hile insanlığın o kadar içine girmiş ki; siyasetten ticarete, sınavdan  diplomaya, hırsızlıktan dostluğa, iş hayatına, aile hayatına, aşk ilişkilerine, dini ilişkilere, komşuluk ilişkilerine, arkadaşlık ilişkilerine, devlet işlerine, parti işlerine kadar girmiştir. Kısaca her ortamda vardır.
                Hilenin, insan hayatına bu kadar girmiş olması iki sebebe dayanmaktadır. Birincisi, toplumların birey olarak; saf, iyi niyetli, aşırı güven besleyen, duygusal davranıp, kişileri sadece, bir tek iyi hareketleri ile değerlendirip aşırı güven duymasından, ikincisi ise insanların tembel, üretmeyen, okumayan, araştırmayan, bencil, bireysel,egoist bir yapıya sahip olmasından ileri gelmektedir. Toplumlar bu olumsuz yapıya nasıl sahip olurlar derisek; başta eğitimsizlik, sonra açık, net ve sağlıklı bir manevi yapı oluşmaması, dünya işlerinin ahiret işlerinden ayrılıp, yaşamın modern kurallarının öğretilmemiş ve benimsenmemiş olmasından kaynaklandığı görülecektir. Mesela baskı ve korku ile yetişen nesillerde hileye daha çok rastlanır. Keza dini siyasete, ticarete ve şahsi çıkarlara alet eden kişi ve toplumlarda hileye başvuru daha çok olduğu gibi; din hilenin ayrılmaz unsuru haline gelmektedir. Burada hilenin araçları olarak; inanç, iman, ibadet, kutsal kitaplar ve yalan yere dini değerler üzerine yemin etmek gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu toplumu bozduğu gibi, dini duygularıda zayıflatmakta ve toplumların dini duyguları ve inançlarına da zarar vermektedir.
                Hile dilimize arapçadan girmiş bir kelimedir. Bu söz ile ilgili bir kaç deyimde dilimize girmiştir. Bunlardan biri “hülle” dir. Hülle, medeni kanundan önce erkeğin üç defa karısına boşsun deyip boşadıktan sonra, geri o kadınla evlenebilmesi için en az bir günlüğüne başka birine nikahlanması olarak dilimize girmiştir. Günümüzde hülle partisi de lüğatımıza girmiş bulunmaktadır. Bir diğeri ise “hileişeriye” dir. Bunun anlamı ise; çözümü güç bir hukuki sorunu, hukuk kurallarını zedelemeden çözümleme demektir.

         Hile aslında genel bir kavramdır. İçinde; dalavere, süpriz, üçkağıt, kurnazlık, uyanıklık, iki yüzlülük, dürüst olmama ve sahtecilik yolları ile birilerini aldatma vardır. Rüşveti, komployu, hırsızlığı, zimmete para geçirme, haraç, yozlaşma vb. olayları bu kelime ile açıklarız.
              Son yıllarda dünya da hileler daha çok çıkar sağlamaya yönelik yapılmaktadır. Hatta Dünya’daki globalleşme, teknolojik gelişim, haberleşmenin gelişmesi ve ekonomik olayların gelişmesi ve yön değiştirmesi çıkar amaçlı hilelerin yaygınlaşmasına yol açmıştır.

       Ülkemizde de özellikle ticaret ve sanayi firmalarının gelişmesi, ekonomik ve finans ilişkilerinin şirket sahiplerinin elinden çıkması ve düzgün bir muhasebe tutulmaması vb. nedenlerle küçükten büyüğüne kadar çıkar amaçlı hilelerin yoğunlaştığı görülmektedir. Şirketlerde; en güvenilen elemanların yıllar sonra bir ihbarla, tesadüfen yolsuzlukları ortaya çıkabilmektedir. Dünya da bu konuda çalışmalar yapan kurumlar oluşmuş ve yaptıkları araştırmaları iki yılda bir rapor halinde yayımlamaktadırlar. En yaygın çalışan kurum The Association of Certified Fraud Examiners (ACFE)’dir.Bu kurumun 2008 de yayımlanan bir raporuna göre ABD’de ticari işletmeler her yıl gelirlerinin %7; sini hile yolu ile kaybetmektedirler. Gelişmiş ABD ekonomisinde yapılan denetimlere rağmen, işletmeler bu kadar kayıp yaşadıklarına göre bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha fazladır. Tabi bu tespit edilebilen boyutu, tespit edilemeyenlerde dikkate alındığında durum daha da ürkütücü boyuttadır. Şirketlerimizde bir iç denetimin olmayışı yolsuzluk ve hilelerin ortaya çıkmasını zorlaştırmaktadır. Günümüzde şirket kârlarının düştüğü bir dönemde %7; azımsanacak bir rakam değil. Ayrıca, şirketin kayıpları sadece nakit parasının çalınması yoluyla olmamaktadır.
              Araştırmaya göre hileleler şu yollarla olmaktadır;
                 -Şirket varlıklarının haksız kullanımı,
                 -Yolsuzluk,
                 -Hileli Mali Raporlama, şeklinde olmaktadır.

        Rapora göre şirketlerde hileler, genellikle çalışanlar, yöneticiler, şirket ortak ve yakınları tarafından yapılmaktadır. Yine hile ve yolsuzlukların ortalama olarak ancak 3 yıl sonunda ortaya çıkarılabildiği tespit edilmiştir. Yani yolsuzluk ortalama 3 yıl sürmektedir.

        Hile ve yolsuzluklar; işletme ispiyonculuğu, nakit hırsızlığı, maddi ve maddi olmayan varlık hırsızlığı, satın alma hileleri, gider hileleri, çek hırsızlığı, rüşvet vb. adlar altında toplandığı belirtilmektedir. Hilelerin en fazla 100 kişinin altında işçi çalıştıran işletmelerde yapıldığı görülmektedir.

        Sonuç olarak toplumların eğitim seviyeleri yükseldikçe, insanlar daha bilinçli ve çalışmaya meyilli oldukça şahsi egolarından kurtuldukları gibi, hilelerden de uzaklaşacaklardır. Ayrıca eğitim sayesinde hile kurbanları da bilinçlenecek, saflıktan ve aşırı yersiz güven duymayı bırakacak ve hilenin yeşerdiği zemini yok edeceklerinden hileler daha da azalacaktır.

         Şirketlerde; kişilerin menfaatleri çakışıp birbirini ihbar etmedikçe yolsuzluk ve hileler artarak devam eder ve işletmeyi, için için yer bitirir. İşi tesadüflere bırakmayıp, şirketlerde makul ve mantıklı bir iç veya dışardan denetim sağlanmalıdır. Bu denetim hileyi ortaya çıkaracağı gibi, yapılmasını da kısmen önler

Hüseyin BOZKURT

Yeminli Mali Müşavir

muhasebenet.net

Diğer makaleleri:

-Defter ve belgeler niçin ve ne kadar saklanmalı?

-İş Kurma

-Vergi !

 

 
    Yasal Uyarı
 
 

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.