Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE MAKALELER :   02 Mart 2009

  Ana sayfa

  2009 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Ramazan AKTAŞ

Vergi Denetmeni
ramazan.aktas@vergianaliz.net

 

Bilmeden ve istemeden “VERGİ KAÇIRMAK” mı?

 

Vergi, ticari ve mesleki faaliyet gösteren, ücret geliri elde edenleri rahatsız eden bir olgudur. Kişiler, yıl boyunca elde ettikleri gelirlerin bir kısmından vazgeçmek gibi bir zorunluluğu pek hazzetmezler ve mümkün mertebe vergiden kaçma isteği içinde hareket ederler.

Kanunların izin verdiği ölçüde kişiler vergiden kaçınabilir ve gelirlerinin bir kısmını vergi dışında tutabilir. Ancak, kanunun izin vermediği ve yasakladığı yöntemlere başvurarak vergiden kaçmak büyük bir sorumluluk altına girmek ve suç işlemektir. Sonuçları itibariyle de kişiler için ağır olabilir

Peki, böyle bir durumda kişiler yine de vergi kaçırmak ister mi?

Sorunun cevabı, “bilmeyerek ve istemeyerek” kaçırmaktır.

Eğer ülkede, vergi mevzuatı vergi adaletini sağlayamayacak derecede tutarsız ve verginin kaçırılmasına neden olabilecek derecede yetersiz ve muğlâksa, vergi oranları vergi adaletini yıkacak derecede ölçüsüz ve yüksekse, ülkede vergi denetimine gereken ilgi ve özen gösterilmiyor ve umursanmıyorsa, elbetteki vergi kaçırmaya eğilimli mükellefler böyle bir fırsatı kaçırmayacaktır.

Mükellefler elde ettikleri gelirleri gizlemek için temel olarak ya “belgesiz mal ve hizmet alım satımı faaliyetinde bulunacaklar” ya da halk tabiriyle naylon fatura denen “Sahte ve Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” kullanacaklardır.

Ülkemizde her iki yöntemde yoğun olarak kullanılmakta ve ekonomimizdeki kayıtdışı ticari faaliyetler nedeniyle kaçırılan vergi inanılmaz boyutlara ulaşmaktadır. Eldeki sabit veriler ve yapılan basit hesaplamalarla bile tespit edilen kayıtdışılık 100 milyar TL civarında olduğu tahmin edilmektedir. Kaldı ki kayıtdışılık üzerine yapılacak derin analizler neticesinde bulunacak kayıtdışılık miktarı bile insanı şoka sokacak derecede yüksek olacaktır.

Yüksek kayıtdışılığın temel sebebi, ülkede kullanılan sahte fatura miktarının yoğunluğu ve buna yönelik tedbirlerin yetersizliğidir. Elbetteki 213 sayılı V.U.K.’un 359 uncu maddesi bunun için gerekli yasal düzenlemeyi göstermektedir. Ancak söz konusu kanun maddesi de 306 sıra no’lu V.U.K. Genel Tebliğinde de açıklandığı üzere “bilmeden ve istemeden sahte fatura kullanımı” ibareleri ile delinmiş görünmektedir.

“Bilmeyerek ve istemeyerek sahte fatura kullanımı”, 213 sayılı V.U.K.’un 359 uncu maddesi kapsamında tanımı yapılmış olan sahte faturaların kullanımında kast unsuru olmaksızın tamamen iyiniyet kuralları içinde, ticari faaliyetleri nedeniyle mükellefin yapmış olduğu mal veya hizmet alımında sahte olduğunu bilemediği faturaların yasal defterlerine kaydetmesi ve söz konusu faturada gösterilen tutarları vergi uygulaması bakımından gider ve maliyet unsuru olarak kullanmasıdır.

Söz konusu sahte faturaları kullanan mükellefler, faturanın yapısı ve mahiyeti itibariyle sahte olarak düzenlendiğini bilemeyeceğini öne sürmektedir.

Ancak, Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'nun 17.03.1986 tarih ve E.1985/9-462 ve K. 1986/25 sayılı kararında 'Vergi ziyaına sebebiyet verecek biçimde tahrif edilmiş veya sahte olarak düzenlenmiş bir çok belgeyi kullanan kişinin bu belgenin niteliğini bildiği kabul edilir.' denilmektedir.

Yani, söz konusu kararda ticari faaliyetle iştigal olan mükelleflerin kullandıkları faturaların gerçekte mahiyetini bilebilecek durumda olduklarını, faturaların sahte olması durumunu bilememelerinin ticari teamüllere uygun olmadığını söylemektedir.

Başka bir ifade ile, ticari faaliyet gösteren vergi mükellefleri, hem muhasebe hizmetleri hem de vergisel danışmalık hizmeti veren Mali müşavirleri ile sıkı işbirliği içinde hareket etmeleri nedeniyle, söz konusu faturalarının yapı ve mahiyet itibariyle sahte olduğu gerçeğini bilemeyecekleri yani mükellefin iyiniyetle hareket ettiği savını çürüten bir yargı kararıdır.

Dolayısıyla mükelleflerin vergi yargısı ile ceza yargısında, faturaların sahte olması nedeniyle “bilmeden ve istemeden kullandığını” ispat etme külfeti 213 sayılı V.U.K. 3/B madde hükmü gereğince hem mükellefe hem de müteselsil sorumlu durumundaki mali danışmanına düşecektir.

Ayrıca, “bilmeden ve istemeden sahte fatura kullanımı” argümanı, vergi kaçırma teşebbüsü sekteye uğrayan mükelleflerin vergi idaresine ve inceleme elemanlarına yaptıkları bahane dolu bir savunma yöntemidir. Dolayısıyla, her vergi kaçırma teşebbüsünde yakalanma durumunda bulunan mükelleflerce, yapılan tespitlere rağmen vergi kaçakçılığı suçundan sıyırabileceği bir argüman olarak kullanılmaya devam edilecektir.

Diğer yandan, son zamanlarda vergi inceleme elemanlarının hem yargı kararları hem de vergi incelemeleriyle yaptıkları tespitler nedeniyle sahte belge incelemelerindeki “bilmeden ve istemeden sahte belge kullanma” argümanına pek rağbet etmedikleri, yapılan vergi incelemelerinde mükellefin kasıtlı olarak sahte fatura kullandığı yönünde vergi tekniği ve vergi suçu raporları tanzim etmeye başladıkları görülmektedir.

Diğer taraftan, vergi yargısını kandırma amaçlı olarak gerçek bir mal hareketi varmış gibi bankalara yapılan mal ve hizmet bedellerine yönelik her türlü parasal işlemler ile çek tahsilâtları da vergi inceleme elemanlarınca gözaltına tutularak olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılmasına yönelik incelemelere yönelmişlerdir.

Sonuç olarak, ticari faaliyetleri nedeniyle sahte belge kullanmış olabilecek mükelleflerin 213 sayılı V.U.K.’un 371 inci maddesindeki Pişmanlık ve ıslah hükümlerinden faydalanarak neden oldukları vergi ziyalarını telafi etmeleri kendi lehlerine bir durum olacaktır. Böylece vergi mükellefleri, ticari faaliyetlerin de temiz bir sayfa açarak gelecekte karşılaşacakları olası vergi kaçakçılığı suçlamalarına karşı tedbirlerini almış olacaklardır.
 

Ramazan AKTAŞ

Vergi Denetmeni
ramazan.aktas@vergianaliz.net

02.03.2009

www.muhsebenet.net

-Diğer makaleleri

-Vergi Mükellefi Yoksulluk Sınırında ! 16.02.2009)

-Vergi Adaleti ile “UZLAŞMA” ! (10.02.2009)

-Şumulsüz Vergi İstisnaları ..(26.01.2009)

-E-ticarette Kayıtdışılık Önlenebilir mi ? (20.01.2009)

-Diğer makaleleri için tıklayınız

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.