Kişilere yardım etmeyi ve onlara iş bitirmeyi de
çok severiz. Merhamet duygularımız çok kabarık
olduğundan ilişkilerimize resmiyet katmayı
sevmeyiz. Az önce bizi hızlı geçen, hatalı
solama yapan aracın şoförüne küfür ederiz ama
yoldaki radarı gelen şoförlere de biz ikaz
ederiz. Yani hem kuralsızlıklardan şikayet
ederiz, hem de şikayet ettiğimiz kuralsızlığı
veya bir benzerini biz yaparız.
Bazen bunları küçük menfaatler karşılığı veya
bir başkasını kurtarmak adına yaparız. Ama gün
gelir bu tavrımız bize acı tecrübeler yaşatır.
Belki de bu önemsemediğimiz şeyler; bildiğimiz
ancak uygulamadığımız küçük ihmallerdir. Bir
kısmı da bilgisizlikten veya aşırı güven
duymaktan dolayı yapılır. Hayatımızda bu tür
hatalarımız o kadar çoktur ki; bir kitap
dolduracak boyuttadır. Ancak, bu yazıda güncel
yaşanmış olan bazı olaylardan esinlenerek, TTK
ve Vergi yasalarıyla ilgili birkaç hassas ve
güncel uygulamalardan bahsedeceğim.
www.muhasebenet.net
Öncelikle, ticaret ve sanayinin içinde yer alan
girişimcilerin çok dikkat etmesi gereken birkaç
örnek sunacağım. Ticari hayatımızda fatura, çek,
ödeme ve tahsilat makbuzu, defter tasdiki,
ödemelerin belgelendirilmesi, sözleşme, imza,
kefillik gibi bir çok belge ve olay çok
önemlidir. Sözleşme, imza ve kefalet konularına
sonraki yazılarımızda değineceğim. Bugün fatura,
ödeme ve defter kapanışlarıyla ilgili sınırlı
bir yazı olacak.
Mesela faturayı, malın detayını gösteren ve KDV’
yi görmek için düzenlenmiş bir belge olarak
görürüz. Evet böyle bir belgedir. Halbuki bize
tebliğ edilen bir fatura aynı zamanda bizi
borçlandıran bir belgedir. Eğer tebliğinden
itibaren 8 gün içinde itiraz etmez isek KDV
dahil toplam bedeldeki bir borcu kabullenmiş de
oluruz. O zaman alıp kabul ettiğimiz her fatura
tutarı borcumuzdur. O halde bunun ödemesini
yapmamız gerekir. Vergi Usul Kanununa göre
toplam 8.000 ve üzerindeki fatura vb.
bedellerini ve işletmeden yapılan her türlü para
hareketlerini bankalar aracılığıyla
(çek,senet,havale vb.) yapmamız gerekmektedir.
Eğer 8.000.-TL üzeri bir fatura bedeli bankadan
değil de elden ödenmiş ise VUK.nun mükerrer 355
inci maddesi uyarınca; I.sınıf tacir ve
şirketler ile serbest meslek erbapları için
1.000.-TL’dan, işletme defteri tutanlar için
500.-TL den az olmamak üzere ödemenin %5;’i
oranında özel usulsüzlük cezasına muhatap
olabilirisiniz.
www.muhasebenet.net
Şayet fatura tutarı 8.000.-TL den düşük ise yine
bankadan ödeme yapabiliriz. Ancak elden ödenecek
ise kesinlikle bir makbuz karşılığında ve
faturayı aldığımız kişi ya da şirket ise
yetkilisinin imzasını alarak ödeme yapmamız
lazım. Bu ödeme belli bir faturanın karşılığı
ise buna dair bir not da düşülürse daha iyi
olacaktır.
Bilindiği üzere; firmalar birbirinden mal
aldıklarında öce fatura kesilip, mal teslim
edilir.Sonra da tahsilatı yapılır. Ağırlık böyle
olmakla birlikte peşin para ödemesi yapılan
alımlarda vardır. İşletme sahibi olarak
aldığınız faturalara bir göz atmanızda her zaman
fayda vardır. Kilo, fiyat, tutar bilgileri
yanında, imza ve kaşe kontrolü de yapınız. Borca
aldığınız mal faturalarında satıcı kaşesi ve
imzası faturanın üst kısmına uygulanır. Bu tür
faturalara “AÇIK” fatura denir. Türk Ticaret
mevzuatı uyarınca, bu faturanın bedeli henüz
ödenmemiş kabul edilir. Eğer peşin mal
aldıysanız ve fatura bu şekilde kesilmiş ise 8
gün içinde mutlaka itiraz edip değiştirtiniz.
Yoksa bir gün, beklemediğiniz bir anda alacak
takibi ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Peşin
de olsa, sonradan da olsa kasadan elden
ödediğiniz tüm ödemelere mahiyetini de
belirterek (…. Nolu fatura karşılığı gibi)
mutlaka makbuz imzalatınız. Bu kişi alacaklının
kendisi olmalı, şirket ise kanuni yetkilisi
olmalıdır. Eğer peşin mal aldıysanız faturadaki
imza ve kaşenin, faturanın alt tarafına
uygulandığını görünüz. Bu tip faturalar “KAPALI”
fatura kabul edilir. Bu şekilde imza da atılsa
peşin ödemeyi de makbuz karşılığı veya bankadan
yapmalısınız.
Uygulamada; ticari hayatın yoğunluğu, karşı
firmalarla iyi ilişki içinde olmak vb.
sebeplerle bazen paralar elden ödenip, mal acele
ile alınmakta ve bu tür ayrıntılar
unutulmaktadır. Çok müşteri ve tedarikçisi olan
firmalar için bunun takibi de zordur. Bir sistem
kurulmamış ise, gerçekte ödenmiş olan bir çok
fatura yıl sonunda ödenmemiş görünebilir. İşin
doğrusu paranın ödendiği anda sırada makbuz
düzenlenmesi ya da banka aracılığıyla
ödenmesidir. Ama bu yapılmamış ise, bu tür
fatura borçlarını, hiç olmazsa yıl sonlarında
muhasebecilerinizden mizan isteyerek 320 nolu
hesap detaylarınızı kontrol etmenizde fayda
vardır. Sizden alacağı olan firma ve tutarlarını
sizdeki özel kayıtlarınız ya da zihninizdeki
rakamlarla kıyaslayınız. Eğer unutulmuş
ödemeleriniz varsa belgelerini ikmal ediniz. Ve
mümkün ise yıl sonunda karşı firma ile cari
hesap teyidi yaptırınız. Eğer defterinizde
ödenememiş görünen bir borç karşının defterinde
de alacak görünüyorsa, kendi defteriniz bile
aleyhinize delil olabilir. Diyelim ki makbuz
olmadan, kasadan ödemiş gibi defterinize kayıt
etmiş olsanız bile karşının defterinde açık
görünüyorsa bu parayı tekrar ödemek zorunda
kalabilirsiniz. Cari hesabınızı teyitleşirseniz
ve imzalı teyit mektubu alarak bu durumdan
kurtulabilirsiniz.
Öte yandan, defterlerinizin Asliye Hukuk
Mahkemelerinde delil olabilmesi için ertesi
yılın OCAK ayının sonuna kadar TTK’ nun 70,71,72
nci maddeleri hükümleri uyarınca kapanış
tasdikinin yapılması da gerekir. Unutmayın
defter kayıtlarınız lehinize de olsa kapanış
tasdiki yoksa ispat vesikası olarak kabul
görmemektedir.
Unutmayın ki; bu gün çok iyi olan firmaların,
birkaç ay sonra mali durumları bozulabiliyor,
firmalar el değiştirebiliyor. Bu gün iyi
olduğunuz firma ve kişilerle yarın ilişkileriniz
bozulabiliyor. İşte tam bu sırada eğer adam
sizden alacaklı görünüyorsa, sizin iyi
niyetinizi dinlemeyip üzerinize bir icra takibi
ile gelebilmektedir. Böyle bir durumda elinizde
bir ödeme belgesi yok ise; bu parayı gecikme
faizleri, avukat paraları, inkâr tazminatları
ile birlikte tekrar ödemek zorunda
kalabilirsiniz. Tüm bunlardan kurtulmak için
borçlarınızı iyi takip ediniz. Hatta
işletmenizde parasal hareketleri bir disiplin
altına alarak bilinçli ve yasalara uyumlu,
güncel bir sistem kurunuz.
Öte yandan, genellikle küçük esnafın bazı
sorunları nedeniyle, bazen malı aldığınız ve işi
yaptırdığınız kişi Ahmet iken Mehmet’in
faturasını da almak zorunda kalabilirsiniz.
Öncelikle bu kişilerden mal almayınız. Mutlaka
alacaksanız veya bir kere almış iseniz eğer,
ödemelere ilişkin makbuzu faturayı aldığınız
kişiye imzalatınız. Uygulamada vergi kaydı başka
kişi ve şirkete ait olabilir, işinizi yapan ve
parayı alan, o şirkete ortak dahi olmayabilir.
Ama size kendi şirketi gibi gösterebilir. Bu tür
olaylarda karşı dürüst de olabilir. Yasal bir
zorunluluktan kaçmak için başkası adına
mükellefiyet yaptırmıştır. Ama şirketin resmi
sahibini siz tanımıyorsunuz ki. Resmi
muhatabınız, faturayı kesen kişi ya da
şirkettir.Bu tür durumlarda mal alış verişi ve
para ödemesi sırasında tüm imzaların ikmal
ettirilmesinde fayda vardır. Sizin haberiniz
olmadan size iş yapan kişi ile faturayı kesen
kişi bozuşurlarsa istemeyerek o kişinin hedefi
olabilirsiniz. En iyisi bu tür alış verişleri
yapmamaktır.www.muhasebenet.net
Bir diğer konu ise karşılıksız kesilen
faturalardır. Çok masum ve iyi niyetlerle
komşunuz benim fazlam var diye size bir fatura
kesebilir. Veya kötü niyetli bir kişi size
iyilik olsun diye fatura keserek, KDV’den
faydalanmanızı önerebilir. Sıkıntılı bir
gününüzde size bir jest yapılabilir. Bu tür
işlere girmemeniz en doğrusu. Yasal olarak da
suç işlemiş olursunuz. Gerçekte bir mal alışı
olmadan fatura alırsanız, sahte ve muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı fatura almış olursunuz.
Bilginiz olmadan size böyle bir fatura gelir ise
sakın alıp defterinize işlemeyiniz. 8 gün içinde
bu faturaya noter kanalıyla itiraz ederek,
kendinizi koruyunuz. Zira bu tür bir faturayı
defterinize kaydettiyseniz; ne kadar iyi niyetli
olursa olsun, ortada gerçek bir para ödemesi
olmadığına göre o adama borçlu kalırsınız. Eğer
sizin defterinizde de borç görünüyorsa yandınız
demektir.
Bu kadar olur mu demeyin. Her şey olur. Zira
ülkemiz, kalkınmakta ve gelişmekte olan bir
ülke. Nüfus artışı, iç göçler, milli gelirin
düşüklüğü, tüketim toplumu oluşumuz, duygusal ve
iyi niyetli bir toplum olmamız nedeniyle,
suistimale müsait ortamların çokluğu ve benzeri
sebeplerle işletmeler ve kişiler çabuk
değişebilmekte ve kötü niyete
bürünebilmektedirler. Tabi herkes bu şekilde
olmayabilir ama çok kötü örneklerini iş hayatı
içerisinde görebilmek mümkün. Aman dikkat..!
www.muhasebenet.net
Sonuç olarak eğer sonradan korkulu rüya görmek
istemiyorsanız, işinizi ve itibarınızı kaybetmek
istemiyorsanız, kimseyle kötü olmak
istemiyorsanız işinizi baştan sağlam yapmanızda
fayda vardır. Bunun için tüm alış ve
giderlerinizin bedellerini ve diğer borçlarınızı
öderken mutlaka “ÖDEME MAKBUZU” imzalatın.
İmzayı, yetkili kişiye attırın. Yıl sonlarında
resmi hesaplarınızı muhasebecinizle borç alacak
açısından gözden geçirin. Defterlerinizin
mahkemelerde delil kabul edilebilmesi için
ertesi yılın Ocak ayı sonuna kadar kapanış
kayıtlarını notere mutlaka yaptırın.
Hüseyin
BOZKURT
Yeminli Mali
Müşavir
muhasebenet.net
Diğer
makaleleri:
-Şirketlerde Hileler
-Hile
-Defter ve belgeler niçin ve ne kadar
saklanmalı?
-İş
Kurma
-Vergi
!
|