VERGİ USUL KANUNUNDA BİLGİ VERME
Vergisel ödevlerimizi yerine getirirken idare tarafından
mükelleflere bir takım yükümlülükler getirilmiştir. Bu
yükümlülüklerden bir tanesi de bilgi verme
yükümlülüğüdür.
Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler
Maliye Bakanlığı’ nın incelemeye yetkili elemanlarının
gerekli gördüğü hallerde isteyecekleri bilgiyi yazılı
veya sözlü olarak vermekle yükümlüdürler. Bilgiler
yazılı veya sözlü istenebilir. Sözlü istenen bilgileri
vermeyenler durumu yazı ile bildirmeleri için
kendilerine uygun bir süre tayin edilir. Bilgi istenmek
üzere kişiler vergi dairesine zorla getirilemez. (V.U.K
Mad. 148.) Vergi Usul Kanunu bilgi vermeyi zorunlu
tutmuş ve bize istenildiği durumlarda bilgi verilmesi
gerektiğini belirtmiştir.
Fakat bilgi verme durumunun istisnaları aşağıdaki
gibidir:
Posta, Telgraf idaresinin yaptığı taşımalara ilişkin
saklamak zorunda olduğu mahremiyetler,
Hekimler, Diş hekimleri, Ebe ve Sağlık memurlarından
hastaların hastalıkları hakkında bilgiler istenemez,
Avukatlar ve dava vekillerinden kendilerine yetki
verilen işler dâhilinde bildikleri hususlar hakkında
bilgi istenemez. (V.U.K Mad.151)
Bazı durumlarda da mükellef kendisi bilgi vermekle
yükümlü kılınmıştır. Bilgi vermeyi gerektiren durumları
kısaca şöyle sıralayabiliriz;
1- İşe Başlamayı Bildirme:
Vergi Usul Kanunu 153. maddesine göre aşağıda yazılı
mükellefler keyfiyeti vergi idaresine bildirmekle
yükümlüdürler;
- Vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı,
- Serbest Meslek Erbabı,
- Kurumlar vergisi mükellefleri,
- Kollektif ve adi şirket ortakları ile komandit
şirketin komandite ortakları.
İlk karşımıza çıkan bilgi verme yükümlülüğünden
birincisi tacirin işe başlama yükümlülüğüdür. İşe
başlama bildirimi vergi dairesinden alınacak “İŞE
BAŞLAMA BIRAKMA BİLDİRİMİ” ile yapılacak ve bunun ekine
bir takım belgeler eklenerek vergi dairesine
bildirilecektir.
2- Adres Değişikliğinin bildirilmesi:
Vergi Usul Kanunu 101. maddesi hükmüne göre
mükelleflerin bilinen adresleri şunlardır:
“Madde 101 - Bu kanuna göre bilinen adresler şunlardır
1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen
adresler;
2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler;
3. İşi bırakmada bildirilen adresler;
4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler;
5. Yoklama fişinde tespit edilen adresler
6. (2686 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle değişen
fıkra) Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve
cevaplarında gösterilen adresler;
7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit
edilen adresler (ilgilinin tutanakta imzası bulunmak
şartıyla);
8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir
varakalarında tespit edilen adresleri.
Mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih
itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak
bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı nazara
alınır.”
Yukarıdaki açıklamaya baktığımızda mükellefin belli
başlı adres tespitleri idarenin elinde bulunduğu
imkânlar doğrultusunda yapılmaktadır. Fakat 101. maddede
yazılı bulunan iş veya ikamet yeri adreslerini vergi
dairesine bildirmeye mecburdurlar(V.U.K Mad.157) aksi
takdirde usulsüzlük cezası ile karşı karşıya
kalacaklardır.
3- İş Değişikliğinin bildirilmesi
İşe yeni başlayan veya öteden beri işine devam etmekte
olan mükellefler istedikleri takdirde iş alanlarını
değiştirmektedir. Vergi Usul Kanunu 158. maddesinde;
- Yeni bir vergiye tabi olmayı,
- Mükellefiyet şeklinde değişikliği,
- Mükellefiyetten muaflığa geçmeyi gerektirecek bir
durum söz konusu olması
durumunda bu değişikliğin vergi dairesine bildirilmesi
ile ilgili olarak mükellefler sorumludur.
4- İşletme Değişikliğinin bildirilmesi
İşletme sahipleri zamanın ekonomik koşullarına göre
işyeri sayısında artışa gidebilir veya istihdamı
azaltarak azalışa gidebilmektedir. Dolayısıyla böyle bir
durum meydana geldiği takdirde işyeri sahipleri bununla
ilgili değişiklikleri bağlı oldukları vergi dairesine
yazı ile bildirmek zorundadırlar.
5- İşi Bırakmanın Bildirilmesi
Vergi Usul Kanunun 153. maddesine göre işe başlamayı
bildirmekle yükümlü tutulan mükelleflerin işi bırakmayı
bildirecekleri de V.U.K 160. maddesi ile hükme
bağlanmıştır.
İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi
bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve
yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması
ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair
bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve
meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge
düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin
vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor
ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına
gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde,
mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler
dahil) işi bırakmış kabul edilir ve mükellefiyet kaydı
vergi dairesince terkin edilir. (V.U.K Mad. 160)
İşi bırakma kavramı ise; vergiye tabi olmayı gerektiren
işlemlerin tamamen durdurulması veya sona ermesi olarak
tanımlanmaktadır. Fakat mükelleflerin mücbir sebepler
gibi beklenmeyen durumlarda geçici bir süre için
durdurulması işi bırakma sayılmayacaktır. Tasfiye ve
iflas durumlarında ise mükellefiyet vergi ile ilgili
işlemlerin tamamen sona ermesine kadar devam eder ki
nitekim bu tip durumlarda tasfiye ve iflas dairesi
memurları yapılacak bildirimleri yapmakla yükümlüdürler.
6- Bildirimlerde Süre
Gerçek kişilerde işe başlama bildirimleri işe başlama
tarihinden itibaren on gün içinde kendileri, 3568 Sayılı
Kanun uyarınca belge almış Meslek Mensuplarını veya 1136
sayılı avukatlık kanunu uyarınca belge almış avukatlar
tarafından ilgili vergi dairesine yapılacaktır.
Şirketlerin kuruluş aşamasında işe başlama bildirimleri
ise işe başlama tarihinden itibaren on gün içinde
ticaret sicili memurluğunca ilgili vergi dairesine
yapılır. Şirketlerin işe başlama bildirimleri dışında
yapılacak bildirimler ile işi bırakma ve değişiklik
bildirimleri, bildirilecek olayın vukuu tarihinden
itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi
dairesine yapılır. (V.U.K. Mad. 168)
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bildirimlerin yazılı
olarak yapılması zorunludur. Ancak bu durumun istisnası
olarak defter tutmaya mecbur olmayan mükelleflerden
okuma yazması olmayanlar bildirimlerini sözle de
yapabilirler. Ancak sözle yapılan bildirimler idare
tarafından tutanakla tespit edilecektir. (V.U.K. Mad.
169)
Yazılı bildirimler posta ile taahhütlü olarak
gönderilebilir. Bu durumda bildirimin postaya verildiği
tarih vergi dairesine ibraz tarihi yerine geçer. Ancak
adi posta yoluyla gönderilen bildirimlerde, bildirimin
idareye ulaştığı tarih ibraz tarihi olarak kabul
edilmektedir. Vergi Usul Kanunu 170. maddesinde geçen bu
hüküm Vergi Beyannameleri hakkında uygulanmaktadır.
7- Cezalar:
Vergi Usul Kanunun 352. maddesi hükmüne göre
bildirimlerin zamanında yapılmaması usulsüzlük cezasını
gerektirmektedir. İşe başlama bildiriminin zamanında
yapılmaması I. Derece Usulsüzlük cezasını gerektirirken,
vergi beyannameleri ve diğer bildirimlerde şekil şartına
uyulmaması ise II. Derece Usulsüzlük cezasını
gerektirmektedir.
AYTAÇ ACARDAĞ
SMMM STAJYERİ
Lüleburgaz Hürfikir Gazetesi
Ekonomi Yazarı /
Kırklareli
aytacacardag@hotmail.com
31.07.2008
-Yazarın diğer makaleleri;
-VERGİYİ
DOĞURAN OLAY
-ÇALIŞMA
YAŞAMINDA İŞ SÖZLEŞMESİNİN ÖNEMİ
-Sponsorluk
Harcamaları
-İSKONTOLARIN KDV AÇISINDAN
DEĞERLENDİRİLMESİ
|