.Silisyum akciğerler için çok tahriş
edici bir maddedir. Hastalığın solunum sistemini bozup
klinik belirtileri ortaya çıkarması 20 – 30 yıl gibi
uzun bir çalışma süresini gerektirmektedir. Fakat bu
tozlara yoğun bir biçimde hedef olan işçilerde
hastalığın ortaya çıkması için 10 yıl yetmektedir.
Hastalık uzun süre belirti vermeksizin sinsice ilerler.
Nefes darlığı, hızlı solunum, öksürük, halsizlik, göğüs
ağrısı, ses kısıklığı, morarma, kan öksürme gibi
belirtiler ortaya çıkabilir. Bütün bu belirtiler
genellikle ilerlemiş vakalarda ortaya çıkar. Bu da
hastalığın teşhisinde gecikmeye neden olmaktadır.
Silikozisli hastaların tüberküloz hastalığına yakalanma
riskleri diğer insanlara oranla daha yüksektir.
Silikozis
Riskinin Olduğu Bazı İş Kolları:
·
Taş ocakları,
·
Kuvars değirmenleri,
·
Kum püskürtme işleri,
·
Madenciler,
·
Tünel kazıcıları,
·
Dökümcüler,
·
Cam sanayi,
·
Seramik,
·
Vitray yapımı,
·
Çimento üretimi,
·
Çanak-çömlek yapımı,
·
Kiremit, tuğla, balçık üretimi.
Silikozis hastalıkları genel de yukarıda
saydığımız işyerlerinde yıllarca yoğun olarak
görülmektedir.
Son yıllarda ise Kot Beyazlatma uğruna 40
‘dan fazla işçi hayatını bu sinsi meslek hastalığından
kaybetmiş,binlerle ifade edilen kişi de bu tozlardan
dolayı yatağa mahkum olmuştur.
Bu konuya duyarlı olanların çabaları
sonucu 2009 yılının Mart ayından itibaren Kot
Taşlama üretimleri yasaklanmıştır.
Çalışma koşullarının insan sağlığını
tehdit eder boyutta olduğundan işverenler bu konuda
tedbirler almayarak kayıt dışı işçi çalıştırmak
suretiyle adeta bu meslek hastalığı çığ gibi büyümüştür.
Bu hastalık
yönetmelik de belirtildiği üzere meslek hastalığı olarak
3 yıl içinde ortaya çıkmaktadır.
09.04.2009
tarihinde ntvmsnbc’ye Ali Tezel’in bu konudaki kısaca
görüşünü özetlersek;
Eğer çözüm isteniyorsa burada yapılması
gereken şey şu, bir komisyon kurmak gerekir. Bu
komisyonun alt yapısının da Meclis`te oluşturulması
gerekir. Tek cümlelik kanun teklifi veya tasarısı vermek
lâzım; `Silikozis hastalığına yakalandığı yetkili sağlık
kurulları tarafından tespit edilen kişilerin
çalıştıkları işyerlerine ulaşılamıyorsa Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından oluşturulacak bir
komisyon marifetiyle, bu kişilerin sigortalıkları
sağlanabilir` şeklinde bir hüküm konmalıdır.Meslek
Hastalığı olduğundan belirli bir çalışma süresi
aranmalıdır.Meslek hastalığında mutlaka bu hastalığa
yakalanmak için bir süreç gerekir. Meslek hastalığının
kabulü için belli süreler o iş yerlerinde çalışma şartı
aranır.İş kazası ve meslek hastalığı sigortası gereğince
hiç sigorta günü olmamış kişiler bile, 1 günü olmamış
kişiler bile, iş kazası ve meslek hastalığı
sigortasından işgöremezlik geliri alabilirler. Bunun
uygulamadaki adı emekliliktir. Bunun için önce bu
hastalığın meslek hastalığı olduğunun kabulü gerekir. Bu
hastalığın meslek hastalığının kabulü için bu
çalıştıkları yerlerin meslek hastalığı yapıcı işyerleri
olması gerekir. O işyerlerinde sigortalı veya sigortasız
çalıştıklarının tespiti gerekir. Bir de bu hastalığın
geliştiği işyerindeki sağlıksız koşullar nedeniyle
ortaya çıktığının tespitinden sonra bu para alınabilir.
İş kazası hemen ani olarak ortaya çıkan bir olaydır.
Meslek hastalığı ise, bir işin sürekli yapılmasından
kaynaklanan bir hastalıktır ve o işte belli bir süre
çalışmak gerekir. İşçilerin en az 3 yıl o iş yerlerinde
çalıştıklarını kanıtlamaları gerekir.Bir çoğu sigortasız
çalışmış. 1 gün bile sigortaları yok. İşte burada tespit
gerekir. Tespit gerekiyor ama işyerleri ortada yok;
işyerlerine ulaşılamıyor. İşyerleri kapatılmış olduğu
için işverene ulaşılmış olsa bile işyerinin sağlık ve iş
güvenliği tedbiri alıp almadığı geçmişe dönük olarak
tespit edilemiyor. Olayın üzerinden çok zaman geçmiş,
işyeri, işveren ortada yok. Dolayısıyla işçiler sonuç
alınamıyor.Bu işin artık mahkemeyle çözüm olanağı
kalmamış. 10 bine yakın kişinin sorunlarının çözümü
yetkiyle donatılmış bir komisyon marifetiyle sosyal
güvenliklerinin sağlanması gerekir. Çünkü bu hastaların
çoğunun cebinde parası yok. Ölümü beklemekten başka
yapacak bir şeyleri olmadığı için, imkanları da çok
kısıtlı olduğu için yasal yoldan çözüm ümitlerini
yitirmiş durumdalar. Bu insanları kazanmamız gerekir.
Aslında bu
işin çözümü 2009 yılında Meclis ´den yapılacak yasal bir
düzenleme olacağını dile getirmişlerdi.
Bu konuda
Silikozis hastalarını sevindirici haber Danıştay dan
geldi.
Danıştay, kot taşlama işçilerinin
silikozis hastalığına yakalanmasında yeterli önlem
almayan devlet görevlilerini sorumlu tuttu. Çalışma
Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Grup Başkanı, hizmet kusuru
nedeniyle savcılık tarafından soruşturulacak, iş
güvenliği tedbirleri almamasından dolayı Çalışma
Bakanlığı yetkililerinin sorumlu olduğuna hükmetti.
Danıştay 1. Dairesi dosyayı Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcılığı’na gönderdi.
Danıştay 1. Dairesi, kararında, iş
sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin
uygulanmasını izleme, çalışma hayatını denetleme ve
çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu
ve çalışmayı destekleyici tedbirleri almanın Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevleri arasında
sayıldığı belirtildi. Danıştay, İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği Tüzüğünde, her türlü maden, taş ve kiremit
ocaklarında, dökümhanelerde, tekstil, bütün şeker ve
çimento, inşaat, seramik ve benzeri sanayi kollarındaki
iş yerlerinde yapılan çalışmalarda, tozların zararlı
etkilerinden korunmak için alınacak önlemlerin
sıralandığına dikkat çekti.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken,Torba yasaya
silikozis hastaları için bir madde konulması gündeme
geldi.Aslında silikozis hastaları da boş durmayarak
hakları adına eylemler yaparak mağduriyetlerini dile
getirdiler.Durumlarını Cumhurbaşkanı’na kadar
taşıdılar.Köşk de bu işin takip edileceği sözünü verdi.
Artık çaresiz olan ve ölümü bekleyen bu
tehlikeli meslek hastalığına yakalananlar için bir umut
ışığı yanmıştı.
İlk
Düzenleme basın tarafından dile getirildiğinde tepkiler
başlamıştı.
Silikozis hastalığı nedeniyle meslekte
kazanma gücünü en az % 40 kaybettiğine Sosyal Güvenlik
Kurumu Sağlık Kurulunca karar verilen kişilere,Aylık
miktarı, meslekte kazanma gücünü % 40 ila % 59 arasında
kaybedenlere 1 inci maddeye göre belirlenecek aylık
tutarında; meslekte kazanma gücünü % 60 ila % 79
arasında kaybedenlere 1 inci maddeye göre belirlenecek
aylık tutarının % 200'ü ve meslekte kazanma gücünü % 80
ve üzerinde kaybedenlere de % 300'ü esas alınarak
hesaplanır.
2022 sayılı yasa ile 65 yaşındaki Muhtaç
kişilere bağlanan aylık olan 100 TL’nin
verilmeseydi.%40-%59 100 TL,%60-%79 200 TL,%80 üzerinde
olanlara 300 TL. verilecekti.
Vefat hallerinde bu tip ödemler Primsiz
Ödemeler sayıldığından dolayı Hak sahiplerine
verilmiyor.Az bir ömrü kalan silikozis hastalarının
aileleri ve çocukları mağduriyeti devam edecekdi.
Danıştay’ın aldığı karar yeniden
Meclis’te düzenleme yapılmasına etkin olurken,silikozis
mağdurları da boş durmayarak seslerini duyurmayı
başardılar.
Torba yasada
67.madde ile düzenlemeye gidilmiştir.
MADDE 67- 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı
65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde
2- Bu maddenin yayımı tarihinden itibaren 3 aylık süre
içerisinde talepte bulunan ve sosyal güvenlik mevzuatına
tabi olarak çalışmayan, sosyal güvenlik kurumlarından ya
da yabancı bir ülke sosyal güvenlik kurumundan her ne ad
altında olursa olsun herhangi bir gelir veya aylık
almayan ve silikozis hastalığı nedeniyle meslekte
kazanma gücünü
en az % 15
kaybettiğine Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca
karar verilen kişilere, bu maddede belirtilen şartları
sağlamaları halinde aşağıda belirtilen esaslara göre
Sosyal Güvenlik Kurumunca aylık bağlanır.
Meslekte kazanma
gücünü;
a) % 15 ila % 34
arasında kaybedenlere 7000,
b) % 35 ila %54
arasında kaybedenlere 8000,
c) % 55 ve
üzerinde kaybedenlere 9000,
gösterge rakamının her yıl bütçe kanunu
ile tespit edilecek aylık katsayısı ile çarpımı
sonucunda bulunan tutarda aylık bağlanır.
Yukarıda
belirtilen şartlara göre aylık almakta iken ölen
silikozis hastasının; 5510 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının; (a), (b) ve (e) bentleri
hariç olmak üzere, 5510 sayılı Kanun veya yabancı bir
ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi
sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan;
a) Dul eşine
% 50'si, bu madde kapsamında aylık alan çocuğu
bulunmayan dul eşine % 75'i,
b)
Çocuklarından;
1) 18
yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını,
yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan ve
evli olmayan veya,
2) Sosyal
Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü
en az % 60 oranında yitirip malul olduğu anlaşılanların
veya,
3)
Yaşları ne olursa olsan evli olmayan, evli olmakla
beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,
her birine %
25'i,
oranında
aylığın tamamı dağıtılacak şekilde aylık bağlanır. Eş ve
çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı silikozis
hastasına bağlanan aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın
aşılmaması için gerekirse eş ve çocukların aylıklarından
orantılı olarak indirimler yapılır.
Eş ve
çocukların aylıkları yukarıda belirtilen koşulların
ortadan kalkması halinde kesilir.
Bu maddeye
göre tarafına aylık bağlanan silikozis hastası ile eş ve
çocuklarının tedavi giderleri, 18/6/1992 tarihli ve 3816
sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi
Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından
Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre, Kanunun 2
nci maddesinde belirtilen aile içindeki kişi başına
düşen gelir payına bakılmaksızın yeşil kart verilerek
karşılanır.
Bu maddeye
göre aylık alanların 5510 sayılı Kanuna göre çalışmaya
veya sosyal güvenlik kurumlarından ya da yabancı bir
ülke sosyal güvenlik kurumundan her ne ad altında olursa
olsun gelir veya aylık almaya başlamaları halinde
aylıkları kesilir.
Değerlendirme:
Silikozis hastalığı sinsice insanları
ölüme götüren bir hastalıktır.Onun için madenciler erken
emekli olurlar.Önemli olan işçi sağlığı ve iş güvenliği
önlemleri alınarak çağdaş üretim tesisleri kurularak
sağlıklı ortamlarda üretim yapılarak işçileri sinsi
meslek hastalıklarından korumak işverenlerin ilk
hedefleri arasında olmalıdır.İşyerlerindeki meslek
hastalıkları ile ilgili risk haritaları çıkartılmalıdır.ÇSGB
ile Meslek Odaları,STÖ,İşçi ve İşveren Sendikaları
ortaklaşa hareket ederek meslek hastalıklarını en aza
indirecek ortaklaşa bir eylem planı ortaya koymaları
gerekir.
Bu da hem işçileri hem de işverenleri
ileride karşılaşacakları sorunları asgari düzeye
indireceği kanısını taşımaktayım.
Yasanın düzenleme şekline bakacak olursak;
-Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç
ay içinde yazılı talepte bulunulacaktır.
-Sosyal Güvenlik Kanununa tabi işte
çalışmayacaktır.
-Sosyal Güvenlik Kurumundan aylık yada
gelir almayacaktır.
-Silikozis
hastası olacaktır.
-Meslekte
%15
oranında GSK Sağlık Kurulunca rapor alınması
gerekiyor.
Bu şartlar tamam olması durumunda,
a)
% 15 ila % 34
arasında kaybedenlere
433,68
TL.
b)
% 35 ila % 54
arasında kaybedenlere
495,63
TL.
c)
% 55
ve üzerinde kaybedenlere
557,59
TL.
Silikozis hastasının ölümü durumunda hak
sahiplerine aylık bağlama esasları:
-SGK tabi çalışmayacaklar,
-Kendi çalışmalarından dolayı SGK aylık
ve gelir almayacaklar.
Dul eşe %50,çocuğu aylık almıyorsa %75
oranında bağlanır.
Çocuklarından;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim
görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması
halinde 25 yaşını doldurmayan ve evli olmayan veya,
2) Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık
Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında
yitirip malul olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsan evli
olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul
kalan kızlarının,
her birine % 25'i,
oranında aylığın tamamı dağıtılacak
şekilde aylık bağlanır.Bağlanan aylık vefat eden
silikozis hastasının aylığını aşamaz.Şartlar ortadan
kalkarsa aylıklar kesilecektir.
Bu aylıkları almaları Yeşil Kart
almalarını engel teşkil etmeyecektir.Gelir
değerlendirilmesinde dikkat edilmeyeceği kanun ile hüküm
altına alınmıştır.
Aylık alanların 5510 sayılı Kanuna göre
çalışmaya veya sosyal güvenlik kurumlarından ya da
yabancı bir ülke sosyal güvenlik kurumundan her ne ad
altında olursa olsun gelir veya aylık almaya başlamaları
halinde aylıkları kesilir.
Burada kanun koyucu hak sahibinin
anne yada babasını görmezden gelmiş.Hak sahibi
olarak tanımamıştır.
Kanunun yayım tarihinden önce vefat eden
Silikozis hastaları için bir hak hüküm altına
alınmamıştır.Sosyal Devlet düşüncesi hakim ise yasadan
önce kot taşlama işinden ölen işçilerin hak sahipleri de
bu yasadan yararlanmalıdır.Bunlar için bir hüküm
konulmadığından bu aileler mağdur edilmiştir.
Kot taşlama işçilerinin asıl istekleri bu
işlerden dolayı %10 ve üzerinde iş görmezlik kayıpları
olduğundan hak ettikleri gelirleri istiyorlardı.
Aynı zamanda %60 ve üzerinde
malullüklerini kanıtlayanlara şartlar el verdiğinde
malullük aylığı bağlanması da istekleri arasında
bulunuyordu.
Komite Başkanı olmak üzere herkes bu
torba yasa da yapılacak düzenlemeyi merakla
bekliyorlardı.
Mülga olan 506 sayılı Kanunun da malullük
aylığı şartları 1800 gün veya beş yıllık sigortalı
olunup her yıl için 180 gün MYÖ primi ödeyenler %60
oranında kayıpları var ise aylık alamaya hak
kazanıyorlardı.
5510 sayılı yasa ile bu uygulama 4-1(a)
dediğimiz SSK yönünden ağırlaştırıldı. Beş yıllık süre
on yıla çıkarıldı.1800 gün koşulu korundu.900 gün terk
edildi.Sadece %80 üzerinde sürekli başkasının bakımına
muhtaç olduğunu kanıtlayanlarda 1800 gün ile emekli
maaşı bağlanma kararı alındı.
Kanunun
koyucu bu yönde 4-1(a)’lılar için bir düzeltme
tercihinde bulunmayarak 2022 sayılı yasaya geçici madde
eklenerek bir çözüme gidilmiştir.
Başta Komite Başkanı Prof Dr. Zeki
Kılıçarslan olmak üzere,köşesinde daima onların
sorunlarını dile getiren Ali Tezel ve diğer duyarlı
Sosyal Güvenlik yazarlarını kutlarım.
Hazırlayan:
Vedat İlki
Ücretlendirme,İş
ve Sosyal Güvenlik Uzmanı
14.02.2011
Diğer makaleleri
-Hizmet Akdi ile Çalışanlarda Meslek
Hastalığı
-İlk
defa işe başladığım gün iş kazasına uğradım
-İşletme
Belgesi
-4-a’lıarın
kısmi yaşlılık aylığı incelenmesi
-Kadın
işçilerin gece vardiyasında çalışma esasları
-2011
Yılında SGDP priminin değerlendirilmesi
-Çalışma
Hayatında Yeni Bir Hizmet Sektörü
-4/(C)
Geçici Personel’de Son Durum
-2011
Yılı SGK İdari Para Cezaları
-2011
Yılı ile ilgili katsayılar değişti
-2011
Yılında SGK Primlerinde Yapılan Değişiklikler
-Çalışma
hayatında ibraname
-Yurtdışı
borçlanmada zorunlu göç
-Sigortalıların
kendilerini bildirmesi
-2011
Yılı Ücretlilerin Hesap Pusulasında Kullanılacak
Bordro’ya Esas Parametreler
-SSK
ve Bağ-kur usulüne uygun tahsise hazırlamaya başvurmada
emekli maaşı bağlanma süreleri...
-İşyerlerinde
İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin Kapatılmasına Dair
Yönetmelikte Son Durum
-Günsüz
işe girişlerde hizmet kazanımı
-Kayıtdışı
çalıştırılanların tespitinde sigortalılık süresi
-Yurtdışı
borçlanmada zorunlu göç
-Sigortalıların
kendilerini bildirmesi |