Bu
Makalemde; Kasa hesabının özellik arz eden hususları ve
bu hususların eyleme dönüşmesi halinde, vergi hukuku
açısından nelerle karşılaşabileceğini, açıklamaya
çalışacağım.
Firmaların
Kasa hesabının alacak bakiyesi vermesi, Firmanın
muhasebe kayıtlarını tekrar gözden geçirmeleri
gerektiğinin ipucunu vermektedir. Bu gibi durumlarda
kasa hesabına işlenen belgelerin doğru olarak giriş ve
çıkışlarının yapılıp yapılmadığının kontrolünde yarar
vardır. Çünkü kasanın alacak bakiyesi vermesi demek
kasanızda var olmayan bir paranın harcanması anlamına
gelen mantıksız bir durumun var olduğunu gösterir.
Kasası alacak bakiyesi veren firmalar şu iddialarla
karşılaşabilirler;
● Kasa hesabındaki giriş ve çıkış
kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını,
●Firma tüzel kişilikse para
tahsilâtlarının şirkete aktarılmadığını ortaklar veya
müdürün şahsi ihtiyaçlarında kullanıldığını,
●Çifte muhasebe kaydının var olduğunu,
Yukarıdaki iddiaların belgelerle
kanıtlanması halinde; Yetkili İdare, Re’ sen takdir
yetkisini kullanarak, kanun verdiği ölçütlerde, vergi ve
vergi zıyaı salabilir. Bu uygulamalar, Vergi Mahkemeleri
ve Danıştay dairelerinde de hukuki olarak kabul
görmektedir.
Firmaların Kasa hesabının sıfır
olması, kasada para olmadığını gösterir. Bu durum ticari
teamüllere ve hayatın doğal akışına aykırıdır.
Firmaların bu hususa dikkat etmeleri gerekmektedir.
Firmaların Kasa hesabının borç
bakiyesi vermesi kasada mevcut bir paranın var olduğunu
gösterir. Firmaların kasasında bulunan paranın Ticari
teamüllere uygun miktarda bulunması, gerekmektedir.
Ticari teamüllere uygun olmayan para miktarını kasada
bulunduran firmaların Bilançolarının ya da defter ve
belgelerinin incelenmesi durumlarında, kasada bulunan
para ile ilgili vergi inceleme elemanları faiz
işletmekte ve bu faizin vergisini istemektedirler.
Firmaların kasalarında bulundurdukları
paranın ticari teamüllere uygunluğunun ölçütü firmaların
bulunduğu sektörlere ve kişilerin bakış açısına göre
değiştiğinden, Bu kavramın ölçütlerinin ne olduğunu,
Maliye Bakanlığının, Vergi Mahkemelerinin ve Danıştay
dairelerinin ortak noktada birleştiği ’ aşağıda
belirtilen kararın özünde yattığı kanaatindeyim. www.muhasebenet.net
‘’Sermayesine yakın bir miktarda parayı,
bir yıl boyunca kasasında bekletmesinin iş kolunun
özelliğine ve ekonomik icaplara uymaması nedeniyle,
kurum kazancının gizlendiği sonucuna varılıp, kasada
atıl olarak bırakılan para miktarı esas alınarak davacı
Şirket adına cezalı tarhiyat yapılmasında isabetsizlik
bulunmadığı”
Sonuç itibariyle; firmaların bilânço
kalemlerinden olan kasa hesabının, alacak bakiyesi
vermemesi hususuna dikkat etmeleri, Kasa hesabında
görülen parasal miktarların, firmanın bulunduğu
sektördeki, parasal döngüye uygun olmasına, ayrıca 8.000
YTL üzerindeki para giriş ve çıkışlarının bankalar
üzerinden, yapılmasına uymaları halinde, vergi hukuku
açısından cezai işlemlerle karşılaşılmanın önüne
geçilebileceği kanaatindeyim.
SMMM Sedat ERYÜREK
muhasebenet.net
eryureksedat@yahoo.com
Diğer makaleleri
-Sevk irsaliyesi ve dikkat edilmesi gereken
hususlar
-Konsinye malın hukuki boyutu ve
avantajları -Kamu ihalelerine
giriyorsanız ?
|