Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   17 Kasım 2008

  Ana sayfa

  2008 Yılı Çalışmaları

  Pratik Bilgiler

  Staj - Stajyer Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

  Muhasebe Bilgi Rehberi 

 Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


Ramazan AKTAŞ

Vergi Denetmeni
ramazan.aktas@vergianaliz.net

17.11.2008

 

Ücretlilerde Beyan Usulüne Geçiş

Mümkün müdür ?

 

Ticari faaliyetlerin temelinde yatan unsur, kar maksimizasyonu yani yüksek kazanç elde etme isteğidir. Yüksek kazanca ulaşmanın temel yolu da kazancın ana kaynağı olan insanlara ait gelirden pay alma almaktır. Bu amaçla ticari faaliyette bulunanlar, insan ihtiyaçlarını en kısa sürede ve en iyi şekilde sağlama iddiasında bulunarak insanların sahip olduğu gelirden pay almaya çalışırlar.

İnsanlar genelde farklı kaynaklardan gelir elde ederler. Ülkemizde elde edilen gelir, kaynak açısından farklı bir sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 2. maddesinde söz konusu gelir türlerini “Ticari Kazançlar, Zirai Kazançlar, Ücretler, Serbest Meslek Kazançları, Gayrımenkul Sermaye İratları, Menkul Sermaye İratları ve Diğer Kazanç ve İratlar “ şeklinde sınıflandırmıştır.

Bilindiği üzere elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde usul açısından vergi sistemimiz Beyan Usulü ile Kaynakta Kesinti Usulü benimsenmiştir. Yukarıda sayılan yedi gelir grubunun altısı bazı istisna hükümleri haricinde genelde Beyan Usulünde vergilendirilmektedir. Diğer yandan bu yedi gelir grubu 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesi hükmü gereği kaynakta kesinti yöntemi de öngörülmüştür. Türk vergi sisteminde, yedi gelir unsurundan yine aynı kanunun 16. maddesinde sayılanlar dışında, sadece “Ücretler” grubu kaynakta kesinti yöntemi ile vergilendirilmesi öngörülmüştür.

Beyan Usulüne göre vergilendirme yönteminde, mükellefler bir takvim yılı itibariyle elde ettikleri gelirlerinden, vergi kanunların öngördüğü giderleri ve indirimleri yaptıktan sonra kalan safi tutar üzerinden vergilendirilirler. Dikkat edilirse, söz konusu gider ve indirimleri yapanlar yine elde ettiği geliri beyan eden mükelleflerdir. Bu noktada önemli olan husus, mükelleflerin geliri elde ederken yaptıkları giderleri ve masrafları gelirinden indirme imkânının ve dolayısıyla vergisel sorumluluğu da kanunla sağlanmasıdır.

Kaynakta kesinti yönteminde ise, vergilendirme gelirin brüt tutarı üzerinden yapılmaktadır. Yani, vergilendirme esnasında mükellef elde ettiği gelirden yapmış olduğu gider ve harcamayı indirememektedir. Bazen bu durum nihai vergilendirme ile sonuçlanmakta bazen de dönem sonu itibariyle elde edilen gelirin nihai tutarı üzerinden ikinci bir vergilendirme yapılmaktadır. Nihai vergilemede önceden yapılan vergi kesintisi mahsup edilmekte eğer fazla vergi alındı ise alınan fazla vergi mükellefe iade edilmektedir, eğer eksik vergi alınmışsa aradaki fark vergi tutarı yine mükelleften tahsil edilmektedir.

Daha öncede belirttiğimiz gibi ücret geliri elde edenler, daha ücretlerini almadan kaynakta kesinti yöntemine göre ücretlerinin brüt tutarı üzerinden % 15’ini vergi olarak vermektedir. Bu durum vergi adaleti açısından tartışmalara neden olmaktadır. Ancak bir hususu da belirtmek gerekir ki 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 32. maddesindeki Asgari Geçim İndiriminin getirilmesi ile de bireylerin asgari düzeyde geçimini sağlayacak gelir tutarının vergi dışı bırakılması öngörülmüştür. Asgari Geçim İndirimi öncesindeki uygulamalar olan “Ücretlilerde Vergi İndirimi” ya da “Özel Gider İndirimi” ile de yine ücretlinin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili olarak yapılan bazı giderler üzerinden hesaplanan vergilerin, sonraki dönemde ödenecek vergiye mahsubunu öngörülmüştü. Ancak söz konusu uygulamalarda ücretli kesimin bu harcamaları belgelendirmiş olmaları gerekmekteydi. Asgari geçim indirimi ile harcamaların belgelendirilmesine gerek kalmamış, söz konusu indirim için Asgari Ücret tarifesi baz alınmıştır. Ücretlilerin kaynakta kesinti yöntemi ile vergilendirilmesi, Asgari Geçim İndirimi uygulaması vergi adaleti dışında kayıtdışı ekonomi itibariyle de sıkıntılı bir durumu ortaya koymaktadır.

Ücretli kesimin Vergilendirilmesinde beyan usulü yerine kaynakta kesinti yönteminin uygulanması, asgari geçim indirimi uygulaması ve bu uygulama nedeniyle fatura ve fiş toplanmasına gerek kalınmaması, ücret gelirinin elde edilmesi için yapılan gider ve harcamaların indirim imkânının bulunmaması ülkedeki kayıtdışılığı teşvik eden önemli unsurlardır.

Unutulmaması gereken şudur ki ülkede yapılan harcamaların esas kaynağı ücret geliri elde edenlerdir. Ücretlilerin vergilendirilmesinde beyan usulünün uygulanmaması ve gider ile harcamaların ücret gelirinden indirme imkânının tanınmaması, ülkedeki fatura düzeninin yerleşmesinde büyük engeller oluşturur. Ayrıca ücretliler, satın alacakları mal ve hizmetlerde fatura-fiş pazarlığına girerek safi gelirlerinden mümkün olan en çok verimi elde etmeye çalışırlar. Bu da Ticari faaliyetler sonucu elde edilen gelirlerin kayıt ve beyan dışı kalmasına neden olur.

Sonuç itibariyle, diğer altı gelir unsuru gibi Ücretli kesime de Beyan Usulüne göre elde ettiği geliri beyan etmesi, yaptığı gider ve harcamaları da gelirinden indirme imkânının sağlanması gerekmektedir. Harcamaların, ücret gelirinden indirme imkânının tanınması, ücretlilerin yaptığı harcamaların tamamına yakınını belgelendirme güdüsüyle hareket etmesini sağlar. Diğer yandan, belge düzeni dışında hareket etme eğiliminde olanların, ücretlinin talep ettiği fatura veya fişi vermek durumunda kalacağından belge düzeni kendiliğinden kalıcı hale gelecek ve böylelikle kayıtdışılık olgusu yavaşça ortadan kalkacaktır. Bu durum, ülkede vergi bilincinin yerleşmesine de önemli katkılar yapacaktır.

Ücretli kesimin, gerçek gelirlerinin ve harcamalarının doğruluğu ve gerçekliği noktasında, güçlü bir gelir idaresinin şart olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Güçlü ve bağımsız bir gelir idaresi, bünyesinde uzmanlıklara ayrılmış ve nitelikli iş gücü ile Ücretlilerde Beyan Usulüne geçiş mümkündür. Ücretlilerde beyan usulüne geçiş aynı zamanda güçlü bir gelir idaresinin varlığının da bir kanıtıdır.
 

17.11.2008

www.muhsebenet.net

-Diğer makaleleri

-Stopaj Vergi Sizi Aldatmasın ! (14.11.2008)

 

  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2008  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.