SERBEST MESLEK KAZANCINDA
VERGİSEL SORUNLAR
GİRİŞ:
Aynı şeyleri anlatmak ne derece doğrudur bilinmez ama
bir gerçek var oda bu sorunun neden çözülemediği, Kimi
meslek mensupları serbest meslek makbuzunu liste
fiyatından kimileri de aldı ücret kadar makbuz
kesmektedir. fakat kanun koyucu da liste fiyatından
(yani ücretini ister al ister alma)kesilmesini
istemektedir. Meslek mensubuna sorsanız almadığım
ücretin makbuzunu neden keseyim demektedir. Tabi Katma
değer vergisini unutmamak gerek (kambersiz düğün bayram
olmaz hele katma değersiz hiç olmaz )Acaba düşünüyorum
da sizce kim haklı?
AÇIKLAMA:
Gelir vergisi kanunun 66. maddesine göre serbest meslek
erbabı ,Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde
ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek
faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev
ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez.
Denilmekte akabinde de kimlerin serbest meslek erbabı
olduğu şu şekilde anlatılmaktadır.
1. Gümrük komisyoncuları, bilumum borsa ajan ve
acentaları, noterler, noterlik görevini ifa ile mükellef
olanlar;
2. Bizzat serbest meslek erbabı tarifine girmemekle
beraber serbest meslek erbabını bir araya getirerek
teşkilat kurmak veya bunlara sermaye temin etmek
suretiyle veya sair suretlerle serbest meslek
kazancından hisse alanlar;
3. Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi
şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde
komanditeler;
4. Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tüccarlarla
serbest meslek erbabının ticarî ve meslekî işlerini
takip edenler ve konser veren müzik sanatçıları
5. Vergi Usul Kanunu'nun 155' inci maddesinde belirtilen
şartlardan en az ikisini taşıyan ebe, sünnetçi, sağlık
memuru, arzuhalci, rehber gibi mesleki faaliyette
bulunanlar (şartlardan en az ikisini taşımayanlar ile
köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi
nüfusu 5.000'i aşmayan yerlerde faaliyette bulunanların
bu faaliyetlerine ilişkin kazançları gelir vergisinden
muaftır.)
Serbest Meslek Kazancını Tarifi ise;
Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar
serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi
mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan
ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi
olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve
hesabına yapılmasıdır. Serbest meslek kazancı bir hesap
dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak
tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle
sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu
faaliyet dolayısı ile yapılan giderler indirildikten
sonra kalan farktır. Müşteri veya müvekkilinden, serbest
meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın
şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilir.
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması
halinde Vergi Usul Kanunu'nun 328'inci maddesine göre
hesaplanan müspet fark kazanca eklenir.
Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve
ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya
müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara sarf edilen
para ve ayınlar kazanç sayılmaz. Serbest meslek erbabı,
mesleki kazançlarını Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre
tuttukları "Serbest meslek kazanç defteri"ne istinaden
tespit ederler .
65'inci maddenin son fıkrasında yazılı şirketler de
mesleki kazançlarını "Serbest meslek kazanç defteri"
üzerinden tespit ederler. Bu şirketlerin bilanço esasına
göre tuttukları defterler serbest meslek kazancı defteri
yerine geçer.
Serbest meslek erbabı için,
1. Ittıla hasıl etmeleri kaydı ile namlarına kamu
müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya
postaya para yatırılması;
2. Serbest meslek kazancı olarak doğan alacağın başka
bir şahsa temliki veya müşterisine olan borcu ile
takası;
Tahsil hükmündedir.
Yabancı parası ile yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa
rayici ile borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığı'nca
tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilir.
Biletle girilen yerlerde faaliyette bulunan dar
mükellefiyete tabi serbest meslek erbabı diledikleri
takdirde, bilet bedelleri tutarından, bu bedellere dahil
resimler düşüldükten sonra kalan miktarın yarısı safi
kazanç sayılmak suretiyle vergilendirilirler.
Denilmektedir.
Serbest meslek kazancı ve kdv;
Serbest meslek hizmetinin verilmesi karşılığında elde
edilen kazanç Gelir Vergisi Kanunu'na tabi olmaktan
başka, bu hizmet karşılığında alınan bedeller de Katma
Değer Vergisi Kanunu'na tabidir. Gelir Vergisi Kanunu
kazancın vergilendirilmesini "fiilen elde etme" koşuluna
bağlamıştır. Buna karşılık Katma Değer Vergisi
Kanunu'nda hizmet sunumlarında verginin doğumu, hizmetin
ifa edilmiş olmasına bağlanmıştır.
İki kanunun vergiyi doğuran olayı, aynı hizmette aynı
kişi için farklı esaslara bağlaması uygulamada zaman
zaman ihtilaflara yol açmaktadır. özellikle yıllık
sözleşme ile defter tutmayı ve mali tablolar ile döneme
ait beyannameleri hazırlamayı belli bir bedelle (aylık
taksitler halinde on iki taksitte) üstlenen serbest
meslek erbabının bazı aylar ücretini tahsil edememesine
rağmen, o aylarda da hizmetin verildiği gerekçesi ile
KDV ödemeleri istenilmekte, ödemeyenler hakkında da
cezalı tarhiyatlar yapılmaktadır.
İki kanun arasındaki vergiyi doğuran olay belirlemesinin
farklılığından kaynaklanan bu uyumsuzluğu giderecek
hareket noktasının, yine bu kanunlardan birine göre
belirlenmesi gerekir.Burada hareket noktasının Gelir
Vergisi Kanunu olması gerekir. Zira Katma Değer Vergisi
Kanunu serbest meslek hizmetinin ifasını konusuna
almakla birlikte, serbest mesleğin, serbest meslek
erbabının ve serbest meslek hizmetinin tanımını
yapmamış, bu konularda Gelir Vergisi'ne atıf yapmıştır.
Dolayısıyla hareket noktasının Gelir Vergisi olması
gerekir.
Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanunu, öz ve ekonomik
gerçeklik kadar, şekle de önem veren bir kanundur.
Nitekim üstlenilen Katma Değer Vergisi'nin indirim
konusu yapılması, sağlıklı belgede gösterilmesi (Hatta
bu da yeterli değildir. Belgenin de deftere kaydedilmiş
olması gerekir) koşuluna bağlanmıştır. Katma Değer
Vergisi'nin hesaplanması da belgenin varlığına bağlıdır.
Zaten belge yoksa, Katma Değer Vergisi'nin yayılılık
özelliği ve indirim mekanizması çalışmaz.
O halde serbest meslek erbabında KDV hesaplanabilmesi,
müşterisinde de bu verginin indirim mekanizması
içerisinde değerlendirilebilmesi için, belgenin
düzenlenmiş olması gerekir. Bu durumda cevabı aranması
gereken soru, meslek erbabının belge düzenleme
zorunluluğunun ne zaman doğduğudur.
Serbest meslek erbabının belgesi, serbest meslek
makbuzudur. Bu belge, tahakkuk ilkesinin bir eseri olan
faturada farklı bir niteliğe sahiptir ve adı gibi sadece
bir makbuzdur. Makbuz ise bedel tahsil edildiğinde
düzenlenir. Bir başka anlatımla serbest meslek erbabı,
bu makbuzu, Gelir Vergisi açısından vergiyi doğuran olay
gerçekleştiğinde, tahsil esasında geliri elde ettiğinde
düzenlemek durumundadır. Dolayısıyla serbest meslek
erbabı, hizmetini ifa etmiş olmasına rağmen, gelirini
(hizmetinin bedelini) elde etmedi ise makbuz düzenlemek
zorunluluğu yoktur.
serbest meslek makbuzunun yokluğu ve düzenleme
zorunluluğunun bulunmadığı hallerde, Katma Değer Vergisi
de doğmaz. Konuyu bira daha açalım ve konu İle ilgili
mukteza ve Danıştay kararlarına göz atalım.
T.C.
ANKARA VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü
SAYI
: B.07.4.DEF.0.06.11/GVK-11065
KONU
:
Sn;……….
………………………………….
İLGİ : Tarihsiz dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçeniz incelendi.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesinde;
“Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar
serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti ; sermayeden ziyade şahsi
mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan
ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi
olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve
hesabına yapılmasıdır.
…………….” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan aynı Kanunun 67’nci maddesin 1’inci
fıkrasında ise; serbest meslek kazancının bir hesap
dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak
tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle
sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu
faaliyet dolayısiyle yapılan giderler indirildikten
sonra kalan fark olduğu hükme bağlanmış olup; aynı
maddenin 7’nci fıkrasında da;
“Serbest
meslek erbabı için :
1-Ittıla hasıl etmeleri kaydiyle, namlarına, kamu
müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya
postaya para yatırılması;
2-Serbest meslek kazancı olarak doğan alacağın başka bir
şahsa temliki (Temlikin ivazlı olup olmadığına bakılmaz.
İvazlı temliklerde ivazın tahsil şartı aranmaz) veya
müşterisine olan borcu ile takası;
Tahsil hükmündedir.” hükmü yer almıştır.
Bu itibarla; serbest meslek
kazancında hasılatın elde edilmesi tahsil esasına
bağlandığından muhasebecilik faaliyeti dolayısıyla
verilen hizmet karşılığında
tahsil edilen bedelin
serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Öte yandan; 2.1.1990 gün ve 20390sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali
müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları
Hakkında Yönetmelikde; tarifenin, Serbest
Muhasebecilerin, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve
Yeminli Mali Müşavirlerin belge düzenlenmesi, işlem
yapılması, tasdik, denetim ve danışmanlık hizmetleri
dolayısıyla alacakları en az ücretlerin yer aldığı liste
olduğu, ücretin tespitinde tarifeye uyulmasının
zorunlu olduğu, tarifedeki asgari miktar altında
kalan ücretle çalışmanın yasak olduğu aksine hareketin
disiplin cezasını gerektirdiği ve meslek mensuplarının
ücretsiz işlem yapamayacakları belirlenmiştir.
Yine söz konusu yönetmelikle “ Yazılı sözleşmedeki ödeme
esaslarına uyulmazsa, meslek mensubu işe başlamaz ya da
başlanmış işi sürdüremez. Bu durumda, sorumluluk iş
sahibine aittir…… “ şeklinde belirleme yapılmıştır.
Bu
itibarla, tahsil edilecek bedelin serbest meslek
faaliyetinde ilgili mesleki teşekküllerce belirlenen bir
tarifeye bağlanmış olması ve söz konusu tarifenin de
Maliye Bakanlığı’nca onaylanarak Resmi Gazetede
yayımlanması nedeniyle mükelleflerin kazançlarının
tespiti ve vergilendirilmesinde söz konusu tarifeye
uyulması bağlayacağı bir kriter olarak ortaya
çıkmaktadır.
Öte yandan, her ne kadar serbest meslek kazancında
hasılatın elde edilmesi tahsil esasına bağlanmış olsa da
yukarıda belirtilen düzenlemelere uygun hareket etmeyen
meslek mensubunun işi bırakmak zorunda kalması veya
yönetmelikte belirtilen diğer cezai müeyyidelerle
karşılaşması durumu söz konusu olacağından,
sözleşmelerde belirtilen tutarların tahsil edilmesi
gerekmektedir.
Bu
nedenle verdiğiniz hizmet karşılığında sözleşmelerde
belirtilen tutarların altında bir tutarı tahsil etmeniz
halinde tahsil etmediğiniz tutarlar için en kısa sürede
alacaklarınızın tahsili için kanuni takip yoluna
gitmeniz ve bu şekilde tahsil ettiğiniz tutarları ise
defter kayıtlarınıza intikal ettirmeniz gerekmekte olup,
aksi halde kanuna karşı hile yoluna başvurduğunuz kabul
edileceğinden bu durumda cezalı tarhiyata muhatap
olacağınız da tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
22 Temmuz 2008 Tarihli Resmi
Gazete
Sayı: 26944
Danıştay Üçüncü Daire
Başkanlığından:
Esas No : 2006/4576
Karar No : 2008/508
Kanun Yararına Temyiz Eden:
DANIŞTAY BAŞSAVCISI
Davacı: ....İSKENDERUN
Karşı Taraf : Akdeniz Vergi
Dairesi Müdürlüğü-İSKENDERUN
İstemin Özeti:
Yeminli mali müşavir olan ve Kasım 1998 döneminde elde
ettiği serbest meslek gelirini eksik beyan ettiği ileri
sürülen davacı adına takdir edilen matrah üzerinden
re'sen salınan ağır kusur cezalı katma değer vergisini;
..........Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile
davacı arasında düzenlenen katma değer vergisi iade
tasdik sözleşmeleri, düzenlenen katma değer vergisi iade
tasdik raporları ve vergi dairesince bu raporlara göre
iadelerin yapılmış olması davacının serbest meslek
faaliyetinde bulunduğunu ortaya koyan doneler olmakla
birlikte katma değer vergisi yönünden vergiyi doğuran
olayın hizmetin yapılması anında meydana gelmesi
nedeniyle 1.1.1999 tarihli tasdik sözleşmesi ve bu
sözleşme uyarınca düzenlenen tasdik raporu ve vergi
dairesi düzeltme fişi tarihleri dikkate alındığında
yeminli mali müşavirlik hizmetinin Kasım 1998 döneminde
değil 1999 yılı içinde verilmiş olduğu, bu nedenle
uyuşmazlık konusu dönemde serbest meslek kazancının
sözleşmede yazılı tutar kadar kayıt ve beyan dışı
bırakıldığının açık ve kesin delillerle ispatlanamadığı
gerekçesiyle kaldıran Hatay 1. Vergi Mahkemesinin
11.10.2005 gün ve E:2004/495, K:2005/463 sayılı kararına
karşı davalı idare tarafından yapılan itirazı reddeden
Adana Bölge İdare Mahkemesinin 8.3.2006 gün ve
E:2006/276, K:2006/227 sayılı kararına karşı yapılan
karar düzeltme istemini kabul ederek, söz konusu kararı
kaldırdıktan sonra; davacının tasdik ettiği vergi iadesi
raporu nedeniyle kendisi ve müşterisi arasında
karşılıklı edimleri içeren sözleşmenin varlığı,
davacının serbest meslek geliri elde ettiği halde beyan
etmediğini hukuken geçerli tespitlerle ortaya koyduğu,
bu durumun gelirin elde edilmediğini ispat etme
konusundaki sorumluluğun davacıya ait olduğunu
gösterdiği ve davacı tarafından uyuşmazlık döneminde
serbest meslek makbuzlarını ve yasal defterlerini ibraz
ederek bu sorumluluğu yerine getirmediği hususları
birlikte değerlendirildiğinde ve 1999 yılı belgelerini
zamanaşımına uğraması nedeniyle saklamadığı yolundaki
iddiasına rağmen katma değer vergisi iadesi tasdik
sözleşmesini ibraz edebilmiş olmasının iddiasında
tutarlılık olmadığını gösterdiğinden salınan ağır kusur
cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını bozan
Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.6.2006 gün ve
E:2006/1386, K:2006/1371 sayılı kararının; katma değer
vergisi açısından vergiyi doğuran olay, malın teslimi
veya hizmetin yapılması anında meydana gelmekte
olup, bu hususta ticari, sinai, zirai veya serbest
meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer
verilmediği, olayda yeminli mali müşavir olarak
serbest meslek faaliyetinde bulunan davacının müşterisi
olan ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile
arasında yapılan 1.1.1999 gün ve 448-29048 sayılı
tasdik sözleşmesine istinaden düzenlenen
5.2.1999/YMM-74-1999/508-008 sayılı katma değer vergisi
iadesi raporu nedeniyle hizmet alış verişinin Kasım 1998
döneminde değil, 1999 yılında gerçekleştirildiği
anlaşıldığından Kasım 1998 dönemi için yapılan
tarhiyatta yasal isabet görülmediğinden hukuka aykırı
olduğu ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından
kanun yararına bozulması istenmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü
Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına
temyiz edilen Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.6.2006
gün ve E:2006/1386, K:2006/1371 sayılı kararı
incelendikten ve Tetkik Hakimi Nagihan Altekin'in
açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp
düşünüldü:
Uyuşmazlık, 24.2.2004 tarihinde
düzenlenen tutanak ile davacının ...... Tekstil Sanayi
ve Ticaret Anonim Şirketi ile aralarında Kasım 1998
dönemine ilişkin yapılan sözleşme uyarınca belirlenen
ücret tutarı olan 2.870.000.000 lira için serbest meslek
makbuzu düzenlemediği ve katma değer vergisi beyanına
dahil etmediği tespit edilerek takdir komisyonuna sevki
üzerine takdir edilen matrah üzerinden yapılan cezalı
tarhiyata ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun
"Vergiyi Doğuran Olay" başlıklı 19'uncu maddesinde,
vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları
olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı
belirtilmiş, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
"Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi" başlıklı
10'uncu maddesinin (a) fıkrasında, mal teslimi ve hizmet
ifası hallerinde, malın teslimi ve hizmetin yapılması;
(b) fıkrasında da, malın tesliminden veya hizmetin
yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler
verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla
sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin
düzenlenmesi, (c) fıkrasında ise, kısım kısım mal
teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu
hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın
teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi
doğuran olayın meydana geleceği kurala bağlanmıştır.
Dosyada mevcut ...... Tekstil
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile davacı arasında
yapılan 1.1.1999 tarihli tasdik sözleşmesiyle Kasım 1998
dönemini kapsayan işlemler için 2.870.000.000 lira ücret
üzerinden makbuz karşılığı nakden ödenmek koşuluyla
mutabık kalındığı, Mali Şube Araştırma Kurulu'nun
11.12.2003 günlü yazısında yer verilen Kasım 1998 dönemi
için 5.2.1999 tarihli tasdik raporuna dayanılarak
10.2.1999 tarih ve 1/13 sayılı düzeltme fişiyle davalı
idarece ...... Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketine ilgili katma değer vergisi iadelerinin
yapıldığı görüldüğünden, davacı ile adı geçen şirket
arasındaki katma değer vergisi iade tasdik sözleşmeleri,
düzenlenen katma değer vergisi tasdik raporları ve vergi
dairesince bu raporlara göre iadelerin gerçekleştirilmiş
olması yeminli mali müşavirce serbest meslek
faaliyetinin yapıldığını ortaya koyan doneler olmakla
birlikte katma değer vergisi yönünden vergiyi doğuran
olayın hizmetin yapılması anında meydana gelmesi
nedeniyle tasdik sözleşmelerinin, düzenlenen tasdik
raporlarının ve vergi dairesince yapılan düzeltme
fişlerinin tarihleri dikkate alındığında aradaki hizmet
alış verişinin 1998 tarihinde değil 1999 yılında
gerçekleştiği anlaşıldığından, davacının serbest meslek
kazancını 1998 yılında elde etmediğini
kanıtlayamadığından söz edilerek verilen kararın
bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay
Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile Adana Bölge
İdare Mahkemesinin 28.6.2006 gün ve E:2006/1386,
K:2006/1371 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 51'inci maddesi uyarınca kanun
yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak
üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye
Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve
Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 25.2.2008 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
ÖNDER ÖZSOY
Serbest Muhasebeci
Mali Müşavir
ozsoy_1973@hotmail.com
05.12.2008
-Vergi
borçlarının taksitlendirilmesi
(30.10.2008)
-Katma
Değer Vergisinin Konusu ve Teslimi
-Banka
ve nihai tüketicilere kredi kartı okuyucuları kullanarak
kontör satışı
-Çeklerin Factoring Şirketlerine ciro
edilmesi...
-Diğer makaleleri için tıklayınız |