SİGORTALININ GÖZ ARDI EDİLEN HAKKI ;
CENAZE ÖDENEĞİ
Demokratik toplumlarda
devletler, sosyal devlet ilkesi çerçevesinde bireylerin
temel ihtiyaçlarını karşılarken kast sisteminden uzak,
eşitlik prensibiyle herkese aynı uzaklıkta hak ve
özgürlükler vermektedir. Sosyal güvenlik kurumları da
bireylerin doğumundan başlayarak ölümüne kadar sosyal
haklarını temin etmekle mükelleflerdir.İşte cenaze
ödeneği de sigortalı bireyin ölümü ile sigortalının hak
sahiplerine kurumca sağlanan bir menfaattir.Cenaze
ödeneği kültürü bugüne kadar toplumumuz tarafından
benimsenememiş,bununla birlikte kurum tarafından göz
ardı edilmiş ve sigortalıların hak sahiplerinin belki de
o an ki psikolojik durumdan ötürü üzerinde durmadığı bir
konu olmuştur.Bu sebeple bu makalemizin konusunu “cenaze
ödeneği” oluşturmaktadır.
Sivil toplum
kuruluşları,odalar ve sendikalar tarafından her ne kadar
baskı oluşturulmaya çalışılmışsa da, ödenek tutarı
bakanlıkça bütçe açıklarından dolayı istenilen düzeyde
gerçekleştirilememiştir.5510 sayılı kanunun
37.maddesinde “ölen sigortalının hak sahiplerine, asgarî
ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği ödenir” ifadesi
geçmesine karşın düzenlenen yönetmelikle bu tutar
maalesef asgari ücretin yarısının bile altında
kalmaktadır.
CENAZE ÖDENEĞİNİN ŞARTLARI NEDİR VE NASIL
ALINIR ?
- Sigortalınn iş kazasına yakalanması
sonucu vefatında,
- Meslek hastalığına yakalanması
sonucunda vefatında,
- Sürekli işgöremezlik geliri alırken
vefatında,
- Vazife malullüğü,malullük veya yaşlılık
aylığı (emekli maaşı) almakta iken vefatında,
Bu şartların hiç biri yoksa bile ;
sigortalının kendisi için en az 360 gün (1 yıl)
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş
ise ölen sigortalının hak sahiplerine, kurumca herhangi
bir harcama belgesi olmaksızın cenaze ödeneği
ödenmektedir. Cenaze ödeneği, sırasıyla önce
sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana
babasına, o da yoksa kardeşlerine veriliyor.
Cenaze ödeneğinin yukarıdaki fıkraya göre
ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya
tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, 289,00
TL’yi geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar,
masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere kurum
tarafından ödeniyor. Sigortalının vefatı anında
sigortalı olma şartı da bulunmamaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan cenaze
ödeneği almak için hak sahiplerince ölüm tarihini
belirten bir dilekçe ile kuruma başvurulması şartı
aranmaktadır. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne
henüz kaydedilmemişse, dilekçeyle birlikte sigortalının
ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre
düzenlenen bir belgenin (defin ruhsatı, ölüm tutanağı
...vs.) Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmesi gerekiyor.
Görüldüğü gibi cenaze ödeneğine haiz olma
şartları oldukça makul düzeydedir.Yukarıda sayılan
kolaylıkların yanında ödenek tutarının zayıf ve
adaletsiz olması bugüne dek tartışmaları da beraberinde
getirmiştir.
CENAZE ÖDENEĞİ MİKTARI NASIL TESPİT EDİLİR VE NE
KADARDIR ?
Kanun bize
3 asgari ücret
dese de,cenaze
ödeneği miktarı;sosyal taraflardan işçi, işveren ve
emekli temsilcilerinin de bulunduğu kurum yönetim
kurulunun aldığı kararın
çalışma ve sosyal güvenlik bakanınca onaylanması ile
aşağıda belirtilen tutarlarda tarife oluşmuştur.
2009 yılı için belirlenen cenaze
yardımı miktarları :
1-4/a kapsamında bulunan (SSK)
: 289,00.-TL
2-4/b kapsamında bulunan (bağ-kur)
: 289,00.-TL
3-4/c kapsamında bulunan (e.s.) (en
düşük) :
977,00.-TL
4’üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan (emekli sandığı
mensupları) ölenlerin hak sahiplerine kendi kurumları
tarafından ilgili mevzuat gereği ölüm yardımı hariç
cenaze gideri, cenaze nakil gideri ödeneği veya bu
mahiyette bir ödemenin yapılması halinde, kurum
tarafından cenaze ödeneği ödenmiyor.Emekli sandığı
mensuplarına 977.00 TL’den az olmamak üzere kademelerine
göre artan tutarlarda cenaze ödeneği yardımı
yapılmaktadır.
SONUÇ
01.10.2008 tarihinde
yürürlüğe giren SGK Kanunuyla kurumlar nihayet tek çatı
altında toplanmışlardır.Kanun ayrıma gitmemesine rağmen,
kurum yönetim kurulundan çıkan tarifede emekli sandığı
mensuplarına ayrıcalık tanındığını görüyoruz.Zamanla bu
eşitliğin sağlanacağı ümit ediyoruz.
Vefat eden sigortalıların hak
sahiplerinin bilinçlenerek bu kanuni haktan mahrum
olmamaları sosyal güvenlik bilincinin toplumumuza
yerleşmesinde geçiyor.Bunun içinde medyanın üzerine
düşen önemli görevlerinin olduğu düşüncesindeyiz.Cenaze
ödeneğinin istenilen düzeylere ulaşmasında engel olarak
görülen bütçe açığını karşılamak mümkündür.Görüşümüze
göre,Kurumun üzerinde çalıştığı “kayıt dışı çalışma”
konusunda şimdiye kadar ihmal edilen denetim ve yoklama
hizmetleri için personel istihdam edilmesi
gerekmektedir.Böylelikle bu tür sosyal hakların
verilmesinde kaynak oluşturulabilir.Bu sayede kurumun
önemli finansman gelirlerinden işçi ve işverenlerin
maruz kaldığı idari para cezaları da katılıktan
sıyrılarak daha adil düzeylere çekilebilir.
Kaynakça
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu
-
www.sgk.gov.tr
- SınavKolik.Com SMMM Yeterlilik Notları
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
İLKER AKTAŞ
ilkeraktas217@hotmail.com
08.09.2009
Diğer makaleleri:
4 a'lıların sigortalılık süresinin
başlangıcı
|