Muhasebe Rehberi sayfasına gitmek için tıklayınız

Muhasebe  

Maliye

Vergi

Sigorta

İletişim

  TÜRKİYE'NİN MUHASEBE REHBERİ :   MAKALE :  22.09.2006                

ara

 Ana Sayfa 

                  Pratik Bilgiler

                 Vergi  Rehberi

Danışma Hattı 

                Maliye Rehberi

               Sigorta  Rehberi

          2006 Uygulamaları


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İBRAHİM GÜLER

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

TÜDESK 20 No’lu Komite Üyesi

ibrahim.guler01@hotmail.com

 

5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU’NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

 

I- GİRİŞ        

            5520 Sayılı Yeni  Kurumlar Vergisi Kanunu 21.06.2006 tarih ve 26205 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak Türk Vergi Sistemindeki yerini almış bulunmaktadır.13.Maddesinde yer alan “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” ve 35.Maddesinde yer alan “Muafiyet, İstisna ve İndirimlerin Sınırı” başlıklı iki maddesi 01.01.2007 tarihinde, diğer Maddeleri ise 01 01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.            

            Yeni KVK’nun 6.Maddesinin 2 numaralı fıkrasına göre, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. 

            Bu hükme göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 41.Maddesinde yer alan ve ticari kazancın tespitinde gider kabul edilmeyen ödemeler, safi kurum kazancının tespitinde de göz önüne alınacak ve gider olarak kabul edilmeyecektir.

            Bu hükmün yanı sıra Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11.Maddesinde “Kabul Edilmeyen İndirimler” başlığı altında Gelir Vergisi Kanunu’nun 41.Maddesinde yazılı olanlardan ayrı bir düzenleme daha yapılmıştır.

            11.Maddenin 1 numaralı fıkrasının (b) bendine göre, “Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faiz, Kur Farkları ve Benzeri Giderler”in, (c) bendinde ise “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Olarak Dağıtılan Kazançlar”ın kurum kazançlarının tespitinde matrahtan indirilemiyeceği öngörülmektedir.

            Bilindiği üzere, kurumlar, ticari faaliyetlerini sürdürebilmek için çoğu zaman borçlanmak zorunda kalırlar ve borç verenlere ödedikleri faizleri, bir nev’i faiz olan vade farklarını ve kur farklarını, borçlanmaya ilişkin sair giderleri kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapabilirler.  

            Ancak, ortaklardan veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden sağlanan borçların 12.Maddede yapılan tanımlamaya göre “Örtülü Sermaye” niteliğinde olan kısmından ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkı ve benzeri giderler 11.Maddenin 1 numaralı fıkrasının (b) bendine göre kanunen kabul edilmeyen gider olarak işlem görür. Ayrıca 12.Maddenin 7 numaralı fıkrasına göre kur farkı hariç faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar gerek borç alan gerekse borç veren açısından örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği  hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı, dar mükellefler için ise ana merkeze aktarılan tutar sayılacaktır.

           

            II- ÖRTÜLÜ SERMAYE KAVRAMI

            12.Maddenin 1 numaralı fıkra hükmüne göre Örtülü sermaye; Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı , ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır. Şeklinde tanımlanmıştır.

            Şunu hemen belirtmekte fayda var. Bu maddede ifade edilen “Ortakla İlişkili Kişi” ibaresi ile 13.Maddede yer alan “İlişkili Kişi” ibaresi çok farklı kavramlardır.

           

            Madde Metninde Geçen ve Münhasıran Bu Maddenin Uygulanmasında Kullanılacak Ortakla İlişkili Kişi İfadesi (Md.12/3-a):

            * Ortağın, doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında ortağı olduğu veya en az % 10 oranında oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu ya da

            *Doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az %10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu,

            İfade Etmektedir.

            Madde Metninde Geçen Gerçek Kişi İfadesi :

            Gelir Vergisi Kanunu’nun uygulanmasında gerçek kişi olarak kabul edilip vergiye tabi tutulan şahıslar ile şahıs şirketleri ya da adi ortaklıkları, ifade etmektedir.

            Madde Metninde Geçen Kurum İfadesi : 

            Sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflar ile bunlara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarını kapsamaktadır.

            Madde Metninde Geçen Kurumun Öz Sermayesi :

            Öz Sermaye kavramına VUK’nun 192.Maddesinde yer verilmiştir. Buna göre, Aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark Öz Sermayeyi teşkil eder. İhtiyatlar ve kâr ayrı gösterilseler dahi öz sermayenin cüzileri sayılırlar.

            VUK’da yapılan açıklamaların pratik sonucu, 1 No’lu MSUGT’de yer alan EK TABLO: 2’deki İşletme Ayrıntılı Bilanço Tipinde yar alan III-ÖZ KAYNAKLAR Bölümünde topluca yer almaktadır. Öz kaynaklar grubunda yer alan unsurların toplamı kurumun öz sermayesini vermektedir.   

            2 numaralı fıkra hükmüne göre, Ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan ve kuruma ortak olan veya ortakla ilişkili kişi sayılan banka ve benzeri kredi kurumlarından yapılan borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınacaktır.

            Yine aynı fıkraya göre, sadece ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalarda  % 50 oranı değil, üç katını aşan kısmın örtülü sermaye olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

            4 numaralı fıkra hükmüne göre, Kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisselerinin edinilmesi ve borç verilen kurumla sadece bu hisse senetlerinin alınması nedeniyle ortaklık bağlantısının kurulmasını önlemek amacıyla  en az % 10 oranında ortaklık payı ölçütü getirilmektedir. Bu şekilde, ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılanlardan temin edilen borçlanmalarda en az % 10 ortaklık payı aranması kuralı konmak suretiyle, finansal enstrümanlarının ekonomik gereklerle alım-satımına ve finans piyasasının gelişmesine olumsuz etki yapabilecek subjektif değerlendirmeler engellenmeye çalışılmıştır.

            Maddenin 5 numaralı fıkra hükmüne göre yukarıda verilen oranlar borç veren ortaklar ve ortakların ilişkide bulunduğu kişiler için topluca dikkate alınacaktır.

             Yukarıda da belirtildiği gibi işletmede kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için;

            1- Bu borçların ortak veya ortakla ilişkili kişiden alınması ve

            2- belirlenen borç/öz sermaye oranını aşması koşullarına bağlanmıştır.

            Buna göre ortaklar ve ortakla ilişkili kişilerden yapılan toplam borçlanmaların, kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit edilmiş hesap dönemi başındaki öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, diğer şartların da gerçekleşmesi halinde örtülü sermaye sayılmıştır.

            Örtülü sermaye uygulamasında kapsama giren borcun tümünün değil, sadece öz sermayenin üç katını aşan kısmının örtülü sermaye sayılması ve bu kısma ilişkin faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin gider olarak kabul edilmemesi hüküm altına alınmıştır.

           

            Maddede ayrıca borcun hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye olarak kabul edildiğinden, bu limiti aşan kısma isabet eden faiz, kur farkları ve benzeri giderlerin geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere vergi matrahından indirilmesi mümkün olmayacaktır.

 

            III- DAĞITILMIŞ KAR PAYI SAYILAN TUTAR         

            7 numaralı fıkra hükmüne göre; Örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır(Gerekçeye göre, bu şekilde dağıtılmış kâr payının net kâr payı tutarı olarak kabul edilmesi ve brüt’e tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre  belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapılacaktır). Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, tam mükellef kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da  kapsayacak şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, düzeltmenin yapılması için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.

           

            IV- ÖRTÜLÜ SERMAYE SAYILMAYACAK BORÇLANMALAR

            12.Maddenin 6 numaralı fıkrasında örtülü sermaye kapsamına girmeyecek borçlanmalar dört bent halinde sayılmıştır. Buna göre;

            * Kurumların ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin sağladığı gayrinakdî teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden temin ettikleri borçlanmalar örtülü sermaye sayılacak tutarın tespitinde dikkate alınmayacaktır.

            Maddenin gerekçesine göre, nakdî teminatlar karşılığında sağlanan krediler ise kötüye kullanımı engellemek amacıyla, borç/öz sermaye oranının hesabında işletmeye verilen borç olarak dikkate alınacaktır.

            * Kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin banka ve finans kurumlarından ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla (gerekçeye göre, kredi sözleşmesinin içerdiği vade, faiz oranı ve benzeri kullandırılma şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan) kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmalar, örtülü sermaye kapsamı dışında tutulmuştur.

            Gerekçeye göre, Böylece grup şirketlerinde kredi temin etmek için kredibilitesi olan grup şirketinin, anılan kaynaklardan kredi temin ederek ihtiyacı olan diğer grup şirketlerine aynı şartlarla kısmen veya tamamen aktarabilmesine olanak sağlanmaktadır. Örtülü sermaye kapsamı dışına çıkarılan bu tipteki borçlanmaların, transfer fiyatlandırması açısından normal koşullar altında değerlendirileceği ve transfer fiyatlandırması işlemleri için bir istisna getirilmediği tabiidir.

            * 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar. Buna göre bankalar, ortakları veya ortakları ile ilişkili kişilerden borçlansalar ve diğer koşullar sağlansa dahi örtülü sermaye olarak nitelendirilmeyecektir. Başka bir ifadeyle bankalar örtülü sermaye uygulamasına muhatap olmayacaklardır.

            * 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında faaliyet gösteren finansal kiralama şirketleri, 90 Sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar örtülü sermaye kapsamı dışında tutulmuştur.

            

            ÖRNEK UYGULAMA

            Toprak Limited Şirketinin 01.01.2006 tarihindeki öz sermayesi (Açılış bilançosunun pasifte öz kaynaklar toplamıdır) 100.000,-YTL’dir.

Şirketin        Sermaye   Borç Verdiği  Hesaplamaya    ( Faiz + Kur Farkı) = Toplam

Ortakları        Payı       Tutar (YTL)   Dahil Edilecek

                                                                    Tutar  _______________________________

Ahmet Toprak   % 30       100.000          100.000*       10.000**** +  2.000  = 12.000***

Hüseyin Ak        % 30       200.000          200.000*       20.000**** +  5.000  = 25.000***

İş Bankası          % 40       400.000 /2 =   200.000*      40.000**** +10.000  = 50.000***

Toplam           % 100      700.000           500.000                                             87.000

            Şirketin Dönem Başındaki Öz Sermayesi 100.000,-YTL olduğundan toplam borcun (100.000 X 3)** = 300.000,-YTL’yi aşan kısmı örtülü sermaye sayılacak; Bu hesaplamada İş Bankasının şirket ortağı olması nedeniyle verdiği borç tutarının % 50’si olan (400.000/2)= 200.000 YTL. Dikkate alınacaktır. Buna göre ;   

            Örtülü Sermaye Sayılacak Tutar = (100.000+200.000+200.000)* - (100.000 x 3)**

                                                                     =  500.000 – 300.00    

                                                                     =  200.000,-YTL.

Örtülü sermaye sayılacak olan 200.000,-YTL’nin ortaklara dağılımı aşağıdaki gibidir.

Ortaklara İsabet Eden Örtülü Sermaye Tutarı = (Ortağın Borç Verdiği Tutar / Örtülü Sermaye Hesabında Dikkate Alınacak Toplam Borç Tutarı) x Örtülü Sermaye Sayılacak Tutar

Ortak Ahmet Toprak için = 100.000/500.000 x 200.000 =  40.000,- YTL

Ortak Hüseyin Ak için     = 200.000/500.000 x 200.000 =  80.000,- YTL

Ortak İş Bankası için        = 200.000/500.000 x 200.000 =  80.000,- YTL

                                                                            Toplam = 200.000,-YTL

SONUÇ:

1-)Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen Finansman Giderinin Hesaplanması (KKEG)

Ortak Ahmet Toprak için = 40.000/200.000 x 12.000*** =   2.400,-YTL

Ortak Hüseyin Ak için     = 80.000/200.000 x 25.000*** =  10.000,-YTL

Ortak İş Bankası için        = 80.000/200.000 x 50.000*** = 20.000,-YTL

                                                                              Toplam = 32.400,-YTL

Örtülü Sermaye yönünden incelenen toprak limited şirketi örtülü sermaye üzerinden ödediği veya hesapladığı (faiz + kur farkı) 32.400,-YTL finansman giderini KKEG olarak matraha eklemesi gerekmektedir.

Ancak, 7 numaralı fıkrada yer alan bir diğer düzenleme ile, gerekli düzeltmelerin yapılması için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartı getirilmiştir.    

2-) Ortaklar Açısından Kâr Payı Sayılan Tutarların Hesaplanması

Ortak Ahmet Toprak için = 40.000/200.000 x 10.000**** =    2.000,-YTL

Ortak Hüseyin Ak için     = 80.000/200.000 x 20.000**** =    8.000,-YTL

Ortak İş Bankası için        = 80.000/200.000 x 40.000**** = 16.000,-YTL

                                                                                 Toplam = 26.000,-YTL

Ortaklar açısından değerlendirildiğinde:

a-)kurum olan İş Bankası açısından,

kar payı olarak yapılacak bir işlem yoktur. Çünkü KVK’nun 5.Maddesine göre iştirak kazançları vergiden müstesnadır.

b-)Diğer ortaklar Ahmet Toprak ve Hüseyin Ak açısından ise,

hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış sayılan 2.000 ve 8.000,-YTL kâr payları bürüt’e iblağ edilerek % 15 (Yeni KVK.Md.15/2- 2006/10731 Sayılı BKK ile 23.07.2006

tarihinden itibaren %15) oranında Stopaj’a tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca GVK’nun 86/1-c Maddesine göre 2006 yılı için 18.000,-YTL’yi aşması durumunda bu miktarların Menkul Sermaye İradı olarak beyan edilmesi gerekmektedir.

            V- ORTAKLARIN ŞAHSİ SERVETLERİNDEN KENDİ KURUMLARINA VERDİĞİ VE KULLANDIRDIĞI PORÇ PARALAR İÇİN FAİZ ALMAMAK KENDİ İNSİYATİFİNDEMİDİR ?

            Vergi Kanunlarını ve doğuracağı menfi sonuçları bir tarafa bırakacak olursak bu soruya elbette kendi insiyatifindedir diyebiliriz.

            KVK’nun 13.Maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre; Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. Buna göre;

            * İşlem ilişkili kişiler ile yapılmalı,

            * İşlem, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden yapılmalıdır.

            Emsallere uygunluk ilkesi ise; İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder.

            Şimdi soruyu soralım. Kurum olan İşletme ilişkili kişi olan ortağından borç para almış ve bu parayı 45 gün süre ile kullanmış ve herhangi bir faiz ödemeden ortağına geri ödemiştir. Tekrar soralım aynı ortak aynı parayı ilişkili olmadığı yabancı bir kuruma da aynı süreyle faizsiz olarak kullandırırmıydı? Bu sorunun cevabı kullandırmazdı ise, o halde burada Emsallere Uygunluk İlkesine Aykırılık Var demektir.

            1- KVK’nun 13.Maddesinin 1 numaralı fıkra hükmüne göre kurum, ortağına emsallere uygunluk ilkesine göre bu para için ne miktarda bir faiz ödemesi gerekiyor idiyse o kadar bir faiz ödemeli ve gider olarak kaydetmeliydi.

            2- Faiz geliri elde eden ortak GVK’nun 86/1-c Maddesine göre 2006 yılı için 18.000,-YTL’yi aşması durumunda bu miktarı Menkul Sermaye İradı olarak beyan etmeliydi.

            3- KVK’nun 12.Maddesi yönünden ise örtülü sermaye yönünden yapılacak hesaplamada ortak’dan alınan borç para olarak işlem görecektir.

            KVK’nun 13.Maddesi her ne kadar 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girecek ise de ortakların şahsi servetlerinden kendi kurumlarına verdiği ve kullandırdığı borç paralar için faiz almamak kendi insiyatiflerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Özellikle ortakların gelir vergisi yönünden yüksek oranda vergilendirilmesi gündeme geldiğinden ve kurum kârlarının azaltılmasını engellemek açısından ortağın ilişkili bulunduğu kuruma faizsiz borç verebilmesinin kanunen de belirlenmesi ve bu hususta gerekli açıklamaların yapılması gerekmektedir.

            VI- SONUÇ

            KVK’nun 12.Maddesi ile Örtülü Sermaye müessesesi, uluslararası gelişmeler ve genel kabul görmüş ilkeler dikkate alınarak yeniden düzenlenmiştir. Maddenin 1 numaralı fıkrasında “hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı” cümlesinin tüm hesap dönemini kapsayacak şekilde değiştirilmesini muhasebe tekniği açısından gerekli görmekteyiz.

            Diğer taraftan KVK’nun 13.Maddesi kapsamında emsallere uygunluk ilkesi ortakların kendi kurumlarına faizsiz borç para veremiyecekleri anlamını da taşıdığından bu konunun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

 

Yararlanılan Kaynaklar

1-5520 Sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu

2- Kurumlar Vergisi Kanunu Madde Gerekçeleri

3-Türk Vergi Hukukunda Örtülü Kazanç ve Örtülü Sermaye Prof.Dr.Şükrü KIZILOT, Ankara 2002, Yaklaşım Yayınları

4- Yaklaşım Dergisi Ağustos 2006 Yeni Kurumlar Vergisi Kanununda Örtülü Sermaye Şükrü KIZILOT, sh.32 v.d.

5- Türmob Sirküler Rapor Sayı 2006-7 ,Temmuz 2006 Kurumlar Vergisi Kanunu Ali Haydar YILDIRIM, Serbülent BAYRAK


İBRAHİM GÜLER

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

TÜDESK 20 No’lu Komite Üyesi

ibrahim.guler01@hotmail.com

 

 

 

Copyrıght © 2005-2006  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.