BORÇ
Ekonomik ve finansal
krizin hüküm sürdüğü bu günlerde, öne çıkan bir kelime
dillerden hiç düşmemektedir. Öyle bir şey ki; bir çok
işletmeyi, şirketi, aileyi ve kişiyi sıkıntıya sokar ama biz
ondan da vazgeçemeyiz. Hayatımızın bir parçasıdır.
Genellikle bizi üzer. Ama ona ihtiyaç duyduğumuzda bir
süreliğine ilaç gibi gelir. Onu hepiniz yakından
tanıyorsunuz. Onun adı BORÇ’tur.
Borç, geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para
veya başka bir şey olarak tanımlanır. Diğer bir anlamı ise;
birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğüdür.
Borç toplum olarak o kadar hayatımıza girmiş ki; onunla
ilgili onlarca deyim ve atasözü geliştirmişiz. Bunlardan
bazıları; borca batmak, borcu kapatmak, borcun iyisi vermek,
derdin iyisi ölmek, borcu bini aşmak, borç yiğidin kamçısı,
borç vermekle yol yürümekle biter, borç yiyen kesesinden
yer, borç harç, boyun borcu, vatan borcu, namus borcu ve
gönül borcu gibi.
Borç, genellikle ya ödünç alma ya da bir şey alıp
karşılığında para cinsinden ödemeyi taahhüt etme sonucu
çıkan parasal yükümlülüklerdir. Ya krediden ya da taksitli
alışverişten doğar genellikle. Gücümüzün ve ödeme
kabiliyetimizin üzerinde borçlandığımızda kötü sonuçlar
doğurur. Günümüzde en bariz borçlar, firmalar için banka
kredileri, kişiler için ise konut ve tüketici kredileri,
kredi kartı harcamaları ve elden tefeciden alınan borç
paralar olarak karşımıza çıkar. Bunlar tehlikeli borçlar
olup, bunlara dikkat edilmelidir.Özellikle kredi kartı
borçları, tefeci borçları ve banka borçları bir çok kimsenin
sorunudur.
Eskiden borç yiğidin kamçısı imiş ve kişiyi çok çalıştırıp
kazandırıyormuş ama günümüzde terse dönmüştür. Yine de
akıllı bir şekilde kullanıldığında borç yatırım ve
ihtiyaçlar için faydalı olabilir.
Namus borcu, mutlaka yerine getirilmesi, ödenmesi gereken
görev, borçtur. Vatan borcu ise erkek yurttaşların askerlik
borcudur. Vatan borcu çok kutsal bir borçtur. Onu ödemekten
kimse kaçamaz. Kaçarsa adeta vatana ihanettir. Türk toplumu
için, borç namustur. Borcu ödememek, namussuzlukla eş değer
tutulmuştur. Birde Tanrıya can borcumuz vardır. Ne zaman
ödeyeceğimiz belli değildir. Ama aldığımız gibi teslim
ederiz.
Bazı borçlar vardır onlar ödenemez. Zaman borcu gibi.
Zamanınızı alan biri bunu geri veremez. Geri verdiği şeyin
birebir karşılığı olamaz. Ya da sizden aldığı değildir size
verilmek istenen. Ömrünüzü verdiğiniz kişi, size bir şey
ödeyemez. Ödese de bedelini karşılayamaz aynen gönül borcu
gibi. Gönül borcu ise; yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu
sayma, minnet ve şükran duymadır. Gönül borcuda ölçülemez ve
asla aynen geri ödenemez. Gönül borcu, iki dudak arasında
olmayıp, duyguların hortum gibi döndüğü, canımızın nefes
bulduğu yerdedir. Gözümüzden akan yaşa hayat ve anlam veren
gönül borcudur. Gönül borcu olur da yürek borcu olmaz mı?
İşte, bir yürek borcunun ödenmesi öyküsü:
“ Dışarıda yağmur yağıyordu delice. Adam, sürekli borç
defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerinin içine
baktı. Bana yürek borcun var! dedi. Borcunun farkındaydı
sanki genç kadın, şaşırmadı. Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?
Adam kollarını uzattı. Haydi, tut ellerimi! Sümbül kokusu
sinmiş ellerini uzattı genç kadın. Elleri öyle sıcaktı ki,
eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde”
Öyküdeki gibi, bazı borçlar, ölçülmez ya da ödenmez. Yahut
ta duygular ile eritilerek yok edilir. Her zaman
erimeyebilir. Göz yaşı ve azap da verebilir. İ.Behlül Bektaş
şiirinde (Kürdili hicazkar şarkı sözü) gönül borçlularına
bir uyarıda bulunmuş:
Gönül defterinde borcu olanlar
Yaşla kapatırlar
hesaplarını
Seveni unutup zevke
dalanlar
Çeker yudum yudum
azaplarını
Öyle ya da böyle tüm
borçlar bir gün ödenmek üzere alınır. Önemli olan süresinde
ve işin tadını kaçırmadan, ödeme güçlüğüne düşmeden, ödemek
önemlidir. Ya da isteyerek gücenmeden alındığı gibi
ödenmesidir.Tüm borçlara dikkat edilmeli. Yerinde ve
temkinli borçlanıp, düzenli ödemek lazım. Aksi takdirde,
borçlar başımıza dert açabilir. İcraya düşen bir borcu
ödemek, zamanı geçtikten sonra zorla askere götürülmek,
alacaklının avucunda eriyen yürek borcunuzu öderken
parmakları zarar görmek gibi pişman edecek şeyler olabilir .
Gerçekten korkulması gereken bir kavram, ondan uzak
durulması her zaman tavsiye edilir. Özellikle bilinçsiz
kredi kartı borçları ile geleceğinizi ipotek altına alan
uzun borçlanmalar gibi. Vatan borcu, gönül borcu gibi
borçlardan bazen elimizde olmadan uzak kalamayabiliriz. Her
ne kadar uzak duramasak da özellikle gönül borcunda avuçta
erimeyecek veya gönül kıracak kadar fazla borçlanmamak
gerekir. Ama kredi kartı borcundan, uzun vadeli ve yüksek
tutarlı borçlardan her zaman uzak durmak gerekir.
Hüseyin Bozkurt
Yeminli Mali Müşavir
Fırat YMM Gaziantep
02.11.2008
-Bilgi
-Güven
-ŞARTLAR
-Yazarın diğer makalelerini okumak için
tıklayınız
|