Binek Araçların
İşletmenin Aktifine Alınması Durumunda Vergisel
Avantajlar Dikkatli Hesaplanmalı
Mükelleflerin bir
kısmı, asli olarak işletmelerinde kullanmadıkları ancak
üzerlerine kayıtlı olan binek araçlarını, sırf bu
araçların çeşitli giderlerini vergiden düşmek amacıyla
işletmelerinin aktifine kaydetmektedirler.
Bu duruma bağlı olarak vergi kanunları çerçevesinde,
öncelikle aracın amortismanı ilgili dönemlerde gider
olarak kaydedilmekte, daha sonra aracın tamir bakım
masrafları, sigorta ve kasko giderleri ile yapılan
benzin harcamaları ile bilumum diğer giderler de gider
olarak muhasebeleştirilmektedir.
Günümüz ticari hayatında çok yaygın olan bu uygulama,
aslında ticari iş ve işlemlerde kullanılmayan bir aracın
giderlerinin ticari işletmenin giderleri arasında yer
almasının doğru olup olmadığı tartışma konusu olarak
uzun zamandır gündemdedir.
Ancak biz yazımızda bu husustan ziyade bahse konu
araçların satışında karşılaşılan bir soruna dikkat
çekmek istiyoruz.
Mükellefler öncelikle araçları aktife kaydetmekle kendi
lehlerine oluşan gider kayıtlarından
yararlanmaktadırlar. Bu durum mükellefleri araçlarını
işletmeye kaydetmeye teşvik etmektedir. Daha sonra ise
aracın satışından kaynaklanan gelir üzerinden ödenecek
vergi ile KDV ödemesi mükellefleri düşündürmekte ve
acaba aracı deftere kaydetmekle doğrumu yaptık sorusunu
akla getirmektedir.
Bu durumun gerçekleşmesinin temel sebebi, mükelleflerin
muhasebe sistemi ile vergi kanunlarını tam olarak
bilmemesinden kaynaklanmaktadır. Araç deftere
kaydedilirken yararlanılacak avantajlar mükellefi o
kadar etkilemekteki araç satılırkenki karşılaşılacak
durum göz ardı edilmektedir.
Araç satışında ortaya çıkan bu vergilerden kurtulmak
için ise mükellefler farklı yöntemlere başvurmayı
denemektedirler. Kayıtlı aracı bedelsiz olarak şirket
ortağına veya şahıs işletmelerinde akrabalara devretmek,
KDV hesaplamadan satmak, satarken fatura düzenlememek
veya emsal bedele göre çok düşük bedelle fatura
düzenlemek gibi.
Özellikle taşıtların bedelsiz satışı vergi kanunları
açısından muvazaalı bir işlem olarak değerlendirilmekte,
aracın yine kanunda yer alan emsal bedele göre
faturalandırılması ve faturada KDV hesaplanması
gerekmektedir. Bu nedenle böyle bir uygulama yapan
mükelleflerin hem vergi hem ceza hemde gecikme faizi ile
karşı karşıya kalacağı unutulmamalıdır.
Ayrıca diğer yapılan uygulamalarında vergi kanunları
karşısında vergi ziyaına sebebiyet veren unsurlar olduğu
gözardı edilmemelidir.
Aslında olay tamamen nimet-külfet dengesi bağlamında ele
alınmalı, gerekli hesaplamalar dikkatlice yapılmalı ve
ondan sonra aracın ilgili deftere kaydedilmesi halinde
elde edilecek vergisel avantaj daha net bir şekilde
ortaya konmalıdır.
Çünkü daha sonra yapılması gereken zorunlu kayıt ve
ödemeleri düşünmeden bugünden hareket etmek doğru bir
yaklaşım olmayacaktır.
Aykut AYDIN
Vergi Denetmeni
aykut.aydin@vergianaliz.net
27.04.2009
www.muhasebenet.net
-Diğer makaleleri
-Vergi İncelemesi Sırasında Alıkonulan
Defter ve Belgelerin İadesi
-268
Nolu Gelir Vergisi Tebliği Kapsamında Şirket Ortaklarına
Ceza Kesilebilir mi?
16.03.2009
-Taşeronların
giderleri ana mükellef için kanunen kabul edilmeyen
gider (KKEG) kapsamındadır
(09.03.2009)
|