Adi Ortaklıklarda Ba – Bs Sorunu
Türk vergi sisteminin
temeli beyan esasına dayanmakla beraber, beyan edilen
verginin doğruluğunu inceleme yapmadan araştırmak için
ise idare tarafından geliştirilen bildirimler
kullanılmaktadır.
Öyleki bu bildirimler, özellikle Ba-Bs formları, meslek
mensupları ve mükellefler tarafından her ay
doldurulduğundan artık vergi sistemimizin ayrılmaz bir
parçası haline gelmiştir. Ayrıca vergi kanunlarında yer
alan ceza uygulamalarının bildirimler için ağır
yaptırımlar içermesine bağlı olarak, Ba-Bs formlarının
düzenlenmesi sırasında çok daha fazla özen
gösterilmektedir.
Dolayısıyla da mükellefler Ba-Bs formlarının
düzenlenmesi sırasında bir çok sorunla karşılaşabilmekte
ve tarafımıza bu konu ile ilgili sorular
yöneltmektedirler.
Nitekim mükelleflerden son gelen sorularda, Adi
Ortaklığın Ba-Bs formlarını verme mükellefiyetinin vergi
daireleri tarafından ortaklara yüklendiği ve bu durumda
olan bazı mükelleflere ceza kesildiği belirtilmektedir.
Temel sorun; Adi Ortaklıklarda Ba-Bs formunu verme
yükümlülüğünün kime ait olduğudur.
www.muhasebenet.net
Bu konuda idarenin çıkarmış olduğu tebliğlerde adi
ortaklık hususunda herhangi bir belirleme yapmadığı
görülmektedir.Vergi daireleri de yürürlükte olan
tebliğlerin bazı kısımlarını dikkate alarak Ba-Bs
formlarını verme yükümlülüğünü adi ortaklığın
ortaklarına yüklemektedir.
Daha önce ortaklık adına Ba-Bs veren mükellefler vergi
dairesinin bu düşüncesine bağlı olarak her ortak için
ayrı ayrı ceza uygulaması ile karşı karşıya kalmaktadır.
Konuyu vergi kanunları çerçevesinde araştırdığımızda; Ba-Bs
formlarının getiriliş amacının bilanço esasına göre
defter tutan mükelleflerin alım ve satımlarına ilişkin
bilgilerin çapraz denetiminin sağlanması olduğunu tespit
ettik. Bu nedenle de Ba-Bs formu verme yükümlülüğü alım
satıma taraf olan mükelleflere yüklenmiştir.
Bu temel mantıktan hareketle adi ortaklıkta alım satıma
taraf olma durumunun adi ortaklığa ait olduğu, adi
ortaklık tarafından düzenlenen faturalarda adi
ortaklığın ünvanının ve vergi kimlik numarasının
bulunduğu, ortaların bu işlemlerle ilgili bir durumunun
olmadığı görülmektedir.
Bu nedenle de adi ortaklıklarda Ba-Bs formu verme
yükümlülüğü alım satıma taraf olan adi ortaklığa aittir.
Nitekim 362 sıra nolu VUK tebliği ekinde yer alan EK 2 :Ba
Arka Yüz’ün bölümünün TABLO I- Mükellefin Kimlik
Bilgileri kısmındaki Soyadı veya Unvanı ve Adı alanında
“adi ortaklıklarda adi ortaklığın mükellefiyetinin
tesisinde esas alınan ortağın soyadı ve adı ”
yazılacaktır şeklinde hüküm bulunmaktadır. Bu hükümden
de anlaşılacağı üzere adi ortaklık olan mükellefler Ba-Bs
formlarını vermekle yükümlü kılınmışlardır.
Peki hüküm bu kadar açıksa neden vergi daireleri adi
ortaklığın ortaklarına ceza kesmektedirler.
362 sıra nolu VUK tebliğinin 2.1. Bildirimleri
Elektronik Ortamda Vermesi Gereken Mükellefler başlıklı
bölümünde
“2.1.1. Bilanço esasına göre defter tutan ve
bildirimlerin ilgili olduğu yıla ait Gelir ve Kurumlar
Vergisi beyannamesini elektronik ortamda vermek zorunda
olan mükellefler, Ba ve Bs bildirim formlarını
elektronik ortamda vermek zorundadırlar.”
hükmü bulunmaktadırlar. Bu hükmü bazı vergi daireleri
bilanço esasına göre defter tutan ve gelir vergisi
mükellefi olan adi ortaklığın ortağının Ba-Bs vermesi
gerektiği şeklinde algılamaktadırlar.
Ancak Ba-Bs formlarının mantığında alım satıma taraf
olma esası getirilmiş olup, bu olay kesinlikle gelir
veya kurumlar vergisi beyannamesine bağlanmamıştır.
Sadece bu formları verecek olan kişi ve kurumları
belirlemek için tebliğin bu bölümünde bir açıklama yapma
gerekliliği doğmuştur.
Yapılan bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Adi
ortaklıklarda Ba-Bs verme yükümlülüğü kesinlikle
ortaklığa aittir. Aksi bir düşünce mükellefleri
önlenemez bir ceza ile karşı karşıya bırakacaktır.
Örneğin 2008 yılında faaliyette bulunan bir adi
ortaklık, ortaklık adına 12 adet Ba-Bs formunu
vermiştir. Ancak bağlı olduğu vergi dairesi ise 2 ortağa
Ba-Bs formlarını vermemekten dolayı
(1.490x12)x2=35.760-TL’lik ceza keserse bu ağır yaptırım
ile mükellefleri cezalandırmak çok büyük hata olur.
Bu nedenle tüm vergi daireleri acilen gelir idaresi
tarafından uyarılmalıdır. Aksi takdirde mükellefler
mağdur olacak, buna bağlı olarak da vergi daireleri ve
mahkemeler gereksiz bir işyükü ile karşı karşıya
kalınacaktır.
Aykut AYDIN
Vergi Denetmeni
aykut.aydin@vergianaliz.net
15.06.2009
www.muhasebenet.net
-Diğer makaleleri
-Nihai tüketiciye düzenlenecek belgelere
T.C. kimlik numarası yazılmalı mı?
-Binek
araçların işletmenin aktifine alınması halinde vergisel
avantajlar dikkatli hesaplanmalı
-Vergi İncelemesi Sırasında Alıkonulan
Defter ve Belgelerin İadesi
-268
Nolu Gelir Vergisi Tebliği Kapsamında Şirket Ortaklarına
Ceza Kesilebilir mi?
16.03.2009
-Taşeronların
giderleri ana mükellef için kanunen kabul edilmeyen
gider (KKEG) kapsamındadır
(09.03.2009)
|