İşveren yetişmiş elemanla birikmiş parayı kaptıracak
KIDEM TAZMİNATINA SAHİP ÇIK
(2)
Kıdem tazminatı fonunun kurulmasıyla işverenler de çok
şey kaybedecek. Öncelikle tazminatını alamama endişesi
olmayacağı için işçi çok rahat iş değiştirecek. Bu da
işverenin yetişmiş işçisini elinde tutamamasına yol
açacak. Ayrıca işveren her ay kendisi kullanabileceği
parayı kurulacak fona aktarmak zorunda kalacak
Kıdem tazminatı fonunun sadece dişçiler için sıkıntı
yaratacağını söylemek doğru olmaz. Sanmayın ki
işverenler bu işten çok karlı çıkacak. Kıdem tazminatı
fonu işverenleri de mutlu etmeyecek.
B-Kıdem tazminatı fonu işvereni üzer
Fonun işverenleri nasıl vuracağını üç ana başlıkta
toplamak mümkün:
1-İşçiyi
işyerinde tutamazlar
Dün demiştik ki kıdem tazminatının fonksiyonlarından,
özelliklerinden birisi de, işçinin işyerine ve işverene
bağlılığının ödülüdür. Yani işçi işyerine ve işverene ne
kadar uzun süre bağlı kalırsa o kadar çok kıdem
tazminatı alacaktır. İşte, kıdem tazminatı bugünkü
özelliklerini kaybederse yani kıdem tazminatı fonu
kurulduktan sonra artık işçinin işyerine ve işverene
bağlılığı özelliği sona erecektir. Bu durumda da
işçilerin işyerleri arasında gidip gelmesi yani İŞÇİ
DEVRİ hızlanacaktır. O kadar hızlanacaktır bazen bir
işçi bir günde 3 veya 4 defa işyeri değiştirecektir.
KIDEM KAYGISI ORTADAN KALKINCA
Kıdemini düşünen işçi işini bırakmaz
Bir işyerinde aylık 1000 lira ile 5 yıldan beri beri
çalışan bir işçiye karşı fabrikadan 100-200 lira daha
fazla ücret verildiğinde işçi 5 yıllık kıdemini yakmamak
adına gitmemektedir. Ancak, 100 lira fazla ücret veren
işyerine gittiği takdirde kıdeminin yanmayacağını bilen
işçi çok sık işyeri değiştirecektir. Bu durumda
işverenler nitelikli işçilerini çok daha rahat
kaybedeceklerdir. Kaybeden de daha çok küçük ve orta
ölçekli şirketler olacaktır.
2-İşverenlerin
sermayeleri de fona aktarılacaktır "Kıdem Tazminatı
Fonu"nu çok işçi çalıştıran işverenler ile bu
işverenlerin işçileri istemiyor ama az işçi çalıştıran
işverenler ile bunların işçileri istiyor. Yani büyük
işverenler istemiyor ama küçük işverenler istiyor.
Tıpkı, 506 Sayılı Kanun'un Geçici 20 inci Maddesi
gereğince bazı özel banka ve borsaların çalışanları için
SSK'ya prim ödemek yerine, kendilerinin emeklilik
sandıkları kurması gibi çok işçi çalıştıran işverenler,
kurulacak "Kıdem Tazminatı Fonu"na prim ödemek yerine bu
primleri kendileri kullanmak, gerektiğinde kendi
sandıklarından ve fonlarından kredi kullanabilmek
istiyorlar. Küçük işverenler ise kıdem tazminatı yükü
arttıkça ödeme sıkıntısına düşmemek için fona
taraftarlar.
Ayrıca fon kurulursa halen SSK ve İşsizlik Sigortası'na
ödenen primlerden başka bir de her ay yüzde 4 oranında
kıdem tazminatı fonuna işveren ödeme yapacaklar. Yani
devlete ödedikleri rakam artacak, devletin kasasına
giren rakam da yükselecek.
SERMAYE GİBİ KULLANABİLİRKEN
Şu anda işyerinde çalışan işçileri için kıdem tazminatı
karşılığı ayıran ve ayırdığı bu fonu da sermayesiymiş
gibi kullanabilen işveren kıdem tazminatı fonunun
kurulmasından sonra her ay belli oranda primi, devlete
ödeyeceği için kendi kullandığı fonu, devlete 'kullan'
diye verecektir. Mesela, 100 işçisi olan bir fabrika
aylık 200 bin lira brüt ücrete göre 8 bin lira her ay
fona gönderecektir ama fon olmasaydı bu ayırdığı parayı
kendisi kullanabilmektedir.
BANKADAN ALINAN KREDİ GİBİDİR
Soru:Kıdeme ayrılan para işverenin mi yoksa işçiden borç
mu alındı?
TİSK gibi bir işveren örgütü kıdem tazminatı yükünün
işverenlerin sırtında çok yük oluşturduğunu ve bazı
küçük ve orta ölçekli işletmeler için sermayelerin
sıfırlanması riski ile karşı karşıya geleceklerini iddia
ederek, kıdem tazminatının tamamen kaldırılmasını fon
bile kurulmamasını istemektedirler. Ancak, dün ifade
etmiştim kıdem tazminatı bir şekilde "Ücretin sonraya
bırakılmış halidir" öyleyse, şirketlere yük olarak
gösterilen kıdem tazminatları gerçek anlamda, işverenin
sonraya bıraktığı ücrettir ve işçiden işverenine
borçtur. Bu nedenle yük ise tıpkı bankadan alınan kredi
gibidir.
3-Kıdem
Tazminatı Fonu'nu işveren değil devlet kullanacak
İşverenlere, mevcut vergi ve prim ödemeleri dışında yeni
bir ödeme daha getirecek ve halen kendilerince
kullanılan (özel) fonun devlet tarafından kullanılması
sonucunu getirecektir. "Kıdem Tazminatı Fonu" çok işçi
çalıştıran işverenler ile az işçi çalıştıranlar
işverenlerin taraf olduğu ve devletinde yeni bir kaynak
gözüyle bakarak talepkar olduğu bir dev fonu ortaya
çıkaracaktır. Kıdem tazminatı fonunu da devlet 10 yıl
boyunca tepe tepe kullanacaktır. Bakalım kim daha baskın
çıkacak?
Yarın: Avrupa ülkelerinde uygulama nasıl?
Emeklilik zamanı ve
emekli aylığı
*01.07.1980 günü SSK'lı olarak ilk işe girişim (elimde
SSK tarafından verilmiş kartımın üzerinde 01.07.1980
tarihli başlangıç gözüküyor) var. Sonra 22.03.1985 ile
04.08.1999 günü aralarında Bağ-Kur'lu oldum. Tekraren
SSK'da Nisan/2005 tarihinden itibaren çalışmaya
başladım. Ocak/2009 dan itibaren 2.500 TL net ücretle
çalışıyorum. İnternette 26.10.2009 günü emekli
olabileceğim gözüküyor. Kesin olarak emekli olabileceğim
tarih ve devam eden sürecin sonucunda emeklilik maaşım
ne olur. Öneriniz olursa sevinirim.
Namık İRİS
-20 yıl (7200 gün) Bağ-Kur'unuz gözüküyor ve SSK'da da
1802 (5 yıl) gününüz var bunun 1281 günü de Bağ-Kur'dan
sonra olduğundan SSK'dan emekli olacaksınız. Ancak,
SSK'da ilk 11.01.1982 günü prim ödenmiş (çalışılmış)
görünüyor. Şayet, 1980 yılındaki sigortanız meslek
lisesi (staj) sigortası ise bu emeklilik başlangıç
sayılmaz ve 11.01.1982 başlangıcıyla 46 yaşında yani
26.10.2010 günü emekli olursunuz. 1980 yılındaki
sigortanız normal (çalışma) sigortası ise 45 yaşında
26.10.2009 günü SSK'ya emeklilik
dilekçesi veriniz. SSK işe girişiniz var ama gün yok
diye reddederse gidip iş mahkemesinde dava açınız.
Yıllık izin hakkı
*Bir çalışanımız 6 yıl çalışıp işyerimizden, Aralık 2006
tarihinde askerlik nedeniyle ayrılmıştır. Ayrılırken
kıdem tazminatını almıştır. Askerlik dönüşü Haziran 2008
tarihinde yeniden işyerinde çalışmaya başlamıştır. Kıdem
tazminatını alması nedeniyle izin hakları sıfırlanmış
mıdır? Haziran 2008 tarihi itibariyle yeni başlayan bir
personel gibi bir yıllık çalışma karşılığında 14 gün mü,
21 gün mü yıllık ücretli izin hakkı kullandıracağız. Bu
konu hakkında bilgilendirir misiniz?İsmi SAKLI
-Sayın okurum, bu konuyu bire bir açıklayan yasal bir
düzenleme olmamakla birlikte yasal düzenlemelerden
anlaşılan ve yargıtayın yerleşmiş görüşlerine göre
yıllık izin hakkı kıdem ile paralellik arzetmelidir.
Kıdeminin karşılığı olan parayı alan işçinin yıllık izin
hakkı da kıdemsiz işçiler gibi olacaktır yani bu işçiye
bir yılın sonunda 14 işgünü izin vereceksiniz 21 gün
değil.
Ali TEZEL
Habertürk/29.05.2009
-Kıdem
tazminatına sahip çık
1 |