1.
Kanunun 114 üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
Vergi Usul
Kanununun 114 üncü maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan “Şu kadar ki, vergi dairesince
matrah takdiri için takdir komisyonuna
başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran
zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi
dairesine tevdiini takip eden günden itibaren
işlemeye devam eder.” hükmü, 6009 sayılı
Kanunun 8 inci maddesi ile “Şu kadar ki,
vergi dairesince matrah takdiri için takdir
komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur.
Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi
dairesine tevdiini takip eden günden itibaren
kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak
işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan
fazla olamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Bu değişikliğe
ilave olarak, 6009 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi
ile Vergi Usul Kanununa, 1/1/2005 tarihinden
önceki dönemlere ilişkin olup, normal zamanaşımı
süresinin sona ermesinden önce matrah takdiri
için takdir komisyonuna sevk edilmiş bulunan
vergilerle ilgili olarak Geçici 28 inci madde
eklenmiştir.
Bu çerçevede,
114 üncü madde hükmünün, 1/1/2005 tarihinden
önceki ve sonraki dönemlere ilişkin uygulaması
birbirinden farklılık arz etmekte olup, konuya
ilişkin açıklamalar aşağıda gösterilmiştir.
1.1.
1/1/2005 Tarihinden Sonraki Dönemlere İlişkin
Olarak Yapılan Takdire Sevk İşlemleri
Söz konusu
kanun değişikliğinden evvel vergi dairesince
matrah takdiri için takdir komisyonuna
başvurulması hâlinde ilgili dönem için
zamanaşımı süresi durmakta ve duran zamanaşımı
takdir komisyonu kararının vergi dairesine
tevdiini takip eden günden itibaren yeniden
işlemekte ve takdir komisyonunda geçen müddetin
zamanaşımını durdurmasına yönelik bir süre
sınırlaması bulunmamaktaydı. 6009 sayılı Kanunla
maddede yapılan değişiklikle matrah takdiri için
takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını
durdurması keyfiyeti muhafaza edilmekle beraber,
zamanaşımının durması bir yıllık süre ile
sınırlandırılmaktadır.
Bu itibarla,
vergi dairesince bir vergilendirme dönemine
ilişkin matrahın takdir edilmesi için takdir
komisyonuna başvurulması hâlinde, bu döneme
ilişkin zamanaşımı duracaktır. Duran zamanaşımı,
takdir komisyonunca verilen kararın vergi
dairesine, başvuru tarihinden itibaren;
- 1 yıldan kısa bir süre
içinde tevdi edilmesi halinde, tevdi
edildiği tarihi takip eden günden itibaren
- 1 yıldan uzun bir süre
sonra tevdi edilmesi halinde, tevdi edildiği
tarihe bakılmaksızın, 1 yıllık sürenin
dolduğu günden itibaren
işlemeye
başlayacaktır.
Örnek
1
Mükellef,
Temmuz 2007 dönemine ilişkin katma değer vergisi
beyannamesini vermemiştir. Vergi dairesince,
30/10/2009 tarihinde matrah takdiri için ilgili
takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir
komisyonu kararı vergi dairesine 16/05/2011
tarihinde tevdi edilmiştir.
Temmuz 2007
dönemine ait zamanaşımı süresi normal şartlarda
31/12/2012 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda
takdir komisyonunda geçen süre 1 yıldan uzundur.
Dolayısıyla, yeni hükümlere göre işlemeyen süre
her hal ve takdirde 1 yıldan fazla
olamayacağından, zamanaşımı süresi 31/12/2013
tarihinde sona erecektir.
Örnek
2
2006 takvim
yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 20/9/2011 tarihinde takdir komisyonuna
başvurulmuş ve komisyon kararı 10/4/2012
tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
2006 takvim
yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda
31/12/2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda
takdir komisyonuna sevk dolayısıyla işlemeyen
sürenin, komisyon kararının vergi dairesine
tevdi edildiği 10/4/2012 tarihine ilave
edilmesiyle bulunan 22/7/2012 tarihinde
zamanaşımı süresi sona erecektir.
Örnek
3
2006 takvim
yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 30/9/2011 tarihinde takdir komisyonuna
başvurulmuş ve takdir kararı 30/11/2012
tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
2006 takvim
yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda
31/12/2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda
takdir komisyonunda geçen süre 1 yıl 2 aydır.
Ancak yeni hükümlere göre işlemeyen süre her hâl
ve takdirde 1 yıldan fazla olamayacağından,
duran zamanaşımı 30/9/2012 tarihinde işlemeye
başlayacak ve 31/12/2012 tarihinde zamanaşımı
süresi sona erecektir.
1.2.
1/1/2005 Tarihinden Önceki Dönemlere İlişkin
Olarak Yapılan Takdire Sevk İşlemleri
6009 sayılı
Kanunun 16 ncı maddesiyle Vergi Usul Kanununa
eklenen Geçici 28 nci maddede, “1/1/2005
tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce matrah
takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş
olup, komisyonca takdir edilen matrah üzerinden
31/12/2012 tarihine kadar tarh ve tebliğ
edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Bu hüküm,
374 üncü maddede yer alan ceza kesmede
zamanaşımı açısından da uygulanır.” hükmüne
yer verilmiştir.
Buna göre,
1/1/2005 tarihinden önceki dönemlerden, normal
zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce matrah
takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş
olanların; takdirin karara bağlanması, kararın
vergi dairesine tevdii, takdir edilen matraha
istinaden verginin tarh edilmesi ve tarhiyata
ilişkin ihbarnamenin mükellefe tebliğ edilmesi
işlemlerinin tümünün, 31/12/2012 tarihine kadar
tamamlanmaması halinde söz konusu vergiler ve
fer’ileri zamanaşımına uğrayacaktır.
Sözü edilen
geçici madde hükmü, Vergi Usul Kanununun 374
üncü maddesinde düzenlenen ceza kesmede
zamanaşımı için de uygulanacaktır. 1/1/2005
tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak
kesilmesi gereken cezaların kesilmesi ve buna
dair ihbarnamelerin tebliği işlemlerinin
31/12/2012 tarihine kadar yapılması hâlinde bu
dönemler için ceza kesmede zamanaşımı sona
ermemiş olacaktır.
Örnek
4
2004 takvim
yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 31/8/2009 tarihinde takdir komisyonuna
başvurulmuş olup, Komisyon kararı 31/8/2011
tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
Buna göre, söz
konusu döneme ilişkin takdir edilen matraha
istinaden verginin tarh edilmesi ve düzenlenen
ihbarnamenin 31/12/2012 tarihinden evvel
mükellefe tebliğ edilmesi hâlinde anılan döneme
ait vergi zamanaşımına uğramamış olacaktır.
2.
Kanunun 353 üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı
Kanunun 11 inci maddesiyle Vergi Usul Kanununun
353 üncü maddesinin 8 numaralı bendinin sonuna “Ancak,
bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük
cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 114.000
TL’yi aşamaz.” cümlesi eklenmek suretiyle
belge basımı ile ilgili bildirim görevini
tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa
işletmecilerine söz konusu bent uyarınca
kesilecek özel usulsüzlük cezalarının bir takvim
yılında kesilebilecek tutarı için üst sınır
belirlenmiştir.
Bir takvim
yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen bu
üst sınır, 2010 takvim yılı için de
uygulanacaktır.
Buna göre,
1/1/2010 – 1/8/2010 tarihleri arasında belge
basımı ile ilgili bildirim görevini yerine
getirmeyen matbaa işletmecileri adına kesilen
özel usulsüzlük cezalarının toplamının 114.000
TL’yi aşması halinde söz konusu cezalar; henüz
kesinleşmemiş ise düzeltme yapılarak 114.000
TL’yi aşan cezalar terkin edilecek, kesinleşmiş
olması durumunda ise bunlar için herhangi bir
düzeltme veya iade işlemi yapılmayacak ve
kesilen cezaların takip ve tahsil işlemlerine
devam edilecektir.
3.
Kanunun Mükerrer 355 inci Maddesinde Yapılan
Değişiklik
3.1.
Elektronik Ortamda Verilmesi Gereken
Beyannameler ile Bildirim veya Formlar
Dolayısıyla
Uygulanacak Özel Usulsüzlük Cezası
6009 sayılı
Kanunun 12 nci maddesiyle Vergi Usul Kanununun
Mükerrer 355 inci maddesinde yapılan
değişiklikle, elektronik ortamda verilecek
beyannamelerle düzeltme amacıyla verilen
bildirim veya formların süresinden sonra
verilmesi durumunda kesilecek özel usulsüzlük
cezaları yeniden düzenlenmiştir.
Yapılan bu
düzenlemeye göre,
- Elektronik ortamda
verilme zorunluluğu getirilen beyannamelerin
kanunî süresinden sonra verilmesi nedeniyle
kesilecek olan ve mükellefiyet durumuna göre
Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355 inci
maddesinin birinci fıkrasının 1, 2 ve 3
numaralı bentlerinde sayılan özel usulsüzlük
cezaları; beyannamenin elektronik ortamda
kanunî sürenin sonundan başlayarak birinci
30 günlük süre içerisinde verilmesi halinde
1/10 oranında, bunu takip eden ikinci 30
günlük süre içerisinde verilmesi halinde ise
1/5 oranında uygulanacaktır.
- Elektronik ortamda
verilme zorunluluğu getirilen bildirim veya
formlara ilişkin olarak düzeltme amacıyla
verilen bildirim ve formların, elektronik
ortamda kanunî sürenin sonundan başlayarak
10 gün içinde verilmesi halinde özel
usulsüzlük cezası kesilmeyecek, takip eden
15 gün içinde verilmesi halinde ise
kesilmesi gereken özel usulsüzlük cezası 1/5
oranında uygulanacaktır.
3.2.
Tahsilât ve Ödemelerini Banka, Benzeri Finans
Kurumları veya Posta İdarelerince Düzenlenen
Belgelerle Tevsik Etme Zorunluluğuna Uymayan
Mükelleflere İlişkin Olarak Kesilecek Özel
Usulsüzlük Cezası
Vergi Usul
Kanununun Mükerrer 355 inci maddesinin dördüncü
fıkrası uyarınca, tahsilât ve ödemelerini banka,
benzeri finans kurumları veya posta idarelerince
düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna
uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem
için uygulanan cezalardan az olmamak üzere,
işleme konu tutarın % 5'i nispetinde özel
usulsüzlük cezası kesilmektedir.
6009 sayılı
Kanunun 12 nci maddesi ile Vergi Usul Kanununun
Mükerrer 355 inci maddesinin dördüncü fıkrasının
sonuna “Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim
yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının
toplamı 770.000 TL’yi geçemez.” cümlesi
eklenmek suretiyle söz konusu tevsik
zorunluluğuna uymayan mükelleflere kesilecek
özel usulsüzlük cezasının bir takvim yılında
kesilebilecek tutarı için üst sınır
belirlenmiştir.
Bir takvim
yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen bu
üst sınır 2010 takvim yılı için de
uygulanacaktır.
Buna göre,
1/1/2010 – 1/8/2010 tarihleri arasında tevsik
zorunluluğuna uymayan mükellefler adına kesilen
özel usulsüzlük cezalarının toplamının 770.000
TL’yi aşması halinde söz konusu cezalar; henüz
kesinleşmemiş ise düzeltme yapılarak 770.000
TL’yi aşan cezalar terkin edilecek, kesinleşmiş
olması durumunda ise bunlar için herhangi bir
düzeltme veya iade işlemi yapılmayacak ve
kesilen cezaların takip ve tahsil işlemlerine
devam edilecektir.
4.
Kanunun 367 nci Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesiyle Vergi Usul Kanununun
367 nci maddesinin birinci fıkrası, “Yaptıkları
inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı
suçların işlendiğini tespit eden maliye
müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların
yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile
stajyer gelirler kontrolörleri tarafından ilgili
rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla
doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili
olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor
değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi
dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından
keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına
bildirilmesi mecburidir.” şeklinde
değiştirilmiştir.
Maddenin yeni
şekline göre, yapılan inceleme sırasında 359
uncu maddede yazılı suçların işlendiğinin
tespiti hâlinde, maliye müfettişleri, hesap
uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler
kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri
ilgili rapor değerlendirme komisyonunun
mütalaasını alarak doğrudan doğruya keyfiyeti
Cumhuriyet başsavcılığına bildireceklerdir.
Vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar
tarafından bir tespit yapılmış olması hâlinde
ise vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık,
ilgili rapor değerlendirme komisyonunun
mütalaasını alarak, keyfiyeti Cumhuriyet
başsavcılığına bildirecektir.
5.
Kanunun 369 ncu Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesiyle Vergi Usul Kanununun
369 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yetkili
makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış
izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma
tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması
halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi
hesaplanmaz.
Bir hükmün
uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların
genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak
suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi
halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin
genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten
itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak
uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm yargı
mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ
ve sirküler hakkında uygulanmaz.”
Vergi Usul
Kanununun 369 uncu maddesinin 6009 sayılı
Kanunla değiştirilmeden evvelki hükmüne göre bir
mükellefin kendisine yetkili makamların yazı ile
yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün
uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş
olması halinde değişiklikten önceki izahata veya
içtihada uygun hareket eden mükelleflere bu
fiilleri cezayı gerektirse dahi vergi cezası
kesilmemekteydi.
Yapılan
değişiklikle, maddenin birinci fıkrasında
belirtilen hallerin mevcudiyeti halinde, vergi
cezası kesilmemesine ilave olarak, 1/8/2010
tarihinden geçerli olmak üzere, gecikme faizi
hesaplanmaması da hükme bağlanmıştır. Buna göre,
bir mükellef veya vergi sorumlusunun yetkili
makamlarca kendisine yapılan izahata (verilen
özelgeye) uygun hareket etmesi ve bilahare bu
izahatın yanlış olduğunun anlaşılması veya bir
hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın
değişmiş olması halinde, mükellef veya vergi
sorumlusu adına yapılacak tarhiyat dolayısıyla
vergi ziyaı cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.
Diğer taraftan
yetkili makamların, vergilendirme ile ilgili bir
konuda, genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik
yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi
halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin
genel tebliğ veya sirküler, yayımlandığı
tarihten itibaren geçerli olacak olup, geriye
dönük olarak uygulanamayacaktır.
Genel tebliğ
veya sirkülerin iptal davasına konu edilerek
yargı mercilerince iptaline karar verilmesi
durumunda, iptal kararının işlemin tesis
edildiği tarihe kadar geriye yürütülmesi zorunlu
olduğundan, maddeyle getirilen yeni kural bu
durumlar için uygulanmayacaktır.
6.
Kanunun 413 üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
Mükellefler ve
vergi sorumluları, Vergi Usul Kanununun 413 üncü
maddesinin 6009 sayılı Kanunla değişmeden önceki
hükmüne istinaden, vergi durumları ve vergi
uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip
gördükleri hususlar hakkında Maliye Bakanlığı
veya yetkili kıldığı makamlardan yazı ile izahat
isteyebilmekte, yetkili makamlar da bu talepleri
özelge tayin etmek suretiyle
cevaplandırmaktaydı. Bu hususa ilişkin esasların
bir kısmı 188 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğinde(2)
belirlenmişti.
395 Sıra
Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(3)
ile mükellef ve vergi sorumlularının
izahat talebinde bulunmaları üzerine idarenin
vereceği yazılı cevaplara (özelgelere) ilişkin
müracaatın nereye yapılacağı, yetkili makamın
neresi olduğu, özelge talebinin hangi konuları
kapsadığı gibi hususlara açıklık getirilmiş ve
188 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğinin özelgeye ilişkin kısımları
yürürlükten kaldırılmıştır.
6009 sayılı
Kanunla, Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi
değiştirilmiş ve maddenin son fıkrasında, bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların
Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle
belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme
istinaden Maliye Bakanlığınca çıkarılan
“Mükelleflerin İzahat Taleplerinin
Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik” 28/8/2010
tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre, 413
üncü maddede yer alan mükelleflerin izahat
taleplerine dair hükümlerin uygulanması, anılan
Yönetmelik hükümlerine göre yapılacaktır.
7.
Yürürlükten Kaldırılan Tebliğ
395 Sıra
Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği bu
Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ
olunur.
(1)
1/8/2010 tarihli ve 27659 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanmıştır.
(2)
20/12/1988 tarihli ve 20025 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanmıştır.
(3)
16/1/2010 tarihli ve 27464 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanmıştır.
|