1
Ocak 2009 mesleki eğitimde yeni başlangıç
Geçtiğimiz hafta İş
Kanunu'na getirilen bir değişiklikle 01.01.2009
tarihinden itibaren işyerlerinde çalıştığı işle
ilgili mesleki eğitim almamış işçilerin artık
çalıştırılamayacağını; aksi halde, "mesleki eğitim
almamış işçi çalıştıran işveren veya işveren
vekiline her işçi için 500 YTL idari para cezası"
öngörüldüğünü yazmıştık. (5763 sayılı kanunun 5. ve
9. md. ile değişik İş K. md.85 ve 105/d) Buna
ilaveten, bugüne kadar işyerlerinde çalıştırdığımız
mesleki eğitim diploması veya sertifikası olmayan on
binlerce işçinin ne olacağını sormuştuk. Zira, bu
konuda ne yasalarda ne de yönetmeliklerde henüz bir
hükme rastlanmadığını belirtmiştik. Ancak,
01.01.2009 tarihinden itibaren uygulanmaya
başlayacak idari para cezasının yüksekliğini dikkate
alarak konuyla ilgili olarak bir an önce Meslek
Eğitimi Okullarına (çıraklık okullarına)
işverenlerin başvurmasında yarar vardır demiştik.
Gerçekten, halen ülkemizde mesleki eğitim alanında
faaliyet gösteren çıraklık okulları bu konuda
işverenlere gerekli bilgileri vermekte, çalıştırılan
işçilere diploma veya sertifika verme konusunda
yetkilendirilmiş durumdadırlar. Nitekim, Mesleki
Eğitim Kurulu da ilgili birimleri bu konuda önlem
almaya davet eden bir "ilanı" Resmi Gazetede
yayınlamıştır (RG, 31.07.2008-26953). Bu nedenle
işyerlerinin yapması gereken, bundan böyle işe
alınacak işçilerde mutlaka çalışacağı işle ilgili
bir diploma veya sertifika aramanın yanında, halen
çalıştırdıkları işçilerine de bir diploma veya
sertifika kazandırmanın yolarını aramaktır. Bu
konuda başvurmaları gereken merci de yine Meslek
Eğitimi Okulları (çıraklık okulları) müdürlükleri
olmalıdır.
****
Aslında, 3308 sayılı Meslek Eğitimi Kanunu'na göre,
yirmi ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler,
çalıştırdıkları personel sayısının "%5'inden az,
%10'undan fazla olmamak üzere", mesleki ve teknik
eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi
yaptırmak zorundadırlar (MEK.md.18/1). Bu madde
kapsamında "10 ve daha fazla öğrenciye beceri
eğitimi yaptıracak işletmeler bu amaçla bir eğitim
birimi kurar". Özellikle seminer ve eğitim salonu
bulunan işletmelerde kurulan bu birimde yapılan
eğitimlerde "alanında ustalık yeterliğine sahip ve
iş pedagojisi eğitimi almış usta öğretici veya
eğitici personel görevlendirilir" (MEK. md.18/8). Bu
eğitim, haftanın beş işgünü çalışan işletmelerde
altıncı gün (Cumartesi) de verilebilir. İşletmelerde
personel sayısının bilahare azalması, çırak
sayısının da azaltılmasını, yani "çıraklık
sözleşmelerinin feshini gerektirmez" (MEK. md.22).
Gerçi, Kanunda "çıraklık yaşı 14-19" arası
gösterilmekte; fakat, "daha önce çıraklık
eğitiminden geçmemiş olmaları" koşuluyla, "19
yaşından gün almış olanlar" da çıraklık eğitimine
tabi tutulabilmektedirler (MEK md.10). Böyle olunca,
abartmış olmayalım ama, 30-40 yaşında da çırak
olunabilmektedir. Bu amaçla, işverenler işyerlerinde
haftanın beş günü çalıştırdıkları işçilerine,
oluşturacakları bir ders salonunda 6. günü gerekirse
blok olarak 8-12 saat arası teorik ders gördürerek,
"mesleki eğitim" diploma veya sertifikası
kazandırabilirler.
****
Aslında bu bir öneri değil, yasanın gereğini yerine
getirmek için yapılası gereken bir zorunluluk.
Üstelik bunda işverenlerin yararı da var! Çünkü
çırak statüsüne geçirilen işçi başına bugünkü asgari
ücret üzerinden 300 YTL tutarında bir tasarrufları
var. Zira, "çırak" statüsünde çalışanlar için
işverenler ne vergi ne de sigorta primi ödüyorlar.
Sigorta primleri (sadece sağlık ve iş kazası
sigortası) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ödenen
çıraklar için, gelir vergisi de ödenmiyor. Gerçi,
Kanunda çıraklara "asgari ücretin %30'undan az ücret
ödenmeyeceği" hükme bağlanmış (MEK md.25/1). Ancak,
"çırak statüsüne" geçirilecek olan halen çalışmakta
olan işçileri asgari ücretin altında çalışmaya razı
edemeyeceğimize göre, işçilere halen almakta
oldukları net ücretleri aynen ödenmek suretiyle hem
300 YTL dolayında işçi başına tasarruf etmiş, hem de
işçilerin "çalıştığı işle ilgili meslek eğitimi"
almalarını sağlayarak yasanın gereğini yerine
getirmiş olabiliriz.
Prof. Dr. Fevzi
DEMİR
profdrfevzidemir@hotmail.com
Gözlem/31.12.2008 |