|
Ortaklıktan ayrılırken dikkat yıllar sonra haciz
gelebilir
Bugün ticari faaliyette
bulunan herkesin başına gelmesi muhtemel bir vergi
uygulamasını ve sonucunu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Öykümüzün kahramanı İstanbul’da yaşayan
ve vergisini muntazaman ödeyen tam anlamı ile
yurttaşlık bilincine sahip yıllar öncesinde bir
limited şirket ortağı olan ve halen ticari faaliyet
sahibi bir kişi.
Yıllar öncesinde bir arkadaşı ile limited şirket
kurarak pazarlama işi yapmayı denemişler ancak
ortağı olan kişinin sermaye üstünlüğüne ve bu
üstünlükten kaynaklanan kaprislerine dayanamayarak
limited şirket ortaklığından ayrılan kahramanımız
bundan sonra kendi işini kurarak maişetini temin
etmeye çalışmış.
Yıllar birbirini izlemiş ticari faaliyetini giderek
genişleten olayın kahramanı, sahibi bulunduğu iki
aracı satarak yerine daha kullanılabilir özelliği
olan taşıyıcıları edinmeyi düşünür. Sahibi bulunduğu
araçların satış ve devir işlemlerini yapabilmek için
ilgili nakil vasıtaları vergi dairesine gittiği
zaman araçları üzerine haciz yapıldığını öğrenen
olayın kahramanı bu durumun nedenini sorgulamak
ister.
Haciz kararı
bildirilmez
İki aracı üzerinde haciz işlemini gerçekleştiren
vergi dairesi araçların sahibini arayıp, böyle bir
işlem yaptığını bildirmediği gibi hangi nedenle
borçlu olduğunu ve borçlarını ödemesi için de
kendisine herhangi bir bildirimde bulunmaz.
Mevcut mevzuat gereğince söz konusu araçların
satılabilmesi için haciz işleminin kaldırılması
gerekir. Bunun için de ilgili vergi dairesine olan
borçların ödenerek kapatılması zorunlu olur.
Bu durum karşısında ilgili vergi dairesine giden
araçların sahibine vergi dairesi yetkilileri bu
borçların nereden kaynaklandığını bilemediklerini,
borcun muhtemelen on-on iki yıl öncesinden geldiği
ifade edilerek borcun ödenmesi halinde nakil
vasıtaları vergi dairesine yazacakları yazı ile
yapılması istenen satış işleminin gerçekleşebileceği
söylenir.
Borç miktarı ve gecikme faizi toplamı, araçların
muhtemel satış bedelinin çok üzerinde olmasına
rağmen olayın kahramanı, söz verdiği kişilere
araçları satabilmek için borcun tamamını kredi
kullanmak suretiyle öder.
İhtirazi kayıtla
mahkemeye
Ancak ödemeyi yaparken vergi dairesi tarafından
düzenlenen tahsilat makbuzları üzerine ihtirazi
kayıt koyarak, borcun nereden kaynaklandığını
bilmediğini, bu durumu dava konusu yapacağını yazar.
Bilahare ihtirazi kayıtla ödemiş bulunduğu ve
mahiyetini bilmediği vergi borcuna ait tahsilat
makbuzunun kendisinde kalan örneğini dayanak
göstererek vergi mahkemesi nezdinde dava açar, ancak
vergi mahkemesi de davayı reddeder.
Dava aşamasında olayın kahramanı kendisine yüklenmiş
bulunan vergi borcunun ortaklığından ayrıldığı
limited şirkete ait olduğunu öğrenir. Bu durumda
araçlarına haciz konan durumunda olan kendisinin bir
vergi borcu olmadığı anlaşılır. Ancak buna rağmen
haciz işleminin yapılmasından sonra yıllar geçmiş
olması nedeniyle dava açmayı gerektiren sürelerin
geçmiş olduğu varsayılarak davanın reddi, olayın
kahramanını hukuk arayışına zorlar.
Danıştay'dan örnek
karar
Danıştay nezdinde yapılan temyiz istemi sonucunda
Danıştay 4'üncü Dairesi'nin konuya ilişkin olarak
vermiş bulunduğu karar adeta bir hukuk dersi
özelliği taşıyor.
Şöyle ki;
“Kesinleşen vergi alacağının tahsili amacıyla
davacıya ait araçlar üzerine uygulanan hacizlerin
kaldırılması ve ihtirazi kayıtla yapılan ödemenin
yasal faiziyle birlikte iadesi istemi ile açılan
davayı reddeden vergi mahkemesi kararı temyiz
edilmiştir.
Davacının ihtirazi kayıtla yapmış olduğu ödemenin
nedeni haciz işleminin kaldırılması olup dava da
haciz işleminin öğrenildiği tarih itibariyle otuz
günlük dava açma süresi içinde açıldığından haciz
işleminin kesinleştiğinden söz edilemez.
Davacı iddiaları dikkate alındığında davanın yapılan
ödemelerin iadesi ile birlikte vergi borcunun cebren
tahsiline yönelik ve ödeme işleminin yapılmasına
neden olan haciz işlemine karşı açıldığının kabulü
gerektiğinden, davanın sadece ödeme işlemine karşı
açıldığı kabul edilerek verilen mahkeme kararında
isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne
...kararın bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.”
Yüce mahkeme bu kararı ile olayın tüm boyutlarıyla
incelenebilmesi ve buna göre karar verilmesi için
ilgili mahkemeye dosyanın iadesini gerekli görerek
olması muhtemel bir haksızlığa set çekmiştir.
Kararın gerekçesinde ise 1993 yılında ortaklıktan
ayrıldığı şirket borçlarından dolayı araçlara haciz
konulduğu belirtilerek konunun bu özelliğinin
değerlendirilmesi üzerinde de durulmuştur.
Veysi Seviğ / Yorum
Referans /31.03.2007
MuhasebeNet.Net |
|