Mükelleflerce mesleki teşekküllere ve derneklere yapılan
ödemeler ve gider yazılması
Küreselleşmeye ve demokrasinin
gelişimine paralel olarak resmi kuruluşlar dışında ve bu
kuruluşlardan bağımsız olarak faaliyet gösteren
ekonomik, politik, sosyal ve siyasal amaçlı birçok
kuruluş ortaya çıkmıştır. Genel olarak sivil toplum
kuruluşları olarak nitelenen bu kuruluşlar oda, sendika,
vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterirler.
Ülkemizde de son yıllarda toplumsal dayanışmayı ve
mesleki yardımlaşmayı geliştirip güçlendirmek amacıyla
kurulan sivil toplum örgütlerin sayıları hızla
artmıştır. Genel olarak üyelerinin menfaatlerini
korumayı amaçlayan kuruluşlar meslek kolları itibariyle
bölgesel ve ulusal alanda faaliyet göstermektedirler.
Vergi mükellefleri icra ettikleri meslek veya faaliyet
kollarına göre kurulan dernek, oda, meslek örgütü gibi
kuruluşlara üye olmakta ve kendisinin ve bulunduğu
sektörde çalışanların menfaatlerinin korunması amacıyla
yıllık üyelik aidatı, katkı payı adı altında ödemeler
yapmaktadırlar. Bunun dışında toplumsal dayanışma
amacıyla dernek ve vakıflara gönüllü olarak bağışta
bulunmaktadır. Bu yazımızda mesleki teşekküllere ve
derneklere yapılan aidat ve benzeri ödemelerin vergi
mevzuatı karşısındaki durumunu ele alacağız.
Mesleki teşekküllere
yapılan ödemeler
Mesleki teşekkül, çeşitli meslek ve iş kolunda
faaliyette bulunan mükellefler arasında birlik ve
dayanışmayı, üyelerin genel menfaatlere uygun olarak
gelişmesini sağlayan, mesleklerini icra etmelerini
kolaylaştıran, birbirleriyle ve toplumla olan
ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere
meslek disiplini ve ahlakını korumak üzere kuruluşu ve
faaliyeti özel kanunlarla düzenlenen meslek
örgütleridir.
Anayasamızın 135. maddesinde bu kuruluşların kamu kurumu
niteliği ifade edilmiştir. İş hayatının düzenlenmesinde
önemli etkileri söz konusudur. Kamu kuruluşları ile
uyumlu ilişki içinde çalışmaktadırlar.
İfa ettikleri hizmetler itibariyle kamu hizmeti gören
ticaret ve sanayi odaları, odalar birliği vd. meslek
örgütleri faaliyetlerinin finansmanını üyelerinden
aldıkları aidatlarla karşılamaktadırlar. Birçok halde
mükelleflerin ilgili meslek kuruluşlarına üyeliği ve
aidat ödemeleri bir zorunluluktur.
Mükellefler tarafından yapılan aidat ödemelerinin gider
yazılabileceği GVK'de ve KVK'de açık olarak
belirtilmemiştir. Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.
maddesinde safi ticari kazancın elde edilmesinde
indirilebilecek giderler sayılmıştır. Maddenin
1.bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame
ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın
tespitinde indirilebileceği belirtilmiştir.
Buna göre bir masrafın
gider yazılabilmesi için;
- Gelirin elde edilmesi için yapılmış olması,
- Masrafla iş arasında açık ve güçlü bir illiyet
bağlantısının olması,
- Masrafın işin önemi ölçüsünde yapılmış olması,
Gerektiğini belirtmiştir.
Bu itibarla derneğe veya mesleki teşekküle yapılan aidat
ödemesinin indirim konusu yapılmasında en önemli kriter
gider niteliğinde olan ödemenin ticari kazancın elde
edilmesinde etkisinin olup olmamasıdır.
İşletmenin faaliyetinin devamlılığına doğrudan bir
etkisi bulunmamakla birlikte dayanağını anayasadan alan
ve mesleki anlamda düzenleyici bir kurum olarak kamu
hizmeti gören mesleki teşekküllere üyelik yasal
zorunluluk arz ettiğinden işletmeler açısından işin
devamlılığına kanıt teşkil etmektedir. Bu nedenle vergi
uygulamaları bakımından dernek olarak kabul edilen;
odalar, borsalar, meslek örgütleri ve bunların üst
kuruluşlarının üyelerinden topladıkları aidat ve benzeri
ödemelerin bu ödemeyi yapan kişi ve kurumlarca
(mükelleflerce) vergi matrahının tespitinde indirim
olarak dikkate alınması gerekir.
Bordrolu olarak çalışan
meslek mensuplarının bağlı bulundukları meslek
kuruluşlarına ödedikleri aidatlar:
Kişi ve kurumlar tarafından istihdam edilen ve yasal
olarak belli meslek kuruluşlarına aidat ödemesi
mecburiyeti bulunan mühendis, avukat, doktor ve benzeri
meslek mensuplarının bağlı bulundukları meslek
kuruluşlarına yaptıkları aidat ödemeleri, bu kişiler
adına verilen makbuzlarla belgelenmektedir.
Bu ödemelerin işveren durumundaki kişi ve kurumlar
tarafından karşılanması halinde, stopaj hesaplanmaksızın
gider kaydedilebileceği görüşündeyiz.
Çünkü işveren kurum faaliyetlerini sürdürebilmek için,
bahsi geçen meslek mensuplarını istihdam etmek
mecburiyetindedir. Kurumun üstlendiği aidat bu istihdam
işleminin beraberinde getirdiği yasal bir yüktür. Her ne
kadar hukuken bahsi geçen aidatın ödenmesine ilişkin
yükümlülük ücretliye ait ise de, istihdam nedeniyle bu
yükümlülüğün işverene intikal ettiği, söz konusu
ödemenin, GVK'nin 40/1. maddesi kapsamında
değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Derneklere yapılan aidat
ödemeleri:
Yukarıda belirtildiği gibi ticaret ve sanayi odaları
gibi kanunla kurulmuş meslek odaları da dernek
niteliğindedir. Aidat ödemelerinin gelir ve kurumlar
vergisi matrahının belirlenmesinde gider yazılması
konusunda tereddüt yoktur.
Mesleki, ekonomik ve sosyal ilişkilerin yürütülmesinde
ve geliştirilmesinde yardımcı olma, üretim ve ticaretin
verimli bir şekilde artışını destekleme, bilimsel
araştırmalar yaparak üyelerine önerilerde bulunmak gibi
amaçlarla mükelleflerce kurulan, (gerçek ve tüzel
kişilerce kurulabilir) dernek ve birliklerin aidat,
giderlere katılma payı ve benzeri ödemeler söz
konusudur.
Mesleki teşekküllerde olduğu gibi bu kuruluşların
faaliyetlerinin finansmanı da zorunlu olarak üyeleri
tarafından karşılanır.Yapılan bağışlar ve aidatlar
dışında gelirleri yoktur.
Dernek ve birliklere yapılan bu ödemeler, yukarıda
belirtilen mesleki teşekküllere yapılan aidat
ödemelerinden farklı olarak, uygulamada işle ilgili
olmayan ve şahsi nitelikte bulundukları gerekçesiyle
safi kazancın tespitinde mükelleflerce gider olarak
kaydedilmesi kabul edilmemektedir.
Mesleki bir derneğin kurulması ve yaşatılması için
yapılan giderlerin masraf yazılamaması haklı olarak iş
adamlarına garip gelebilir. Çünkü bu ödemeler çoğu zaman
işle ilgilidir; iş dışı veya şahsi amaç taşımazlar.
Fakat takdir edileceği üzere böyle bir gider kaydı
tamamen serbest bırakıldığında istismara uğramaya
oldukça açıktır. Bu nedenle, en uygun çözüm, aşağıda
açıklanan işveren sendikası aidatlarında olduğu gibi
(GVK Md.40/8) mesleki dernek ve birliklerin masraflarına
katılma amacıyla yapılan aidat ve benzeri ödemlerin de
yasal sınır ve kontrol altında gider yazılmasını
sağlayacak yasal düzenlemenin yapılmasıdır.
Öte yandan,söz konusu dernek ve birliklerin masrafına
katılmak amacıyla (bağış şeklinde) değil de bu dernek
veya birliğin gerçekten verdiği bir hizmetin karşılığı
olarak( makul ve rayice uygun bedeli olarak) yapılan
ödemelerin gider kaydında, herhangi bir engel veya sınır
bulunmadığı da belirtmek gerekir.
İşveren sendikalarına
ödenen aidatlar:
1986 yılına kadar işveren sendikalarına ödenen
aidatların masraf kaydı vergi kanunları açısından kabul
edilmemiştir. Bu konuda, vergi idaresinin yaptığı
tarhiyatlar Danıştay'ca da onanmış, işveren sendika
aidatlarının Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.maddesinin 1
nolu genel hükmü uyarınca gider yazılamayacağı kesinlik
kazanmıştır.
Ancak, 3239 sayılı kanunla, Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.
maddesine eklenen 8 nolu bent hükmü ile işverenlerce
Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen
aidatların gider kaydedileceği, kanunla hükme
bağlanmıştır. Ancak, ilgili hükme göre, ödenen sendika
aidatının bir aylık tutarı, işyerinde işçilere ödenen
çıplak ücretin bir günlük tutarını aşamayacaktır. Madde
hükmü, ödenen aidatın bu tutarı geçemeyeceği şeklinde
düzenlenmiş olmakla beraber vergi hukuku açısından,
bunun bu tutarı aşan ödemenin masraf yazılamayacağı
şeklinde anlaşılması gerekir.
Akif AKARCA
akif.akarca@alfaymm.com
30.10.2008 |