Akrabaların iş ilişkisinde düşük fiyat uygulanamaz
Akrabaların iş ilişkilerinde
birbirlerine piyasadan daha düşük fiyat uygulandığı
durumda piyasa ile arasındaki fark işletmeden alınmış
sayılıyor. Bu durumda vergi hesaplanırken bu fark da
gelire eklenerek vergilendirme yapılıyor.
SORULAR SORUNLAR VE YANITLARI
İLİŞKİLİ KİŞİLER ARASINDA FİYAT
SORU: Toptan bakkaliye işi ile uğraşıyorum. Eşimle ben
ortak olarak bir limited şirket olarak faaliyet
gösteriyoruz. Ben bazı ürünleri ayrıca bir paketleme
şirketi bulunan kayınbiraderimin tesislerinde
paketletiyorum. Aynı zamanda kayınbiraderimin sahibi
bulunduğum ticarethaneden de mal alıyorum. Gerek
paketleme işinde ve gerekse kayınbiraderimden
paketlenmiş olarak almış bulunduğum kuru gıda
maddelerinde kayınbiraderim ile benim aramda olan ve
yıllarca öncesinden başlayan iş ilişkisi nedeniyle
piyasaya göre farklı fiyat uygulamaları olabilmektedir.
Muhasebecimizin beni uyarması üzerine bu nedenle bazı
konularda tereddüde düştüm. Biz ve kayınbiraderim
birbirimizle olan iş ilişkisinde piyasa fiyatlarından
farklı bir fiyat uygulaması yapamaz mıyız? Bu durum
nasıl olacaktır?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 41/5 maddesi uyarınca
01.01.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
"Teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallerine
uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel ve
fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında
bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar
ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat
arasında işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden
çekilmiş" sayılmaktadır.
Söz konusu yasa maddesinde yapılan tanımlamaya göre de
"Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü
derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya
dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin
ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya
sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer
şirketler ilişkili kişi" sayılmaktadır.
Diğer yandan yasal düzenleme gereği olarak "imalat ve
inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması
veya verilmesi, ücreti, ikramiye ve benzeri ödemeleri
gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet
alım ya da satımı olarak" değerlendirilmektedir.
Dolayısıyla işletmeden çekilmiş kabul edilen farklar,
ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya
kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış
ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre
düzeltilecektir.
Bakanlar Kurulu'nun 27.11.2007 gün ve 2007/12888 sayı
ile almış olduğu kararda da belirtildiği üzere kayın
hısımları da ilişkili kişi olarak kabul edilmektedir.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin mevcut yasal
düzenleme çerçevesinde emsallere uygunluk ilkesi ile
örtüşmesi gerekmektedir. Bu bağlamda emsallere uygunluk
ilkesi, "ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım
ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin aralarında
böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat
veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir. Bu durumda
örneğin sizin kayınbiraderinizin işletmesi ile yapmış
olduğunuz ticari işlemlerde, kayınbiraderinizin size
uyguladığı fiyat düzeyinin altında veya üstünde
uygulayacağı fiyat böyle bir durumda Gelir Vergisi
Yasası'nın 41/5. maddesi kapsamında
değerlendirilecektir. Aynı durum sizin içinde geçerli
olmaktadır.
Söz konusu yasal düzenleme yukarıda da belirttiğimiz
gibi 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girmiş
bulunmaktadır.(V. Seviğ)
EĞİTİM DANIŞMALIĞININ NİTELENDİRİLMESİ
SORU: Ben bir anonim şirkette personelin eğitimi için
eğitim danışmanı olarak görev yapıyorum. Bu şirkete
sözleşme gereği haftada üç gün gidiyorum.
Ayrıca, haftada en az bir günümü personele eğitim
vererek değerlendiriyorum. Diğer günlerde ise insan
kaynakları bölümünde eğitim ve personelin verimli
çalışmasına, dolayısıyla performans değerlendirmesine
yönelik çalışmaların koordinasyonunu sağlıyorum.
Sözleşme gereği söz konusu kurumdan yıllık belirlenen
ücretimin on ikide birini aylık olarak alıyorum.
Benim vermiş bulunduğum bu hizmet karşılığında bana
sağlanan maddi imkanı ben ücret olarak mı yoksa serbest
meslek kazancı olarak mı elde etmiş sayılırım? Bu
durumda benim vergilendirmem açısından mükellefiyetim
nasıl olacaktır?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 61. maddesinde yer alan
tanımlamaya göre "ücret, işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanların hizmet karşılığı
verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil
edilebilen menfaatlerdir." Buna karşılık "Her türlü
serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest
meslek kazancı" olup, serbest meslek faaliyeti
sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki
bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette
olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi
sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
Buna göre danışmalık hizmetinin devamlılık arz edecek
hizmet sözleşmesine istinaden yapılması halinde alınan
ücretin vergilendirme açısından ücret olarak, şahsi
sorumluluk altında hizmet sunanlar açısından ise, işin
kendi nam ve hesabına yapılması durumunda yapılan bu
işin serbest meslek faaliyeti olarak kabul edilmesi
gerekmektedir.
Dolayısıyla yapmış olduğunuz sözleşmede eğitim de dahil
olmak üzere haftada üç gün işveren niteliğindeki kurum
bünyesinde bulunmanız ve bu bağlamda yine sözleşmede
yazılı bulunan işleri yapmanız öngörülüyorsa, bu
takdirde söz konusu sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi
olarak kabul edilmesi ve dolayısıyla size aylık olarak
yapılan ödemelerin ücret niteliğini taşıması nedeniyle
Gelir Vergisi Yasası'nın 94.maddesi uyarınca gelir
vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir. Bu
bağlamda da mevcut sözleşmenin başlığı değil, içeriği
önem arz etmekte olup, eğer söz konusu sözleşmenin
içeriğinde sizin işletmede çalışma biçiminize daha çok
işverenin istekleri geçerli bulunuyorsa ve çalışma
saatlerinizi veyahut da süresini belirleyen ve bu
çalışmaları da zorunlu kılan hükümler varsa bu takdirde
size yapılan ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir. .(V. Seviğ)
ÇALINAN MALLARDA KDV
SORU: İşletmemizde çalınan bir malın muhasebe kaydını
yaparken tereddüde düştük. Çünkü söz konusu malın daha
önce katma değer vergisini indirim konusu yapmıştık.
Şimdi ise bu katma değer vergisini tekrar beyan etmemiz
ve ödememiz gerektiği söyleniyor. Ne şekilde hareket
etmemiz gerekmektedir.
YANIT: Çalınan mal için öncelikle "689-Diğer Olağandışı
Gider ve Zararlar" hesabını borçlandırarak, bu hesaba
çalınan mal bedeli ile bu mala ait çalınan mal katma
değer vergisini kaydetmeniz, bu hesabın altına "Nazım
hesaplarda" izlenmek üzere "950-Kanunen Kabul Edilmeyen
Giderler" hesabını açarak mal bedelini ve bu malın
edinimine yönelik ödemiş bulunduğunuz ve daha önce
indirim konusu yapmış olduğunuz katma değer vergisi
toplamını aktarmanız gerekmektedir. Buna karşılık
"153-Ticari Mallar Hesabına" çalınan mal bedelini,
"391-Hesaplanan Katma Değer Vergisi" hesabına çalınan
mala ait katma değer vergisini alacak kaydetmeniz
gerekmektedir. Ayrıca yine Nazım hesaplarda "951-Kanunen
Kabul Edilmeyen Gider Karşılığı" hesabını açarak bu
hesaba da mal bedeli ile buna ait katma değer vergisi
toplamını alacak olarak kaydederek, çalınma olayını
nazım hesaplarda izleme olanağını sağlamanız mümkündür.
(V. Seviğ)
YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI
SORU: Nevşehir vergi dairesine borcum olduğu için
yurtdışı çıkış yasağı konulmuştur. Anayasa Mahkemesi
Pasaport Kanunun 22 maddesindeki ilgili kısmı iptal
etmişti Bu yasak şimdi 6183 sayılı Kanuna eklemek
istenmektedir. Bu düzenleme de tekrar Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine ve Anayasa aykırı durumdadır. Şimdi
bu Kanuna bireysel olarak itirazda bulunabilir mi veya
dava başvuru sürecini kaçırdığım için yeni uygulamayla
tekrar dava açma hakkını elde edebilir miyim? (R.
Tanrıkulu)
YANIT: Halen Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan tasarı
düzenlemesinin Anayasa'ya aykırı olduğu yolundaki
görüşünüze katılıyorum. Bu konuyu daha önce köşemde
yazmıştım. İleride tekrar değinmeyi düşünüyorum. Ancak
tasarı yasalaşırsa, bireylerin doğrudan Anayasa
Mahkemesine başvuru yapması mümkün değil. Düzenleme
ancak, mevcut bir dava yoluyla Anayasa Mahkemesine
götürülebilir. Sorunuzda dava açma süresini
kaçırdığınızı yazmaktasınız. Ancak bu gibi hallerde,
idareden yasağın kaldırılmasını talep edip, idarenin
reddi üzerine yeniden bir dava hakkı yaratabilirsiniz.
Kaldı ki Tasarının yasalaşması ile birlikte, yasal
dayanak değiştiğinden bütün yurt dışı çıkış yasaklarının
düşmesi ve idare tarafından yeniden konulması
gerekecektir. Bu durumda yasağın yeniden konulması, yeni
bir idari işlem olacağından, bu işleme karşı da dava
açabilirsiniz. (B. Doğrusöz)
YARGI KARARLARINDA KDV'NİN KONUSU
Danıştay 9. Dairesi E.2004/1462 K.2005/1209 T.5.5.2005
Davacı Şirket hakkında, ortaklarına borç para
kullandırmak suretiyle faiz geliri elde ettiği ve elde
edilen bu faiz gelirleri için fatura düzenlemediği ve
KDV hesaplamadığından bahisle cezalı KDV tarhiyatı
yapılmıştır. KDV Kanununun 1/1. maddesine göre ticari,
sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi
olduğu, 4/1. maddesine göre teslim ve teslim sayılan
haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerin hizmet
sayılacağı hükme bağlanmıştır. Olayda ortaklarına borç
para vermek suretiyle faiz geliri elde ettiği ve bu
gelirleri için fatura düzenlemediği ve KDV hesaplayarak
beyan etmediği sabit olan davacı şirketin, yukarıda
sayılan madde hükümlerine göre ortaklara borç para
vermek suretiyle finansman hizmeti sağlamasının, anılan
Kanun kapsamında ticari faaliyet olarak kabul edilmesi
ve dolayısıyla söz konusu borç para verme işleminin
sonucunda elde edilen faiz gelirlerinin katma değer
vergisine tabi olması sebepleriyle, hakkında yapılan
tarhiyatta isabetsizlik yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2002/4471 K.2003/3462 T.9.6.2003
Davacı kurum olan Telekomünikasyon Kurulu Telsiz Genel
Müdürlüğü hakkında, beyanname vermemesi nedeniyle takdir
komisyonu kararına dayanılarak cezalı KDV tarhiyatı
yapılmıştır. KDV Kanununun 1/3-f hükmüne göre, Gelir
Vergisi Kanunu'nun 70. maddesinde belirtilen mal ve
hakların kiralanması işlemi KDV'ne tabi olup, GVK'nun
anılan 70.maddesinin 5.fıkrasında da, arama, işletme ve
imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı, alameti
farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim,
desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri,
ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim
alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle
gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki
kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi hakların
sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa
hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya
verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye
iradı sayılacağı hükmü yer almıştır. Telsiz Kanunu'nun
5/14.maddesinde ise, kurumun gelirlerinin her türlü
vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükmüne yer verilmiş
olup, olayda, davacı Kurum tarafından işletme hakkının
devri, 3065 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükmü
karşısında, KDV'ne tabi ise de; davacı kurumun
gelirlerinin, anılan yasaya nazaran özel olan 2813
sayılı Telsiz Kanunu'nun 5. maddesiyle her türlü vergi,
resim ve harçtan muaf olması sebebiyle, hakkında yapılan
KDV tarhiyatında hukuka uyarlık yoktur.
Danıştay 9. Dairesi E.1999/3421 K.2000/2772 T.10.10.2000
Davacı hakkında, 29.12.1997 tarihinde sattığı aracının
değerini düşük beyan ettiğinden bahisle, takdir edilen
matrah üzerinden cezalı KDV tarhiyatı yapılmışsa da, 213
sayılı Kanununun 161. maddesinde vergiye tabi olmayı
gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona
ermesinin işi bırakmayı ifade edeceği, 193 sayılı
Kanunun 82. maddesinde ise ticari veya zirai bir
işletmenin faaliyetiyle serbest meslek faaliyetinin
durdurulması veya terk edilmesi karşılığında elde edilen
hasılatın arızi kazanç olduğu hükme bağlanmış olup,
olayda davacının nakliyecilik faaliyetinde kullandığı
aracını satmasıyla vergiye tabi olmayı gerektiren
muamelelerin son bulması, işi bırakmaya ilişkin tespitin
araç satışından 2 gün sonra yapılmış olmasının olayın
gerçek mahiyetini değiştirmeyecek olması dolayısıyla
elde edilen kazancın arızi kazanç olması ve katma değer
vergisine tabi bulunmaması sebepleriyle, davacı hakkında
yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.
MAYIS AYI MALİ TAKVİMİ
7 Mayıs 2008
* Nisan 2008 dönemi çeklere ait değerli kâğıtlar vergisi
bildirimi ve ödemesi
9 Mayıs 2008
* 16-30 Nisan 2008 dönemine ait noterlerce yapılan
makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi
ve ödenmesi
12 Mayıs 2008
* 16-30 Nisan 2008 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine
ilişkin özel tüketim vergisinin beyanı ve ödemesi
14 Mayıs 2008
* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi beyanı
* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi
beyanı
15 Mayıs 2008
* Nisan 2008 dönemi kolalı gazozlar, alkollü içecekler
ve tütün mamullerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi beyanı
ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemi motorlu taşıt araçlarına ilişkin
(tescile tabi olmayanlar) Özel Tüketim Vergisi beyanı ve
ödemesi
* Nisan 2008 dönemi dayanıklı tüketim malları ve diğer
mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve
ödemesi
* Nisan 2008 dönemi BSMV beyanı ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemi Özel İletişim Vergisi beyanı ve
ödemesi
* Nisan 2008 dönemi KKDF kesintilerinin bildirim ve
ödemesi
20 Mayıs 2008
* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Gelir Vergisi
ödemesi
* 2008 1. geçici vergi dönemine ait Kurumlar Vergisi
ödemesi
* Nisan 2008 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine
ilişkin Ek:4 No'lu ÖTV bildirim formu
* 2008 Nisan 2008 dönemine ait kolalı gazozlara ilişkin
Ek:7 No'lu ÖTV bildirim formu
* 2008 Nisan 2008 dönemine ait alkollü içeceklere
ilişkin Ek:8 No'lu ÖTV bildirim formu
* Nisan 2008 dönemine ait tütün mamullerine ilişkin Ek:9
No'lu ÖTV bildirim formu
* Nisan 2008 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer
mallarına ilişkin Ek:10 No'lu ÖTV bildirim formu
* Nisan 2008 dönemine ait yarışma ve çekiliş ile futbol
müsabakalarına ve at yarışlarına ait intikal vergisi
beyanı ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemi ilan ve reklam vergisi beyanı ve
ödemesi
* Nisan 2008 dönemine ait şans oyunları vergisinin
beyanı ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemi müşterek bahislere ait eğlence vergi
beyan ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemine ait yangın sigortası vergisi
beyanı ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemine ait elektrik ve havagazı tüketimi
vergisi beyanı ve ödemesi
23 Mayıs 2008
* Nisan 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle
tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti
bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga
vergisinin beyanı
* Nisan 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının
muhtasar beyanname ile beyanı
* Nisan 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve
damga vergisinin muhtasar beyanname ile beyanı
* GVK geçici 61. maddesi uyarınca hesaplanan yatırım
indirimi stopajının beyanı
26 Mayıs 2008
* Nisan 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin beyanı
* 1-15 Mayıs dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine
ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının
ödenmesi
* Nisan 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve
damga vergisinin ödenmesi
* Nisan 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle
tahsil edilen damga vergisi ile sürekli mükellefiyeti
bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken damga
vergisinin ödemesi
* GVK geçici 61. maddesi uyarınca hesaplanan yatırım
indirimi stopajının ödemesi
27 Mayıs 2008
* 1-15 Mayıs 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz
karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve
ödenmesi
2 Haziran 2008
* Nisan 2008 dönemine ait haberleşme vergisinin beyanı
ve ödemesi
* Nisan 2008 dönemi SSK sigorta primlerinin ödemesi
* Bağ-Kur sigortalılarının mayıs 2008 sigorta primi ve
sağlık sigorta primlerinin ödemesi
* 2008 Yılı Emlâk Vergisi 1. taksit ödemesi
* 2008 yılı çevre temizlik vergisi 1. taksit ödemesi
* Veraset Ve İntikal Vergisi 1. taksit ödemesi
* Vergi levhalarının tasdiki
SÖZÜN ÖZÜ
Mum başka bir mumu yakmakla ışığını yitirmez.
HZ. MEVLANA
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
30.04.2008 |