Prim affı ve banka kredisi, sadece
işverene
mi olur?
Geçen temmuz ayında
askerlik borçlanmamı ödeyebilseydim emekli olacak ve
problem yaşamayacaktım. Hata ettiğimi şimdi daha iyi
anlıyorum.
Beş aydan beri piyasa şartlarının anormal derecede
kötü olmasından dolayı borçlanma parasını bulabilmiş
değilim. Bu parayı ödemek için devlet bankalarından,
aylığımdan geri almak şartıyla kredi istedim. Bana,
"Bağ-Kur'lu olsaydın verirdik ama SSK bizimle
anlaşmaya yanaşmadığı için veremeyiz." diyorlar. 5
aydır çalmadığım kapı kalmadı. Emekli aylığımı
alamadığım için ailece çok zor bir çıkmaza doğru
sürükleniyoruz. Bütün onurumu ayaklar altına alıp bu
parayı bulabilmek için deyim yerindeyse 'dilendim',
gördüm ki benim durumumda olan birçok insan daha
var. Hükümete yazdım siyasi ve basmakalıp cevaplar
gönderdiler. Zorda kalan bir vatandaş nereye
başvuracak bilmiyorum. Siz biliyorsanız lütfen Allah
rızası için yardım edin. Hakkı Bekar-Trabzon
Askerlik borçlanması meselesi mantıksız bir
uygulama. Üretici iken tüketici olursunuz, bu arada
geride bıraktığınız ailenizin de karnını
doyuramazsınız. İşin sosyal güvenlik boyutu ise daha
acı. Vergi mükellefiyetinizi, şirket ortaklığınızı
sona erdirmeden askere gitmişseniz, bir de askerde
olduğunuz halde Bağ-Kur size prim borcu yazar.
Borcunuz olduğu için eşiniz, çocuğunuz, ananız,
babanız sağlık yardımı alamaz. İşçiyseniz, bu kez de
askerdeyken geçen sürenin primlerini sizden
isterler. Aslında askere gittiğiniz için bu
sürelerin sosyal güvenlik primlerini devletin
ödemesi gerekmez mi?
Bakın siz, askere gittiğiniz için prim ödeme
günlerinizi tamamlayamamışsınız, çalışamadığınız
için askerlik borçlanma parasını da ödeyememişsiniz.
Sırf bu yüzden hak ettiğiniz halde emekli
olamıyorsunuz. Öte taraftan, Bağ-Kur borcu olan
işverenlere daha 3 ay önce prim affı getirildi.
Borçlar, kamu bankaları olan Ziraat ve Halk
bankaları tarafından kredi olarak ödendi ve borcu
ödenenlere hemen emekli aylığı bağlandı. Şimdi aynı
uygulamanın en azından askerlik borçlanması yapanlar
için de uygulanması gerekir. İşte burada görev
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'na düşüyor. Siz ve
sizin gibi olanlar için askerlik borçlanma
sürelerinin ödenmesi için bankalarla sözleşme
yapılmalıdır.
Okur sorularına kısa cevaplar
Seyfi Karagöz (Uşak): 10.4.1963 doğumlu, 15.1.1985
Bağ-Kur başlangıçlı eşiniz, 1.678 günü SSK olmak
kaydıyla 2 bin 474 gün ile bundan sonra prim
ödeyerek 3 bin 600 günü tamamlamak şartıyla 58
yaşında SSK'dan emekli olur. 5 bin günü tamamlarsa
yaşa bağlı olmadan hemen emekli olur. 1 Ekim
2008'den sonra ödediğiniz isteğe bağlı primler
Bağ-Kur'a sayılacak. Bu sebeple dikkat edin, son
yedi yıllık (2 bin 520 günlük) prim ödemelerinde
çoğunluk Bağ-Kur'lu hale gelmesin. Yani en fazla 450
gün daha isteğe bağlı prim ödeyin. Sonra kalanı için
eşiniz SSK'lı olarak işe girsin. Prim ödediği sürece
eşiniz sizin üzerinizden sağlık yardımı alamaz,
sağlık primi de yatırmak zorunda.
30 günden az çalışanların GSS meselesi baş ağrıtacak
GSS yani Genel Sağlık Sigortası, 1 Ekim 2008'de
yürürlüğe girdi. Milletvekilleri hariç tüm ülke
artık GSS'li. Ama bunlardan bir kısmı GSS'li
olduğunu bilmediği gibi her ay bankalara gidip GSS
primi ödeyeceğinden de habersiz. Kanuna göre,
işsizler, köylüler ve ayda 30 günden az çalışanlar
her ay bankalara gidip GSS primi ödemek zorunda.
İşverenler, bir önceki ayda çalışan işçilerini takip
eden ayın 23'üne kadar SGK'ya e-bildirge ile
bildirecek. İşçiler de her ayın 24'ünde internete
girip, 'işverenim beni kaç gün SGK'ya bildirmiş.'
diye kontrol edecek. 30 günden az bildirim varsa,
hemen ertesi gün yeşil kart veren birimlere
(kaymakamlıklara) koşup gelir testi yaptıracaklar.
Ödemeleri gereken GSS primi ortaya çıkacak. Bu
rakamı en yakın SGK İl Müdürlüğü'ne götürecekler,
her bir kişi için borç tahakkuku yapılacak. Daha
sonra da bankaya gidip GSS primini ödeyecekler.
Yoksa kendileri-eşleri ve çocukları sağlık yardımı
alamayacak.
Kimler 30 güne tamamlayacak?
5510 sayılı kanunun 80. maddesine göre; "i) 88.
maddenin dördüncü fıkrasına göre ay içerisinde 30
günden az prim ödeme gün sayılarına ait eksik
günlerin Genel Sağlık Sigortası primleri, eksik
çalışma süreleri dikkate alınmak suretiyle
hesaplanır..."
Yine aynı kanunun 'Primlerin ödenmesi' başlıklı 88.
maddesine göre; "... 60. maddenin birinci fıkrasının
(b), (c), (d) ve (g) bentleri gereği Genel Sağlık
Sigortalısı sayılanlar için, her ay otuz tam gün
Genel Sağlık Sigortası primi ödenmesi zorunludur. Şu
kadar ki, 60. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında Genel Sağlık Sigortalısı olanların aynı
ay içinde zorunlu sigorta kapsamında prim ödeme gün
sayısı bulunması halinde, ayın kalan günleri için
isteğe bağlı sigorta gün sayısı kadar Genel Sağlık
Sigortası primi ödenir. 4. maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olmakla
birlikte, 4857 sayılı kanunun 13. ve 14. maddelerine
göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile
bu kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30
günden az çalışan sigortalılar için eksik günlerine
ait Genel Sağlık Sigortası primlerinin 30 güne
tamamlanması zorunludur..."
Görüldüğü gibi ayda 30 günden az SGK'ya bildirilen
işçiler GSS primlerini her ay 30 güne tamamlamak
zorunda. SGK ise konuyla ilgili genelgesini
çıkarmamakta direniyor, ama 1 Aralık da yaklaşıyor.
5510 sayılı kanun gereğince, ekim ayının bildirgesi
(uzatma ile birlikte) 1 Aralık günü SGK'ya
verilecek. 30 günden eksik çalışması olanlar 1
Aralık gününden itibaren sağlık yardımı alamayacak.
Ancak ortada SGK'nın konuyla ilgili açıklayıcı bir
genelgesi, yazısı yok. Eğer kendi merkezi bilgisayar
sistemini de kanuna adapte edememişse 1 Aralık gelse
de herkes sağlık yardımı almaya devam eder.
Bilgisayar sistemini adapte edebilmişse yukarıda
bahsedilen kişiler sağlık yardımı ve ilaç alamaz.
Ücretsiz izin alanlar ile puante edilenlerin durumu
ne olacak?
Eski adıyla SSK'lı, yeni adıyla 4/A'lılar için,
sadece kısmi süreli (part-time) iş akdi ile
çalışanlar, çağrı üzerine çalışanlar ve ev
hizmetlileri mi GSS'yi 30 güne mi tamamlayacak;
yoksa 30 günden eksik çalışması olan tüm 4/A'lılar
mı tamamlayacak belli değil. Şayet, SGK ücretsiz
izinliler ile işe gelmeyenler 30 güne tamamlamak
zorunda değil derlerse, hemen her işveren part-time
iş akitleri ile çağrı üzerine çalışma şekillerini
sona erdirip işçilerinin eksik günlerini puante etme
veya ücretsiz izin belgesi düzenleme yoluna
gidecektir. Mesela, işverenler ayda 10 günlük 'kısmi
süreli iş akdi' yaparak işçi çalıştırmak yerine tam
süreli iş akdi yapıp her ay puantaj ile 20 günlük
eksik bildirim yapma veya ücretsiz izin belgesi
düzenleyerek işçilerinin GSS ödemesine gerek
kalmayacak hale getirebilir. Ayrıca, aylık tam
süreli hizmet akdiyle çalıştırılan ama her ay 29 gün
ücretsiz izin verilen veya 29 gün işe gelmedi diye
puante edilen çalışanların, eşlerinin ve 18 yaşından
küçük çocuklarının GSS'den nasıl yararlandırılacağı
sorusunu da umarım SGK cevaplayabilecektir.
Ziya Perver
29.11.2008 |