|
Bankalardan ödeme zorunluluğu
Bilindiği gibi Maliye
Bakanlığı, kendisine Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer
257. maddesiyle verilen, “mükelleflere muameleleri
ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya
benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle
tevsik etmeleri zorunluluğu getirme ve bu
zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve
esaslarını belirleme yetkisini” 320 sayılı Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliği ile kullanmıştır. Bu genel
tebliğden sonra konuya ilişkin olarak 323, 324 ve
332 sayılı genel tebliğler ile 1 sayılı Vergi Usul
Kanunu yayımlanmıştır. Biz de bu yazımızda, bu
düzenlemelerle oluşan son durumu aktarmak istiyoruz.
Düzenlenen
zorunluluk
Söz konusu genel tebliğlerle birinci ve ikinci sınıf
tüccarlara, kazancı basit usulde tespit edilenlere,
defter tutmak zorunda olan çiftçilere, serbest
meslek erbabı ile vergiden muaf esnafa, kendi
aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai
tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar
hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları
8000 YTL'yi aşan tahsilat ve ödemelerini banka veya
özel finans kurumları yahut PTT aracı kılınarak
yapmaları ve bu kurumlarca düzenlenen hesap belgesi
(dekont) veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik
etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Düzenlemelerle
tespit edilen tutarı aşan avans, pey akçesi,
depozito gibi ödemelerle işletmelerin kendi
ortakları ile ve diğer gerçek ve tüzelkişilerle olan
ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit
hareketlerinin de bu kurumlarca düzenlenen
belgelerle tevsiki zorunlu kılınmıştır.
Zorunluluğun
istisnaları
Banka veya anılan kuruluşlarla yapılan ödemelerle
ispat zorunluluğunun istisnaları ise anılan mevzuat
ile
1- Bu zorunluluğun kapsamına giren kişilerle nihai
tüketicilerin genel ve katma bütçeli idarelerle
döner sermaye işletmelerine yapacakları ödeme veya
tahsilat işlemleri,
2- Sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili
döviz müesseselerinde (döviz büfelerinde),
noterlerde, tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu
ödeme ve tahsilatlar,
3- Genel ve katma bütçeli idareler, il özel
idareleri, belediyelerle bunların teşkil ettikleri
birlikler, kanunla kurulan diğer kamu kurum ve
kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki mesleki
kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar
tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile
döner sermayeli kuruluşlar veya bunlara ait veya
tabi diğer müesseseler tarafından yapılan ihale
işlemlerine ilişkin yatırılması gereken teminat
tutarları,
belirtilen limiti aşsa bile bunlara ilişkin ödeme ve
tahsilatlar şeklinde belirlenmiştir.
Tebliğlerle tespit edilmiş sınırın altında kalan
ödeme ve tahsilatların da banka veya özel finans
kurumu yahut PTT aracılığı ile yapılması zorunlu
değildir.
Ancak idare, tespit edilen tutarın üzerinde kalan
işlemlerin tevsik zorunluluğundan kaçınmak amacıyla
parçalara ayrılmasını da peçeleme oluşturacağından
kabul edilmeyeceğini, aynı günde aynı kişi veya
kurumlarla yapılan işlemlerin tek bir ödeme veya
tahsilat kabul edileceğini açıklamıştır.
Mal veya hizmetin bedelinin 8000,- YTL’yi aşması
nedeniyle tahsilat ve ödemesi anılan kurumlardan
alınacak belgelerle tevsiki zorunluluğu bulunan
satışlarda, satışın vadeli veya taksitli olması ve
her bir taksit tutarının sınırın altında kalması
halinde dahi, söz konusu zorunluluğa yine uyulması
gerekmektedir. Bir başka anlatımla faturada
gösterilen meblağın belirlenen tutarı aşması,
zorunluluk için yeterlidir. Bu bedelin farklı
tarihlerde ödenmesinde de her bir tahsilat ve
ödemenin, anılan kurumlardan geçirilmesi
gerekmektedir. Örneğin, bir beyaz eşya satıcısının
12.000.- YTL bedelindeki bir malını, bedeli 6 taksit
halinde ödenmek üzere satması halinde, taksit
tutarları sınırın altında kalmasına rağmen taksit
ödemelerinin banka, özel finans kurumları ve PTT
aracılığıyla yapılması gerekecektir.
Çekle ödeme
Banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya
hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro
ettiği bir çek ya da beyaz ciro ile teslim ettiği
bir çekle ödenmesi de imkân dahilindedir. Çekin tam
ciro ve beyaz ciro ile devri mümkündür.
Sattıkları mal veya hizmet bedellerini
müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve
ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin
çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken
hususlar, 1 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri'nde
şu şekilde açıklanmıştır:
“Mal veya hizmet karşılığı alınan çekin tam ciro
yapılması halinde çekin arkasında isim, unvan, vergi
kimlik numarası ve adresinin yazılması yeterli
olacaktır. Hamiline düzenlenen çek de aynı şekilde
ciro edilebilecektir. Mal veya hizmet bedellerini
beyaz ciro ile tahsil edenler ise bu çekleri için
“çek alım bordrosu” düzenlemelidirler. Bu bordroda
çeki düzenleyen ya da çeki devredenin adı, soyadı,
vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin
bulunması gerekmektedir.
Çek alım bordrosu düzenledikten sonra bu çekler,
satın alınan mal ve hizmet bedelleri karşılığı beyaz
ciro ile verildiğinde “çek teslim bordrosu”
düzenlenecektir. Bu bordrolarda da kendisine ciro
yapılan satıcının veya yetkilisinin adı, soyadı
vergi kimlik numarası ile imza ve kaşesinin
bulunması zorunludur.”
Çek alım veya teslim bordrosunda birden fazla çekin
bulunması halinde, çeki keşide veya son ciro
edenlerin isim ve unvanları ile çek tutarlarının
bordroya ayrı ayrı yazılması gerekmektedir.
Bu zorunluluğun değerlendirmesi ve uymamanın
yaptırımı ise gelecek yazımızda.
MuhasebeNet.Net
Bumin Doğrusöz / Yorum
Referans / 29.03.2007 |
|