Yapı
denetim şirketleri KDV'nin yarısı oranında tevkifat
uygulayabilir
Yapı denetim hizmetlerinde,
hizmeti alanlar tarafından adlarına düzenlenen fatura
bedeli üzerinde hesaplanan katma değer vergisinin yarısı
oranında tevkifat uygulanabilir.
Bazı büyük inşaatlarla ilgili olarak sözleşmeli yapı
denetim hizmeti vermekteyiz. Biz hizmeti piyasada
kurulmuş firmalardan sağlayarak bir anlamda aracılık
hizmeti yapıyoruz. Yapı denetim şirketlerine ödenen
hizmet bedelleri üzerinden hesaplanan katma değer
vergisi tevkifata tabi midir?
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 9. maddesinin 1.
fıkrasına gereği olarak "Mükellefin, Türkiye içinde
ikametgahının, işyerinin, kanuni iş merkezi ve iş
merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen
diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının
emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere
taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu"
tutabilmektedir.
Bu yetki çerçevesinde yayımlanan 91, 95, 97, 99, 104,
107 ve 108 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel
tebliğlerinde tevkifat yapmakla yükümlü kurum ve
kuruluşlar ile tevkifat yapılacak işlemler ve tevkifat
oranları açıklanmış bulunmaktadır.
91 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin 93
Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğ ile değişik
(A/5-f) bölümünde sayılan kurum ve kuruluşlara verilen
yapı denetim hizmetleri tevkifat kapsamına alınmıştır.
99 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel tebliğ ile de
yapı denetim kuruluşlarının 91 Seri Numaralı Katma Değer
Vergisi Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum
ve kuruluşların yanı sıra bütün katma değer vergisi
mükelleflerine verdikleri yapı denetim hizmetlerinden
katma değer vergisi tevkifatı yapılması uygun
görülmüştür.
Diğer yandan Yapı Denetimi Hakkındaki Yasa'nın "Yapı
Denetimi Hizmet Sözleşmeleri" başlıklı 5.maddesinde;
Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri yapı sahibiyle denetim
kuruluşları arasında akdedilir. Bu sözleşmenin bir
sureti taahhütname ekinde ilgili idareye verilir.
Bu sözleşmede; taahhüt edilen hizmetin konusu, yeri,
inşaat alanı, süresi, varsa yapı sahibi ile yapı
müteahhidi arasında akdedilen sözleşmede yer alan
yapının fiziki özellikleri, yapı denetimi hizmet bedeli,
yapı denetiminde görev alacak teknik personel listesi ve
diğer yükümlülükler yer alır.
İlgili idare; yapı denetimi hizmet sözleşmesinde yer
alan hükümlere, yapı sahibinin uyması halinde yapı tatil
tutanağı düzenleyerek inşaatı durdurur, yapı denetim
kuruluşunun uymaması halinde ise yapı denetimi
komisyonuna bildirimde bulunur.
Yapı denetimi hizmetleri için denetim kuruluşlarına
ödenecek hizmet bedelleri, asgari hizmet bedelinden az
olmamak kaydıyla, projenin özellikleri ile yapının
bulunduğu bölgenin fiziki, ekonomik ve sosyal
özellikleri dikkate alınarak bu sözleşmede belirtilir.
Asgari hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyetinin yüzde
3'üdür. Yapım süresi, iki yılı aşan yapılarda, bu oran,
her altı ay için yüzde on arttırılır, iki yıldan kısa
süren yapılarda ise her altı ay için yüzde 5 azaltılır.
Yapı denetimi hizmet sözleşmesi ve hizmet bedellerinin
ödenme esasları bir yönetmelikle düzenlenmiştir.
"Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği"nin
Yapı Denetimi Hesabının Tutulması başlıklı 13.
Maddesi'ne göre "Yapı denetim kuruluşlarının hizmet
bedellerinin karşılanması amacıyla, il özel idareleri ve
belediyeler adına bankada yapı denetim hesabı açılır.
Yapı denetimi için yapı Denetimi Yasası'nda öngörülen
hizmet bedelleri yapı sahibi tarafından bu hesaba
yatırılır. Hizmet bedelleri, yapı sahibi ve ilgili
dairenin onayı ile yapı denetim kuruluşuna bu hesaptan
ödenir. Bu hesap başka amaçla kullanılamaz. Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'da belirtilen
borçlar da dahil olmak üzere haczedilemez ve hesaba
tedbir konulamaz.
Yapı Denetim hesabı, ilgili idarelerin kendi muhasebe
sistemine göre tutulur. Bu hesaplardan ödemeler, encümen
kararına gerek olmadan ita amiri veya yetkilendirdiği
kişinin imzasıyla yapılır."
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde yapı denetim firması
tarafından verilen yapı denetim hizmetine ilişkin
fatura, Yapı Denetim Sözleşmesi düzenlenen ve yapı
denetim hizmetini fiilen satın alan mükellef adına
düzenlenir.
Bu durumda, yapı denetim kuruluşları tarafından 91, 95
ve 99 seri numaralı Katma Değer Vergisi Genel
Tebliğleri'nin ilgili bölümlerinde sayılan kurum ve
kuruluşlar ile gerçek usulde katma değer vergisi
mükelleflerine verilen yapı denetim hizmetlerinde,
hizmeti alanlar tarafından adlarına düzenlenen fatura
bedeli üzerinde hesaplanan katma değer vergisinin yarısı
oranında tevkifat uygulanarak 2 no.lu katma değer
vergisi beyannamesi ile beyan edilmektedir.
GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANCI
Sahibi bulunduğum gayrimenkulü 2006 yılında satın aldım.
Bu gayrimenkulü Kasım ayında satacağım. Bu durumda
ortaya bir kazanç çıkması halinde bu kazancın
vergilendirilmesinde ve beyanında dikkate alınması
gereken unsurlar nelerdir?
Gelir Vergisi Yasası'nın mükerrer 80/6. maddesi uyarınca
arsa, arazi, bina daire gibi gayrimenkullerin iktisap
tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden
çıkartılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı
olarak kabul edilmektedir. Bu tür elde edilen değer
artış kazançlarının vergilendirilmesi aşamasında elden
çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan
ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin
tutarından, elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve
satıcıda kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların
indirilmesi suretiyle net kazanç bulunmaktadır.
Ancak; mal ve hakların elden çıkartılmasında iktisap
bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların elden
çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik
Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki
artış oranında arttırılarak hesaplanır.
Dolayısıyla satışı gerçekleştirilen gayrimenkulün elden
çıkarılma bedelinden, iktisap bedeli ve satış
dolayısıyla katlanılan giderlerin indirilmesi sonucu
kalan tutar değer artış kazancına konu olan miktarı
oluşturmaktadır.
Diğer yandan bilindiği üzere Harçlar Kanunu'nun 63.
maddesinde tapu ve kadastro harcının, vergi değeri ile
mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerden yüksek
olanı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu durumda
gayrimenkulün satış bedelinin tapu harcının emlak
vergisi tarhına esas bedelden farklı olduğu durumlarda
satışa ilişkin tapu harç matrahının değil, gerçek satış
bedelinin dikkate alınması gerekir.
Satış işleminin 2008 yılında yapılması halinde elde
edilen kazancın 6.800 YTL'si gelir vergisinden bağışık
tutulmuştur. (V. Seviğ)
ULUSLARARASI TAŞIMACILIKTA İSTİSNA
Yabancı taşımacı firmalara Türkiye'den müşteri bularak
aracılık işi yapıyorum. Katma Değer Vergisi Kanunu'nun
14. maddesi uyarınca Transit ve Türkiye ile yabancı
ülkeler arasında yapılan taşımacılık işlerinde, Bakanlar
Kurulu tarafından belirlenecek taşıma işleri vergiden
müstesna tutulmaktadır. Bizim yapmış olduğumuz iş yurt
dışına müşteri temini olup, bu iş yabancı ülkelerle
Türkiye arasında yapılan ve aynı zamanda Türkiye ile
yabancı ülkeler arasındaki taşımacılık işini de içine
almaktadır. Biz de bu istisnadan yararlanabilir miyiz?
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 14. maddesinin 1. fıkrası
uyarınca 24.12.1984 gün ve 84/ 8889 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile Transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler
arasında deniz, hava, kara ve demiryolu ile yapılan yük
ve yolcu taşıma işlerinin vergiden istisna olduğu hususu
karara bağlanmıştır.
Söz konusu istisna sadece taşıma işini kapsamaktadır.
Bir başka anlatımla söz konusu istisna kapsamına yabancı
ülkede başlayıp Türkiye'den geçerek yabancı bir ülkede
sona eren, yabancı bir ülkeden başlayıp Türkiye'de sona
eren ve Türkiye'de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren
taşımacılık işleri girmektedir.
Ancak taşımacılık işinin istisna kapsamında olabilmesi
için mevcut mevzuat çerçevesinde yapılan bir taşımacılık
işinin bizzat gerçekleştirilmesi gerekir. Buna göre
taşımacılık işinin bizzat firmanızca üstlenilmiş olması
veya tamamının veyahut da bir kısmının başka firmalara
yaptırılması halinde gerek taşıma işini yaptıran kişiye
karşı muhatap olarak işi üstlenen, gerekse ikinci
derecede yüklenici pozisyonunda olarak nakliyeyi
gerçekleştiren firmanın bu faaliyetleri istisna
kapsamındadır.
Buna karşılık taşıma işinin aracılık yapan firma
tarafından üstlenilmemesi halinde söz konusu istisnadan
yararlanmak mümkün değildir. Bir başka anlatımla sadece
uluslar arası taşımacılıkla ilgili olarak araca yük
bulma ya da yüke araç bulma şeklinde verilen aracılık
hizmeti ile bu faaliyet dolayısıyla alınan komisyonlar,
uluslar arası taşımacılık hizmeti olarak
değerlendirilmemekte olup, söz konusu aracılık hizmeti
karşılığı alınan komisyonlar katma değer vergisine tabi
tutulmaktadır.
Benzer bir konuda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
tarafından verilen bir özelgede de "Uluslar arası
taşımacılık komisyonlarının katma değer vergisine tabi
olduğu" bildirilmiştir. ( 30.07.2008 gün ve KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.14.6683)
(V. Seviğ)
LOJMAN GİDERİNİN KİRA GELİRİNDEN İNDİRİMİ
Kendime ait bulunan ve İstanbul dışında kiraya vermiş
bulunduğum evimin kira gelirinden lojmana ödemekte
olduğum bedel indirim konusu yapılabilir mi? (Ben banka
kredisi ile aldığım dairemi kiraya verdim. Buna karşılık
işim nedeniyle şahsıma tahsis edilen lojman içinde kira
ödemesi yapıyorum.)
Gelir Vergisi Yasası'nın 70.maddesinde gayrimenkul
sermaye iradının tanımı yapılmış olup, bu kapsamda
binaların sahipleri tarafından kiraya verilmesi
nedeniyle elde edilen iratlar da gayrimenkul sermaye
iradı olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 74.maddesinin birinci fıkrasının 10
numaralı bendinde, sahibi bulundukları konutları kiraya
verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli
(kira indirimi gayri safi hasılattan bu maddenin (1) ila
9 ve 11 numaralı bentlerinden yazılı giderler
düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden yapılır;
kiranın indirilmeyen kısmı gider fazlalığı sayılmaz .)
kira hasılatından indirilebileceği belirtilmiştir.
Bu nedenle lojman için ödemekte olduğunuz kira
bedellerini beyan ettiğiniz şahsınıza ait konut kira
gelirinden indirim konusu yapmanız mümkün olup, söz
konusu indirimi yaparken Gelir Vergisi Yasası'nın 74/10.
maddesindeki hükmü dikkate almanız gerekmektedir. (V.
Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
KATMA DEĞER VERGİSİNDE İNDİRİM
Danıştay 7. Dairesi E.2000/7839 K.2002/445 T.5.2.2002
Davacının ilgili yıla ait defter ve belgelerinin
incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, KDV indirimleri
kabul edilmeyerek adına cezalı tarhiyat yapılmıştır.
3065 sayılı Kanunun 29 ve 34.maddelerine göre,
yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılabilmesi için,
indirime konu verginin fatura ve benzeri belgelerde hem
ayrıca gösterilmesi, hem de alış belgelerinin vergiyi
doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı içinde yasal
defterlere kaydedilmiş olması zorunlu olup, bu koşulun,
kaydı zorunlu belgelerin yükümlülerin tutulması zorunlu
defterlerine kayıt düzenine uyularak yazılmış olmasını
ifade etmesi, olayda yükümlülerin alış belgelerini
yalnızca bilgisayara kaydetmeleri, buna karşın söz
konusu belgeleri gerek Vergi Usul Kanunu gerekse bu
kanuna göre çıkartılmış tebliğlerle belirlenmiş tasdikli
defterlere süresi içinde kaydetmemiş olmaları
dolayısıyla KDV indiriminden yararlanmalarının mümkün
olmaması ve bilanço esasına göre defter tutan davacının
1996 yılına ait belgelerinin 1997 yılının mart ayına
kadar muhasebeci tarafından yasal defterlere
kaydedilmediği hususunun da dava dilekçesinde
belirtilmiş olması sebepleriyle, yasal defterlere
geçirilmeyen belgelerin bilgisayar hafızasında bulunması
indirim hakkı vermeyeceğinden yapılan tarhiyatta hukuka
aykırılık yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2000/5897 K.2002/4212 T.17.12.2002
Davacı şirketin sahte fatura kullandığından bahisle KDV
indirimleri kabul edilmeyerek adına cezalı tarhiyat
yapılmıştır. Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde;
faturaların düzenlenme tarihi ile seri ve sıra numarası
faturada bulunması zorunlu bilgiler arasında sayıldıktan
sonra 231/5. maddesinde; faturanın, malın teslimi veya
hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami on gün içinde
düzenleneceği, 227/3. fıkrasında ise kanunda öngörülen
zorunlu bilgileri taşımayan belgelerin vergi kanunları
bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacağı hükme
bağlanmıştır. Davacının KDV indiriminde kullandığı
faturalardan, X Ltd. Şti. ile Y Pazarlama Şirketi ve Z
tarafından düzenlenen faturalara ilişkin olarak, satıcı
kişi ve firmaların kayıtları ile ibraz edilen
faturaların tarihleri ve tutarları arasında fark
bulunduğu olayda, üzerinde tahrifat yapıldığı açık olan
ve bu haliyle hiç düzenlenmemiş sayılan faturalara
dayanılarak KDV indiriminden yararlanılmasına olanak
bulunmadığından, yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık
yoktur.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2001/285
K.2001/412 T.9.11.2001
Radyo işletmeciliği yapan yükümlünün ilgili yıl defter
ve belgelerinin incelenmek amacıyla ibrazı yazı ile
istenildiği halde herhangi bir mazeret belirtmeksizin
ibraz etmediğinin anlaşıldığı olayda, yükümlünün KDV
indirimleri kabul edilmeyerek adına yapılan cezalı
tarhiyat Yerel Mahkemece kaldırılmışsa da; Mahkemece
yükümlüden defter ve belgeleri istenerek; 3065 sayılı
KDV Kanunu'nun 29 ve 34. maddeleri uyarınca ihtilaflı
dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin,
davacı şirkete yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla
hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda
yer alıp almadığının ve defterlerinde kayıtlı olup
olmadığının tespiti için, ibraz edilecek bu faturalardan
vergi dairesi de haberdar edilip, gerçek mal teslim ve
hizmet alımına ilişkin olup olmadıklarının araştırılması
sağlandıktan sonra yapılacak değerlendirme neticesinde
karar verilmesi gerekirken, incelemenin işyerinde
yapılmamış olmasından bahisle tarhiyatı kaldıran Yerel
Mahkeme kararında yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
SERBEST MESLEK KAZANCI
1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.10.2008 tarih
ve 8451 sayılı özelgesi;
"GVK'nın 68. maddesinde, serbest meslek kazancının
tespitinde hasılattan indirilebilecek giderler sayma
yoluyla belirtilmiş olup, serbest meslek erbabının
kendisine ait işyerini elde etmek için yapmış olduğu
borçlanmalar nedeniyle ödeyeceği faizlerin gider olarak
indirileceğine dair özel bir hükme yer verilmemiş ise de
aynı maddenin 1. bendinde genel giderler düzenlemesinde
işyeri kendi mülkü olanların kira yerine amortismanı
gider olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber, iktisadi
kıymetlerin değerlemesine ilişkin açıklamalar içeren 163
seri no'lu VUK Genel Tebliğinde ise, iktisadi
kıymetlerin iktisap tarihinden ilgili hesap dönemi
sonuna kadar tahakkuk eden kredi faizlerinin maliyet
bedeline intikal ettirilmesinin zorunlu olduğu, işletme
dönemine ait olanların ise ilgili bulundukları yıllarda
doğrudan gider yazılabilecekleri veya maliyete intikal
ettirilerek amortismana tabi tutulabilecekleri
düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar
gereğince, işyeri olarak kullanılmak üzere tüketici
kredisi ile satın alınan gayri menkule ilişkin kredi
faiz ödemeleri iktisadi kıymetin aktife alındığı
tarihten hesap dönemi sonuna kadar tahakkuk edenleri
maliyet bedeline intikal ettirilmesi, bu tarihten sonra
yapılan faiz ödemelerinin ise doğrudan gider yazılması
veya maliyet bedeline dahil edilmesi gerekir."
2. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 15.3.2007 tarih ve
763 sayılı özelgesi;
"Fakir ve yardıma muhtaç öğrencilere giyim yardımları
için anlaşılan mağazalara fatura karşılığı yapılan
ödemeler ancak GVK'nın 28/2. maddesinde yer alan resmi
ve özel müesseseler ile şahıslar hesabına Türkiye'de
tahsilde bulunan öğrencilere iaşe, ibate ve tahsil
gideri olarak ödenen paraların gelir vergisinden istisna
olduğuna dair hükmün uygulanmasına ilişkin 128 seri
no'lu GVK Genel Tebliğinde yer alan şartların
gerçekleşmiş olması halinde kazancın tespitinde gider
olarak dikkate alınabilir. Bu şartları taşımayan
ödemeler ancak bağış olarak nitelendirilir ve kazancın
tespitinde gider olarak kabul edilmezler. Bununla
beraber, bu ödemelerin GVK'nın 89/4. maddesinde
belirtilen şartları taşıması halinde beyan edilecek
gelirden indirim konusu yapılması mümkündür."
3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 23.7.2008 tarih
ve 16120 sayılı özelgesi;
"Serbest meslek erbabının kısmen işyeri olarak
kullanacağı mülkiyeti kendisine ait gayrimenkul için
hesaplayacağı amortisman tutarının yarısı ile
gayrimenkule ilişkin olarak ödediği tapu harcının
kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapması
mümkündür. Ancak söz konusu gayrimenkule ait sigorta
poliçe bedelinin ise GVK'nın 68. maddesinde yer alan
‘Mesleki Giderler' arasında sayılmaması sebebiyle,
kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün
değildir."
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 26.9.2008 tarih
ve 20694 sayılı özelgesi;
"Serbest meslek erbabının yanında çalıştıracağı eşine
yapacağı ücret ödemelerini ücret bordrosunda
gösterilmesi şartıyla GVK'nın 68/1. maddesi düzenlemesi
gereğince kazancın tespitinde gider olarak indirim
konusu yapması mümkündür. Aynı şekilde sosyal güvenlik
prim bedelleri de fiilen ödenmiş olması şartı ile ait
olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödemenin yapıldığı
tarihte gider olarak yazılabilir."
SÖZÜN ÖZÜ
BOZUK SAATLER DAHİ HER YİRMİDÖRT SAATTE İKİ KEZ GERÇEĞİ
SÖYLER
Pitigrilli
YAPI DENETİM HİZMET BEDELİ NASIL HESAPLANIR
- Asgari hizmet bedeli, yapı yaklaşık maliyetinin yüzde
3'üdür.
- Yapım süresi 2 yılı aşan yapılarda oran, her altı ay
için yüzde 10 arttırılır.
- 2 yıldan kısa süren yapılarda oran her altı ay için
yüzde 5 azaltılır.
- Yapı Denetim hesabı, ilgili idarelerin kendi muhasebe
sistemine göre tutulur.
- Ödemeler, ita amiri veya yetkilendirdiği kişinin
imzasıyla yapılır.
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
Referans /22.10.2008 |