|
Nakdi teminat karşılığı alınan kredi faizleri
Kurumlar vergisi mükellefleri
ile vergi idaresi arasında en sık tartışma ve
ihtilaf konusu olan konularda ilk sıraları örtülü
sermaye ve örtülü kazanç müesseseleri alır. İki
müessese de kurum kazançlarının vergilendirilmeden
kurum dışına aktarılmasının önüne geçilmesi için
getirilen emniyet tedbirleridir. Yeni Kurumlar
Vergisi Kanunu'nun (KVK) yürürlüğe girmesi ile iki
düzenleme daha farklı olarak karşımıza çıkmıştır.
İki konu son derece ayrıntılı olduğu için yeni olan
bazı noktalara yazılarımızda yer vermeye
çalışıyoruz. Bu yazımızda ise örtülü sermaye
konusunda kredilerin durumunu teminatlar açısından
ele almak istiyoruz.
Kurumlar bazen zaruretten bazen mali avantaj
sağlamak maksadıyla borçlanma yolunu
seçebilmektedir. İşletme finansmanı açısından olaya
baktığımızda öz sermaye ile finansmanın da
alternatif bir maliyeti vardır.
Kurumlar tarafından yapılan borçlanmalar, kanundaki
şartları taşıdığı takdirde örtülü sermaye kabul
edilip; krediye ait faiz, kur farkı gibi giderler
kazançtan düşülemiyor. KVK bu konuda kontrol
mekanizmalarını içeriyor. Yeni KVK'nun yürürlüğe
girmesi ile birlikte önceki şartlarda bazı
değişiklikler oldu.
Örtülü sermaye ile ilgili olarak dikkat edilmesi
gereken bir işlem banka kredileridir. Kurumlarda,
ortak veya ilişkili şirket tarafından çekilen
kredinin aynen aktarımı ile ortak veya ilişkili
şirket tarafından teminat gösterilerek kredi
alınması kullanılan bir borçlanma yöntemidir. Yeni
kanun uygulamasına kadar bu kredilerin örtülü
sermaye sayılıp sayılmadığı muallâktaydı. Yeni KVK
ile bu konuda bir belirleme yapılmıştır. Özellikle
de banka kredileri konusunda önemli düzenlemeler
vardır. Burada sadece kredinin alınma biçiminin
önemli olduğunu ve kanuni şartlara göre
değerlendirme yapmak gerektiğini belirtelim.
Nakdi teminat varsa
Yeni KVK'ya göre örtülü sermaye sayılmayacak
borçlanmalar sayılmıştır. Buna göre kurumların
ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin
sağladığı gayri nakdi teminatlar karşılığında üçüncü
kişilerden yapılan borçlanmalar örtülü sermaye
sayılmayacaktır. Burayı açacak olursak; ortak (A),
adına kayıtlı gayrimenkulü teminat göstererek,
şirketi adına bankadan kredi kullanmış ise bu kredi
için hesaplanan faiz, kur farkı vb. gideri kurum
kazancından düşebilecek. Ayrıca bu kredi örtülü
sermaye sayılan borçların hesabında dikkate
alınmayacak.
Ancak aynı ortak (A), bankada bulunan vadeli
mevduat, repo, devlet tahvili, hisse senedi gibi
nakdi varlıklarını teminat göstererek, şirketi adına
kredi kullanmış ise bu kredi için hesaplanan faiz,
kur farkı vb. giderlerin tamamı kurum kazancından
düşülemeyecektir. Çünkü KVK sadece gayri nakdi
teminat gösterilerek alınan kredilerin örtülü
sermaye sayılmayacağını belirtmiştir. Burada hemen
belirtmek gerekir ki, nakdi teminat gösterilerek
alınan bu kredi tutarının, örtülü sermaye sayılacak
diğer borçlarla birlikte toplamının, dönem başı öz
sermayenin 3 katını aşması şarttır.
Kanun koyucunun getirmiş olduğu bu düzenleme çok
tartışılan bir konuya noktayı koymuş oldu. Özellikle
şirket ortaklarının şirketlerine sermaye koymak
yerine, mevcut paralarını bankada değerlendirmeleri
ve bu paralar karşılığında şirket adına kredi
çekmeleri, bir finansman şekli olarak
kullanılmaktaydı. Şirket ortağı faiz, kur farkı, kâr
payı gibi gelirler elde ederken, şirket ise faiz ve
kur farkı gibi giderlere katlanıyordu. Şayet bu para
şirkete sermaye olarak konulsa idi böyle bir gidere
katlanılmayacak, bu para şirketten de dilendiği gibi
çekilemeyecekti. Fazla ayrıntılandırmak
istemediğimiz bu borçlanma şekli, ilişkili şirketten
veya kişiden krediyi banka aracılığıyla alma (Back
to Back Loan=paralel kredi) olarak bilinen
yöntemdir.
Bu tür kredilerin örtülü sermaye sayılması gerektiği
yönünde yorumlar daha önceleri de yapılmakta idi.
Ancak kanuni olarak net bir açıklama maalesef yoktu.
Yeni KVK bu konuyu netliğe kavuşturarak önemli bir
tartışma konusunu ortadan kaldırmıştır.
Yeni düzenlemeler sonrasında, şirketler açısından bu
yöntemin vergisel avantajı pek fazla kalmamıştır.
Ancak öz sermayenin üç katını aşmayan borçlanmalar
için bu yöntemin kullanılması mümkün olabilir.
Mustafa Tan
Gelirler Kontrolörü
Dünya online / 22.06.2007
MuhasebeNet.Net |
|