|
Avrupa Birliği Hibe ve Fonları
27 üye devletin bir araya
gelmesi ile oluşan Avrupa Birliği, ekonomik ve
sosyal kalkınmayı gerçekleştirerek halklarını
refahını sağlamak için kurulmuştur. 1992'de
imzalanan Maastricht Anlaşmasına kadar ekonomik
alanda işbirliğini sağlayan ve ortak bir pazar kuran
üye devletler, bu anlaşmayla parasal birliği
sağlamayı, devletler arası işbirliğini güçlendirmeyi
ve ortak politikalar üretmeyi hedeflemişlerdir.
Avrupa Birliği üye ve aday ülkeler arasında, komşu
ülkelerde ve dünyanın birçok ülkesinde sosyo -
ekonomik alanda politikalar yürütmektedir. Bu
politikalar çerçevesinde yoksul ve geri kalmış
bölgelere çeşitli yardımlarda bulunarak, gelişmemiş
ve /veya az gelişmiş bölgelerin refah seviyesini
yükseltmeyi, her alanda istihdam ve üretimi
güçlendirmeyi, rekabet gücünü arttırmayı
hedeflemiştir.
Avrupa Birliği bu alanlarda düzenlediği programların
finansmanını sağlamak için hibe ve kredilendirme
yolunu kullanmaktadır. Türkiye'nin aday ülke
statüsünde olması dolayısıyla bu hibe ve kredilerden
faydalanmaktadır. AB ve Türkiye arasındaki mali
işbirliği ve faydalanabilecek fonlar Hibe
Programları, Krediler ve Topluluk Programları olarak
3 ana başlık altında toplanmıştır.
Avrupa Birliğinin Türkiye’ye sağladığı mali
yardımlara ilişkin olarak toplumun çeşitli
kesimlerinde bu mali yardımların, daha doğrusu
hibelerin, miktarlarına, kullanılış prosedürlerine
ve uygulanışlarına yönelik önemli bir bilgi ihtiyacı
vardır. Öyle ki yaygın bir kanı olan, hibelerin
Türkiye tarafından kullanılamadığından Avrupa
Birliği bütçesine geri döndüğü yargısı bilgi
eksikliği ve yanlış ve/veya eksik
bilgilendirmelerden kaynaklanmaktadır.
Çeşitli projeler ve programların finansmanında
kullanılan AB mali yardımları Türkiye’nin de AB’ye
uyum sürecini hızlandırmak ve AB uyumunu tamamlamada
katalizör görevi görmektedir. Bu anlayış içerisinde
oluşturulan projelerin tümü, Türkiye’nin AB üyeliği
için önemli katkılar sağlayan, hassas ve özenle
seçilmiş konuları kapsamaktadır.
Türkiye’nin katıldığı bazı topluluk programları için
ödenen katkı paylarının bir kısmı da, hibe
niteliğindeki AB mali yardımları aracılığıyla
finanse edilmektedir.
“Hibe programları“ olarak tanımlanan bu küçük
ölçekli programlardan, Türkiye genelinde yüzlerce
alt projenin uygulamaları devam etmektedir.
Gerek kurumsal, gerekse hukuki çerçevesi itibarıyla
tamamıyla adaylık statümüzün yansıtılmış olduğu
katılım öncesi mali yardımların programlaması ve
uygulanması mekanizması, AB prosedürleri
çerçevesinde işlemeye devam etmekte olup, sağlanan
mali yardımların tamamı, projeler aracılığı ile
etkin bir biçimde kullanılmakta ve toplumun çeşitli
kesimlerine de kullandırılmaktadır. Türkiye’nin son
üç yıldır geliştirdiği proje oluşturma ve uygulama
kapasitesi son yıllarda arttığını söyleyebiliriz.
Avrupa Birliğinin 2007-2013 bütçesi kapsamında
ülkemiz “Katılım Öncesi Araç” adı altında beş ana
başlık çerçevesinde mali yardımlardan
faydalanacaktır.
Kurumsal Kapasite Geliştirme
Bölgesel ve Sınır Ötesi İşbirliği
Bölgesel Kalkınma
İnsan Kaynakları
Kırsal Kalkınma
Diğer aday ülkelerle ve yeni üye olan ülkelerle
karşılaştırıldığında, AB’nin Türkiye için tahsis
ettiği mali yardımların yeterli olduğunu
söyleyebilmek mümkün değildir. Türkiye, özellikle
2002 yılından bu yana ayrılan mali kaynakların
tümünü harcayabilecek projeler oluşturarak bu
ihtiyacını ve kapasitesini ispatlamış bulunmaktadır.
Hatta son iki yıldır, Ülkemize ayrılan yıllık yardım
tutarlarının çok üzerine çıkan bütçelerden oluşan
proje paketleri oluşturmaktayız.
muhasebenet.net
Mahmut Özgün
Ekonomist
20.06.2007
muhasebenet.net
muhasebenet.net
|
|