|
Fatura aldığınız şirkete dikkat edin,
kara listeye girebilirsiniz
Son dönemde pek çok şirket
KDV alacağı veya indirimi konusunda büyük sıkıntı
yaşamaya başladı. Biraz araştırınca işin altından
ilginç bir uygulama çıktı. Maliye, sahte ve
yanıltıcı belge düzenleyen, eksik veya yanlış bilgi
veren, defter, belge ibraz etmeyen şirketleri
kodlayıp bir liste hazırlamış. Önüne gelen KDV
iadesi, indirimi veya bunun gibi durumlar için ibraz
edilen fatura ya da belgeler eğer söz konusu 'kara
liste'ye girmiş şirketlerden ise ödeme veya işlem
yapmıyor.
Gelir İdaresi tarafından kötü karneye sahip
şirketler için kod listeleri oluşturuluyor. KDV
iadesi, ihale gibi işleri olan mükellefler iş
yaptıkları, dolayısıyla faturalarını kullandıkları
mükelleflerin bu listelerde olması halinde problem
yaşıyor. Önce İstanbul'da başlayan bu uygulama,
faydaları görüldükçe diğer illere de hızla
yayılıyor. Vergi daireleri; şüphe üzerine birçok
firmayı bir anlamda fişliyor. Kara listeye alınan
firmaların düzenledikleri faturalarda yer alan
KDV'lerin iadesine, bazen de indirim olarak
gösterilmesine müsaade edilmiyor.
Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge
düzenleyen, bu şirketlerin ortakları veya kanuni
temsilcileri, düzenlenen bu belgeleri kullanan veya
bastırdıkları fatura irsaliye gibi belgelerin
çalındığını-kaybolduğunu bildiren, defter belge
ibraz etmeyen, incelemelere sevk edilen, birden
fazla KDV beyannamesini vermeyen, adresinde
bulunmayan ve işletme kapasitesine göre yüksek
miktarda KDV matrahı beyan eden mükellefler ayrı
ayrı kodlanıyor. Bu listelerde yer alan
mükelleflerden mal veya hizmet alan mükelleflere de
vergi dairesince ihtiyatla yaklaşılıyor. Mesela KDV
iadesi talep eden bir firmanın hesapları
incelenirken, yukarıda değinilen kriterlere göre
fişlenmiş mükelleflerden alınan faturalarda yer alan
KDV'nin iade miktarından çıkartılması isteniyor. İlk
planda güzel bir uygulama gibi görünen ve herhangi
bir kanun, tebliğ veya yönetmeliğe dayanmayan söz
konusu kodlama işleminin yan etkileri de var. Çünkü
kayıt dışı ekonominin ve sahte belgenin bunca yaygın
olduğu bir ekonomide, bu kodlarda yer alan bir firma
ile münasebette bulunup, bizzat fişlenmeye maruz
kalmamak büyük bir şans. Hatta kodlamalarda kamu
kurumlarına da yer verilse birçok kamu kurumunun da
aynı muameleye tabi tutulup kara listeye
gireceğinden şüphem yok. Bu kodlara girmek kolay.
Ama maalesef çıkmak hayli zor. İşin kötü yanı, bu
listelere ait herhangi bir bilgisi olmayan
mükellefler ne olduğunu anlamadan müşteri portföyünü
kaybediyor. Maddi ve manevi sıkıntılar
yaşayabiliyor.
Eğer böyle bir durumla karşılaşmak istemiyorsanız,
'tanıdığınız ve bildiğiniz mükelleflerle çalışın'
tavsiyesine kulak verin. Malı aldığınız kişi ile
ödemeyi yapacağınız kişi aynı olsun. Ayrıca
ödemeleri nâma yazılı çek veya banka havalesi ile
yapın ve fatura lehdarını da açıkça (vergi dairesi
ve hesap numarası ile) belirtin. Böylece sorumluluğu
bir nebze de olsa üzerinizden atarsınız. Problemle
karşılaşmanız halinde de masumiyetinizi ispatlama
imkanına kavuşmuş olursunuz. Dikkat edilmesi gereken
diğer bir husus ise mal veya hizmetin gerçekten
alındığını ortaya koymaya yardımcı olacak tüm
belgeleri zamanaşımı süresi sonuna kadar muhafaza
etmek.
Çalınan arabanın
vergi ödemesi
Bazen yaşadığımız olayların şoku, yapmamız gereken
diğer işleri ihmal etmemize sebep olabiliyor.
Örneğin nakliyatçılıkla uğraşan bir mükellef,
yaşadığı trafik kazası ve bunun getirdiği sağlık
sorunları ile uğraşırken, vergi dairesindeki gelir
ve Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki mükellefiyeti ile
ilgili olarak iş bırakma bildirimini
veremeyebiliyor. Bu yüzden yıllar sonra birikmiş
yüklü vergi borcuyla karşı karşıya kalabiliyor.
Aracı çalınan kişi için de benzer bir durum söz
konusu. Üzüntüyle ödenmesi unutulan Motorlu Taşıtlar
Vergisi, ağır yük haline gelebiliyor. Böyle bir
duruma düşmemek için izlenecek prosedürlerin yerine
getirilmesi lazım. Mağdur, ilgili emniyet
birimlerine aracın çalındığına dair 'çalıntı
tutanağı' düzenletmeli. Bir aylık süre içerisinde
bulunamazsa da vergi dairesine başvurarak Motorlu
Taşıtlar Vergisi borcu olmadığına dair 'Motorlu
Taşıtların Satış veya Devrine Ait İlişik Kesme
Belgesi' almalı. 'Çalıntı tutanağı' ile birlikte
aracın kaydını sildirmek için ilgili trafik tescil
bürosuna başvurmalı. Tescil bürosu, kayıt silme
işlemini 7 gün içinde Nakil Vasıtaları Vergi
Dairesi'ne bildirdiğinde aracın Motorlu Taşıtlar
Vergisi yönünden mükellefiyet kaydı sona erer.
Trafikten kaydı silinen araçların sonradan bulunması
halinde araçların bağlı olduğu trafik tescil
bürosundaki kaydı üzerinde gerekli düzeltme
işlemleri yapılabilir. Durumun ilgili vergi
dairesine bildirilmesi ile tescil kaydının yapıldığı
tarihten itibaren Motorlu Taşıtlar Vergisi
mükellefiyeti yeniden başlatılır. Mükellefiyetin
sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı
tarihler arasında Motorlu Taşıtlar Vergisi tahakkuku
da yapılmıyor.
MuhasebeNet.Net
Ahmet Yavuz
16.04.2007
MuhasebeNet.Net |
|