İNŞAAT İŞLERİNDE AMORTİSMAN
SORU: Yıllara sâri inşaat işi yapan bir Anonim şirketiz.
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin inşaat işinde
kullanılmadığı zamanlara ait amortismanın maliyetlere
nasıl intikal ettirileceği konusunda tereddüde düştük.
Bu arada yıl ortasında veya yılın herhangi bir ayında
satın alınan iş makinesine ait amortismanın maliyetlere
intikali nasıl olacaktır?
YANIT: Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve
onarma işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte
yapılması halinde müşterek genel giderler ve
amortismanlar aşağıdaki esaslara göre dağıtılır.
· Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin
birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel
giderler bu işlere ait harcamaların birbirine olan
nispeti dâhilinde,
· Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma
işinin, yıllara sâri olmayan işlerle birlikte yapılması
halinde, her yıla ait müşterek genel giderler, bu işlere
ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hâsılat
tutarlarının birbirine olan nispeti dâhilinde,
· Birden fazla inşaat ve onarma işlerinde veya bu
işlerle sair işlerde müştereken kullanılan tesisat,
makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları ise
bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre
maliyet olarak dağıtıma tabi tutulur. Yasal düzenleme
gereği amortismana tabi iktisadi kıymetlerle ilgili
amortismanın dağılımı ise aşağıdaki şekilde olacaktır.
· Mobilya, mefruşat, bilgisayar gibi büro malzemelerinin
amortismanı, ortak giderlere eklenerek dağılımı
sağlanacaktır.
· Yıl içinde alınan tesisat, makine ve ulaştırma
araçlarının satın alındığı tarihten önceki günlere
isabet eden amortismanlar, yine ortak genel giderlere
eklenerek dağılımı yapılır.
· Tesisat, makine ve ulaştırma araçlarının kullanılmayıp
boş kaldığı günlere isabet eden amortismanları, ortak
genel giderlere eklenerek dağıtıma tabi tutulur. Bu
işlem yapılırken tesisat, makine ve ulaştırma
araçlarının kullanılmadığı ve kullanılmasının mümkün
olmadığı işlere pay verilmez. Bir başka anlatımla
işverenin taşıt araçlarından ve makinelerden bazılarının
yıllara sâri inşaat ve onarma işlerinde kullanılmaması
halinde bunların giderleri ile ilgili olarak söz konusu
işlere pay verilmez.
Ayrıca uygulamada yıllara sâri inşaat ve onarım
işlerinde kullanılan veya kullanılması mümkün olan
iktisadi kıymetlerin amortismanlarının boş kalan
(çalışılmayan) günlere isabet eden tutarları söz konusu
işlerin maliyet tutarı ve satış tutarları dikkate
alınarak müşterek genel gider olarak dağıtıma tabi
tutulması gerekmektedir.(V. Seviğ)
EŞ İÇİN ASGARİ GEÇİM
İNDİRİMİ
SORU: Eşim bir Anonim Şirket ortağı olup, söz konusu
şirket iki yıldır kâr dağıtmamaktadır. Ben ise ücretli
olarak çalışmaktayım. Almakta olduğum ücret de
çalışmayan eşim için asgari geçim indiriminden
yararlanabilir miyim? Bugüne kadar yararlanmış olmam
nedeniyle ileride bir sorunla karşılaşır mıyım?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 32. maddesinde hükme
bağlandığı üzere "herhangi bir geliri olmayan eş" içinde
asgari geçim indiriminden yararlanmak mümkündür. Resmi
Gazetenin 4.12.2007 gün ve 26720 sayılı nüshasında
yayımlanan 265 seri numaralı Gelir Vergisi Genel
Tebliği'nin "6. Medeni Durum ve Eşin Gelirinin
Olmadığının Tespiti" başlıklı bölümünde anılan yasa
maddesinde yazılı olan "herhangi bir geliri olmayan eş"
ifadesine açıklık getirilmiş olup, bu bölümde yapılan
açıklamalar çerçevesinde sadece ücret geliri elde eden
eş "çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş"
kapsamında değerlendirilmeyecek, bunların dışındakiler
ise geliri olmayan eş olarak kabul edilecektir.
Buna göre bir anonim şirkete ortak olan ve ücret geliri
elde etmeyen eşiniz çalışmayan ve geliri olmayan eş
olarak kabul edilecek olup, siz de eşiniz için asgari
geçim indirimi olanağından yararlanabileceksiniz.
Dolayısıyla sizde bu haktan yararlandığınıza göre bu
uygulamadan dolayı sorun yaşamanız da söz konusu
olmayacaktır.(V. Seviğ)
CEZAYI HAFİFLETME
YOLLARI
SORU: Şirketimizin 2007 yılı kurumlar vergisi
beyannamesi için düzeltme vereceğiz ve matrahımızda
yaklaşık 100.000 YTL artış olacak. Aynı şekilde KDV
beyannamelerini de düzelteceğiz 18.000 YTL ödenecek KDV
çıkıyor. Tarafımıza kesilecek cezalar nelerdir bunu en
aza indirmek için neler yapmalıyız ilginiz için
teşekkürler kolay gelsin. (C. İnay)
YANIT: Söz konusu matrah farklarının idare tarafından
tespit edilmesi ve bu suretle aleyhinize tarhiyat
yapılmaso halinde kesilecek ceza tutarı, kayba uğratılan
vergi kadardır. Yani vereceğiniz düzeltme beyannamesinde
çıkan vergi kadar da ceza kesilmesi gerekmektedir. Ancak
Vergi Usul Kanununun 344/son maddesinde vergi
incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk
edilmeden mükelleflerce kendiliklerinden verilen
beyannamelere cezanın % 50 oranında uygulanması
öngörülmüştür.
Ancak düzeltme beyannamenizi kendiliğinizden, hakkınızda
bir inceleme veya bir ihbar olmadan veriyorsanız, Vergi
Usul Kanununun 371. Maddesinde yazılı olanaktan
yararlanarak, yani hakkınızda pişmanlık hükümlerinin
uygulanmasını talep eden bir dilekçe ile birlikte
verirseniz, size her hangi bir ceza kesilemez. Ancak bu
hükümden yararlanmanız halinde, düzeltme
beyannamelerinizden doğan vergileri ve gecikme zammı ile
aynı oranda hesaplanacak pişmanlık zammını, pişmanlık
talep dilekçenizden itibaren 15 gün içerisinde ödemeniz
gerekmektedir.
Ancak düzeltme beyannamelerinizi ihtirazi kayıtla verip
sonrada dava açma yolunu tercih etmeyi düşünüyorsanız,
bu takdirde pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı talep
etmemenizde yarar var. Çünkü, yargı mercileri nezdinde
pişmanlıkla yapılan beyanlar aleyhine ihtirazi kayıt
dilekçesi verilse dahi dava açılamayacağı yolunda
içtihatlar var. Bu konu tartışmalı.
Dava açmayacaksanız ve pişmanlık hükümlerinden da
yararlanmak istemiyorsanız veya yararlanamıyorsanız,
kesilecek cezaya karşı uzlaşma yoluna gidebilir veya 30
gün içerisinde indirim talebi ile birlikte ödeme
yaparsanız cezanızın yarısı (eğer bu ceza size kesilen
ilk ceza değilse üçte biri) indirilecektir. (Vergi Usul
Kanunu md. 376) (B. Doğrusöz)
EŞİN DOĞRUM MASRAFLARI
SORU: Eşimin yapmış olduğu doğum ile ilgili olarak
yapmış bulunduğum sağlık giderlerini yıllık beyannamem
üzerinden indirim konusu yaptım. Bunu mali müşavirimin
tavsiyesine uyarak ihtirazi kayıtla beyan ettim. Söz
konusu giderleri indirim konusu yapıp yapamayacağım
konusunda huzursuz oldum.
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 89/2. maddesi uyarınca
beyan edilen gelirin yüzde 10'unu aşmaması, harcamanın
Türkiye'de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi
mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden
alınacak belgelerle kanıtlanması halinde, mükellefin
kendisine, eşine veya küçük çocuklarına ilişkin sağlık
giderlerinin beyanname üzerinde indirim konusu yapılması
mümkündür. Bu bağlamda indirim konusu yapılacak miktarın
hesaplanmasında katma değer vergisi dâhil toplam fatura
miktarı dikkate alınacaktır.
Dolayısıyla eşinizin yapmış olduğu doğum nedeniyle
üstlenmiş bulunduğunuz ve ödemiş olduğunuz giderlerin
yüzde 10'unu beyanname üzerinde indirim konusu
yapmanızda vergi hukuku ve uygulamaları açısından
herhangi bir sorun yaratmayacaktır. (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
İHTİYATİ HACİZ
Danıştay 9. Dairesi E.2005/508 K.2006/1546 T.25.4.2006
Davacının adına, kanuni temsilcisi olduğu X A.Ş.'nin
cezalı vergi borçlarından dolayı kamu alacağının
güvenceye alınması amacıyla tesis edilen ihtiyati haciz
ve ihtiyati tahakkuk işleminin iptali istemiyle açtığı
dava yerel mahkemece reddedilmişse de; 6183 sayılı
Kanunun olay tarihinde yürürlükte olan 9. maddesi ile
13. ve 17. maddelerinde sözü edilen teminat isteme,
ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkukun, kamu alacağının
cebren tahsil ve takip işlemleri olmayıp, icrai
muamelelere başlamadan önce tahsile konu amme alacağının
tehlikeye girmemesi için korunmaya yönelik olması,
bunların asıl muhatabının amme borçlusu, yani verginin
mükellefi veya sorumlusu olması, Şirketin kanuni
temsilcileri, yönetim, icra kurulu üyeleri ve ortakları
hakkında bu işlemlerin uygulanmasının söz konusu
olmaması, 213 sayılı yasanın 10.md. uyarınca kanuni
temsilcilerin ancak kesinleşen ve şirketin mal
varlığından tamamen veya kısmen alınamamış olan
borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecek olmaları ve
henüz tahakkuk etmemiş vergi borçlarından bu aşamada
sorumlu olmayacak olmaları sebepleriyle, davayı reddeden
mahkeme kararında isabet yoktur.
Danıştay 9.Dairesi E.2002/358 K.2004/5373 T.4.11.2004
1996-1999 yıllarına ait defter ve belgelerinin 15 gün
içinde incelemeye ibraz edilmesine ilişkin yazı
25.6.2001 tarihinde tebliğ edildiği halde bu 15 günlük
süre dolmadan 6.7.2001 Tarihinde düzenlenen haciz
bildirisi ile yükümlü şirketin X A.Ş. nezdinde doğan
alacaklarının haczedilmesi üzerine, yükümlü şirketin,
adına alınan ihtiyati haciz kararı ile teminat
istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı
dava mahkemece kabul edilmiş olup; 6183 sy. Yasanın
9.md.de belirtilen amme alacağının tahsili ve teminat
istenilebilmesi için gerekli işlemlere başlanması ve
incelemeye yetkili memurlarca ilk hesaplara göre bir
miktarın belirtilmesi şartı oluşmadan teminat
istenilmesi ve anılan kanunun 13.md. sayılan ihtiyaten
haczi gerektiren sebeplerden birinin varlığı hususunda
somut tespitler ortaya konulmadan soyut ve varsayıma
dayalı iddialarla uygulanan haciz işleminde ve teminat
istenilmesinde isabet olmaması sebebiyle, mahkeme kararı
hukuka uygundur.
Danıştay 4. Dairesi E.2002/1086 K.2002/3906 T.17.12.2002
6183 Sayılı Yasanın 9 ve 13. maddelerine göre, ihtiyati
haciz işleminin uygulanabilmesi için Vergi Usul
Kanununun 344.maddesi kapsamında bir kamu alacağının
salınması yolunda gerekli işlemlere başlanmış olması
yeterli olup, ihtiyati haciz kararının alınabilmesi için
kamu alacağının kesinleşmesinin gerekmemesi, ayrıca
ihtiyati haciz kamu alacağını korumaya ve güvence altına
almaya yönelik bir işlem olması, borca yetecek kadar
teminat gösterilmesi durumunda ortadan kaldırılması,
6183 sayılı Yasanın 3. maddesinde de amme borçlusu veya
borçlu teriminin, amme alacağını ödemek zorunda olan
hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci
veya mirasçılarını ifade etmesi, kamu alacağının
korunmasına yönelik ihtiyati haczin, mal varlığının bu
alacağı karşılayamayacağı anlaşılan tüzel kişiliğin
kanuni temsilcileri hakkında uygulanmasına engel
bulunmaması ve olayda, davacının yönetim kurulu üyesi
olduğu şirket hakkında yapılan inceleme sonucu anılan
344.md. kapsamında tarhiyat yapılması için gerekli
işlemlere başlanılmış olması nedeniyle ihtiyati haciz
kararı alınmış olması sebepleriyle, mevcut düzenlemeler
karşısında şirket hakkında uygulanan ihtiyati haciz
nedeniyle şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı
hakkında da kamu alacağının güvence altına alınması için
bir tedbir olarak tesis edilen ihtiyati haciz işleminde
yasaya aykırılık yoktur.
Bilgi Büyük adamı Mütevazı Yapar, Vasat Adamı Şaşırtır,
Küçük Adamı İse Kibirlendirir.
S. Brigette
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
14.05.2008 |