Ortaklar arasındaki ticaret, piyasa
fiyatından
yapılmalı
Nisan ayı şirketler için beyanname
dönemidir. Bir önceki seneye ilişkin faaliyetleri içeren
beyannamelerin 25 Nisan akşamına kadar verilmesi
gerekiyor.
Tabii bunları doldururken çok dikkatli olmak lazım.
Çünkü, dikkat edilmeyen veya gözden kaçan bazı hususlar
daha sonra başınızı ağrıtabilir. Hesaplamaların dikkatli
ve doğru yapılması, beyanname ve eklerinin de vergi
dairesine eksiksiz verilmesi şart. Şirketler bu
beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda.
Ancak hemen belirtelim, e-beyannamelerin 'aracılık'
yetkisi almış meslek mensupları tarafından gönderilmesi
gerekiyor.
Mevzuatımıza yeni giren bir vergi güvenlik müessesesi
olarak 'transfer fiyatlandırması' Kurumlar Vergisi
Kanunu'nda bu isimle kendine yer buldu. Bu yeni
düzenlemeye göre bir şirket 'ilişkili kişi veya
kurumlarla' bir mal veya hizmet alım satım işini
yaparken fiyatı emsallere göre belirlemek zorunda.
Buradaki ilişkili kişiden kastedilen şirketlerin kendi
ortakları, eşleri ve bunların soylarından gelenler,
kurumun ve ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek veya
tüzel kişiler, kurumun denetim veya idaresi bakımından
bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulunduğu gerçek
veya tüzel kişiler. Görüldüğü gibi yeni düzenlemede
ilişkili kişiler kavramı oldukça geniş tutulmuş ve bu
kişilerle normal ticaret kurallarına aykırı yapılan
ticari işlemler mercek altına alınmış durumda.
Şirketler ilişkili oldukları kardeş firmalardan borç
para, mal, hizmet vs. alıp satarken piyasa şartlarına
uygun fiyat belirlemek zorunda. Aksi takdirde, şirket
uygulanan fiyatla piyasa fiyatı arasındaki fark kadar
transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıttığı
iddiası ile karşı karşıya kalabilir. Ortaklarına bu
şekilde borç vermiş görülen şirketlerin dönem sonunda 'adatlandırma'
denilen faiz hesaplama işlemini yapmaları gerekiyor.
Akademik çevreler her ne kadar adatlandırma sonucunda
hesaplanan gelirin temettü olduğunu ve bu temettülerin
de KDV konusuna girmediğini iddia etse de Maliye, bu tür
adatlandırma sonucunda bulunan faiz üzerinden KDV
hesaplanması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca ilişkili
kişilerle işlem yapan şirketlerin bu işlemlerle ilgili
olarak vergi dairesine 'Transfer Fiyatlandırması,
Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin
Form'u vermeleri gerekiyor. Bu formlardaki 'ilişkili
kişilere ilişkin bilgiler' tablosunda sadece yıl
içerisinde çeşitli şekillerde ticari ilişki kurulmuş
olan ilişkili kişilerin yer alması yeterli. Yine bu
formun 'ilişkili kişilerden temin edilen borçlar'
tablosunda, ilişkili kişilerden YTL cinsinden ve faizsiz
olarak alınan, yani işletmeye hiçbir yük yüklemeyen
borçlara da yer verilmeli.
Daha önce belli büyüklüğe ulaşan ve istihdam ettirdiği
personel bakımından Türkiye'nin en büyükleri olma
özelliğini taşıyan firmalara büyük mükellefler adı
altında özel vergi dairesi kuran Gelir İdaresi; aynı
çizgide bir uygulamaya daha adım attı. Geçtiğimiz hafta
yayımlanan tebliğe göre bilanço, mali varlıklar ve
istihdam ettirdiği personel açısından belli büyüklükleri
aşan, geriye dönük 5 yıl içerisinde de sicilinde olumsuz
bir husus bulunmayan şirketlerin KDV iadeleri
incelemesiz, raporsuz ve teminatsız yapılacak. Bu
şartları taşıyan firmalar gelir idaresine müracaat
ederek HİS sertifikası alacak ve bu belge kapsamında
iadelerini çok büyük kolaylıkla alabilecek.
Tebliğe göre mahsuben iade taleplerinin anında, nakden
iade taleplerinin ise en geç 5 gün içerisinde yapılması
söz konusu. Zamanla şartları kaybeden veya olumsuz
tespitler, vergi borcunu zamanında ödememe, defter belge
ibraz etmeme gibi durumlara düşen mükelleflerin HİS
sertifikaları iptal edilecek. KDV iadesindeki
düzenlemeler her türlü suiistimale mani olunacak şekilde
hazırlandığı ve haksız iadelerin önüne geçilmek
istendiği için birçok kırtasiyeciliğe sebep olmuş
durumda. Tabii getirilen bu kurallar iyi niyetle çalışan
mükellefleri zora sokabiliyor. Bu tür reformlar
mükellefiyetlerini zamanında yerine getiren
mükelleflerin işini kolaylaştırdığı ve kurallara uymayı
teşvik ettiği için olumlu neticeler de veriyor.
Bağış yapana tam teşvik
Şirketler, kanunlarımıza göre, yaptıkları bağış ve
yardımları vergiden indirebiliyor. Şöyle ki, dönem
içerisinde yapılan bağışlar gider olarak yazılır. Sene
sonunda bu giderler, beyanname üzerinde kanunen kabul
edilmeyen gider olarak ticari kâra eklenir. Bulunan
kazanç üzerinden bu sefer beyannamenin ilgili bölümüne
yazılarak indirim konusu yapılır. Bağış ve yardımların
gayri nakdi olması halinde, bağışlanan veya yardımın
konusunu oluşturan mal veya hakkın maliyet bedeli veya
kayıtlı değeri esas alınır. Bağış ve yardım vergiden
indirilebilmesi için karşılıksız olmalı. Makbuz
alınmalı. Bağış ve yardımın miktarı o yılki şirket
kazancını aşmamalı. Bağış ve yardım edilen yere göre
bağışın tamamı veya bir kısmı indirim konusu
yapılabiliyor.
Tamamen indirilebilen bağışlar: Yukarıda sayılan kamu
kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi,
100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak)
kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk
yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve
rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan
harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara
yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut
tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için
yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların
tamamı vergiden düşülebiliyor. Ayrıca, kültür
varlıklarının korunması ve kalıcı hale getirilmesi ile
kültür envanterinin oluşturulması amacına yönelik
faaliyetler için yapılan harcamalar ile bağış ve
yardımların tamamı kurum kazancının tespitinde beyanname
üzerinde indirilebilir. Buna ilaveten; Bakanlar
Kurulu'nca yardım kararı alınan doğal afetler
dolayısıyla Başbakanlık aracılığı ile yapılan ayni ve
nakdi bağışların tamamı da vergiden düşülebilir.
Kısmen indirilebilen bağışlar: Kamu kurumlarına, il özel
idarelerine, belediyelere, köylere, vergi muafiyeti
tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile
bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan
kurum ve kuruluşlara yapılan bağış ve yardımların, o
yıla ait kurum kazancının yüzde 5'ine kadar olan kısmı
vergiden indirilebilir.
Ahmet Yavuz Zaman /
14.04.2008 |