30 Aralık 2007 tarihli ve
26742 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2007/13033
sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile mal ve hizmet
teslimlerinde uygulanmakta olan katma değer vergisi
oranlarında değişiklik yapılmıştır. 2007 sonu
itibarıyla 650'den fazla firmanın ve 128.000 aracın
söz konusu olduğu, bunlardan 45.000'inin yabancı
yatırımcılarda olduğu dikkate alınırsa düzenlemenin
sonuçlarının araç kiralama şirketleri bakımından
önemi görülecektir.
Yeni düzenleme ile finansal
kiralama işlemleri ile birlikte kullanılmış binek
otomobil teslimlerinde de durum değişmiştir.
Kararnameye bağlı I sayılı listenin 9. pozisyonunun
sonuna eklenen hüküm kapsamında faaliyetleri gereği
temin ettikleri binek otomobiller için yüklendikleri
katma değer vergisini indirme hakkına sahip olan
otomobil kiralama şirketleri, araç ticareti yapan
şirketler gibi mükellefler, bu binek otomobilleri
kullanılmış olarak teslim ettiklerinde artık yüzde 1
değil, yüzde 18 oranında katma değer vergisi
uygulayacaklardır.
Burada problem yaratan
husus katma değer vergisi bakımından yüzde 18'lik
oranın söz konusu şirketler tarafından indirilip
indirilememesi değildir. Zira bu indirim hakkı devam
etmektedir. Fakat araç kiralama şirketleri
tarafından kiralama döneminin sonunda yapılan
satışlarda uygulanacak oran şirketler bakımından
sorun oluşturulmaktadır.
Yeni düzenlemenin
31.12.2007 tarihinden sonraki işlemlere uygulanacak
olması ne ifade etmektedir? Eğer konu bu tarihten
sonra yapılan her işleme, her satışa yüzde 18
uygulanacaktır şeklinde anlaşılırsa hukuken hatalı
sonuçlara varılacaktır. Zira 31.12.2007 tarihinden
sonraki her işlem bağımsız ve yeni bir işlem
değildir. Bu işlemlerden bazıları geçmişte başlayan
ve sonuçlarının yeni düzenlemeden sonra da sürdüğü
işlemlerdir. Taraflar araç kiralama işlemlerinde
vadeli olarak anlaştıklarında sözleşme bedelleri
mevcut hukuki düzenlemeler kapsamında oluşmaktadır.
O anda yürürlükte olan vergi oranları şartları
belirleyici en önemli hususlardan bir tanesidir. Bu
nedenle özellikle uzun süreli kiralama işlemlerinde
sözkonusu işleme başlarken geçerli hukuki durum
tarafların bundan sonraki işlem ve yatırımlarını çok
yakından etkilemektedir. Zira araç kiralama
şirketleri mevcut şartları dikkate alarak araç
stoklarını ve bütçelerini belirlemekte, kar
paylarını da yine mevcut şartlara göre tayin
etmektedirler.
Yeni oranların geçmiş
yıllarda başlayıp devam eden ilişkilere etkili
olacak şekilde uygulanması ticari yaşamı da derinden
etkileyecektir. Şirketlerin hukuken geçerli yüzde
1'lik oranı dikkate alarak yatırım yapmaları ve
işlemlerinde fiyatı buna göre belirlemeleri
karşısında bu durum bizi ilgilendirmez,
belirlemeselerdi demenin bir de anlamı yoktur.
Leasing işlemlerinin uygulamada yaratığı problemler
ve bu konuda ileri sürülen eleştirilerde doğruluk
payı vardır. Fakat bu başka bir tartışma konusudur.
Bu tartışmayı ileri sürerek oran değişikliğini
destekleyenlere neden yıllardır bu konu gündeme
geldiği halde değişiklik yapmadıklarını da sormak
gerekmektedir. Burada konuya bakarken oranların
isabetinden ziyade yeni durumun yarattığı
adaletsizlikler dikkate alınmalıdır. Şu anda mevcut
stokların ne olacağı konusu yeni oranlar konusunda
Başbakan'ın talimatıyla bir kurul oluşturulması ve
bu kurulda yer alan bakanların farklı açıklama ve
yaklaşımları sebebiyle belirsizlik sürmektedir.
Oranlar değişmeden önce
ülkemizde hukuken geçerli olan yüzde 1'lik orana
göre işlemlere başlayanlara oranı değiştirdik,
araçlarınızı yüzde 18'den satın demek yeni oranı
geçmişe etkili hale getirmektir. Bu hukuken doğru
olmadığı gibi adil de değildir. Bu açıklamalar
kapsamında yeni oranlar uygulanırken Maliye eski
kiralama işlemlerine konu olan araç stoklarına eski
oranı uygulamalıdır. Yeni oran yeni düzenlemeden
sonra stoklara girecek araçlara uygulanmalıdır. Aksi
halde sadece araç kiralama şirketlerinin değil
ekonominin de telafi edilmesi zor zararları
olacaktır.
Hakan Üzeltürk
huzelturk@superonline.com
Dünya online / 14.01.2008 |