|
Muhasebecisi olan vakıflar ve dernekler vergilenecek
mi?
Günün sözü:
"Bal arıları yok olduktan 4 yıl sonra insanlık
biter."
Einstein
Bazen çok önemsiz gibi görünen konular her şeyden
önemli olabilir
"Ayının kırk hikayesi var, hepsi de ahlat üzerine"
diye bir söz vardır.
Bu gün tamamen farklı ama doğru ve boyutları da
hakikaten haberdeki gibi ciddi ise belki de her
şeyden önemli bir konuya gözünden kaçanlar için
dikkat çekmek istedim. Aslında (verimli-yeşil)
toprak, (temiz) hava ve sudan daha önemli ne var ki.
Einstein: "Arı olmazsa bitkilerdeki döllenme
dolayısıyla bitki olmaz, insan, hayvan olmaz"
demişti.
Hırvatistan'da 5 milyon arı 48 saat içinde ölmüş.
ABD'de toplam 2,5 milyon kovandan 600.000'i aniden
boşalmış.
Türkiye'de arı nüfusu yüzde 30 azalmış.
Bilim adamları bu durumun gerekçesini bulmaya ve
önüne geçmeye çalışıyormuş.
(3 Nisan 2007 günkü gazetelerden-İnşallah gecikmiş 1
Nisan şakasıdır.)
Bilindiği üzere dernek ve vakıflar kurumlar
vergisinin konusu dışında olup, dernek ve vakıfların
iktisadi işletmeleri kurumlar vergisi
mükellefiyetine tabidir.
3 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 1
seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde hangi
hallerde faaliyetlerin iktisadi işletme sayılacağı
konusunda açıklamalara yer verilmiştir. Tebliğin 2.4
bölümünde: "...üyelerinden aidat veya bağış adı
altında topladığı ve/veya üyelerin değerlendirilmek
üzere verdikleri paralarla müstakil bir eleman
istihdamını gerektirecek boyutta menkul kıymet
alım-satım faaliyetinde bulunması ve münhasıran bu
faaliyet için eleman istihdam edilmesi ticari
organizasyonun oluştuğu anlamına gelecektir"
ifadelerine yer verilmiştir.
Tebliğdeki;
-Müstakil eleman istihdamını gerektirecek boyutta
menkul kıymet alım satım faaliyetinde bulunma ve
-Münhasıran bu faaliyet için eleman istihdam
edilmesi
kavramları oldukça tartışma yaratabilecek
kavramlardır.
Bu ifadeler nedeniyle elinde biriken fonları günlük
olarak repoda değerlendiren, devlet tahvili/Hazine
bonosu alan şirketler bu işle ilgilenecek
muhasebecileri de varsa vergilenme tehdidi ile karşı
karşıya kalabilecektir.
Oysa bilindiği üzere vakıf yönetimleri kendilerine
emanet edilen değerleri en iyi şekilde
değerlendirmekle yükümlüdürler. Aksi takdirde suç
işlemiş sayılabileceklerdir.
Dolayısıyla damlaya damlaya küçük bağışlardan
biriken tutarları o gün için getirisi en iyi
finansal araçla değerlendiriyor olmak vakıf
yönetimlerinin görevidir.
İyi yönetilip, aktif olan ve elde ettikleri bağış ve
yardımları repo vb. finansal araçlarla
değerlendiriyor olmanın vergilenmeyi gerektirecek
bir faaliyet olmadığı düşüncesindeyiz.
Mali idarenin de farklı düşünmüyor olduğu görüşünde
olmakla birlikte, tebliğdeki ifadeler nedeniyle bu
konunun ileride gereksiz sorunlara yol açmaması için
bakanlıkça açıklanmasında fayda bulunduğunu
düşünüyoruz.
MuhasebeNet.Net
Zeki Gündüz
Dünya Gazetesi /11.04.2007
MuhasebeNet.Net |
|