Yeni vergiler, eski
yergiler
Dalga dalga gelen vergiler şu anda ülkemizin gündeminde.
TBMM'nin internet sayfasından, gazetelerde yer alan
haberlerden, köşe yazılarından bunları okuyabilirsiniz.
Zaten hepsini tek tek yazmaya kalksak köşemizi uzun bir
süre buna ayırmak gerekir. Bu arada halkın tepkisini
azaltmak amacıyla çıkacak Kanun'un yürürlük tarihinde
yapılacak oynamalarla bazı yeni vergilerin yerel
seçimler sonrasına bırakılmasının da sözkonusu olduğu
belirtilmektedir. Bu durumda önce oylar sonra yeni
vergiler oyunu bir kere daha sahnelenecek demektir.
Tarih boyunca nelerden vergi alabileceğini düşünen
yüzlerce yıllık bilgi birikimine sahip insanoğlu, çoğu
zaman sadece gelir hevesinin peşinde toplumsal düşünce
ve serzenişlere değer vermeden vergiler alınmasına
tanıklık etti. Bu uğurda savaşlar, kavgalar,
ayaklanmalar, istifalar oldu. Hükümetlerin bitmesine,
yeni hükümetlerin kurulmasına tanıklık edildi.
İmparatorluklar sarsıldı, devletler yıkıldı, toplumlarda
derin ve onarılmaz yaralar açıldı. Vergiler konusunda
hik‰yeler, şiirler yazıldı. Bunların hiçbiri yeni
gelenlerin yeni vergiler almasına, halkın da yeni
sıkıntılar yaşamasına engel olmadı. Olmayacak da. Bu
nedenle toplumsal mutabakat önemlidir. Vergiyi
abartmadan, makul ölçülerde, adaleti koruyarak, hukuka
uyarak ve hepsinden önemlisi halkı düşünerek almak
gerekir.
Çağımızın dehası Mustafa Kemal Atatürk, vergiler
konusundaki hassasiyetini konunun nirengi noktasını
bulmadaki ustalığıyla ortaya koymaktadır: "Devlet
gelirlerinin artmasını, yeni vergiler konulmasından çok,
sürekli bir programla mevcut vergilerin tarh ve tahsil
yöntemlerinin ıslahında aramak lazımdır".
Bu bahsettiklerimizin her birisi ayrı bir kitaba vesile
olabilecek genişlikte. Biz sadece eşsiz dersler
çıkarılabilecek bu konuda yazılan birkaç şiiri örnek
vereceğiz. Şair Eşref, Neyzen Tevfik gibi eski ustaların
yanında Ozan Arif gibi günümüzün şairleri de var.
Bunların yanında bir de genç nesil denilebilecek Şahin
Yılmaz var. Aşağıdaki şiir ona ait. Bazen bir şiir her
şeyi daha iyi ifade edebiliyor. Kendisi de tarih boyunca
nasıl vergi alabiliriz diye düşünenlere öneriler
getirmiş.
Kaynak Paket
Nüfusumuz genç ve çocuk,
Toy vergisi almak lazım.
Biraz hıyar, biraz cacık,
Çay vergisi almak lazım.
Vergi saldık ota, sapa,
Sırada var kürek, çapa,
Oğlak, kuzu, enik, sıpa,
Tay vergisi almak lazım.
Haine övgü düzenden,
Parayla haber yazandan,
İnsan şeklinde gezenden,
Vay... vergisi almak lazım.
Zor zamanda kaçanlardan,
Boş ver deyip geçenlerden,
Hep yanlışı seçenlerden,
Oy vergisi almak lazım.
Sokaktaki danalardan,
Şuradaki analardan,
Bu veledi zinalardan,
Soy vergisi almak lazım.
Medyadaki arsızlardan,
Siyasette nursuzlardan,
Ülkedeki hırsızlardan,
Huy vergisi almak lazım.
Dadaşların ciridinden,
Vatandaşın tiridinden,
Sahte şeyh ve müridinden,
Hay vergisi almak lazım.
Durma artık olan oldu,
Yolunacak kimler kaldı,
Sokaklar ayıyla doldu,
Tüy vergisi almak lazım.
Ha gayret, bu iş olacak,
Hazine doldu dolacak,
Utanma, kim ne bilecek,
Şey vergisi almak lazım.
(www.antoloji.com)
Bir başka şair Abdurrahim Karakoç ise vergiler konusunda
milletvekillerine sesleniyor. Şiirin bir kısmı şöyle:
"Çalışa çalışa kuruyor kanım,
Vergi şeleğinden (sırtta taşınan yük) çıkıyor canım;
Sen insansın amma ben de insanım.
Yolunacak kaz belleme mebus beğ.
Görevin sırf parmak kaldırmak değil,
Biraz da milletin derdine eğil.
Meclise hürmet et, ne döv, ne dövül..
Hizmet belle, söz belleme mebus beğ."
Çok sayıda yorumda meşhur fıkrada olduğu gibi
vergilerini zamanında ödeyen ve mali durumları iyi
olmayan vatandaşlar aynı soruyu soruyor: Bunca zamandır
bütün ekonomik zorluklara rağmen vergilerimizi ödedik.
Geçim derdi içerisinde yarınımızı düşünürken yeni
vergiler gelmeye başladı. Artık halkın oynama vakti
gelmedi mi?
Bu sorunun cevabını bilemem. Ama fıkrada kral "o zaman
durum ciddi, başka vergi koymayalım" demişti.
Hakan ÜZELTÜRK
VERGİ ve HUKUK
huzelturk@superonline.com
11.03.2008 |