|
Serbest bölge hizmetleri ve KDV istisnası
Bilindiği üzere 06.02.2004
tarihi itibariyle, serbest bölgede faaliyette
bulunan mükelleflerin vergilendirme esaslarında
köklü bir değişime gidilmiş ve değişim süreci ile
birlikte vergileme alanında kimi sorular ve
sorunlarla karşılaşılmaya başlanılmıştır. Bu soru ve
sorunların kaynağı ise 06.02.2004 tarihine kadar
serbest bölgede faaliyette bulunmak üzere ruhsat
almış mükellefler ile bu tarihten sonra ruhsat almış
mükellefler arasında istisna ve muafiyet
uygulamasında farklılıklar olmasından
kaynaklanmaktadır.
Bu konuda özellikle 3218 sayılı Serbest Bölgeler
Kanunu'nun 6. maddesinde yapılan değişiklik büyük
önem arz etmektedir. Yapılan bu değişiklik ile
Serbest bölgelerin gümrük bölgesi dışında sayılması
bazı tartışma ve değerlendirmeleri de beraberinde
getirmiştir. Özellikle bu tartışmalar serbest
bölgelerde icra edilen veya serbest bölgeler
dışından bölgeye verilen hizmetlerin KDV
karşısındaki durumu noktasında yoğunlaşmaktadır.
Konu ile ilgili değerlendirmelerle kafaları daha
fazla karıştırmamak için, bu konuda Maliye
Bakanlığı'nın değerlendirmesi üzerinde durmakta
sanırız fayda olacaktır.
Bakanlık serbest bölgelerde veya serbest bölge
dışından bölgeye yapılan hizmetlerin KDV
karşısındaki durumunu, verdiği bir görüşünde aşağıda
yer aldığı şekilde belirtmiş bulunmaktadır;
"-Yurtdışından serbest bölgeye gelen veya serbest
bölgeden yurtdışına giden mallar için serbest
bölgede faaliyette bulunan firmalara verilen gümrük
müşavirliği hizmetleri katma değer vergisinden
müstesnadır.
- Serbest bölgeden yurtiçine, yurtiçinden serbest
bölgeye veya serbest bölgeler arası malların
intikali nedeniyle verilen gümrük müşavirliği
hizmetleri ise genel hükümler çerçevesinde katma
değer vergisine tabi olacaktır."
Bu değerlendirme serbest bölgelerde yapılan
hizmetlerin KDV karşısındaki durumunu yorumlamada
önemli ipuçları sağlamaktadır. Zira bakanlığın
değerlendirmesi, öncelikle serbest bölgelerin
yurtdışı olarak kabul edilmediğini ortaya
çıkarmaktadır. Serbest bölgelerin yurtdışı
sayılmamasının sonuçları, özellikle hizmetler
açısından KDVK'nın 12/2. maddesinde yer alan hizmet
istisnası hükmünün uygulanması noktasında kendisini
gösterecektir.
Bilindiği üzere
KDVK'nın 12/2. maddesinde hizmet ihracı istisnasının
koşulları iki ana esasa dayandırılmıştır;
- Hizmetler yurtdışındaki bir müşteri için yapılmış
olmalıdır.
- Hizmetten yurtdışında faydalanılmalıdır.
Bu yasal düzenleme uyarınca, serbest bölgelere
yapılan bir hizmetin KDV istisnasından yararlanması
için serbest bölgenin yurtdışı olması öncelikli
koşul olmaktadır. Ancak Serbest Bölgeler Kanunu'nun
6. maddesinde yapılan değişiklik ile serbest
bölgeler yurtdışı olarak kabul edilmediğinden, bu
bölgelere yurt içinden yapılacak tüm hizmetler
KDV'ye tabi olmak durumundadırlar. Bir başka ifade
ile, merkezi Türkiye'de bulunan mükelleflerin
serbest bölgelerdeki şube veya serbest bölge
merkezli mükelleflere Türkiye'den verilen hizmetler
genel hükümler çerçevesinde katma değer vergisine
tabi tutulmak zorundadırlar.
Konu ile ilgili bir diğer düzenleme ise yine
KDVK'nın 17/4-ı maddesinde yer almaktadır. Anılan
maddede, serbest bölgelerde verilen hizmetler
KDV'den istisna edilmişlerdir.
Bu madde ile ister Türkiye'de kurulu olsun ister
serbest bölgede faaliyette bulunulsun, eğer hizmet
serbest bölgede yapılıyorsa, verilen hizmet KDVK'nın
17/4-ı maddesi kapsamında KDV'den istisna olacaktır.
Örneğin Türkiye'de muhasebe bürosu bulunan meslek
mensupları serbest bölgede faaliyette bulunan
mükellefine sadece serbest bölge sınırları içinde
hizmet verirlerse, verilen bu hizmet KDV'den istisna
olacaktır.
Özetle belirtmek gerekirse, serbest bölgelerde
verilen hizmetlerin hizmet ihracı olarak
değerlendirilip KDV istisnasına tabi tutulması,
serbest bölgelerin yurtdışı sayılmamaları nedeniyle
mümkün değildir. Ancak merkezi Türkiye'de olsa dahi
sadece serbest bölge sınırları içinde bir hizmet
sunuluyorsa, yapılan bu hizmet KDVK'nın 17/4-ı
maddesi kapsamında KDV'den istisna olacaktır.
İ. Halil Bağdınlı / Gelirler Başkontrolörü
Dünya online / 06.03.2007
|
|