İngiltere yaptı, KDV Türkiye'de neden indirilmesin?
Kriz etkilerini
hissettirdikçe hemen hemen her birim, krizin hafif
atlatılmasını sağlamak için kendi alanında tedbirler
almaya devam ediyor.
Merkez Bankası faiz ve kurlara gerekli yerlerde
müdahalede bulunarak, firmalar büyük indirimler
yaparak, Maliye yurtdışında ve yurtiçinde bulunan
yastık altındaki varlıkları ekonomiye çekmek için af
süsü de verdiği teşvik kanunları çıkararak bu yolda
adımlar atıyor. Bankalar da şu an kredi musluğunu
kısmış olsa da eski kredileri geri çağırmayarak bu
politikalara destek oluyor. Maliye politikaları ile
ekonominin canlandırılıp canlandırılmayacağı konusu
eskiden beri bilim adamları arasında tartışma konusu
olmuş. Başta John Maynard Keynes olmak üzere birçok
bilim adamı, devletin vergi indirimi, borçlanma ve
kamu harcamaları gibi araçlarla yatırım ve tüketim
harcamalarını harekete geçirmesi gerektiğini
savunur. Böylece istihdam da sağlanmış ve işsizlik
sorununun sosyal rahatsızlıklar doğurması
engellenmiş olur. Ancak bazı bilim adamları da bu
tür teşviklerin bütçe açığına sebep olacağını ve
ileride daha büyük rahatsızlıklar doğuracağını iddia
eder.
Ancak şu an dünya ölçeğinde de ülkemizde de mali
önlemlerin ardı ardına alındığına şahit oluyoruz.
Son olarak İngiltere, yabancı kurum kazançlarının
ülkeye getirilmesini teşvik etmek için yurtdışı
kazançları vergilemekten vazgeçti. Yani bu
kazançlara vergi istisnası getirdi. Türkiye bu
teşviki Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye
Kazandırılması Kanunu ile İngiltere'den önce
uygulamaya koydu. İngiltere yurtiçi harcamaların
azalmasının önlenmesi için Katma Değer Vergisi (KDV)
indirimine gitti. Biri düşük diğeri yüksek iki oran
şeklinde uygulanan KDV'den yüksek oran yüzde
17,5'tan yüzde 15'e indirildi. İndirimli yeni oran 1
Aralık'tan 2009 yılının sonuna kadar, 13 aylık bir
dönem için uygulanacak.
Daralan ekonomiyi, toplam talebi artırarak
canlandırmak doğru yöntemlerden birisidir. Hükümet
de tüketim harcamalarının kısılmaması için bazı
tedbirler almaya çalışıyor. Kamuoyuna yansıyan
paketler birçok teşvik uygulamasını kapsıyor. Bu
teşviklerin neler olduğu ve nasıl uygulanacağına
ilişkin detayları ancak paket açıklandıktan sonra
öğrenebileceğiz. Ancak ev veya araba alanların kredi
faizlerinin bir kısmını Hazine'nin karşılaması gibi
bence amacı dışında ve suistimallere açık tedbirler
alınacağına KDV oranlarında indirime gidilmesi daha
anlamlı olabilir. Bu indirim yüzde 18 olan genel
oranın aşağıya çekilmesi, örneğin yüzde 15 şeklinde
olabileceği gibi, geliştirilmesi gereken ve
ekonominin motoru özelliğini taşıyan bazı
sektörlerin yüzde 8 olan indirimli orana alınması
şeklinde de olabilir. Bakan, vergi gelirlerinde
düşüş olacağı çekincesiyle vergi indirimine sıcak
bakmıyor. Ancak döviz kurlarındaki yükselme ithalde
alınan KDV'nin matrahını artırmış durumda. Ayrıca
ekonomide görülecek canlanma toplam talebi, bu talep
de toplam satışları artıracağından toplanan vergi
gelirlerinde bir azalma olmayacaktır.
Özellikle inşaat sektörünün canlandırılması için
konut satışlarında 150 metrekare üzerindeki
konutlardan yüzde 18 vergi alınması bu sektördeki
vergilendirmeyi ciddi manada sabote ediyor.
İnşaatçılar 150 metrekareyi aşan daireleri de küçük
göstermek ve indirimli oranda KDV sayesinde iade
almak için birçok usulsüz işleme başvuruyor.
Gayrimenkul satış harçlarıyla birlikte mesken
satışlarındaki verginin indirilmesi, hatta
kaldırılması halinde sektörün canlanacağına ve
istihdam alanları açılacağına inanıyorum. Bu arada
özellikle inşaat ve tarım sektöründe kullanılacak
akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi
yapılması da düşünülebilir.
Ahmet Yavuz
Zaman/01.12.2008 |