Vergi kaçakçılığı suçuna yeni düzenleme
Vergi kaçakçılığı suç ve cezasını
düzenleyen Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi, geçen
günlerde TBMM'de kabul edilen 5728 sayılı "Temel Ceza
Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la
yeniden düzenlendi. 5728 sayılı kanun, cumhurbaşkanının
imzasından sonra, yayımlanarak yürürlüğe girecek. 359.
maddeye ilişkin yeni düzenleme, 580 maddelik kanunun
276. maddesinde yer aldı.
Yeni düzenlemenin birçok yazımızda değindiğimiz
adaletsizlikleri gidermek veya vergi ceza hukukunun
sorunlarını çözmek gibi bir gayesi yok. Yeni
düzenlemenin kabul gerekçesi, adından da anlaşılacağı
gibi tamamen yeni Ceza Kanunu ile uyum sağlamak.
Hafif fiiller
Yeni düzenleme ile vergi kanunlarına göre tutulan veya
düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan;
defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri
yapanlara, gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle
ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlara veya
defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi
matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen
veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt
ortamlarına kaydedenlere, defter, kayıt ve belgeleri
tahrif edenlere veya gizleyenlere veya muhteviyatı
itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenlere veya bu
belgeleri kullananlara, hükmolunacak ceza bir yıldan üç
yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir. Halen mevcut
düzenlemede bu fiillerin cezası altı aydan üç yıla kadar
hapis şeklindedir.
Mevcut maddede yer alan, hükmolunan hapis cezasının para
cezasına çevrilmesinde kullanılacak ölçütü asgari ücrete
bağlı olarak belirleyen ve cezanın para cezasına
çevrilmesi halinde ertelenemeyeceğine ilişkin
düzenlemeler, yeni düzenlemede yer almamıştır.
Yeni düzenlemede hapis cezasının alt sınırı bir yıla
yükseltilmekle ve para cezasına çevirme ölçütüne yer
verilmemekle birlikte, bu cezaya bir yıl olarak (veya
hafifletici sebeplerle bir yıldan az süreyle)
hükmedilmesi halinde, Ceza Kanunu'nun 50. maddesine göre
para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi yine
mümkün olacaktır. Yeni düzenlemede paraya çevirme ölçütü
yer almadığından, çevirme Ceza Kanunu'nun 52. maddesine
göre günlüğü 20 YTL'den yapılacaktır. Paraya çevirme
ölçütü Ceza Kanunu'nda 20 ila 100 YTL olarak
gösterilmişse de hâkimin 20 YTL'den yukarısını
uygulayabilmesi ek gerekçenin bulunması koşuluna
bağlıdır.
Cezanın çevrilebileceği diğer tedbirler ise belli
sürelerle kamuda çalışma yükümlülüğü, kamunun zararını
tazmin, belli sürelerle belli eğitim kurumlarına devam
zorunluluğu, belli yerlere gitmekten yasaklanma veya
belli etkinliklere iştirakten men şeklinde
olabilmektedir.
Hapis cezasının iki yılı geçmediği hallerde, suç
failinin daha önce üç aydan fazla süreli hapis cezası
almamış olması ve mahkemede tekrar suç işlemeyeceğine
dair kanaatin oluşması koşullarına bağlı olarak
ertelenmesi de mümkündür.
Ağır fiiller
Vergi kaçakçılığı suçları kapsamında olan ve mevcut 359.
maddenin (b) fıkrasında kapsamında cezalandırılan;
defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter
sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma
veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya
suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme
veya bu belgeleri kullanma fillerine uygulanacak ceza
ise yeni düzenlemede üç yıldan beş yıla kadar hapis
cezası olarak belirlenmiştir. Bu fillere uygulanan ceza
mevcut düzenlemede on sekiz aydan üç yıla kadar hapis
şeklindedir.
Bu fillerde cezanın alt sınırı yükseltilerek,
hükmedilecek cezanın ertelenmesi yolu kapatılmıştır.
Yukarıda da aktardığım gibi, iki yıldan uzun süreli
hapis cezalarının ertelenmesi, kural olarak mümkün
değildir. Erteleme sadece fiil işlendiğinde on sekiz
yaşından küçük olanlar ile 65 yaşından büyük olanlar
için söz konusu olabilecektir. Çünkü bu grupta yer
alanlar için ertelenebilecek cezanın üst sınırı üç yıl
olarak belirlenmiştir.
Mevcut düzenlemede "belgeleri Maliye Bakanlığı ile
anlaşması olmadığı halde basanlar ile sahte olarak
basanlar veya bu belgeleri kullananlar" şeklindeki suç,
yeni düzenlemede "ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması
bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, bakanlıkla
anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek
kullananlar" şeklinde tanımlanarak on sekiz aydan üç
yıla kadar olan hapis cezası, "iki yıldan beş yıla
kadar" şekline dönüştürülmüştür.
Bu son aktardığımız düzenlemede, sahte basılmış belgeyi
kullanmada suçun oluşabilmesi için "bilme" koşulunun
aranmasının düzenlemeye eklenmesi yerindedir. Ancak aynı
ibarenin sahte olarak basılmamış, ancak içeriği yönünden
sahte belgeleri kullananlar için eklenmemiş olunması,
uygulamada bu tür sahte belgeleri kullananlarda
"sahteliği bilme koşulu"nun aranmayacağı sonucunu
doğuracaktır. Bilmeden de suç işlenebileceği sonucunu
doğuracak bu hususu, ceza hukuku ilkeleri ile
bağdaştırmak güçtür.
Cezasız kalan fiiller
Yine son aktardığımız düzenlemede suçun tanımın
değiştirilmesi, bir başka deyişle yeni metinde "sahte
olarak basanlar" ibaresine yer verilmemesi sonucunda,
"Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin sahte
belge basımlar"ı, suç olmaktan çıkartılmıştır. Böylece
bu fiil yaptırımsız hale gelmiştir.
Bu düzenlemede de "sahte basılmış belgeleri
boş/kullanılmamış olarak bulundurma" fiili boşluktadır.
Mali polis baskınlarında, bürolarda kullanılmamış sahte
fatura ciltleri ele geçirilmekte, kişilerin bu belgeleri
birilerine komisyon karşılığı düzenleyeceği açık
olmasına rağmen, "bulundurma" fiilinin suç olmaması
sebebiyle herhangi bir yaptırım uygulanamamaktadır. Bu
açık yine giderilmemiştir.
Yeni düzenlemede yanıltıcı belgenin ve sahte belgenin
tanımlarında bir değişiklik yapılmamıştır.
www.muhasebenet.net
Yeni düzenleme, kanunun 579. maddesi uyarınca, yayımı
ile birlikte yürürlüğe girecektir
Bumin Doğrusöz
Referans
31.01.2008 |