Vergi borçlusuna
yurtdışına çıkış tahdidi
Anayasanın 23'üncü maddesinde yer
alan buyruk gereği "Herkes, seyahat ve yerleşme
hürriyetine sahiptir." Söz konusu buyruğun 3. fıkrası
uyarınca seyahat hürriyeti vatandaşlık ödevi nedeniyle
sınırlanabilmektedir.
Vergi ödevi Türk anayasasında "Temel hak ve ödevler"
arasında sayılmış bulunmaktadır.
Diğer yandan vergi ödevini yerine getirmeyenler hakkında
geçmişte Pasaport Yasası'nın 22'nci maddesi dayanak
gösterilmek suretiyle uygulanan yurtdışına çıkış yasağı
Anayasa Mahkemesi'nin 18.10.2007 gün ve E. 2007/4, K.
2007/81 sayılı kararı ile anayasaya aykırı bulunarak
iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi sözü edilen iptal kararını verirken
ortaya çıkması muhtemel boşluğun giderilebilmesi için
söz konusu kararının Resmi Gazete'de yayımı tarihinden
altı ay sonra yürürlüğe girmesini öngörmüş
bulunmaktadır. Bu süre 08.6.2008 tarihinde dolmuştur.
Ortaya çıkan bu boşluğu doldurmak amacıyla 5766 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile
Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa'ya
"yurtdışı çıkış tahdidi" başlıklı 36/A maddesi eklenmiş
bulunmaktadır.
Yapılan yeni yasal düzenleme gereği olarak devlete ait
olup Vergi Usul Yasası ve Gümrük Yasası kapsamına giren
amme alacakları ile bunların zam ve cezalarını ödeme
emrinin tebliğ tarihini izleyen 7 gün içinde ödemeyen ya
da yasa hükümleri uyarınca hakkında bu alacaklar
nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınan amme borçlusunun
yurtdışına çıkışı, alacaklı tahsil dairesinin istemi
üzerine ilgili makamlarca engellenecektir.
Yapılan bu düzenleme doğrultusunda yurtdışına çıkış
tahdidi, 100 bin YTL ve üzerinde olan teminat altına
alınmamış amme alacağı için uygulanacaktır. Bakanlar
kurulu bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına
kadar indirmeye ve yeniden yasal olarak belirlenmiş
bulunan 100 bin liraya kadar çıkartmaya veya indirmeye
yetkili kılınmıştır.
Amme alacağına karşılık teminat alınması, alacağın tecil
edilmesi, borçlunun "aciz" halinin tespit edilmesi,
yargı mercilerince amme alacağının takibinin
durdurulmasına karar verilmesi veya takibin yasal olarak
durdurulması gereken hallerde yurtdışına çıkış tahdidi
(yasağı), alacaklı tahsil dairesinin istemi üzerine
ilgili makamlarca kaldırılabilecektir.
Amme borçlusu hakkında uygulanan yurtdışı çıkış tahdidi,
hastalık, iş bağlantısı gibi hallerde alacaklı tahsil
dairesinin uygun görmesi ve bildirimi üzerine ilgili
makamlarca kaldırılacaktır.
Yukarıda belirtilen her iki halde de istemde bulunma
yetkisi alacaklı konumundaki kamu kuruluşu yani vergi
borçlarında vergi dairesine aittir.
Amme Alacakları Tahsil Usulu Hakkındaki Yasa'nın
"yurtdışına çıkış tahdidi" uygulaması kapsamına yasal
düzenleme gereği olarak vergi sorumluları da
girmektedir. Söz konusu yasa maddesine göre "Amme
borçlusuyla birlikte amme alacağının ödenmesinden
sorumlu olan ve "bu yasaya göre amme borçlusu sayılan
kişiler hakkında da mevcut ilkeler çerçevesinde
yurtdışına çıkış tahdidi" uygulanacaktır. Konuya ilişkin
usul ve esasları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı'na
ait bulunmaktadır. Yeni şekliyle Yurtdışına Çıkış
Tahdidi ancak Vergi Usul Yasası ve Gümrük Vergisi Yasası
kapsamında ortaya çıkan alacaklar için
uygulanabilecektir. Diğer yandan uygulamanın
yapılabilmesi için;
* Borçluya ödeme emrinin gönderilmiş olması
* Veya borçlu hakkında ihtiyati haciz kararının alınması
gerekmektedir.
Her iki halin varlığında da borçlunun veya hakkında
ihtiyati haciz tatbik edilenin yargı yoluna başvurması
mümkün bulunmaktadır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkındaki Yasa'nın
15'inci maddesi uyarınca "haklarında ihtiyati haciz
tatbik olunanların haczin tatbiki, gıyapta yapılan
hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün
içinde alacaklı tahsil dairesi" hakkında ihtiyati haciz
nedenleri ile ilgili dava açmaları mümkündür.
Aynı şekilde söz konusu yasanın 58'inci maddesi uyarınca
kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir
borcu olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşamına
uğraması halinde tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde
alacaklı tahsil dairesi hakkında yargı yoluna
başvurabilecektir.
Diğer yandan her iki durumda da öncelikle borçluya
borçlu olduğu hususunun bildirilmesi söz konusu borcun
kesinleşmesi veya Amme Alacaklarının Tahsil Usulu
Hakkındaki Yasa'nın 13'üncü maddesinde yer alan ihtiyati
haciz uygulamasını gerekli kılacak hallerin varlığı
zorunlu olmaktadır.
Veysi Seviğ 13.06.2008 |